Lalapaşa turizm açısından zengin tarihi eserlere sahip bir ilçedir. Bu eserlerin başlıcaları;
-Dolmenler
-Menhirler
-Tümülüsler
-Su Kemerleri
-Sinanköy Kalıntıları (Kale, Kilise, Mağaralar) olarak sıralanabilir.

Dolmen (Lalapaşa Kapaklısı)

Dolmenİlk demir çağında, M.Ö. 1200 yıllarında Kuzey Balkanlar'dan Trakya'ya göç eden bir topluluğa ait mezar anıtlardır. İri taşlardan yapılan bu tür mezar anıtlarına Batı Avrupa'dan Asya içlerine kadar çeşitli bölgelerde rastlanmaktadır. Özellikle Lalapaşa çevresinde bu çağa ait çok sayıda dolmen ve menhir (dikilitaş) bulunmaktadır. Lalapaşa Kapaklısı mezarı çevreleyen taşlı tepe, giriş bölümü, ön oda içinde mezar ve ölü armağanları ile ana oda olmak üzere dört bölümden oluşur.

Dolmenİlçe merkezi dışında Süleymandanişment, Vaysal, Büyünlü, Hacılar ve Doğanköy yakınlarında çok miktarda ve geniş bir alana yayılmış olarak dolmenler bulunmaktadır. Halk arasında Kapaklıkaya ve Perikızı gibi isimlerle anılmaktadırlar. Büyünlü Köyü çevresindeki dolmenler dördü bir arada, ikisi bunların doğusunda olmak üzere altı tanedir. Kaba taşlardan yapılan bu dolmenlerin yönleri kuzeye ve batıya doğrudur. Güneye bakan taş duvarların yere yakın kesimlerinde menfezleri vardır. Dördü bir arada bulunan dolmenler 12 m lik dairesel bir tümsek üzerindedir .

DolmenTrakya Dolmenleri ilk olarak 1888 yılında SKORPİL KARDEŞLER'in yayını ile dünyaya duyurulmuştur. 20. Y.Y.'ın başlarında ise Bulgar bilim adamları İVAN VELKOV ve VASİL MİKLAV yaptıkları çalışmalar sonucunda Bulgaristan, Edirne ve Kırklareli'de çok sayıda dolmen tespit etmiş ve bunları belgelemiştir.

1960 yılına kadar Türkiye'de konu hakkında hiçbir çalışma yapılmamıştır. Aynı zamanda Edirne doğumlu olan ünlü Türk arkeolog ve antropolog ORD. PROF. DR. ŞEVKET AZİZ KANSU'nun 1964-1968 yılları arasında yaptığı çalışmalarda bölgede 19 dolmen ve bir çok menhir tespit edilmiştir.

Neolitik Çağdan, Maden Çağının başlangıcına kadar olan döneme ait olan bölgedeki dolmenlerin benzerlerine Türkiye'de sadece Kars çevresinde rastlanmaktadır. Bölgedeki Dolmenleri ve Menhirleri Edirne-Lalapaşa-Büyünlü arasındaki normal vasıftaki yollardan yararlanarak görmek mümkündür.

Dolmen Dolmen Dolmen Dolmen Dolmen
Dolmen Dolmen Dolmen Dolmen Dolmen
Dolmen Dolmen Dolmen

Menhir

MenhirMenhirler toprağa dik olarak yerleştirilmiş tek blok taştan oluşur. Tarih öncesi dönemlere ait bu anıtlar, büyük ve kaba taşlardan yontularak işlenmişlerdir.
Lalapaşa ve köylerinde geniş bir alana yayılmış durumda olan menhirlere İlçe Merkezi dışında Hacıdanişment, Sarıdanişment, Domurcalı, Hacılar, Küçünlü, Demirköy, Çömlekakpınar ve Doğanköy yakınlarında çok miktarda menhir örnekleri bulunmaktadır.

Günümüze gelebilmiş en büyük menhirler Hacıdanişment Köyü'ne 3 km. mesafede, Domurcalı Köy Mezarlığı'nda, Demirköy menhir alanında ve Çömlekakpınar Köyü yakınlarındaki Kırıkköy menhir alanındadır. Zaman içinde yapılan pek çok tahribata rağmen Kırıkköy'de ayakta kalabilmiş 2 m'yi aşan 15 adet menhir bulunmaktadır.

Lalapaşa menhirleri de Trakya dolmenleri gibi 1888 yılında SKORPİL Kardeşlerin, 1900'lerde İVAN VELKOV ve VASİL MİKLAV'ın ve 1960'larda ORD. PROF. DR. ŞEVKET AZİZ KANSU'nun yaptıkları çalışmalar sonucunda belgelenmiştir.

Bölgedeki Dolmenleri ve Menhirleri Edirne-Lalapaşa-Büyünlü arasındaki normal vasıftaki yollardan yararlanarak görmek mümkündür.
Menhir Menhir Menhir Menhir Menhir

Tümülüs

TümülüsBir mezar odasının üzerine taş ve toprak yığarak oluşturulan yapay tepeciktir. Trakya'da 2-3 bin civarında tümülüs olduğu bilinmektedir. Edirne-Lalapaşa yolu üzerinde Hıdırağa Köyü'nün çıkışında ve Küçükdöllük köyünün girişinde birer tane tümülüs vardır. Bunların dışında Lalapaşa-Ortakçı yolu üzerinde Dokuz Tepeler mevkiinde dokuz tane tümülüs yer almaktadır.

2005 yılında Çölekakpınar Köyü yakınında bulunan tümülüslerde biri açılmış, içinden bir mezar odası ve tarihi bir çok eser çıkarılmıştır. Çıkarılan eserler bugün Edirne'de sergilenmektedir.

Tümülüs Tümülüs Tümülüs Tümülüs Tümülüs

Mimar Sinan Su Kemerleri

Su KemeriKullanıldığı dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli şehri Edirne'nin su ihtiyacını karşılayan su yollarıyla, Mimar Sinan'ın Edirne'deki birçok eserinde kullandığı taş kütlelerinin çıkarıldığı taş ocakları ilçede bulunmaktadır ve görülmeye değerdir.

3 su deposu ve bu depolarda toplanan suları Edirne'ye taşıyan ve yakın geçmişe kadar kullanılan su yolları; Taşlımüsellim kaynaklarından alınan ve su depolarında biriken suları, kullanıldığı dönemlerde Kavaklı ve Ortakçı Köylerindeki su kemerlerinden geçerek Sinanköy kaynaklarından gelen su ile birlikte Edirne'ye ulaşmaktaydı.

Su Kemeri Su Kemeri Su Kuyusu Su Kuyusu

Sinanköy Kalıntıları (Kale, Kilise, Mağaralar)

Sinanköy Kalesi

Sinanköy KalesiLalapaşa dan Edirne ye giderken Sinanköyün doğusunda bulunan Tarihi Kalenin mutlaka görülmesi gerekir. Bir tepe üzerinde yer alan ve kalın sur parçaları ile devrinde oldukça görkemli olduğu kanısı uyanan bu kalenin tepenin altına açılan kaçış yollan bugün yarı yarıya kapanmış durumdadır.

Sinanköy Kalesi Sinanköy Kalesi Sinanköy Kalesi Sinanköy Kalesi
Sinanköy Kalesi Sinanköy Kalesi Sinanköy Kalesi  

Tarihi Kilise

Bizans'tan kalmadır. Tarihi kalenin batı yönünde adeta kale ile bütünleşmiş bir görüntüdedir. Mağara biçimindedir ve Tepeye oyulmuştur. Tavanlarında bulunan tasvirler ve dini motifler bütünüyle günümüze kadar gelememiştir.

Mağaralar

Sinanköy'deki mağaralar Orta Asyalı Lüvitler'e aittir. 0 zaman için barınak olarak kullanılmış ve çeşitli dönemlerde de sığınak, barınak ve savunma amaçlı kullanılmıştır. Günümüzde de halk tarafından değişik amaçla kullanılmaktadır.

Yağlı Tohumlar KooperatifiSüloğlu ilçesi ayçiçeği, buğday ve hayvan ürünleri üretiminde önemli bir potansiyele sahiptir. Son dönemlerde ithalatın etkisi ile hayvan sayısı azalmasına rağmen hem büyükbaş hem de küçükbaşta üretim miktarı ilçe için önemli bir boyuttadır. Bu avantajlarına rağmen ilçe sakinlerinin tarımsal ürünlerin satışından elde ettiği gelir sınırlı kalmaktadır. Ürünlerin pazarlanmasına yönelik kooperatifleşme, birlikte pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi gibi çalışmalar ilçe sakinlerinin gelirlerini arttırmaya önemli katkılar sağlayacaktır.

Süloğlu’na bağlı köyler hayvan varlığı ve hayvancılık kültürü gelişmiş bir bölge olmasına rağmen son dönemde hayvan ürünleri piyasasının ithalat ve diğer ekonomik nedenlerle daha rekabetçi hale gelmiş olması, bölgede hayvancılığın ve hayvan sayısının gerilemesine neden olmuştur. Oysa ki hastalıktan sari bir bölge olması ve hayvan ürünlerindeki yüksek kalitesi ile bilinen bu bölgede hayvancılık en önemli gelir kaynaklarından bir tanesidir.

Süloğlu’nda bulunan göletler önemli yer üstü su kaynaklarıdır. Zengin su kaynakları bulunmasına rağmen ilçe tarım arazilerinin görece küçük bir bölümünde sulu tarım yapılmaktadır. Bölgede kurulan Edirne OSB’nin geliştirilmesi çabaları ve büyük şehirlerin içme sularının karşılanması gibi olgular tarım için de önem arz eden su kaynaklarının ve suyun farklı alanlarda kullanımı tercihinin doğru yapılmasının önemini arttırmaktadır.

Organize Sanayi Bölgesiİlçenin tek sanayi kuruluşu olan Küküler yakınındaki Kıvanç Kimya tesislerinde; ASBEST içermeyen yüksek ısıya dayanıklı malzemelerin üretimi, izolasyon malzemeleri, koruyucu elbise, koruyucu baret, koruyucu çizme ve eldiven, alev almaz ceket ve pantolonlar, alüminize elbiseler, koruyucu örme başlıklar, alev taşımaz yağmurluklar, endüstriyel tip ceket, pantolon ve tulumlar, yangın battaniyeleri, kaynak perdeleri, bomba battaniyeleri, arama ve kurtarma amaçlı termal görüntüleyici kameralar üretilmektedir. Bunların yanı sıra bölgeye özgü ve başta Selimiye Camii olmak üzere birçok tarihi yapıda kullanılmış olan ve Mimar Sinan taşı olarak da bilinen eosen bazlı 'doğal taşın' (musselstone) üretimi ve dağıtımı da yapılmaktadır. Ayrıca Kıvanç Kimya Madencilik tarafından Süloğlu’ndaki maden sahalarından çıkarttığı kumu mevcut modern yıkama-eleme tesislerinde işleyerek yapı kimyasalları, CEN standart kumu, sığınak kumu, patinaj kumu, çim ve halı saha kumu, kumlama kumu, sanayi kumu ve içme suyu ile endüstriyel atık, su arıtma tesislerinin ihtiyacı olan filtre kumu ve çakılı üretilmektedir.

İlçenin Domurcalı Köyü civarında 107 hektarlık alanda Edirne Organize Sanayi Bölgesi kurma çalışmaları tamamlanmış olup, Kapıkule, Hamzabeyli, Pazarkule ve İpsala Sınır kapılarına yakın olması, Avrupa Birliğine komşu olma şansı, anayol ve bağlantılarına kolay ulaşım, ucuz sanayi parselleri, özel amaçlı bölgeler kapsamındaki teşviklerden yararlanma imkanı, KOSGEB tarafından altyapı ve üst yapı desteği, yörede doğal gazın bulunması gibi avantajlar bölgeye yatırım yapacak işadamlarına büyük imkanlar sağlayacaktır.

Bunun yanı sıra ilçede daha çok tarımsal araç üretimine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bunların içinde en önemlisi kabak çekirdeği ayırma makinesidir. Üretilen makineler yurt içinde satıldığı gibi yurt dışında da Yunanistan, Romanya, Bulgaristan ve Ukrayna gibi ülkelere ihraç edilmektedir.

Organize Sanayi BölgesiSüloğlu çevresinde yapılan araştırmaların sonunda yörede zengin doğal gaz rezervlerine rastlanıldı. Bunun üzerine PEMI arama ve üretim şirketince doğal gaz araması yapıldı. Sonuçta 6 adet kuyu üretim aşamasına getirilmiş ve kuyu testleri yapılmıştır. Buna göre günlük üretimin şu anda 10-12 milyon SCF olacağı belirtilmektedir. Bunlara ilaveten arama ve sondaj çalışmalarının sürdürüldüğü, 8 kuyunun daha açılacağı belirtilmekte olup yörede çıkarılacak doğal gazın Türkiye ekonomisine büyük katkısı olacağı öngörülmektedir.

İlçe yer altı zenginlik kaynakları bakımından fazla olmamakla birlikte Geçkinli Köyü yakınlarında Linyit kömürü, Süloğlu yakınlarında Kuvars ve Süloğlu Aktaşlar yöresinde Mermer madeni bulunmaktadır.

İlçe merkezi ve bağlı köylerdeki sakinlerinin tarım ve hayvancılık konusunda önemli bir tecrübesi bulunmaktadır. Ancak ilçede ticaretin ve sınai üretimin istenilen düzeyde bulunmaması nedeni ile insan gücünün bu konuda tecrübe eksikliği bulunmaktadır. Bunlara bağlı olarak ta hizmet sektörü istenilen düzeyde gelişmemiştir. Edirne OSB’nin gelişmesi ile ortaya çıkacak canlılıktan ilçe sakinlerinin yeterince istifade etmesi için gerekli tedbirler alınmalı, ve özellikle Halk Eğitim Merkezi ve diğer eğitim kuruluşlarının halka açık meslek edindirme kurslarını ve eğitimlerini arttırmaları gerekmektedir.

Süloğlu şu anki hali ile tarım yatırımlarının yoğun olduğu ancak ticari ve sınai yatırımlarının istenilen düzeyde olmadığı bir ilçedir. İlçenin sosyal alanlar ile ilgili eksiklikleri bulunmaktadır. Edirne OSB’nin gelişimi ve Edirne’ye yakınlığı ilçenin gelişimi için olumlu avantajlar yaratabilecektir. Bu fırsatlar değerlendirilerek ilçede yan sanayi kuruluşları, hizmet sektörü ve tarım ve sanayii ile ilgili ticari hizmetler geliştirilebilir. Tarımsal alanda sulama imkanları arttırılması ile tarımsal üretimden elde edilen verim yüksek seviyelere getirilebilecektir.

Edirne Organize Sanayi Bölgesi

Organize Sanayi BölgesiEdirne Organize Sanayi Bölgesi kurma çalışmaları 1994 yılında Müteşebbis Heyet kurulması ile başlamış olup, toplam olarak 260 hektarlık alandan oluşan; 107 hektarlık imarlı kısmında Edirne Organize Sanayi Bölgesinde 589.731,31 m² alana sahip 41 adet çeşitli büyüklükte sanayi parseli bulunmaktadır. Bölge Karma OSB olup Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca belirlenen çeşitli konularda üretime izin verilmektedir.

Edirne OSB’nin ilçe sınırları içinde kurulmuş olması ilçeye istihdam imkanları ve hatta yeni girişim imkanları ile bir gelişim açma potansiyeline sahip olmasına rağmen yol ve diğer fiziki altyapısı tam yeterli olmayan bölgenin çevresi üzerinde önemli bir baskı yaratabilecektir. Edirne OSB’nin gelişimi katılımcı bir yöntemle bölge halkı ve çevre etkileri göz önüne alınarak sağlanmalıdır

  • Edirne'den bölgeye ulaşım iki ilçe üzerinden mümkündür.
  • Edirne Şehir Merkezi Lalapaşa Bölgesi Arası 34 km
  • Edirne Şehir Merkezi Süloğlu Bölge Arası 44 km
  • Otobandan bölgeye uzaklık Lalapaşa üzerinden 32 km
  • Otobandan bölgeye uzaklık Süloğlu üzerinden 30 km
  • Bölgenin Hamzabeyli Sınır kapısına uzaklığı (Bulgaristan) 25 km
  • Bölgenin Kapıkule Sınır Kapısına uzaklığı (Bulgaristan) 54 km
  • Bölgenin Pazarkule Sınır kapısına uzaklığı (Yunanistan) 51 km
  • Bölgenin İpsala Sınır kapısına uzaklığı (Yunanistan) 152 km
  • Bölgenin İstanbul Limanına uzaklığı 242 km


Organize Sanayi Bölgesi Organize Sanayi Bölgesi Organize Sanayi Bölgesi Organize Sanayi Bölgesi Organize Sanayi Bölgesi

Muhittin Baba TürbesiTüm Trakya da olduğu gibi Lalapaşa ve çevresi de tarih öncesi Trak Kavimlerinin hüküm sürdüğü ve yaşadığı bölgelerden biridir. Ne var ki bu dönemlere ait belge ve buluntular fazla değildir.
En somut tarihi belge ilçedeki Dolmenlerle Menhirler olarak dikkat çekmekte ve bunlar Lalapaşa'nın tarihini Neolitik çağa kadar götürmektedir.

Beldenin Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılması 1361 yılına rastlar. Bölge I. Murat' ın komutanlarından Lala Şahin Paşa tarafından fethedilmiştir ve o tarihten bu yana Lalapaşa olarak anılmaktadır. 14. ve 15. yüzyıllarda bir dizi imar hareketine sahne olan bölgede daha sonra merkezi Hacıdanişment Köyü olan Çöke Bucağı kurulmuştur. Günümüzde ilçe merkezinin bulunduğu yer ise Paşaköy olarak anılmaktadır .

Balkan Savaşı'na kadar Çöke Bucağı' na bağlı bir köy olan Lalapaşa'nın 1912' den sonra Türk - Bulgar sınırlarında kalması yüzünden önemi artmıştır. Cumhuriyet döneminde bir süre Edirne' ye bağlı bir bucak olarak kalmış ve 1945 yılında ilçe merkezi olarak yönetimine 27 köy bağlanmıştır.

Geçkinli ŞehitliğiOsmanlılar 14. yüzyılın ikinci çeyreğinde Rumeli'ye geçtikten sonra, Türk akıncıları Şehzade Süleyman, Hacı İl Bey ve Lala Şahin Paşa komutasında fetih hareketlerine girişmişlerdir. Fethettikleri topraklara adaletli yönetim ve hürriyeti taşımaları, Süloğlu ve çevresinin de kolayca Türklerin eline geçmesini sağlamıştı. Anadolu'dan gelen Oğuz Türkleri boyundan Kocacık Yörük ve Türkmenleri Süloğlu çevresinde iskan edilmişti.

Böylece geniş araziler üzerinde kasabalar, köyler, çiftlikler kurulmuştu. Yeni kurulan bu yerleşim yerlerine büyük ailelerin reislerinin adları verilmişti. Süloğlu çiftliğinin 16. asırda kurulduğu tahmin edilmektedir. Edirne'nin Kirişhane Mahallesi'nin kurucusu Hacı Süle Çelebi'dir. Hacı Süle Çelebi 1559 Ekim ayında (Hicri 967 yılının Muharrem ayında) burada bir cami yaptırmıştı. Hacı Süle Çelebi 1568 yılında (Hicri 976) yılında vefat etmiştir. Süle köyü tımarının Süle Çelebi'ye babası Hacı Sinan'dan kaldığı anlaşılıyor. Bundan sonra oğluna kaldığı için bu yöre Süleoğlu adını almıştı. Evliya Çelebi Kırım dönüşünde, Muhittin Baba ve Sarıdanişment Köyü üzerinden Hasköy'e geldiğini yazmaktadır. Yolculuğunda Süleoğlu çiftliğinin güzelliğinden bahsetmektedir. Süleoğlu ve yöresi 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında yıkıma uğrar. Binlerce insan savaş sırasında ve sonradan meydana gelen salgın hastalıklar sonucu ölür.

Tatar TürbesiDaha sonra 93 Harbi diye anılan 1878-1879 Osmanlı-Rus savaşı sonundaysa, göçmenler yerleştirilir. Böylece iskan günümüze kadar çeşitli ülkelerden gelenler ile devam etmektedir. Yöre en acı günlerini Balkan Savaşı'nda yaşar. 1913'te esaret sona erer. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun mağlup olması üzerine, 1920'de bu defa Yunan işgaline uğrar. İşgal 22 Kasım 1922'de sona erer. Süleoğlu, Cumhuriyetin ilanından sonra 1934 yılına kadar Tatarlar nahiyesine bağlı köy; 1934 yılında Edirne'ye bağlı nahiye, 1967 yılında belediye, 1990 yılında da ilçe olmuştur. 1990 yılında TBMM'de ilçe oluşu ile ilgili kanun tasarısı görüşülürken Süleoğlu adı Süloğlu olarak değiştirildiği için, bundan sonra ismine Süloğlu denilmiştir.

Lalapaşa İlçenin kuzeyinde ve batısında Bulgaristan, doğusunda Süloğlu ilçesi ve güneyinde Edirne il merkezi yer almaktadır.

İlçenin yüzölçümü 536.788 dekar, rakımı ise 72 m olup Edirne'ye uzaklığı 27 km.dir. İlçe arazisi genelde düz olmakla birlikte Balkan (hudut) kesimleri engebelidir. Tepelerin üst kısımlarında aşınma ile oluşmuş sivri dişli granitler bulunmaktadır.

LalapaşaKış yağmurları ile beslenen dereler Tunca nehrine dökülmektedir. İlçede birçok derecik olmasına rağmen önemli bir akarsuyu yoktur.

İlçe iklimi tipik karasaldır. İlçeye düşen yıllık yağış miktarı 350-450 mm.dir.

İlçe aynı zamanda serhat bölge konumundadır. Türkiye'nin Bulgaristan ile olan sınırının 55.455 metresi Lalapaşa bölgesindedir.

Edirne-Lalapaşa-Hamzabeyli hudut devlet yolu ise ilçe sınırları içerisinden geçmektedir.

Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa
Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa
Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa
Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa
Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa
Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa
Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa
Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Aile Sağlığı Merkezi
Hamzabeyli'de Türk-Bulgar Hududu Hamzabeyli'de Türk-Bulgar Hududu Hamzabeyli'de Türk-Bulgar Hududu Kalkansöğüt'te Türk-Bulgar Hududu Kalkansöğüt'te Türk-Bulgar Hududu
Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa Lalapaşa

SüloğluSüloğlu, Lalapaşa ve Meriç ilçelerine benzer olarak Edirne Merkez'e yakın olan, tarım ve hayvancılığın ekonomik hayatı önemli ölçüde şekillendirdiği ve yine tarihi bir mirasa sahip olmasına rağmen, yeterince istifade edilememiş, sosyal ve ekonomik altyapısı eksiklikleri bulunan küçük nüfuslu bir yerleşim yeridir. İlçenin büyük baş hayvancılık ve süt üretimi konusunda göreceli olarak avantajlı olduğu görülmektedir.

Süloğluİlçede yaşayanların neredeyse tamamı, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Ayrıca, Süloğlu sınırları içinde 1994 yılında kurulmuş olan Edirne Organize Sanayi Bölgesi'nin aktif hale getirilmesi bölgeyi talep etmesinin başlaması yöre halkı için alternatif çalışma alanları sağlayacaktır.

Süloğlu ve benzer ilçeler sahip oldukları tarihi, kültürel ve doğal varlıklarının sağladığı turizm potansiyeline rağmen, sosyo-ekonomik yaşam seviyesinin göreceli gelişmemiş olması ve ilçe sakinlerinin bu konuda taleplerini çok fazla seslendirmemeleri ilçenin turizme açılması konusunda zorluklar yaratmaktadır.

İlçe, Edirne ilinin kuzey yarısında ve Lalapaşa yaylası üzerinde bulunmaktadır. Doğuda Kırklareli ili, batıda Edirne merkez ilçesi, kuzeyde Lalapaşa ve güneyde Havsa ilçesiyle komşudur. Yüzölçümü, 250 km2 kadardır. Bu bakımdan, Edirne'nin dokuzuncu ilçesidir.

SüloğluSüloğlu ilçesi kırsal yaşam kültürünün egemen olduğu, buğday ve ayçiçeği üretiminin yanı sıra hayvancılık konusunda önemli bir insan kaynağına, sulama imkanlarına, araziye ve tecrübeye sahip bir yerleşim yeridir. Gezici arıcıların uğrak yerlerinden biri olan ve “Arıların Kanadındaki Umut” projesinin gerçekleştirildiği ilçe ayçiçekleri ve faunası ile arıcılık konusunda bir potansiyele sahiptir. Ayrıca gelişme potansiyeline sahip olan Edirne OSB’nin ilçe sınırları içinde yer alması ilçenin kimliğini belirleyen unsurlardan bir tanesidir.

Karasal iklime sahiptir. Yazlar sıcak ve kurak kışlar soğuk ve yağışlıdır. Bölge arazisi dalgalı bir yapıya sahip olmakla birlikte tarımı olumsuz yönde etkilememektedir. Önemli yükseltisi, ovası, akarsuyu bulunmamakla birlikte, küçük akarsular üzerine kurulan göletler ilçe tarımını olumlu yönde etkilemektedir.

SüloğluSüloğlu’nda bulunan göletler önemli yer üstü su kaynaklarıdır. Zengin su kaynakları bulunmasına rağmen ilçe tarım arazilerinin görece küçük bir bölümünde sulu tarım yapılmaktadır. Bölgede kurulan Edirne OSB’nin geliştirilmesi çabaları ve büyük şehirlerin içme sularının karşılanması gibi olgular tarım için de önem arz eden su kaynaklarının ve suyun farklı alanlarda kullanımı tercihinin doğru yapılmasının önemini arttırmaktadır.

İlçenin nüfusu, 7.823'tür. Süloğlu nüfus bakımından, Edirne'nin sekizinci ilçesidir. Halkı, tarım ve hayvancılıkla geçinir. İlçede çeşitli tahıllar, endüstri bitkileri, meyveler, küçük ve büyük baş hayvanlar yetiştirilir. Arıcılık da gelişmeye başlamıştır. Linyit ve taşocağı bulunur, iyi cins kireç yapılır. Endüstri gelişmemiştir. Ulaşım durumu iyidir. Cuma günleri pazar, Ağustos ayında panayır kurulur.

BelediyeSüloğlu ilçesi ayçiçeği, buğday ve hayvan ürünleri üretiminde önemli bir potansiyele sahiptir. Son dönemlerde ithalatın etkisi ile hayvan sayısı azalmasına rağmen hem büyükbaş hem de küçükbaşta üretim miktarı ilçe için önemli bir boyuttadır. Bu avantajlarına rağmen ilçe sakinlerinin tarımsal ürünlerin satışından elde ettiği gelir sınırlı kalmaktadır. Ürünlerin pazarlanmasına yönelik kooperatifleşme, birlikte pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi gibi çalışmalar ilçe sakinlerinin gelirlerini arttırmaya önemli katkılar sağlayacaktır.

SüloğluSüloğlu ve çevresi eski çağlardan beri önemli uygarlıklara beşiklik etmiştir. Bu dönemlere ait Keramettin, Tatarlar ve Domurcalı köyleri arasındaki yörede, tarih öncesi döneme ait ilk anıtsal mezar örneklerinden Menhir ve Dolmenler bulunmaktadır. Geçkinli ve Küküler Köyleri civarında Trak dönemine ait mezarlar olan Tümülüsler yer alır. Yine Tatarlar Köyü civarında anıt niteliğinde Tatar Türbesi bulunmaktadır. Balkan Savaşları’nın yoğun olarak geçtiği Geçkinli Köyü’nde Balkan Şehitleri Abidesi yer alır. Süloğlu’nun tarihte Tekirdağ Limanı ile Orta Avrupa arasında önemli ticaret yollarının geçtiği bir güzergah üzerinde bulunması da önemini arttırmıştır. İlçe turizm bakımından fazla gelişmemiştir. Süloğlu Barajı ve parkı ile Küküler Korusu yaz mevsiminde önemli mesire yerleridir. İlçede bulunan Süloğlu Barajı ile Keramettin, Sülecik ve Geçkinli Göletleri yöresel turizmin gelişmesine katkıda bulunmaktadır.

Belediye Süloğlu Süloğlu Süloğlu Süloğlu
Süloğlu Süloğlu Süloğlu Süloğlu Süloğlu
Süloğlu Süloğlu   Süloğlu Süloğlu
Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.