Sitemizin tüm altyapısı yenilenmektedir. Sitemize özel olarak sıfırdan yazılan yerli ve milli yazılımımızla yerlilik oranı %60 seviyesinde olan yepyeni sitemizle karşınızda olacağız. Daha kullanıcı dostu, daha ayrıntılı ve özelleştirilebilir bir yapıya kavuşacaktır. Ayrıca Trakyamız hakkındaki bilgileri yıllara göre arşivlenmiş bir şekilde sunacağız. Böylece geriye dönük tüm bilgilere ulaşabilecek ve bu konularda araştırma yapanlara yardımcı olmuş olacağız.
Yunanistan'ın dokuz coğrafi bölgesinden biri olan Batı Trakya, doğuda Meriç Nehri ile Türkiye'den, batıda Mesta-Karasu Nehri ile Makedonya'dan ayrılmıştır...
2000 yılı itibariyle Türkiye'de faaliyete geçen şirketimiz gerek iç piyasadan,gerek ithal olarak tedarik ettiği yağlı tohumları sektörün ihtiyacına uygun olarak işlemekte ve dağıtımını gerçekleştirmekte ayrıca, pirinç, mısır ...
Trakya Döküm dünya standartlarında, ISO/TS 16949 belgeli otomotiv, beyaz eşya, hidrolik, demiryolu, inşaat ve diğer sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik, sfero, gri ve temper dökme demirden mamul ham ve işlenmiş parça üretimi yapan bir ...
Şişecam Cam Ev Eşyası Grubu, Şişecam Topluluğu’nun en eski kuruluşu olan Paşabahçe Cam’ın öncülüğünde cam ev eşyası tasarım, üretim ve satışı; zincir ihtisas mağazacılığı ve kâğıt-karton ambalaj üretimi ...
Şişecam Topluluğu’nun düzcam alanındaki faaliyetlerini yürüten Trakya Cam, Türkiye düzcam pazarının lideri ve bölgemiz düzcam pazarının öncü kuruluşudur. Üretim kapasitesi itibariyle kendi alanında dünyada 5’inci ve ...
8 Ekim 1912-30 Mayıs 1913'te Bulgaristan Krallığı, Sırbistan Krallığı, Yunanistan Krallığı ve Karadağ Krallığı'ndan oluşan Balkan Birliğinin Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği savaştır...
2. Balkan Savaşı, Osmanlı Devleti ve Balkan devletleri arasında Balkan toprakları paylaşımı konusunda çıkan anlaşmazlık sebebiyle patlayan, Balkan Savaşları olarak bilinen savaşların ikincisidir...
I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914'de başlayan ve 11 Kasım 1918'de sona eren Avrupa merkezli küresel savaştır. II. Dünya Savaşı'na dek Dünya Savaşı veya Büyük Savaş olarak adlandırılmıştır...
Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir...
Vatandaşlar aileleriyle birlikte Çorlu’da rağbet gören bir mesire alanı haline gelen Gölbaşı Parkı’na giderek piknik yapıyor. Doğal bir ortamda vakit geçirmek isteyen Çorlulular piknik alanları, kamelyaları, spor alanları ve ahşap iskelelerini dolduruyor.
Köy kadınlarının kendilerine mahsus eğlencelerindendir. Sedenka kelimesi Bulgarcadan geçmiştir. Sedenka üç çeşit yapılmaktadır. Birincisi konu komşunun toplandığı bir gecedir. Bir nevi yardımlaşmadır. Bulgur çekilir, pazı açılır, sohbet edilir. Kızlar darbuka çalıp şarkı söylerler. Özellikle kabak ve mısır yenilir. İkincisi söz kesimi için toplanıldığında kızın ailesinden söz alınırsa damat adayına kızdan alınan mendil götürülür. Eğlence yapılır. Üçüncüsü ise harman zamanı yapılan sedenkadır. Ayçiçeği veya mısır dövülüp soyulurken toplanılır.
Kolada Gecesi
Kış yarısına 28 gün kala yapılır. Bir çok köylerde l8 Ocak gecesi yapılır. O akşam her evde kabak pişirilir. Büyükler kabak yemeyen evin kaçaklarını karakaçanlar sırtına biner diye korkuturlar. O gece fala bakmak adettir. Kolada gecesi kabak pişmeyen evde domuz eti pişeceği inancı yaygındır.
Delimolu
Bayram geceleri on, on beş yaş arası erkek çocuklar köydeki bütün evleri gezerek para, hediye ve yiyecek toplarlar. Bu gezmede çocuklar ev sahiplerini dışarıya çıkarmak için maniler söylerler. Hediye vermeyen olursa
Ak taş kara taş, Vermeyen kurtsuz baş, Diyerek kızdırırlar.
Cemal (Cemel)
Köylerde mahsul ekimi sonunda bol ve bereketli ürün dileğiyle tertiplenir. Köy gençleri pösteki ve minderlerde deve kılığına girerler. Bellerine ve diğer kısımlarına çanlar takarlar. Gizli olarak tertiplenen bu eğlence gece yapılır. Gençler cemali bağrışa çağrışa ev ev dolaşırlar. Her evden para veya buğday alırlar. Vermemekte ısrar edenleri o gece uyutmazlar. İki ayrı köy cemalleri karşılaşınca kan şarttır. Çok kez kavgaların ölümle sonuçlandığı görülmüştür. Bazı köylerde cemal mezarlıklarına rastlanır. Tekirdağ'ın 10 km. dışındaki Kaynarca çeşmesi yanında bile bir cemal mezarlığı vardır. Bu mezarlıkta, çarpışarak ölen Güveçli Köyü ile Nusratlı Köyü cemalleri yatmaktadır. Aynı şekilde Ferhadanlı köyünde de bir cemal mezarlığı vardır.
Tavuk Gecesi
Senenin belli günlerinde tavuk geceleri düzenlenir. Tavuk gecesinde komşular birbirlerini çağırıp mısır pişirirler. Kimin çok misafiri gelirse o sene o evin tavuğunun çok olacağına inanılır. Diğer bir inanca göre de tavuk gecesinin sabahı ilk olarak kapıyı kadın açarsa o sene evin bütün civcivleri tavuk, erkek açarsa horoz olacağı inancı yaygındır.
Örfene
Hafta veya on beş günde bir yapılır. Lokma yapılıp kabak pişirilir. Kış eğlencelerindendir. Maniler, türküler söylenir. Kadınlar arasında olur.
Bocuk Gecesi
Bu adet Hıristiyan adetidir. Balkanlardan gelen muhacirler bu adeti getirmişlerdir. Bocuk gecelerinde toplanır, mısır, kabak pişirilip yenilir eğlenilir. Eski Kasımın sekizinden altmış bir gün sonra olan bu gece de Hıristiyanlar besledikleri domuzları öldürürlermiş. Bocuk gecesi, önceden yapılan baklava dama konurmuş. İnanışa göre bocuk dede gelecek ve baklavanın kenarından yiyecekmiş. Bocuk dedenin baklavayı yemesi için üç defa: - Al Bocuk dede saralia (Baklava) diye seslenirlermiş.
Kırk Uçurma
Bebek otuz yedi günlük olunca bir bakır su ısıtılır. Kaymamış suyun içine bir altın atılır. Bir yumurtanın tepesi delinip içi çıkarılır. Sonra bu tepesi delik yumurtanın içine su doldurularak, bakırdaki suyun içine kırk kez boşaltılır.
Kırkı kırkladım Kırkbirinde pakladım.
deyip bebek o su ile yıkanır. Bebeğin annesi de aynı şekilde yapılan sudan yıkanır. Akşam üzeri veya öğleden sonra bebek uzak yerlere gezmeğe götürülür. Uzak yerlere gidince bebeğin sesinin güzel olacağı inancı yaygındır.
Dil Değdirme
Hastalıklı olan kimselere kefaret için yapılır. Bu kefaret şöyle yapılmaktadır. Bir tasa su doldurulur. Bu tas içindeki su okunur. Sonra tastaki okunan suya kırk bir kişinin dili değdirilir. Yanlışlık olmasın diye her dilini değdiren suyun içine bir mısır tanesi atar. Kırk bir kişi dil değdirdikten sonra mısırlar çıkartılır. Hasta olan kişi bu su ile yıkanır.
Adım Peksimeti - Çöreği
Henüz adım atmaya başlayan çocuklar için yapılan bir adettir. Çocuk adım atmağa başladığı zaman annesi çevrede geçerli ne ise, peksimet, çörek yada susamlı, nohutlu küçük ekmekler yapar. Yapılan peksimetlerden birinin içine para koyarlar. Bu peksimetler komşulara dağıtılır. İçinde para olan peksimet kime çıkarsa o çocuğa bir hediye alır. Bazı yerlerde buna adım çöreği, adım turtası, adım papası da denmektedir. Yapılmazsa çocuğun düzgün yürüyemeyeceğine inanılır.
Diş Buğdayı
Yeni dişleri çıkmaya başlayan bebekler için yapılır. Buğday kaynatılır. Gece komşular çağrılır. Bir çok ikramlarda bulunulur. Bunların yanı sıra kaynamış buğdaylar tabak tabak ikram edilir. Tabağa konan buğdayların birine para konur. Para kimin tabağında çıkarsa, o bebeğe hediye alır. Otuz iki tane buğday ipe dizilir. ipe dizilmiş buğdaylar bebeğin omzuna asılır. Bebeğin omzundaki buğdayı görenler bir tane kırıp başından aşağı atar. İnanışa göre bu adet yapılırsa bebeğin dişleri sağlam olurmuş.
Gelin Orucu
Düğün adetlerindendir. Gelin adayı düğünden bir gün önce oruç tutar.
Bağ Bozumu
Eylülde üzümler toplanacak hale gelince konu komşu toplanarak bağlara gidilir. Yemekler yenir, eğlenilir. Bağdaki üzümler toplanır.
Sandık Kalkmaz
Gelin çeyizini almağa gelen erkek tarafı çeyizi götüreceği zaman, kız tarafından bir çocuk sandığın üzerine oturur. Gerekli bahşişi almayan çocuk kalkmaz. istediği para verilince çeyiz gider.
Yağmur Çöreği
Yağmur yağmadığı zaman meydanda ateş yakılır. Saçta pişirilen çörekler fakirlere dağıtılır.
Mart İpliği
Genç kızlar Mart ayında ellerine kırmızı ve beyaz renkli ip bağlarlar. Bu ipi bir ay çıkarmazlar. Sonra bir taşın altına koyarlar. Taş kaldırıldığında karınca görülürse, gideceği yerin zengin olacağına ait bir inanç vardır.
Meci (İmece)
Bir komşunun diğer komşuları yardıma çağırmasıdır. Koyun yapağılarının temizlenmesi, mısır soyulması için yardım edilir. Ev sahibi ikramlarda bulunur. Geceyi sohbet ederek, türkü, mani söyleyerek eğlenceli bir şekilde geçirirler.
Kiraz Eğlenceleri
Kiraz zamanı bağı olanlar bağlarına, bağı olmayanlar ise ağaçlık yerlere kirazları ile giderler, yemek yiyip eğlenirler. Bağlarda salıncak kurulur. Türküler maniler söyleyerek eğlenceler yapılır. çocuklar kirazdan küpeler yapıp, birbirlerine kirazla boyayıp şakalaşırlar. Bu eğlenceler son senelerde kiraz festivaline dönüştürülmüştür. Tekirdağ Kiraz Festivali, her yıl artan bir ilgiyle izlenmektedir.
TEKİRDAĞ KİRAZ FESTİVALİ
Kiraz Yaylası
Şu gördüklerin Kiraz ağaçlarıdır Ki, böyle çıplak kalmazlar Günü gelir uzun olur yeşilin ömrü Zannedersin solmazlar. Bizim buralarda Kiraza çıkmayan kızı almazlar.
Arif Nihat Asya
Tekirdağ denilince akla hiç kuşkusuz yurt ekonomisine katkısı olan tarımı, özellikle buğday ve ay çiçek üretimi geliyor. Ama kirazı da unutmamak gerekiyor. Görünümü, lezzeti ve adına düzenlenen festivali ile kirazın Tekirdağ'da ayrı bir önemi var. Yaklaşık yarım asra damgasını vuran ve o zamandan bu yana festivallerin simgesi olan kiraz Tekirdağlıların ve festivalin baş tacıdır. Ozanlar baş tacı olan kirazın üzerine anlamlı yazılar yazmışlar, şiirler üretmişler, rengini ise genç kızların dudağına benzetmişler. Tekirdağlılar da kirazın üzerine önce cümbüş hazırladılar. Daha sonra cümbüşün adını festivale dönüştürdüler.
Cümbüşle festivalin kısa öyküsü de şöyle...
İlk Kiraz Cümbüşü 1961 yılında Naip Köyü'ndeki büyük çınar ağaçları altında başladı. 4 gün süren Cümbüş Naip Köyü kavakları altında sona erdi. 1968 yılına kadar Cümbüş olarak kutlanan Kiraz Bayramı, 1964 yılında o zamanın Valisi Kadir DEMİREL zamanında Festival olarak kutlanmaya başlandı. Kiraz Festivali günümüze kadar aralıklı olarak devam etti. Son yıllarda Tekirdağ Belediyesi'nin bir etkinliği haline dönüşen Tekirdağ Kiraz Festivali'nin adına "Geleneksel" dendi.
Tekirdağ'da Hıdrellez Geleneği
Tekirdağ Hıdrellez geleneği, Orta Asya, Anadolu, İslamiyet ve Ortak Balkan kültürünün besleyip günümüze getirdiği kökü Orta Asya Kültürüne dayalı, İslami renge bürünmüş mevsimlik bayramların uzantısı bir ritüeldir.
Hıdrellez geleneği her folklor ürünü gibi ilk çıkış zamanlarındaki aslını koruyamamıştır. Tarihsel, sosyal, kültürel nedenler ve göçlerle değişikliğe uğramıştır. Hıdrellez kültürü geleneği günümüz motifleriyle örülmeye başlanmıştır.
Hıdrellez kuşaktan kuşağa devredilip aktarılan çeşitli zaman birimlerinde katmalarla zenginleşen bir ritüel kalıntısıdır.
Tekirdağ'da Hıdrellez bahar bayramı niteliğinde kutlanan mevsimlik bayramlarımızdandır. Çağlar boyu süregelip zengin kültür değerlerinin oluştuğu Hıdrellez, çeşitli adlarla Tekirdağ'da kutlanmaktadır.
Hıdrellezi Kutlama Nedenleri
Hıdrellez geleneğinin doğuşuyla ilgili rivayetlerin Hızır ve İlyas üzerinde yoğunlaşmasına rağmen kutlama nedenlerini incelediğimiz zaman mevsimlik bayramlardan bahar şenlikleri olduğu öne çıkmaktadır. Hıdrellez yaz başlangıcıdır. Yaz ve kışın ayrılışıdır. Bir yıl Hızır Günleri ve Kasım Günleri diye ikiye ayrılır. Mayıs'ın altısında Hızır günleriyle yaz başlar 186 gün sürer, Kasım'ın sekizinde Kasım günleri başlar 179 gün sürer. Hıdırellez'de baharın gelişi kutlanır, insanlar yaza bayram sevinciyle karşılık verirler. Yazın gelişi bayramdır. Eskiden çoban Bayramı da denirdi.
Hıdrellez Hazırlıkları
Hıdrellez hazırlıklarına bir hafta önceden başlanır. Evlere temizlik badana yapılır, çeşitli yemekler ve yiyecekler hazırlanır. Hıdrellezden bir gün önce sağmal hayvanı olmayan evlere süt dağıtılırdı. Özellikle sütten börek veya sütlaç yapılır. Hıdrellez için bir gün önceden hazırlanan yiyecekler genellikle hamur işleridir. Bunlar börek, yumurtalı peksimet, poğaça, kolaç, kalburüstüdür. Mısır pişirilir, nohutlu ekmek yapılır.
Yine Hıdrellezden bir gün önce akşam üzeri köyde oturanlar Hıdrelleze çağrılır. Her çağrılan kişi niyet çekmek üzere çömleğe koymak için ufak tefek şeyler verirler. Bunlar su içine konulduğunda etkilenmeyecek şeyler tarak, yüzük, anahtar, eski para, makara halka, kalem, kilit, kolonya şişesi ve benzeri olabilir.
Ayrıca Kuyruk adı verilen yiyecek tepsisi için konulacak yiyecekler hazırlanır. Bu tepsiye isteğe göre her türden yiyecek konur. Bazı köylerde buna Teferrüç Tepsisi adı verilir. Tepside börek, mısır ve piliç bulunur. Hıdrelleze çağırma işini geçen yıl kuyruğu satın alan kişi yapar. Satın almada karşılık olarak hiçbir şey verilmez, satış temsilidir. Buna "Kuyruğu satın almak ve kuyruğu satmak" denir. Köylüden ev ev toplanan niyet eşyalarını koymak için bir çömlek bulunur. Eğer seyirlik köy oyunu oynayacaksa önceden giyecek ve aksesuarlar toplanır. Oynanacak oyunun gereçleri önceden hazırlanır.
Hıdrellez şenliklerinin yapıldığı harman yeri, köy meydanı veya ağaçlık alana Eğrek veya Sığır İğreği adı verilir. Bu geniş bir alandır. Her evden toplanan simgeler bir çömleğe konur. Çömlek suyuna 40 yeşil ot yaprağı konur. Çömleğe dere suyu konur. Çömleğin ağzı yeşil veya kırmızı bir yaşmakla kapatılır. Çömlek, açmamış bir gül fidanının dibine gömülür. Bazı köylerde evlerden simge toplanırken evin evlenmemiş en büyük kızından Kısmet Açma-Kilit Açma adı verilen en yakın zamanda evlenmesi için alınır. Çömleğe eşya koyma ve daha sonra niyet çekme adetine Martaval denir. Hıdrellezden bir gün önce komşularla yardımlaşarak Hıdrellez çöreği yapılır. Çöreğin içine para konur.
Hıdrellez Kutlamaları ve İnanmalar
Hıdrellez günü hazırlıklar tamamlandıktan sonra Hıdrellez yerine gidilir. Eskiden köylere yakın tekke, türbe ve yatır yanlarında Hıdrellez eğlenceleri yapılırmış, bugün yalnızca ağaçlık yerlere gidiliyor. Bu yerler köyün konumuna göre dere kenarı, deniz kenarı, harman yeri veya ağaçlık bir alandır. Yerleşildikten sonra bir kız çocuğu ortaya oturtulur, başına kırmızı bir grep örtülür. Çömlek ortaya getirilir. Niyet çekme "MARTAFAL" adetine başlanır. Çömleğin başına geçilerek toplanan simgeler tek tek çıkarılarak mani söylenir. Simgesi çıkan kıza söylenen mani onun talihidir. Hıdrellez günü okunan manilerle evlenmeyen kızların başındaki kilidin açılacağına inanılır. Çömlek, niyet çekme (şans okuma) adeti bittikten sonra bazı köylerde kırılır. Kırılan çömleğin başında toplu bolluk bereket duası yapılır. Bazı köylerde ise çömlek bir kuyuya atılır. Çömlek kuyuya atılırken toplu halde bolluk bereket duası yapılır.
Erkekler kadınların, kızların yaptığı eğlencelere katılmazlar. Ayrı yerde otururlar. Hıdrellez günü genç, yaşlı mutlaka salıncakta sallanılır. Bundan amaç günahlardan arınmadır. (Günahlar sallanırken dökülür.) Erkekler kendi aralarında güreş tutarlar. Kızlar maniler, türküler söyler, çocuklar körebe, çelik-çomak, tura bırakmaca, bezirgan başı gibi oyunlar oynarlar. Kadınların bazıları tepsi çalar. Bir grup hem oynayıp hem söylerler.
Hıdrellez Günü Yemeklerinden Örnekler
Hıdrellez günü hazırlıkları bir gün önceden başlar ve çeşitli yemekler yapılır. Bunlardan bazılarını şöylece sıralayabiliriz: Yaprak sarması, kapama, oğlak çevirmesi, süt böreği, nohutlu ekmek, pilav, dolma, kurabiye, poğaça, peksimet, sütlü çorba, kavurma, yumurta, kırma, mısır, bulgur pidesi, bakla çorbası, süt paparası, gözleme, güveç, labada sarması, irmik helvası, baklava, büryan, peynir helvası, kalbur tekerlemesi, sütlaç, keşkek v.b.
Doğum - Çocukluk
Tekirdağ'da doğumla ilgili adet, inanma ve bunlara bağlı pratikler günümüzde de sürmektedir. Yeni kuşak bir yönden adetlere uyarken diğer yönden de tıbbın sağladığı her türlü imkandan yararlanmaktadır. Doğum Öncesinde çocuğu olmayan kadınlar, yatır ve türbelere giderler. Ağaçlara adak bezi bağlarlar. Doğum sırasında, çocuk çabuk doğsun diye bazı yörelerde teneke çalınır. Loğusa kadına bir hastalık gelmemesi için herhangi bir yerine kırmızı kurdele takılır vb.Tekirdağ'da ilk doğan çocuklara dişleri ilk çıktığında diş buğdayı yapılır. Adım attığında ise Adım Peksimeti yapılıp ailenin yakınları ve komşular çağrılır.
Ninniler
Ninnilerden birkaç örnek vermek gerekirse;
Bahçeden su gelir Tekkelerden hu gelir Yavrum yattı beşiğe Şimdi uykusu gelir
Ey kargalar kargalar Ceviz dalını ırgalar Irgalamayın kargalar Oğlum sizi kovalar E,eee...
Hu dervişler dervişler Hak yolundan gelmişler Bir fırın ekmek yemişler Daha da yok mu? Demişler Hu,hu,hu...
Masallar-Fıkralar
Tekirdağ Halk Masalları ve Fıkraları ile ilgili en detaylı araştırma Erman Artun tarafından yapılmıştır. Erman ARTUN'un Tekirdağ ili içersinde derlemiş olduğu Masalların isimleri şunlardır: Muradına Nail olamayan Dilber, Benderli Avcı Kara Ahmet, Oduncu Baba, Ahmedi Sina Bey, Sefa Beyle Cefa Bey, Zülfi Siyah, Dokuz Okka Nar, Oduncu ve Kızı, Hüsnü Yusuf, Sihirli Yüzük, Sırma Saç ile Demirkıran, Tın tın Kabacığım, Helvacı Güzeli, Torba Dolusu Altın, Tülüce, Çocuk ve Yılan, Yusufçukla Fatmacık, Küçük Kız.
Fıkraların isimleri de şunlardır ; Sanane, Banane ve Terbiye, Dağlı ile Yahudi, Karabaşın Mirası, Papağan, Sıkı Bağlıdır, Pamuktan Pamuğa, Mart Ayı Dert Ayı, Vıy'ana, Sakız, Beşik, Ne Olacak, Arı dedi Vız, Yağmur, dere, deniz, Kelime-i Şaadet, Sayması Kolay, Altı Kağıt, Sıkma.
Sünnet
Tekirdağ'da sünnet ile ilgili adetler hiç yok denecek kadar azdır. Genelde Cuma günü başlayan törenler Pazar günü Mevlidin okunmasının ardından son bulur. Ülkemizin her yöresinde görülen sünnet alayı yani sünnet olacak çocuğun ve arkadaşlarının şehir etrafında tur atması Tekirdağ'da da görülür.
Tekerlemeler
Oyun sayışmalarında, masal başlarında, sonlarında söylenen tekerlemeler değişik ve ilginçtir. Yöreden birkaç oyun sayışma tekerlemesi :
Benim adım mahu heykel Arkam kambur başım kel Ayaklarım yampuriki Ben giderim kamburiki Haydi sen çık,bir iki
Horoz öttü Tavuk tepti Nuri kıza selam etti Alçık balçık Sana derim Sen çık
Bilmeceler
Tekirdağ'da bilmeceler; kızlar, kadınlar ve erkekler arasında kış gecelerinde, akşam sohbetlerinde, çeşitli eğlence toplantılarında, evlenme, sünnet törenlerinde bulgur çekme, yufka açma, salça yapma, hasat zamanı imece ve arkadaş toplantılarında sorulmaktadır. Bilmeceler genellikle boş zamanlarda, neşeli ortamlarda sorulur. Toplantılarda bilmeceleri büyükler sorar küçükler cevaplar. Bilmece sorma için özel bir toplantı yapılmaz. Tekirdağ'da bilmece soranlara özel bir ad verilmez. Şehirlerde bilmece sorma eskiye oranla azalmıştır. Köylerde azalmakla birlikte sürmektedir.
Tekirdağ Bilmecelerinden Örnekler;
Dağ doruğunda Çilli Fatma (Badem)
Ağaç üstünde kilitli sandık (Ceviz)
Üstten ot biçerim Altından su içerim. (Koyun)
Askerlik - Gurbetlik
Tekirdağ'da askerlikle ilgili adetler hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse şunları ifade edebiliriz; Tekirdağ'da askerlik çağına gelmiş kişiler askere gitmelerine bir hafta kala yakın akraba ve dostlarını dolaşarak helallik alırlar, her ev, yakını olan askeri evine çağırarak onun adına yemek verir ve asker adayına iç çamaşırı yada havlu takar. Askere gidilecek son gecede de şehirde arabalarla tur atılır.
Evlenme
Tekirdağ'da kızlar 17-18,erkekler askerlik dönüşü 22-23 yaşında evlenme çağına gelmiş olarak kabul edilirler. Evlenme yaşına gelen gençler evlenme isteklerini evin büyüklerine söyleyemezler. Çeşitli yollara başvurarak bu dileklerini belli ederler. Bir kaçını şöylece sıralayabiliriz: Ayakkabıları ters çevirme, devamlı of çekme, süpürgenin üstüne oturma vb.
Kız isteme,söz kesme ve Nişan işlemleri tamamlandıktan sonra sıra Düğüne gelir. Tekirdağ'da Düğünler genelde sünnet törenleri gibi üç gün sürer. Kız kınasına Gelin Salınması adı verilir. Bunun dışında köylerde Eğer damat dışarıdan ise köyün gençleri tarafından Toprak Bastı parası alınır. Kız alınmaya gidildiği zaman Çömlek kırılır. Düğünün ertesi günü Gelin Paçası adı verilen bir adet vardır. Bu adette kadınlar arasında yapılır, gelinin akrabaları ile erkeğin akrabaları bir araya gelip eğlenirler.
Şiirler - Atasözleri
Şiirler
Yörede yaşanan etkileyici olaylara ağıt düzme geleneği günümüzde de canlıdır. Bir kazada, on yedi kişiden ancak ikisi kurtulur. Bu olay üzerine yakılan ağıttan bir bölüm :
Öğlen üstü tarlayı bitirdik Başka tarlaya gitmeye çekildik Kazaya uğrayacağımızı ne bilirdik Feryadımızı duyan dağlar ağladı
Çeşme bayırını dönmeye kalmadı Mehmet motoru vitesten salladı Mustafa yapma diye yalvardı Yalvarmamızı duyan dağlar ağladı
Yolcular kan içinde yatırıldı Kırılan kollar, bacaklar sarıldı Kara haber hemen duyuldu Yardıma gelen kullar ağladı.
Diğer bir ağıttan örnek;
Er Mektubu Ağıtı
Muratlı'dan bindim trene Selam söyle dosta, yârene Al horozu, sen müjde verene Tezkereyi aldım geliyorum ana Seni gördüm rüyamda, hayalimde Seni gördüm nöbette, talimde Anladım deva imişsin, her derde Artık kıymetini biliyorum ana. Selam ilet yetim Veli'ye İyi bak,benim ak kediye Ela gözlü bir selviye Aşık oldum ölüyorum ana Ayrıntılı mektup yaz sıladan Haber Sal hısımdan, akrabadan Huzurundan ayrılırken Tanrı'dan Sağlığını diliyorum ana.
Maniler
Yörede kapsamlı bir folklor araştırması yapılmadığından manilerin özgün olanları saptamak oldukça güçtür. Düğünlerde, çeşitli eğlentilerde söyleme günümüzde de yaygındır. Manilerin ana konusu sevdalar ve ayrılıklardır. Köyün doğası ve yöre yaşamından kimi kesitleri manilere yansımıştır.
Tekirdağ' a ait birkaç mani örnek vermek gerekirse ;
Ak üzüm asmasıyım Fabrika basmasıyım Bana doktor ne lazım Ben sevda hastasıyım
Ak dutlar kara dutlar O dutları kim toplar Asker olan yârime Gölge olsun bulutlar
Arpalar dize kadar Gel yârim bize kadar Çorap öreyim sana Topuktan dize kadar.
Deyimler
Çeşitli etkileşimler sonucu deyimlerinde giderek özgünlüklerini yitirdiği görülür. Yöreden Erman Artun'un derlediği deyim örnekleri ;
"Acem kılıcı gibi iki tarafı keser", " Arife geçtikten sonra şırlağanı başına çal", " Gücünde gücün var" vb.
Atasözleri
Yöre Atasözleri karmaşık etkenlerle oluşmuş kültürel birikimin izlerini taşır. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, değişik öğelerin birbirleriyle etkileşmesi sonucu atasözlerinin de ortak ürünlerin çoğu gibi özgünlüklerini yitirdiği görülmektedir.
Tekirdağ Atasözlerine örnekler :
" Adamın iyisi iş başında gelir", "Aksak eşeğin kör nalbantı olur", " Arıyı duman, insanı iman yola getirir", " Vakitsiz açan gül tez solar"
Dil
Tekirdağ yerel ağzı, Doğu Trakya ağızları grubundandır. Batı Trakya göçlerinin yerel ağız üzerine belirgin etkileri olmuştur.
Yerel ağzın temel özelliklerinin başlıcaları şunlardır:
Tekirdağ ağzında bilinen ünlüler yanında " a" ile "e" arası bir "â" ünlüsü, türemiştir. Kullanımı kurallaşmamış olan bu ünlünün daha çok seslenme ünlemlerinde ya da " ken" zarf fiili, ünlü uyumuna girme eğilimi gösterdiğinde kullanıldığı görülür. Gene yerel ağızda "o" ile "u" arası bir sese rastlanır. Belirli olarak bonla (bunlar),borda( burada),borya (buraya) sözcüklerinin söylenişinde görülür. Arapça kökenli sözcüklerde " a" ve "ayın" sesinin kaynaşmasıyla uzun a sesinin türediği görülür. Sat (saat),sa'det (saadet) vb. Bundan başka "Ğ" ünsüzünün kaynaşması ya da düşmesi sonucu, öndeki ünlü uzar. Da(dağ),Ya(yağ) vb.
"H" sesi genellikle düşerek önündeki ünlünün uzamasına neden olur. Alla (Allah), kave (kahve) gibi. Son sesteki y sesi, kaynaşmayla önündeki ünlüyü uzatır. Şe(şey),sirek (seyrek) gibi. Y sesinin iki ünlü arasına da kaynaşmaya uğrayarak kendinden önceki ünlüyü uzatması görülür. Bura( buraya),ara (araya),hava (havaya) gibi.
Doğu Trakya ağzında ünlü uyumu genellikle düzenlidir. "Ki" eki uyuma girmez; "İken" ekiyse uyuma girme eğilimi göstermektedir. Öte yandan yazı dilinde genellikle uyum dışı kalan " yor" eki bu ağızda kaynaşarak çeşitli biçimler almaktadır. Trakya ağzında ğ,h,r,v,y ünsüzlerinin zayıf olarak söylendiği saptanmıştır. Bu ünsüzlerin zayıf söylenmesine, sözcükler yanında çokluk ve geniş zaman eklerinde de sıkça rastlanır.
Yöreden derlenmiş birkaç yerel sözcük : Aksıvata (alış-veriş), aklık (pudra), Balkan (dağlık), cunga (bardak), yarka (piliç), ziykir (yüzük).
Bayramlar, Törenler, Kutlamalar
Tekirdağ'da Ramazan ve Kurban Bayramıyla ilgili adet ve inanmalara baktığımızda İslami kültürden pek fazla ayrılmadığını görüyoruz. Bayram namazına gitme namazdan çıkınca bayramlaşma, kurban bayramında kurban kesme, etlerin üç parçaya bölünüp dağıtılması, bayram ziyaretlerine gitme İslamiyet'in gereğindendir. Mevsimlik bayram olarak Tekirdağ'da sadece Hıdrellez kutlanır. Hıdrellez günü hazırlıklar tamamlandıktan sonra Hıdrellez yerine gidilir. Yerleşildikten sonra bir kız çocuğu ortaya oturtulur. Niyet çekme " MARTAFAL" adetine başlanır. Toplu bolluk duası yapıldıktan sonra bereket duası okunur.
Halk Oyunları
Tekirdağ halk oyunlarının bazıları şunlardır: Tekirdağ karşılaması, Kampana, Ali Paşa, Debreli Hasan, Kara Yusuf, Karaçalı, Kasap, Yeşillim, Lambada Şişesiz Yanmaz mı, Gülo, Nazife Hanım, Dumanda Bastı Dağları, Fasülye, Bahçelerde Börülce. Tekirdağ halk oyunlarından başka seyirlik oyunları dediğimiz ve kadınların kendi aralarında yöresel toplantı ve nişan törenlerinde oynadıkları oyunlar vardır. Bunlar da; Ahret ana, Oyna Padiş, Osman'ın Naciyesi, İlk Kocam Oyunu, Yüzük Saklamaca, Leylek Oyunu, Elmacı Kadın, Ana Beni Eversene vb.
İnanışlar
Tekirdağ inanışlarından bazıları şöyledir;
• Evin üzerinde baykuş öterse, o evden ölü çıkacakmış gibi kötüye yorumlanır.
• Akşam ezanından sonra kül dökülmesi, köpeğin uluması, eşik üzerinde oturulması iyi sayılmaz.
• Uzun yola çıkanın, askere gidenin arkasından zaman su gibi aksın gelsin inancıyla , bir kapla su dökülür.
• Yeni doğan çocuk 40 günlük oluncaya kadar yalnız bırakılmaz, dışarıya çıkarılmaz.
• Evin önünde saksağan kuşu öterse misafir geleceğine inanılır.
• Çocuk yürümeye başlasın diye ikiz kardeşler tarafından Cuma günleri koltuk altlarından tutulup, sallanmanın faydasına inanılır.
• Geceleri eski ev yıkıntılarından geçmek günahtır. İnsanın ağzı çarpılırmış inancı vardır.
Dua-Beddualar
Tekirdağ Dualarından Örnekler ;
- Allah kısmetini tepmesin. - Çıktım baktım göğe, şükürler olsun. - Gönlün pek olsun. - Kabrin nurla dolsun.
Beddualardan Örnekler ;
- Ateşte yanasın. - Allah layığını versin. - Canının derdine düşesin. - Dilin ensenden çıksın. - Yıkık duvar altında kalasın.
Ölüm Adetleri
Bütün Türkiye'de olduğu gibi Tekirdağ'da da ölüm öncesinden başlayıp ölüm sonrasına kadar uzayan aşamalar içerisinde uygulanan dinsel, ritüel ve büyüsel içerikli bir çok işlem ve pratik vardır. Birkaç örnek verelim.
- Ölü olan evde ve komşularında bütün sular dökülür. - Ölen kişinin ardından yere çivi çakılır. - Tabut geçtikten sonra yün yıkanır. - Cenaze geçerken tırnaklar saklanır. - Ölü evinden dışarı sıcağa kül atılmaz vb.
Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.