3370 sayılı, 1955 tarihli Yunan Vatandaşlık Kanunu'nun 19. maddesi, Yunan hükümetlerinin bölgedeki etnik kompozisyonu Yunanlılar lehine değiştirmek için kullandığı en önemli silahlardan birisi olmuştur. Aslında bu madde, Yunan Anayasası'nın 1. ve 2. maddeleri ile Lozan Anlaşması'nın Yunanlılar ve Yunanlı olmayanlar arasındaki ayrımı yasaklayan 40. maddesine aykırıdır.

19. madde çerçevesinde, Yunanistan'ı geri dönme amacı olmadan terk ettiği Yunanlı makamlarca takdir edilen Yunan asıllı olmayan kişiler Yunan vatandaşlığından çıkarılmışlardır. Bu aynı şekilde etnik olarak Yunan olmayıp yurt dışında doğan ve orada yetişen kişilere de uygulanmıştır. Bu yasaya göre 18 yaşın altındaki bir çocuk da, eğer ebeveynleri tabiiyetlerini kaybettiyse, vatandaşlıktan çıkarılabilecektir. Bu durumlarda karar mercii, Ulusal Konseye danıştıktan sonra, İçişleri Bakanlığı'dır. Yunan mercilerinin bir insanın ülkeyi terk etmeyi amaçladığını hangi kriterlere göre belirledikleri de ayrı bir tartışma konusudur. Amaç, son derece açık olarak "Batı Trakya Türk azınlığının sayısını mümkün olduğu kadar azaltmak" tır.

Polisin, Vatandaşlık Müdürlüğü'nü bir kişinin veya ailenin uzun bir süreliğine ülkeyi terk ettiği konusunda bilgilendirmesi vatandaşlıktan çıkarılma sürecinde ilk aşamayı teşkil etmiştir. Bireyi bu süreçten ve yapılan işlemlerden haberdar etmek ve vatandaşlığını kaybedebileceğini bildirmek zorunlu olmadığı için, azınlık mensupları sonucu iş işten geçtikten sonra öğrenmişler ve Yunan idaresine başvurma süresi olan iki ayı kaçırmışlardır.

Ülke dışına çıkması nedeniyle vatandaşlık hakkını kaybetme rizikosu nedeniyle azınlık mensuplarının dolaşım özgürlükleri de doğal olarak kısıtlanmıştır.

1985 yılından sonra ise çoğunluğu okuma-yazma bilmeyen azınlık mensuplarının pasaportlarında bulunan "dönüş dahil, birden fazla seyahat (çıkış) için geçerlidir" ibaresinin "dönüş dahil" sözcükleri karalanarak, azınlığın dönüşlerinde Yunanistan'a sokulmalarının engellenmesi, sonra da 19. maddeden vatandaşlıktan atılması vakalarına da rastlanmıştır.

Bu pasaport uygulamaları, "Kimse, yurttaşı olduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamaz" diyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4 numaralı protokolünün 3. maddesinin 2. fıkrasına açıkça aykırıdır.

Yunanistan'da askerlik görevini ifade etmekte iken ya da bebekken vatandaşlıklarını kaybetmelerine neden olan bu tartışmalı kanun Haziran 1998'de kaldırılmış, ancak bu zamana kadar yapılan uygulamalar ve alınan kararların geriye işlemeyeceği hükmü kapsamında 60.000 Yunan tabiiyetindeki Türk azınlık mensubunun mağduriyetlerine çözüm bulunamamıştır.

Ocak 1998'de Helsinki İzleme Komitesi, diğer insan hakları kuruluşları ve azınlık liderlerinin baskıları sonucunda Hükümet, 150 haymatlosa bazı kişisel haklardan yararlanma ve yurt dışına seyahat edebilme olanağı veren kimlik belgelerini vermiştir. Ancak, bilahare Hükümet, Birleşmiş Milletler Vatansız Kişilerin Statüleri ile ilgili sözleşmeyi açıkça ihlal ederek diğer vatansızlara bu belgeleri vermeyi reddetmiştir. Tüm bunlar, Yunanistan'ın geri adım atmasının nedeninin duyarlı bir yaklaşımdan ziyade dış dünyanın baskısı olduğunu göstermektedir.

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.