Turizm
-Dolmenler
-Menhirler
-Tümülüsler
-Su Kemerleri
-Sinanköy Kalıntıları (Kale, Kilise, Mağaralar) olarak sıralanabilir.
Dolmen (Lalapaşa Kapaklısı)
İlk demir çağında, M.Ö. 1200 yıllarında Kuzey Balkanlar'dan Trakya'ya göç eden bir topluluğa ait mezar anıtlardır. İri taşlardan yapılan bu tür mezar anıtlarına Batı Avrupa'dan Asya içlerine kadar çeşitli bölgelerde rastlanmaktadır. Özellikle Lalapaşa çevresinde bu çağa ait çok sayıda dolmen ve menhir (dikilitaş) bulunmaktadır. Lalapaşa Kapaklısı mezarı çevreleyen taşlı tepe, giriş bölümü, ön oda içinde mezar ve ölü armağanları ile ana oda olmak üzere dört bölümden oluşur.İlçe merkezi dışında Süleymandanişment, Vaysal, Büyünlü, Hacılar ve Doğanköy yakınlarında çok miktarda ve geniş bir alana yayılmış olarak dolmenler bulunmaktadır. Halk arasında Kapaklıkaya ve Perikızı gibi isimlerle anılmaktadırlar. Büyünlü Köyü çevresindeki dolmenler dördü bir arada, ikisi bunların doğusunda olmak üzere altı tanedir. Kaba taşlardan yapılan bu dolmenlerin yönleri kuzeye ve batıya doğrudur. Güneye bakan taş duvarların yere yakın kesimlerinde menfezleri vardır. Dördü bir arada bulunan dolmenler 12 m lik dairesel bir tümsek üzerindedir .
Trakya Dolmenleri ilk olarak 1888 yılında SKORPİL KARDEŞLER'in yayını ile dünyaya duyurulmuştur. 20. Y.Y.'ın başlarında ise Bulgar bilim adamları İVAN VELKOV ve VASİL MİKLAV yaptıkları çalışmalar sonucunda Bulgaristan, Edirne ve Kırklareli'de çok sayıda dolmen tespit etmiş ve bunları belgelemiştir.
1960 yılına kadar Türkiye'de konu hakkında hiçbir çalışma yapılmamıştır. Aynı zamanda Edirne doğumlu olan ünlü Türk arkeolog ve antropolog ORD. PROF. DR. ŞEVKET AZİZ KANSU'nun 1964-1968 yılları arasında yaptığı çalışmalarda bölgede 19 dolmen ve bir çok menhir tespit edilmiştir.
Neolitik Çağdan, Maden Çağının başlangıcına kadar olan döneme ait olan bölgedeki dolmenlerin benzerlerine Türkiye'de sadece Kars çevresinde rastlanmaktadır. Bölgedeki Dolmenleri ve Menhirleri Edirne-Lalapaşa-Büyünlü arasındaki normal vasıftaki yollardan yararlanarak görmek mümkündür.
Menhir
Menhirler toprağa dik olarak yerleştirilmiş tek blok taştan oluşur. Tarih öncesi dönemlere ait bu anıtlar, büyük ve kaba taşlardan yontularak işlenmişlerdir.Lalapaşa ve köylerinde geniş bir alana yayılmış durumda olan menhirlere İlçe Merkezi dışında Hacıdanişment, Sarıdanişment, Domurcalı, Hacılar, Küçünlü, Demirköy, Çömlekakpınar ve Doğanköy yakınlarında çok miktarda menhir örnekleri bulunmaktadır.
Günümüze gelebilmiş en büyük menhirler Hacıdanişment Köyü'ne 3 km. mesafede, Domurcalı Köy Mezarlığı'nda, Demirköy menhir alanında ve Çömlekakpınar Köyü yakınlarındaki Kırıkköy menhir alanındadır. Zaman içinde yapılan pek çok tahribata rağmen Kırıkköy'de ayakta kalabilmiş 2 m'yi aşan 15 adet menhir bulunmaktadır.
Lalapaşa menhirleri de Trakya dolmenleri gibi 1888 yılında SKORPİL Kardeşlerin, 1900'lerde İVAN VELKOV ve VASİL MİKLAV'ın ve 1960'larda ORD. PROF. DR. ŞEVKET AZİZ KANSU'nun yaptıkları çalışmalar sonucunda belgelenmiştir.
Bölgedeki Dolmenleri ve Menhirleri Edirne-Lalapaşa-Büyünlü arasındaki normal vasıftaki yollardan yararlanarak görmek mümkündür.
Tümülüs
Bir mezar odasının üzerine taş ve toprak yığarak oluşturulan yapay tepeciktir. Trakya'da 2-3 bin civarında tümülüs olduğu bilinmektedir. Edirne-Lalapaşa yolu üzerinde Hıdırağa Köyü'nün çıkışında ve Küçükdöllük köyünün girişinde birer tane tümülüs vardır. Bunların dışında Lalapaşa-Ortakçı yolu üzerinde Dokuz Tepeler mevkiinde dokuz tane tümülüs yer almaktadır.2005 yılında Çölekakpınar Köyü yakınında bulunan tümülüslerde biri açılmış, içinden bir mezar odası ve tarihi bir çok eser çıkarılmıştır. Çıkarılan eserler bugün Edirne'de sergilenmektedir.
Mimar Sinan Su Kemerleri
Kullanıldığı dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli şehri Edirne'nin su ihtiyacını karşılayan su yollarıyla, Mimar Sinan'ın Edirne'deki birçok eserinde kullandığı taş kütlelerinin çıkarıldığı taş ocakları ilçede bulunmaktadır ve görülmeye değerdir.3 su deposu ve bu depolarda toplanan suları Edirne'ye taşıyan ve yakın geçmişe kadar kullanılan su yolları; Taşlımüsellim kaynaklarından alınan ve su depolarında biriken suları, kullanıldığı dönemlerde Kavaklı ve Ortakçı Köylerindeki su kemerlerinden geçerek Sinanköy kaynaklarından gelen su ile birlikte Edirne'ye ulaşmaktaydı.