ŞarköyŞarköy'ün bugünkü yerinde Antik ve Bizans devri haritalarında, Tristatis, Agora gibi oturma yerlerine rastlanmaktadır. Roma ve Bizans idaresinde kalmış olan ilçede bazı kalıntılara rastlanmaktadır.

 

Gaziköy Bizans Kalıntıları:

Eski adıyla "Ganos Kalesi" şimdiki adı Gaziköy olan 130 haneli ve 25 km mesafedeki (Şarköy'e) yörede Bizans medeniyetine ait kalıntılar ortaya çıkmıştır. Köyün 100 m yüksekliğindeki yamaçlarda istiridye kabukları ve balık fosillerine rastlanmasından burada jeolojik devirlerde bir deniz olduğu anlaşılmaktadır. Bu yüzeyde yıkık kilise ve konutlara rastlanmıştır. Yapılan arkeolojik kazılarda bir tünel meydana çıkmıştır. Ayrıca Gaziköy Çeşme Yazıtı ve Koca Çeşme Yazıtı dikkat çekicidir.

İlçedeki en önemli Osmanlı-Türk eseri Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılan Cami-i Kebir'dir. Caminin bahçesindeki mezar taşları İslam sanatının örneklerindendir.

Saray Mahalleleri 2017 Nüfusu
Ayaspaşa 9.793
Ayvacık 347
Bahçedere 95
Bahçeköy 395
Beyazköy 1.258
Büyükyoncalı 10.362
Çayla 408
Çukuryurt 1.765
Demirler 173
Edirköy 347
Göçerler 844
Güngörmez 1.352
Kadıköy 309
Karabürçek 142
Kavacık 237
Kemalpaşa 7.411
Kurtdere 601
Küçükyoncalı 1.817
Osmanlı 221
Pazarcık 3.373
Safaalan 1.200
Sinanlı 187
Sofular 237
Yeni 5.991
Yuvalı 315

6360 sayılı kanunla Tekirdağ, Büyükşehir statüsüne getirilmiştir. Bu sebeple Tüm il Büyükşehir sınırları içerisinde kaldığı için köyler mahallelere dönüştürülmüştür ve belde belediyeleri de kaldırılıp bağlı oldukları ilçelerin mahalleleri haline dönüştürülmüştür.


Ayvacık Mahallenin adı, mahallede fazla ayva yetişmesinden dolayı "Ayvacık" adını almıştır. 1878 yılında Bulgaristan'ın Şumnu Kenti'nden gelen göçmenler tarafından kurulmuştur.

Mahallede, mahallenin kadınları tarafından aydan aya yapılan mahalle ekmekleri özellikle turistler tarafından büyük ilgi toplamıştır. Bu ekmekler şimdiye kadar sayısı azalmış olsa bile toraktan yapılan özel fırınlarda çok fazla emek sarf edilerek pişirilir. Yemekler tipik Trakya yemekleridir. Yapılan düğünlere tüm mahalle halkı katılabilmektedir.

Tekirdağ il merkezi Süleymanpaşa'ya 94 km, Saray ilçesine 7 km uzaklıktadır.

Ayvacık Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Özellikle de mahallede yaz aylarında mantar ticareti ve arıcılık gözlemlenir.

Mahallede, eskiden ilköğretim okulu vardı fakat şimdi izci evi olarak kullanıldığı için taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi ve mahallenin halk tarafından yer altından çekilen kendi suyu vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.

Ayvacık Ayvacık Ayvacık Ayvacık
Ayvacık Ayvacık Ayvacık Ayvacık Ayvacık Ayvacık Ayvacık

Bahçedere Bahçedere Mahallesi 1893 yılında kurulmuştur. Mahalle ilk kuruluşunda yedi hane olarak Sinanlı ve Göçerler arasındaki bugünkü yerinde kurulmuştur. Mahalle Saray'a 18 km uzaklıkta olup ulaşım sorunu yoktur. Saray-Osmanlı arasında çalışan kooperatif minibüsleri karşılıklı saat başı haftanın yedi günü sabah 07:00-akşam 19:30 saatleri arasında hizmet vermektedir. İlk kuruluşunda Sinanlı ve Göçerler köyleri arazileri üzerinde kurulan mahallede mera ve işlenebilir toprak miktarı azdır. Tarım ve hayvancılıkla uğraşılan mahallede toprak azlığı yetişen genç neslin İstanbul ve Saray'a göç etmesine neden olmuştur.

Bahçedere Mahallede bir ilkokul binası bulunmasına rağmen öğrenci azlığı nedeniyle yakın mahalle olan Kurtdere İlköğretim Okuluna 1992 yılından itibaren taşınmaktadır. Taşımalı sistem sonrası mahalle öğrencileri arasında üniversite okuyan, mezun olup çeşitli meslek gruplarına geçenler olduğu gözlenmektedir.

Mahalle halkı çiftçilik ve hayvancılıkla meşgul olmaktadır. Ayrıca mahallede bir adet de at harası bulunmaktadır. 

Bahçedere Bahçedere Bahçedere Bahçedere
Bahçedere Bahçedere Bahçedere Bahçedere

Bahçeköy Eski adıyla Sultanbahçe, bugünkü adıyla Bahçeköy, 1877-1878 Osmanlı — Rus savaşı (93 Harbi) sonucu Tuna Vilayeti Selvi (Bulgaristan'daki adıyla Sevlievo) Sancağına bağlı Dehnovo köyünden göçmen olarak gelenlerle kurulmuştur. Anlatılanlara göre; 30 hane kadar olan o günkü mahalle halkı, Cırada Bayraktar ve Ali Pehlivan gibi şahısların girişimiyle Vasilkos isimli bir Rum'dan halen oturulmakta olan mahalle yerleşim alanını ve bugün devlet ormanı olarak işlenen orman arazisini satın alarak buraya yerleşmiştir. Geçimini satın aldığı bu ormanı işleyerek temin eden mahalle halkı, 1. Dünya Savaşı sonrası yaşanan Yunan işgali sırasında Yunan mezalimine uğramış, dönemin acılarını derinden yaşamıştır. Yunanlılara karşı kurulan milis hareketlerine Trakya Fedaileri katılmış; Yunan işgalcilerine diğer çevre milisleriyle birlikte önemli zayiatlar verilmesine katkıda bulunmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra ismi Bahçeköy olarak değiştirilmiş, Kırklareli - Vize idari bölümlenmesinden alınarak Tekirdağ ili Saray ilçesine bağlanmıştır. 1946 yılındaki bir düzenlemeyle, tapusu mahalle halkında olan orman arazisi devletleştirilerek devlet kontrolünde işletilmeye başlanmıştır.

Bahçeköy Mahallenin %100'ü okuma yazma bilmektedir. İlk okuma salonu Mahalle Muhtarlığı binasındaki okuma odasında, 1945 - 1950 yıllan arasında Lamiha isimli eğitmen ile başlamıştır. Bugün sekiz yıllık temel eğitim taşıma sistemiyle Güngörmez İlköğretim Okulunda yapılmakta olup, orta öğrenime gönderilen öğrenci sayısı % 100' dür. Yüksek öğretim yapan gençlerin sayısı son yıllarda artmaktadır. Mahallede her evde televizyon ve telefon bulunmaktadır.

Bahçeköy Mahallenin geçim kaynağı genel olarak ormancılık olup, bunun dışında halkın bir kısmı mahallede var olan su fabrikasında, bir kısmı ise Saray ve Çerkezköy'deki fabrikalarda çalışmaktadır. Hayvancılık olarak Karasığır beslenmektedir. Bir kısım vatandaşta Holştayn inek mevcuttur. Mahallede 5 adet kahvehane mevcuttur. Ayrıca Mahalle mülki hudutları içerisinde bulunan Kasatura körfezine ve Kırklareli ili, Vize ilçesine bağlı Kıyıköy beldesine tatil için giden yerli turistlere mahalle yoğurdu ve mahalle peyniri satan 2 adet büfe bulunmaktadır. Mahalle orman köyü olduğundan zirai alanı çok azdır. Mevcut zirai alanlarda da ekim yapılmamaktadır. Ancak, vatandaşlar kendi yiyeceklerini karşılamak amacıyla sahip olduğu evlerinin yanlarındaki boş arazilerini ekmektedirler.

Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy
Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy Bahçeköy

Çayla Mahalle 1878 Osmanlı-Rus harbi sonunda Bulgaristan'ın Servi Kazasının Kuşova Köyünden gelen göçmenler tarafından kurulmuştur. Mahalle halkı buraya geldiğinde burası bir çiftlik sahibine aitmiş. Mahalle halkı bu yeri satın almış fakat yazılı bir belge olmadığından sonradan mahkemelik olmuşlar ve mahalle halkı davayı kazanamamıştır.

Çayla Mahalle camisi 1911 yılında yapılmış fakat Balkan Harbinde halk mahalleyi terk ederek Bursa'ya gitmiş. Savaştan sonra geri döndüklerinde mahalleyi yıkılmış ve yakılmış halde bulmuşlardır. Mahalle camisinin yalnız duvarları kalmıştır. Mahalle halkı yeniden camiyi kullanılır hale getirmiştir. Bu cami 1984 yılına kadar kullanıldı. Aynı yıl yıkılarak halen kullanılan cami inşa edildi. Cami Devlet yardımı ve mahalle halkının katkısıyla yapılmıştır.

Çayla Mahallede 1927 yılında üç yıllık mahalle okulu açılmıştır. 5 yıllık eğitime 1944 yılında geçilmiştir. Şu anda okur yazar oranı %99 dur. Okul öğrencileri taşımalı sistemle ilçe merkezinde okumaktadır. Mahalle halkı Ziraat ve Sanayi dalında çalışmaktadır ve balkabağı çiftçileri buğday ile ayçiçeği ekmektedir. Hayvancılık da iyi bir durumdadır.

Çayla Mahallenin mera ve arazisi 10.000 dekardır. 7.000 dekarı işlenir haldedir. Mahallede telefon 1987 yılında gelmiştir. Su ve kanalizasyon sorunu yoktur. Ana yolları asfalttır. Ayrıca devlet tarafından yapılan His Göleti Dolu savağı vardır. Olta ile balık tutmak belli zamanlarda serbesttir.

Çayla Çayla

Çukuryurt Mahalle 1876 Osmanlı - Rus Harbinde kurulmuştur. Bu savaşa 93 Harbi de denmektedir. Bulgaristan'ın Tırnova kasabası Kalgırova köyünden göç ederek şimdiki ilköğretim okulunun arkasındaki ayazma denilen bölgeye yerleşmiştir. Mahalleye ilk yerleşen aileler Gaziler, Karahasanlar, Çolaklar, Masullular, Bakırçalılar, Kenarcılar, Tacetler, Kostaklar, Mollalar, Paçacılar, Tubanlar, Davut Ağalar, Mahmut Ağalar, İbişler, Hamişoğulları, Küçükler, Kadılar, Marangoz Ahmetler sülaleleridir.

Saray İlçesine uzaklığı 3 Km'dir ve yolları asfalttır. İle uzaklığı 75 Km'dir. Mahalle E-5 asfaltına bağlıdır.

Çukuryurt Mahalle Ergene ovasına kurulmuştur. Yüzölçümü 11.000 m2 dir. Önemli ovası Ergene ovası buna bağlı olarak Güneykaya'dan doğan mahallenin kıyısından geçen Ergene deresi vardır. Rakım 130m.dir. Karasal iklimi görülür kışları çok sert ve kuru yazları sıcak ve kurak geçer. Yağışlar genellikle kış ve ilkbahar aylarında yağar.

Mahalleye telefon hizmeti 1989 yılında kurulmuştur. Tüm cep telefonu hatları mahallede çekmektedir ve bütün gazete ve dergiler mahalleye gelmektedir.

Çukuryurt Mahallenin başlıca gelir kaynağı tarımdır. Ekilebilir arazi yaklaşık olarak 11.000 dönümdür. Tarımda en mühim yeri teşkil eden buğday ve ayçiçeği ile mahallenin yiyecek ihtiyacını karşılayacak kadar sebze ve meyve yetiştirilmektedir.

Mahallede hayvancılık ta yapılmaktadır. Koyun, süt ineği (montofon, Hollanda yerli ırk.) beslenmektedir. Dere balıkçılığından istifade etmektedir.

Çukuryurt Çukuryurt Çukuryurt Çukuryurt Çukuryurt Çukuryurt Çukuryurt Çukuryurt Çukuryurt Çukuryurt

Demirler Roma-Bizans dönemi yerleşim yerleri olan kilise ve Karamusul mevkileri arasında Osmanlı toprak sistemine göre kurulmuş bir yerleşim alanıdır. Demirler Mahallesi 'nün adının nereden geldiği bilinmemektedir. Cumhuriyet'e kadar Yuvalı Mahallesi Muhtarlığına dolayısıyla Vize sancağına bağlıdır. Vize İlçesinin nüfus idaresi binasının yanmasıyla Saray ve Köylerinin eski kayıtları yoktur.

Demirler Demirler Mahallesi 1800'lü yılların başlarında 2-3 ailenin gelmesiyle mezra olarak yerleşime açılmış olduğu sanılmaktadır. 1877-1878 Osmanlı Rus harbinden sonra 3-4 aile Bulgaristan, 2-3 aile Kırım'dan gelerek Mahalleye yerleşmiştir. Demirler Mahallesi en büyük göçü 24 temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşmasından sonra Yunanistan'dan mübadele ile gelen 2-3 aile, 1935, 1951 ve 1975'te Bulgaristan'dan gelen 90-100 aile ile bugünkü duruma gelmiştir.

Demirler Demirler mahallesinin geçim kaynağı tarımdır. 1944 yılında İlkokul binası yapılmış olup halen durmaktadır. Ancak şu anda kullanılmamaktadır ve öğrenciler Saray İlçesine gidip gelmektedir. Nüfusu 1955'te 900'ü bulan Mahalle nüfusu bu tarihten sonra başta İstanbul olmak üzere, Çorlu, Vize, Saray gibi İl ve İlçelere göç ederek nüfus çok azalmıştır.

Demirler Demirler Demirler Demirler Demirler Demirler Demirler

Edirköy Edirköy Mahallesi kuruluş tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla beraber 1825 yılında Osmanlı-Rus savaşında Rusların Çatalca'ya kadar geldiklerinde yerleşimin 7-8 mahalleden oluşan Dumlu kasabası olarak bilindiği söylenmektedir. Daha sonra 1830-1835 yıllarında çıkan veba veya kolera olduğu tahmin edilen bir salgın hastalıkta Köydekilerin tamamına yakın kısmının öldüğü, kalanların da köyden uzaklaştığı söylenmektedir. Mahallenin bugünkü yerine Aliağa adındaki birisi gelip yerleşmiş olup daha sonra gelenlerle bugünkü haline geldiği söylenmektedir.

Edirköy Mahallenin tarihi varlıkları olarak bilinen Cami ve Korusu 1876'daki Osmanlı-Rus savaşından sonra Saray vakfına o zamanki Padişah olan Sultan Abdülhamit tarafından yaptırıldığı söylenmektedir. Daha sonra 1999'da bazı bölümleri çöktüğü için yenisi yapılmıştır. Mahallede Cumhuriyet tarihinde yapılanlardan biri olan okul 1949-1950 tarihlerinde eğitime başlamıştır. Daha sonra çıkan taşımalı eğitim sistemine geçildikten sonra kapatılmıştır.

Edirköy Mahallede bulunan sağlık ocağı 1990 yılında hizmete açılmıştır. Mahallede bulunan düğün salonu ve Mahalle hizmet binası 1996 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. Mahallenin içme suyu ihtiyacı bağlar çeşme denilen kaynaktan hidrofor sistemi ile sağlanmaktadır. Mahallenin ana yola olan uzaklığı 1600 m. olup asfalt ile kaplıdır. Saray'a asfalt yoldan olan uzaklığı 7 km'dir.



Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy Edirköy

Göçerler Mahalle 1600'lü yıllara ait Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ndeki Tapu Tahrir Defterlerinde aynı adla ve 5 hane olarak gözükmektedir. Saray ilçesinin en eski mahallelerinden birisidir. 1840 tarihinde mahalle 15 haneden oluşmaktadır. 1877-1878 yılındaki Osmanlı-Rus savaşı sonrasında Bulgaristan'dan gelen göçmen Türkler mahalleye yerleşmiştir. Mahallenin Aşağı Mahalle olarak adlandırılan kısmı tamamıyla Silistre göçmenidir. Orta Mahalle denilen kısmı Bulgaristan'da birbirine komşu olan ve büyük ihtimalle köyleri de birbirine yakın olan İslimiye (Sliven) ve Eski Zağra halkından oluşmaktadır. İslimiye muhacirleri Bulgaristan'ın İslimiye (Sliven) Vilayetinin Çamdere köyündendir. Çamdere köylülerinin diğer yarısı Bursa'da Lütfiye köyündedir. Yukarı Mahalle olarak adlandırılan mahalle ise daha çok yine Bulgaristan'dan 1938 ve 1951'de göç eden Türklerden oluşmaktadır.

Göçerler Mahallede tipik Rumeli gelenekleri son 25 yılda hızla değişmekle beraber devam etmektedir. Mahallede beslenme daha çok baklagiller üzerinedir. Bunun yanında süt ve tavuk ürünleri de bu menüyü tamamlamaktadır. Ancak eskinin bazı yemekleri (mesela kaçamak, kurtmaç gibi) artık unutulmaya yüz tutmuştur. 1980'li yıllara kadar kadınların tamamı kara çarşaflı iken bugün daha çok yaşlı kadınlar kullanmaktadır. Mahallede iki farklı ağız konuşulmaktadır. Aşağı mahalledeki Silistre göçmenleri sözcükleri daha çok kısa ve dar bir söyleyişe sahipken Orta Mahalle'de sözcükler daha bir genişletilerek söylenmektedir.

Göçerler Tekirdağ il merkezi Süleymanpaşa'ya 76 km, Saray ilçesine 25 km uzaklıktadır. Mahallenin arazisi büyük oranda düzlük olmakla birlikte tepeliklerde az değildir. Sulanan toprakların oranı çok azdır. 1970'li yıllarda pirinç ekilirken üretim maliyeti yüzünden bu ürün terkedilmiş ve geleneksel olarak ayçiçeği ve buğday üretimine dönülmüştür.

Göçerler Mahalle özellikle 1950'li yıllarda göç vermiştir. Bunların bir kısmı İstanbul Kartaltepe ve Halkalı'dadır. Daha sonraki yıllarda göç vermeye devam etmişse de bunlar daha çok Çorlu, Saray gibi yakın ilçelere olmuştur. 1990'lı yıllardan itibaren bölgeye taşınan fabrikalar dolayısıyla göç zayıflamıştır. Genç nüfusun ciddi bir kısmı buralarda çalışmakta, mahalleye gidip gelmektedir. Miras hukuku dolayısıyla topraklar hızla parçalanmış ve yeni oluşan ailelere düşen toprak miktarı 25-50 dönüme düşmüştür. İklim koşullarına bağlı tarım yapılan bu topraklarda yeni ailelerin kurtarıcısı fabrika işçiliği olmuştur. Mahalledeki doğum oranı 2 çocuğa sabitlenmiş gözükmektedir.

Mahallede ilköğretim okulu vardır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır. Kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.

Göçerler Göçerler Göçerler Göçerler Göçerler

Güngörmez 1877 Yılında Bulgaristan'ın Varna vilayetinin Pravada kazasından gelen Hacı Abdullah ve Molla Osman sülaleleri tarafından kurulmuştur. Mahalle GÜNGÖRMEZ adını, etrafı gür ve yüksek ağaçlarla çevrili gün görmeyen bir su kaynağından almıştır. Bu kaynak mahallenin ortasında bulunmaktadır.

Güngörmez Istranca Dağlarının eteklerinde kurulmuş olup, Doğusunda Bahçeköy, Batısında Ayvacık Mahallesi ile Saray, Kuzeyinde Ayvacık ile Aksicim mahalleleri ve Güneyinde Safaalan Mahallesi bulunmaktadır. Saray'a uzaklığı 7km'dir.

Geçim kaynağı çiftçilik, hayvancılık, orman ürünleri ve fabrika işçiliğidir. Okul 1949 yılında eğitim ve öğretime başlamıştır. 1992'de yeni bina hizmete girmiştir. 8 derslik, bilgisayar laboratuvarı, Fen laboratuvarı ve Kütüphanesi ile şirin bir okulu bulunmaktadır.

Güngörmez Güngörmez Güngörmez Güngörmez
Güngörmez Güngörmez Güngörmez Güngörmez Güngörmez Güngörmez Güngörmez

Kadıköy Kadıköy, 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı'ndan sonra Bulgaristan'ın Tırnova Vilayetine bağlı Selvi kazasından gelen 30 hane göçmenin Kadı Çiftliği'ni satın almasıyla kurulmuştur. Mahalle, adını Kadı Çiftliği'nden aldığı için adı Kadıköy konulmuştur. 1880 yılında Bulgaristan'dan gelen 30 hane göçmen tarafından kurulan mahalleye 1935'te Bulgaristan'dan gelen 35 hane, 1937'de Romanya'dan gelen 5 hane iskan edilmiş ve 1950-1951 yıllarında yine Bulgaristan'dan gelen 17 hane göçmen ile mahallenin nüfusu artmıştır.

Kadıköy Mahallenin ana geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ana tarım ürünü buğday, ayçiçeği, pancar, soğan ve kabak çekirdeğidir.

Okuryazar oranı %98 olup, yaşlı kadınlar dışında okuma yazma bilmeyen bulunmamaktadır. Mahallede 1998 yılında yapımı tamamlanan ve 1999 öğretim yılında faaliyete geçen okul bulunmakta olup, 2006-2007 öğretim yılından itibaren okula komşu mahalle olan Sofular ve Karabürçek mahallelerinin öğrencileri de gelmektedir. Mahalle Muhtarlığının katkılarıyla eski okul binası lojmana dönüştürülmüştür.

Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy Kadıköy

Karabürçek Karabürçek Mahallesinin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte; geçmişinin Bizans imparatorluğuna kadar dayandığı varsayılmaktadır. Yani mahallenin tarihi çok eskidir. Bunun en belirgin özelliği sarıklı mezar taşlarıdır. Mahalle savaş zamanlarında 3 kere işgal edilmiştir. Bunlar RUSLAR, BULGARLAR ve YUNANLILAR tarafından yapılmış olup halka işkence edilmiş, öldürülmüş ve Mahallede taş taş üzerinde bırakılmamıştır. Ayrıca Mahalle sınırlarında Balkan harbi zamanında Bulgar kuvvetleri ile Türk Kuvvetler arasında sıcak çatışmaların yaşandığı söylenmektedir.

Karabürçek Edirköy ile Karabürçek mahallesini birbirine bağlayan tarihi bir köprüsü vardır. İsmi DOMİNO köprüsüdür. Köprüye domino isminin verilmesinin sebebi de, çok eski tarihlere dayanan köprünün yanında DOMİNO adında bir kasabanın varlığından bahsedilmekte, isminin de oradan geldiği söylenmektedir. Eski tarihlere dayanan Mahallede 2 de höyük vardır.

Karabürçek Mahallenin %100'e yakını okuma yazma bilmektedir. Milli Eğitimin almış olduğu karar gereğince 8 yıllık eğitime geçilmiş olduğundan, öğrenci sayısına bağlı olarak eğitime taşımalı sistemle devam edilmektedir. Orta öğretime gönderilen öğrenci oranı %100'dür. Mahallede her evde televizyon ve telefon mevcuttur. Mahallede 3 kahve ve 1 bakkal vardır. Mahalleye her gün gazete gelmektedir.

Karabürçek Mahalle Kırklareli İl sınırında olup merkeze uzaklığı 13km'dir. İl'e uzaklığı ise 80 km.dir. Mahallenin geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Mahalle arazisi 16.000 dekar olup, 3.000 dekarı mera ve koru, 13.000 dekarı da tarım arazisidir. Ağırlıkla buğday ve ayçiçeği ekilmektedir. Mahalle arazisi tarıma elverişlidir. Tarımsal alanın tamamı, tarımsal faaliyetler için kullanılmaktadır. Ayrıca mahallede küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık da yapılmaktadır. Mahallenin genelinde her hanede traktör mevcuttur. Mahalle daha önceleri 200 hane olup; geçim şartlarından dolayı 50-60 haneye düşmüştür. Mahallenin sağlıklı içme suyu; kanalizasyonu ve telefon şebekesi vardır.

Karabürçek Karabürçek Karabürçek

Kavacık Osmanlı döneminde Kavacık Mahallesi bir Yunan köyü imiş. Mahalle halkı 1923 yılında Selanik'ten Mübadele olarak gelmiş. Bir kısmı 1928 yılında Yunanistan'dan serbest olarak gelmiş. Müzeden alınan bilgilere göre burası Roma devrine dayalı bir Mahalle olduğu anlaşılmıştır.

Kavacık Mahallenin %100'e yakını okuma yazma bilmektedir. Halk ilk olarak Edirköy İlköğretim okulunda kendi imkanları ile gidip gelerek okuma yazma öğrenmiştir. Şu anda öğrenim taşımalı olarak Saray Cumhuriyet İlköğretim Okulunda yapılmaktadır. Liseye giden öğrenci durumu %100 dür. Yüksek öğrenim yapan öğrenci sayısı %70'tir. Mahallede her evde televizyon ve telefon bulunmaktadır. Mahallede 1 kıraathane, 1 bakkal, 1 de benzin istasyonu bulunmaktadır. Her gün gazete ve dergi gelmektedir.

Kavacık Mahallenin geçim durumu hayvancılığa dayalıdır. Çiftçilik kısıtlı yapılıp halk genelde fabrika işçisidir.

Mahallenin Maltepe mevkiinde iki adet Tümülüs vardır. Ergene vadisinde yerleşim gören anıtlara kayıtlı 4 nolu Mağara, Arkeoloji Müzesine kayıtlı Trakya'daki Mağara kültürlerinin bir temsilcisi olması açısından önemlidir. Ayrıca Ergene vadisinin Doğu tarafında Bizans su yolları mevcut olup onlar da koruma altındadır.

Kavacık Kavacık

Kurtdere Kurtdere Mahallesi halkı 1877-1878 Osmanlı Rus savaşları sonucunda Bulgaristan'dan göç eden, kendilerine 93 Muhaciri de denilen ilk 50 hanenin o zamanki Sinanlı Mahallesi arazisi üzerine gelip yerleşmeleriyle kurulmuştur. Bulgaristan'dan göç eden 50 hanelik grup ilk olarak Aşağıpınar mevkiini mekan tutmuşlardır. Yaklaşık 130 yıl önce kurulan mahallenin Aşağıpınar mevkii o zaman çok sık ağaçlıklarla kaplı bir alandır. (Şu anki dönemde ağaçlar yerini otlak küçük su alanlarına bırakmıştır.) O zaman mahallede çok çakal ve kurt olduğundan dolayı mahallenin adı Kurtlu Dere adını almıştır. Zamanla söylene gelerek bugünkü Kurtdere adını alıştır. Mahallede Kore gazisi (Naim Kenar) ve Kıbrıs gazisi (Ali Aydın) isimli kişiler o dönemden bu döneme izler getiren sayılı kişilerdendir.

Kurtdere Yeni kurulan mahalle Balkan Savaşları sırasında tamamen yıkılıp yakılmış, kaçabilenler Anadolu'ya göçe mecbur kalmışlardır. Bugün mahallenin Kütahya-Merkez, Adapazarı-Hendek, İstanbul-Halkalı gibi yerleşim birimlerinde akrabaları mevcuttur. Savaş sona erdikten sonra geriye dönen ahali mahalleyi yeniden inşa etmiştir. Mahallede Sultan Abdülhamit zamanında yapılmış cami bulunmaktadır. 1893 yılına ait bu tarihi restore edilip yeniden kullanıma açılmıştır.

Kurtdere Mahallenin tamamına yakını okuma-yazma bilmektedir. İlk okuma salonu caminin ikinci katındaki okuma odasında, 1939 yılında eğitmen İzzet ELBELİ ile başlamıştır. Bugün sekiz yıllık temel eğitim taşıma merkezi olarak Kurtdere İlköğretim Okulu hizmet vermektedir. Orta öğretime çevre mahallelerden de (Sinanlı, Servi, Bahçedere) öğrenciler taşımacılık sistemiyle gelmektedir. Yüksek öğrenim yapan gençlerin sayısı son yıllarda artarak devam etmektedir. Mahallede 6 kıraathane, 3 bakkal, 1 süt soğutma tesisi, 1 benzin istasyonu, 1 emlak ofisi bulunmaktadır.

Kurtdere Her yıl Kurtdere İlköğretim okulu tarafından uçurtma şenliği düzenlenmektedir. Tekirdağ il merkezi Süleymanpaşa'ya 80 km, Saray ilçesine 11 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılık ve organize sanayi bölgelerinin yakınlığı sebebiyle sanayi sektöründe mavi yakalı çalışanlara dayalıdır.

Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT acentesi bulunmaktadır. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup telekomünikasyon şirketlerinin vericileri bulunmaktadır.

Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere Kurtdere

Küçükyoncalı Küçükyoncalı Mahallesi 1875 yılında Bulgaristan'ın Tırnova vilayeti, Selvi İlçesine bağlı Kuşva ve Nosel Köylerinden göç edenlerce kurulmuştur. İlk adı Osmanlı beyitlerinde Kocatarla olarak geçer. Mahalleyi kuranlarca istenmeyen bu ad, Demirbaş olarak değişir. Mahallenin yerleşim alanı ve çevresindeki Manika kalesiyle anıldığından, çevre halkınca bu isimle anılır ve söylenir. 1879 yılında Tatar çiftliğinde mandıra yerleşim birimi (Büyükyoncalı) ile birleştirilerek Manika adıyla Osmanlı kayıtlarına geçer. Aralarında 4 km mesafe bulunan aynı yerleşimin iki mahallesi 1908 yılında idari bakımdan ikiye ayrılarak Küçükmanika ismini alır. Mahalle Yunan işgalinde işgalci kayıtlarına Küçük Marika olarak geçse de kurucuları Manika adının kullanır. 1922 yılında Saray İlçesi Kırklareli'nden ayrılıp Tekirdağ'a bağlanır. 1961 yılında Mahallenin yeni adı Küçükyoncalı olarak değişir.

1875 baharında kurulan Mahalle beşinci adıyla tarihteki yolculuğuna devam ederken;
14 Şubat 1978 - 3 Haziran 1978 tarihleri arsında Rus ordusunun,
30 Ekim 1912 - 20 Temmuz 1913 tarihleri arasında Bulgar ordusunun,
27 Temmuz 1920 - 30 Ekim 1922 tarihleri arasında Yunan ordusunun işgalinde kalmıştır.

Küçükyoncalı Mahallenin yerleşim alanı Yıldız (Istranca) dağlarıyla Ergene ovasının birleştiği hattır. Mahallenin kuruluşunda hayvancılık ağırlıklı olarak yapılırken, günümüzde tarım giderek önem kazanmış ve bölgede organize sanayinin gelişmesiyle istihdam zamanla sanayi sektörüne kaymıştır. Bugün Küçükyoncalı vatandaşları tarım yaparak, hayvan üreterek ve organize sanayi (Ç.O.S.B.) de çalışarak geçimlerini sağlamaktadırlar. Tarım ürünlerinden buğday, arpa, yulaf, mısır ve ayçiçeği yanında her türlü sebze ve meyve türü üretilmekte ve büyükbaş hayvanların yanında koyun besiciliği de yapılmaktadır. Mahalle evlerinin mimarisinde, doğusundaki iki odalı (soba ve aş odalı) kerpiç evlerin yerini bir ve iki katlı betonarme binalar almıştır.

Küçükyoncalı Mavi göğün altında, yeşil meşe ormanlarının kıyısında, ayçiçek tarlalarının ortasında, iki derenin birleşme noktasındaki Küçükyoncalı Mahallesi keyfi bir piknik alanı ve huzurlu bir dinlenme yeridir. Göç sonucu kurulan, göçlerle büyüyen Mahalle halkının tamamı Balkan kökenli olduğundan; halkın yaşam tarzında, giyiminde ve kuşamında Balkan kültürünün ve geleneğinin izleri vardır.

Küçükyoncalı mahallesi Saray İlçesine ve Büyükyoncalı mahallesine asfalt, diğer komşu mahallelere stabil yollarla bağlıdır. Yol, kanalizasyon, elektrik, telefon hizmetleri üst seviyeye ulaşmış bir mahalledir.

Küçükyoncalı Küçükyoncalı Küçükyoncalı Küçükyoncalı Küçükyoncalı Küçükyoncalı
Küçükyoncalı Küçükyoncalı Küçükyoncalı
Küçükyoncalı Küçükyoncalı Küçükyoncalı
Küçükyoncalı Küçükyoncalı Küçükyoncalı
Küçükyoncalı Küçükyoncalı

Osmanlı Osmanlı Mahallesi halkı tarihi belli olmayan bir zamanda şimdiki adı ile Küp Tarla ismiyle geçen yere gelip yerleşmiş ve bilinmeyen bir nedenle oradan da Çeşmeler adı ile bilinen yere yerleşmiştir. Fakat burada da kolera salgını olduğundan Karaosmanoğlu adı verilen çiftlik yerine yerleşmiş ve köye çiftlik sahibinin adı olan Osman ismi kullanılarak Osmanlı adı verilmiştir. Mahalleye önce Gacallar diye bilinen kişiler yerleşmiş daha sonra Romanya, Bulgaristan ve Yugoslavya'dan gelen göçmenler yerleşmiştir. Mahallenin tarihi oldukça eski olup bunun bir kanıtı da 700'ü geçen ve aralarında eski tarihleri gösteren mezar taşlarının bulunmasıdır.

Osmanlı Mahallenin %100'e yakını okuma yazma bilmektedir. İlk okuma yazma mahalle camiinde imam olan Halim FİLİZ tarafından başlatılmış, üç yıl sürdürülmüş, daha sonra da mahalleye ilköğretim okulu inşa edilerek beş yıllık eğitime geçilmiştir. Ancak şu an mahalledeki okulda eğitim - öğretim yapılmamakta ve öğrenciler Beyazköy'e taşımalı sistem ile gitmekte, eğitimlerini buradaki okulda görmektedirler. Bunun dışında Yükseköğrenime devam eden öğrenciler de bulunmaktadır.

Osmanlı Mahallede her evde televizyon, telefon bulunmaktadır. Mahallede üç kıraathane, iki bakkal hizmet vermekte ve mahalleye her gün düzenli olarak on çeşit gazete gelmektedir.

Mahallenin ana geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olup gençlerin büyük bölümü fabrikalarda çalışmaktadır. Mahallede yetiştirilen tarım ürünlerinin başında buğday ve ayçiçeği gelip bunu arpa, şekerpancarı, yonca, mısır ve kabak ekimi izlemektedir. Hayvancılık olarak başta büyükbaş hayvan, çoğunlukla da inek bakılmaktadır. Küçükbaş hayvan birkaç hanede bakılmaktadır. Mahallenin genelinde her evde traktör bulunmakta ve %50lik kesiminde otomobil bulunmaktadır. Mahalleden Saray'a taşımacılık işini yürütecek bir taşıma kooperatifi kurulmuş olup her saat başı Saray'a yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Bunun yanında Çorlu'ya her gün düzenli olarak servis bulunmaktadır.

Osmanlı Osmanlı

Safaalan Mahallenin adı 40 yıl önce Fevziye iken Safalan olarak değiştirilmiştir. Bulgaristan'dan gelen 40 hane tarafından Fevziye köyü olarak kurulmuştur. Mahalle, Balkan Savaşlarında boşaltılmış, Kurtuluş Savaşından sonra tekrar Safaalan olarak değiştirilmiştir. Ayrıca mahallenin güney batısında şehit düşmüş 11 askerin mezarı bulunmaktadır.

Safaalan Tekirdağ il merkezi Süleymanpaşa'ya 107 km, Saray ilçesine 17 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ayrıca fabrika işçiliği yaygınlaşmıştır. Mahallenin büyük bir kısmı Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikalarda çalışmaktadırlar.

Mahallede ilköğretim okulu vardır. Mahallenin hem kullanma suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.

Safaalan Safaalan Safaalan Safaalan Safaalan Safaalan
Safaalan Safaalan Safaalan
Safaalan Safaalan Safaalan Safaalan Safaalan Safaalan Safaalan Safaalan

Sinanlı Sinanli mahallesinin kuruluş tarihi bilinmemektedir. Söylentilire göre beş asır gibi bir süredir mahalle Gacal Köyüdür. Mahalleye 1934-1951 yılları arasında Bulgaristan göçmenleri gelmiş, yerleşmiş ve o yıllarda mahalle hane sayısı 150 olmuştur. 1955 yılında İstanbul'a göç başlamış, hane sayisi 2000 yıllarinda 70'e düşmüştür. Bu yıllarda yeniden şehirden mahalleye dönümeye başlanmıştır.

Mahalle halkı tarım ve hayvancılıkla geçinmektedir. Son yıllarda sanayi alanları oldukça geliştiğinden dolayı gençlerin çoğu fabrikalarda çalışmaya başlamıştır. Mahalle ilköğrenime 1946 yılında başlamış, 1992 yılında farklı sebeplerden dolayı ögrenciler Kurtdere İlköğretim okulunda taşımalı sistemle eğitimlerine devam etmeye başlamışlardır.

Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı
Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı Sinanlı

Sofular Mahallenin tarihi hakkında, mahallede Bulgaristan'dan göç etmiş yeni ve eski Türkçeyi iyi bilen mahallenin hem ilkokul öğretmeni hem imamı ve katibi merhum Nazif Özer ile 1970 yılında yapılan bir söyleşi:

Bir tarihte Pınarbaşı köyü ile çıkan sınır ihtilafı nedeniyle Ankara'ya gitmişler. İlgili devlet dairesindeki eski Türkçe yazılı Osmanlı zamanına ait harita üzerinde Sofular köyünün adının "arık nasıflar" olarak geçtiğini "Koca kaynaklar" mevkiinde işaretli olduğunu tespit etmişler.

Sofular Bu harita üzerinde; Pınarbaşı, Paşaköy, İğneler, Sofular, Kadıköy, Osmanlı gibi köylerin olmadığı, buraların Arık Nasıflar köyü hudutları içinde olduğunu görmüşler. Bizans döneminde Gelibolu üzerinden Orhan Gazinin oğlu Süleyman Gazinin (mezarı Bolayır'dadır) Balkanlardaki beylikleri Sırp baskınlarından kurtarmak üzere yardıma gittiği dönemlerde batı ve orta Anadolu'daki beyliklerden buralara aşiretleri getirip yerleştirdiği bilinmektedir.

Sofular Koca kaynaklar mevkiindeki Arık Nasıflar köyünde kalan Rumlar, Anadolu'dan çeşitli Osmanlı beyliklerinden iskan ve tımar amacıyla getirilen bir kaç aşiret önce buraya yerleştirilmişler. Daha sonra Vize yolu üzerindeki Tekke mevkiinde yerleştirilmişler. Bu mahallede Alevilerle Sünniler arasında çıkan anlaşmazlık üzerine Sünniler (Sofiler) mahallenin şimdiki mevkiine yerleşmişler. Mahallenin ismi bu tarihten sonra "Sofular" olarak kalmıştır.

Eski mahallede kalan Aleviler de Yavuz Sultan Selim Hanın Büyükkarıştıran'da babası ile yaptığı savaşta paşaların karargahının kurulmuş olduğu mevkiiye taşınmışlar. Aleviler tarafından kurulan bu mahallenin adı da "Paşa Mahallesi " olarak anılmaya başlanmış.

Sofular Bugün bildiğimiz Sofular işte bu uzun tarihi ve siyasi süreçler içinde bu günlere gelmiştir. Halen İncirlik ve Dalkavuk mevkilerinde çok eski bir su kuyusu (2000 yılında mevcut idi) ve antik çağa ait topraktan yapılmış ev eşyası parçalarına rastlanmaktadır. Bu su kuyusunun ve eşya kalıntılarının bu mevkide rastlanması buranın Traklar dönemine ait eski bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Ancak burasının şimdiki mahallenin tarihçesine ışık tutacak herhangi bir rivayet intikal etmemiştir. Bu kalıntılar Traklar/Bizanslılar/Osmanlılar dönemlerinde istilalarla yakılıp yıkılan yerleşim yeri olduğu kanaatini vermektedir.

Sofular Bugün kullanılan mahalle kabristanındaki mezar taşlarında görülen yazıların eski Türkçe olması da mahallenin bugün bulunduğu yere kuruluşu tarihinin 1630 yılı olduğu tahmin edilmektedir.

Tekirdağ il merkezi Süleymanpaşa'ya 65 km, Çorlu ilçesine 50 km uzaklıktadır. Saray ilçesine 25 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık evi vardır ancak Sağlık ocağı yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.

Sofular Sofular Sofular Sofular Sofular Sofular Sofular Sofular

Yuvalı Mahallenin ismi; çok eski tarihlerde, mahallenin bulunduğu alanın bataklık ve sazlık olduğu ve bu alanda yaşayan insanların barınmak için sazlardan yuvalar yaptıkları söylenmektedir. Yuvalı Mahallesi isminin buradan geldiği bilinmektedir.

Yuvalı Daha sonraki yıllarda Rum kökenli insanlar tarafından mahallenin şimdiki yerine kurulduğu bilinmekte, fakat kesin bir tarih yoktur. 1. Dünya Savaşı yıllarında çeşitli nedenlerden dolayı Rum kökenli insanlar buradan göç etmişler, yerlerine de Yunanistan'ın Selanik şehrinden ve Bulgaristan'dan Türkler gelip yerleşmiştir. 1960'lı yıllardan beri mahalleden dışarıya bir göç yaşanmaktadır. Göç edenler başta İstanbul olmak üzere değişik illerde yaşamaktadırlar.

Yuvalı Mahallede okuma yazma oranı %100 civarındadır. Eğitime 1930'lu yıllarda Rumlardan kalan Klisenin okula dönüştürülmesi ile başlanmıştır. Bu bina 1965 yılında yıkılarak yerine şu anki ilkokul binası yapılmıştır. Mahallede eğitimin başladığı bu yıllardan itibaren çok önem verilmiş, ülkemiz kamu ve özel kuruluşlarına çok sayıda yönetici, amir, memur ve öğretmen yetiştirmiştir. Mahalle evlerinde telefon, telvizyon ve bilgisayar genellikle bulunmaktadır.

Yuvalı Mahallede 1997 yılında Yuvalı Mahallesi Yardımlaşma ve Güzelleştirme Derneği kurulmuştur. 60 Kişi üyesi bulunmaktadır. Bu dernek mahalle muhtarlığı ile beraber faydalı faaliyetlerde bulunmaktadır. Mahalle halkının bir kısmı ve gençler başta Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikalar olmak üzere civardaki fabrikalarda çalışmaktadırlar. Mahalle, Güneydoğu'da askerlik görevini yapan Komando Çavuş Şahin Arslan'ı 1990 yılında Şehit vermiştir. Kendisini Saygı ile anıyoruz. Mahallede Rumlardan kalma çok sayıda ev ve bir kilise mevcuttu, ancak 3 tane ev sağlam kalmış, diğerleri yıkılmak suretiyle yok olmuştur.

Mahallenin geçim kaynakları Tarım ve hayvancılıktır. Ekilebilir tarımsal arazinin %90'ı buğday ve ayçiçeği, kalan kısmı da yulaf, arpa, mısır ve pancar ekiminde kullanılır.

Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı Yuvalı

ŞarköyŞarköy ilçesinin batısında Kızılcaterzi köyü Buruneren çiftliği ve Fener Karadutlar mevkii ile Sofuköy'de İ.Ö. 6000-3000 yıllarına ait yerleşmeler tespit edilmiştir. Bu yerleşmelerde savaş ve günlük kullanım aracı olarak kullanılan taş baltaların üretildiği ortaya çıkarılmıştır.

Şarköy İğdebağları (Araplı) köyü Kozmanderesi mevkiinde erken devir çağına ait (İ.Ö.1200) bronz eserler bulunmuştur. Bu eserler o dönemin maden kültürünü ne derece önemli olduğunu göstermekle birlikte aralarında Miken kılıçlarının da bulunması Ege dünyasıyla Trakya arasındaki ilişkileri göstermektedir.

M.Ö. 750-550 yılları arasında Yunanlılar Traklarla karşılıklı anlaşarak il kıyılarında koloniler kurmuşlardır. Kipert'in antik haritasına göre, il sınırları içinde ve Marmara Denizi kıyısında kurulan koloniler batıdan doğuya doğru şunlardır: Heraklea (Eriklice), Hora (Hoşköy), Ganos (Ganoz), Bizatnhe-Panion (Barbaros). M.Ö. 168-M.S. 395 yılları arasında bölgeye Romalılar hakim olurlar. Bu dönemde yöre, yarı bağımsız yaşamış fakat Trak kavimleri Romalılar'ın hakimiyetine uzun zaman direnmişlerdir.

Bizans idaresinde 1000 yıla yakın kalan Trakya bu dönemde Balkanlar'dan gelen akınlara uğramıştır. Hunlar, Avarlar, Slavlar, Peçenekler, Bulgarlar, Haçlılar ve Latinler.

Şarköy'ün bugünkü yerinde Antik ve Bizans devri haritalarında Tristatis, Agora gibi oturma yerlerine rastlanmaktadır. Rumeli'yi fetheden Orhan Bey'in en büyük oğlu Süleyman Paşa zamanında ŞEHİRKÖY diye anılan adı, buraya Anadolu'dan göç eden Yörük Türklerin ağzında, şehirden Şar'a dönüştürülmüş ve Şarköy diye söylenmiştir.

ŞarköySüleyman Paşa 1354 tarihinde Gelibolu'yu aldıktan sonra Şarköy ve Mürefte'yi alamadan fütühatını Tekirdağ'a uzatmıştır. 1356 tarihinde ani ölümünden önce Şarköy'ü de fethetmiştir. Süleyman Paşa'nın ölümünden sonra Şarköy'ü Bizanslılar tekrar geri almışlar ise de, I. Sultan Murat tahta geçer geçmez, 1362 yılında Şarköy'ü yeniden almıştır. Osmanlı Türklerinin Rumeli'yi almalarını sağlayan kuvvetlerin başında Yörükler, onlardan kurulmuş Yayalar ve Müsellemler gelir. Sultan Orhan zamanında başlayıp Fatih'e kadar, gittikçe hızı azalarak süregelen ve büyük Yörük akını, çok kısa zamanda il topraklarını kolayca doldurdu ve Türkleştirdi. Örneğin; Araplı (İğdebağları) Köyü Suriye Yörükleri tarafından kurulmuştur.

Balkan Savaşı'nda ordularımız 15-21 Ekim 1912 tarihli Lüleburgaz Savaşı'nda yenilince Çatalca'ya kadar çekildi. 4-20 Kasım tarihinde Çatalca'ya saldıran Bulgarlar bir netice alamayınca iki aylık bir mütareke imzalandı. Bu arada Şarköy ve Gelibolu cephesini 2. Tümen takviyeli olarak savunmakta idi. Mütareke bitince Bulgarlar 22 Aralık 1912 tarihinde 10. Kolordu taburlarını Marmara kıyılarından taşıyarak Şarköy'e çıktılar. 10 Haziran'da ordumuz taarruza geçerek Şarköy, Mürefte başta olmak üzere tüm Trakya topraklarını Bulgarlardan kurtardılar.

I. Dünya Savaşı sonrası gelişen olaylar neticesinde 20 Temmuz 1920 günü Yunanlılar Tekirdağ kıyılarına çıkartma yaptılar.

Rum ve Ermenilerin içerden savaşa katılmaları ve Yunan işgal kuvvetlerine yardımcı olmaları sonunda birliklerimiz gerilediler. Şarköy 2,5 yıl kadar Yunan işgali altında kaldı. Şarköy 17 Kasım 1922 günü Yunan işgalinden kurtuldu.


 

Beyazköy Beyazköy Tekirdağ ili Saray ilçesine bağlı olup tarih boyunca Trakya Bölgesinde önemli yerlerden birisi olmuştur. Kasaba Saray ilçesine 22 km, Çorlu'ya 33 km, İstanbul'a 120 km, Lüleburgaz ilçesine 30 km mesafededir. Kasabanın arazilerinden geçen Avrupa otoyolunun Saray-Vakıflar çıkışına 2 km mesafede olan Beyazköy'e, E-5 karayolunda Çorlu-Lüleburgaz arasında Vakıflar Mahallesi yakınındaki Saray Yolu üzerinden ulaşılır (12 km içeride). Beyazköy'ün güneybatısında Ahimehmet Mahallesi (4 km), kuzeyinde Osmanlı (2 km), kuzeybatısında İğneler Mahallesi (4 km), batısında Pınarbaşı Mahallesi (8 km), kuzeydoğusunda Demirler Mahallesi (10 km), batısında Sinanlı ve Selvi Mahallesi (8km) komşu mahalleler olarak yer almaktadır.

BeyazköyBeyazköy kurulduğundan bugüne gerek çalışkanlığı, gerekse zenginliğiyle bölgede her zaman adı bilinen ve kolay hatırlanan yerleşimlerden birisi olmuştur. Ayrıca ilk kuruluşunda Bulgaristan'dan birlikte getirdiği Plevne Damızlığı denilen çok kuvvetli ve güçlü hayvanların tüm Trakya bölgesine yayılmasına da neden olmuştur. Beyazköy'ün Trakya bölgesinin tam ortasında yer alması dolayısıyla ilk kurulduğundan bugüne, coğrafik ve askeri stratejik bir önemi mevcuttur. Bu nedenle bölgede yapılan askeri tatbikatlarda mahalle, ordumuzun ileri gelenleri tarafından ziyaret edilmektedir. Nitekim 1936 yılında Trakya Bölgesinde yapılan askeri manevralar sırasında Mustafa Kemal ATATÜRK de köyü ziyaret etmiş ve halkla sohbet etmiş, köy de Yüce Atatürk'ü ağırlama şerefine erişmiştir.

Beyazköy Beyazköy askeri ve coğrafik öneminin yanında, bölgede siyasi açıdan da önemli bir merkez olarak da tarihte yerini almıştır. Demokrat Partinin 1945-1960 yılları arasında köy bazında en önemli yerlerinden biri olan nahiyede, partinin nahiye ocağı açılmıştır. Nitekim bu tarihlerde Cumhurbaşkanı olan Celal BAYAR, köye uzak olmasına rağmen E-5 karayolundan özellikle köye gelerek ziyarette bulunmuştur. Geçmişten bugüne kadar bir çok başbakan ve parti lideri kasabayı ziyaret etmiştir.

BeyazköyKasaba geçmişten bugüne değişik alanlardaki bu önemlerinin yanında, Avrupa Otoyoluna yakın mesafede ve mahalleye çıkış kapısının olması nedeniyle, son yıllarda Trakya Bölgesindeki sanayileşmenin önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Mahalle civarında fazla miktarda kola, tekstil, mobilya, etiket vb. fabrikaları açılmıştır. Tabii bu durum, istihdam yaratması, mahallenin cazibe merkezi olması gibi olumlu yanlarının yanında, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı, çevre kirliliği, mahallenin gelen göçler sebebiyle sosyolojik yapısının bozulması, genç nüfusun fabrikalarda çalışmayı tercih etmesiyle tarımda çalışarak işgücü temini zorluğu vb. problemleri de mahalleye getirmiştir. Nitekim mahallenin girişindeki belki Trakya'nın en verimli arazilerinden olan yaklaşık 500 da civarında bir alandaki tarlalar, teklif edilen yüksek fiyatlar nedeniyle fabrikaların işgaline uğramıştır. Yine gerek burada mahalle içme suyu ve bu alana sulama suyu sağlayan 5 adet yer altı kuyusu, gerekse Hacılar mevkiinde yaklaşık 10.000 da alanda yer altı sulaması yapılan 25 kuyunun yörede fabrikalar tarafından açılan derin sondaj kuyuları nedeniyle su seviyeleri oldukça düşmüş, son yıllarda yaşanan kuraklığın da etkisiyle bir çoğu kurumuştur.

BeyazköyBeyazköy; bölge ve hatta ülkemizde nüfus planlaması olan nadir mahallelerden birisidir. Nüfusu 1900 yıllarından günümüze kadar 1.700-1.800 civarında olmuş, sadece belde olduğu 1990'lı yıllarda mahalle etrafındaki fabrikaların çoğalması nedeniyle nüfusu 2000'i geçmiştir. Nitekim 1976 yılında köy 333 hanedir. Belde olduğunda 2.056 kişilik nüfusu olmuş ancak son sayımlarda nüfus göç nedeniyle 1.600 civarında düşmüştür. Yeni büyükşehir kanunuyla belediyesi kaldırılıp mahalleye dönüştürüldükten sonraki nüfusu 1.258 kişidir.

Mahallede bir taşıma kooperatifi mevcut olup, yaklaşık 10 civarında minibüs ve 2 adet minibüs ile mahalleden Saray ilçesine ve Çorlu ilçesine her saat başı ulaşım sağlanmaktadır.

BeyazköyMahallede İlköğretim Okulu, Sağlık Ocağı, Tarım Kredi Kooperatifi, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Trakya Yağlı Tohumlar Alım Ofisleri ve Depoları, Avcılar Derneği, Beyazköy Spor Kulübü, 2 adet cami, 14 adet kahvehane, 10 adet bakkal, 2 berber, 2 adet nalbur dükkanı, 2 adet tamirhane, 2 adet lokanta, 2 adet benzin istasyonu, 2 adet düğün salonu, 1 adet zahireci, 1 adet ekmek fırını, 1 adet eczane, 1 adet kasap, 1 adet süt işleme atölyesi, 1 adet marangozhane vardır. Mahallede Pazartesi sabahları halk pazarı kurulmaktadır.
Beyazköy Beyazköy Beyazköy Beyazköy

Beyazköy 1878 yılında (Hicri 1923) Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonrasında Bulgaristan Servi kazası Malkoç köyünden göç edenler tarafından kurulmuştur. Mahalle halkı 1878 yılında bugunkü kurulduğu yere - eski belediye binasının hemen yanında - Çeşme Deresinde bulunan günümüzde körelmiş olan su kaynağı başında mola verir. Püsküllü Hüseyin Ağa liderliğinde daha sonra ünü tüm Trakya'ya yayılan çok kuvvetli meşhur Plevne öküzlerinin çektiği kağnılarla 60 hane olarak gelen mahalle halkı, bu kaynak başında mola sırasında ekmekler pişirilerek yemek yer. Bu mevkide; su kaynağının suyunun lezzetli oluşu ve Ergene Nehrinin en büyük kollarından biri olan Ana Dere denilen derenin kenarında olması, mahalle halkının bu alana olan ilgisini arttırır. Civarda yapılan toprak tespitlerinde, bu alan topraklarının verimli olarak belirlenmesi üzerine, mahalle halkı bu mevkiye yerleşmeye karar verir. Buraya yerleşen mahalle halkına daha sonra, göç ettikleri köyde geriye kalan Malkoç sülalesi ve Yetim sülalesi de gelerek mahalleye yerleşir. Mahalle toprakları 16.552 da olarak daha sonra Padişah Aldülmecit Han'ın 71 nolu fermanıyla mahalle halkına 1887 yılında (Hicri 1302) müceddeden (geçici) olarak tapulanır. Beyazköy halkı 1912 yılındaki Balkan Savaşı sırasında Bulgar ordularının Çatalca'ya kadar ilerlemesi sonucu mahalleyi tamamen boşaltarak, Kütahya, Sinop, Konya, Adapazarı, İstanbul taraflarına göç etmişler ve Bulgarların geri çekilmesi sonucu tekrar mahalleye dönmüşlerdir.

BeyazköyMahalle ilk zamanlarında Kırklareli Vilayeti Vize Kazası Osmanlı Nahiyesine bağlı bir köy olarak tarihte yerini almıştır. Ancak Osmanlı Köyünün dış göçler nedeniyle nüfusunun azalmasıyla Nahiye Merkezi 1914 yılında Balkan Savaşından sonra, Beyazköy'e taşınmış ve Beyazköy 1960 İnkılabı sonrasına kadar Bucak merkezi olmuştur. 1963 yılında Bucak sistemi ülkemizden kaldırılınca Beyazköy tekrar köy statüsüne dönmüştür. Beyazköy yapılan nüfus sayımı sonucunda nüfusu 2.000 üstünde yer alarak belde olarak statüsünün değişmesi için İçişleri Bakanlığına başvuruda bulunmuştur. Yapılan başvuru kabul edilerek 9 Haziran 1992 yılında Belediye olmuş ve yapılan seçimler sonucunda halk ilk belediye başkanını seçmiştir. Ancak büyükşehir kanununda yapılan değişiklikle Tekirdağ büyükşehir olmuş, tüm belde teşkilatları gibi Beyazköy belediyesi de kaldırılmış ve tüm mahalleler birleştirilerek tek bir Beyazköy mahallesi kurulmuştur.

BeyazköyBeyazköy'ün isminin mahallenin bulunduğu yerde kireç kuyusundan, aynı yerden daha önce bulunan Beyaz bir askeri kışladan veya ahalinin evlerinin duvarlarının fazla miktarda beyaz renkte boyamasından geldiği rivayet edilir. Ancak mahallenin yakınında bulunduğu rivayet edilen kireç kuyusu bugüne kadar tespit edilememiştir. Muhtemelen mahalleye 10 km mesafede yer alan Akçaköy merası içinde yer alan beyaz topraklar kastedilmiş olabilir, nitekim mahallenin toprak ve kerpiç evlerinin boyanmasında bu topraklardan faydalanılması uzun yıllardan beri devam etmiş olup, halen mevcut birkaç kerpiç evin toprakla boyanmasında da kullanılmaktadır.

BeyazköyAncak mahallenin esas ismi, mahallenin batısında Bağlık yakınındaki halen bazı tarlalarda sürüm esnasında kiremit parçaları ve kalıntıları da ortaya çıkan Beyazıt Askeri Kışlasından gelmektedir. Halen ilçesi olan 22 km mesafesindeki Saray'da, eskiden mevcut olan Padişahın saraylarının olması bu kanıyı güçlendirmektedir. Nitekim köy Hudut Namesinde de, mahallenin mevkii Beyaz Kariyesi olarak da geçmektedir. Beyazköy'ün ismi 1960 İnkılabı sırasında Demokrat Partinin kalelerinden birisi olması nedeniyle ANITTEPE olarak değiştirilmiş, ancak 1963 yılında tekrar eski ismine kavuşmuştur.

Konumu

Beyazköy Tekirdağ ilinin Saray İlçesine bağlı olan mahalle Saray ilçesinin Güneybatısında, Saray-Vakıflar-Çorlu üzerinde ve Tem otoyolu Saray çıkışında yer almaktadır. Saray'a 23, Çorlu'ya 36 km uzaklıktadır.

Düz bir alan üzerinde kurulmuş olan mahalle yaklaşık olarak 41 derece 27 dakika kuzey enlemi ile 27 derece 40 dakika doğu boylamı üzerinde yer almaktadır. Rakımı 155'tir.

Mahallenin nüfusu 1.258'dir.

İstatistiki Bilgiler

Toplam Taplu Alanı: 36.565.778 m2
Toplam Hazine Arazisi : 8.954.996 m2
Toplam Mücavir Alanı : 14.785.116 m2

Heyelan ve Deprem Durumu

Beyazköy Mahallenin bulunduğu saha oldukça düz bir alan olduğu için Bölgede heyelan ve akma görülmemektedir. Faylanma hareketlerinden uzak olan mahalle 4.Derece Deprem Kuşağı içerisinde yer almaktadır.

İklimi

Mahalle konum itibarı ile Bölgenin iç kesiminde yer alması nedeniyle Trakyada en az yağış alan bölgelerden biridir. Yıllık yağış miktarı 550-600 kg/m2 civarındadır. Yağışların %20'si ilkbaharda, %10'u yaz mevsiminde, %30'u sonbaharda ve %40'ı da kış mevsiminde düşmektedir.

Beyazköy Sağlık Ocağı Tabipliği

Beyazköy Sağlık ocağı 3 doktor, 1 ebe, 1 hemşire, 1 sağlık memuru ve 1 hizmetli ve 4 adet personel lojmanı ile hizmet vermektedir. Bu kuruluşta kasaba ve civar mahallelerin katkıları ile yeni teknoloji ve tıpta kullanılan malzemeler alınmış ve hizmete sunulmuştur. Bunlardan bazıları Kalp Elektro cihazı, Elektro Şok Cihazı, Ultrason, Kan İdrar Tahlil Cihazları vb. Bu tesise muayene ve tedavi için haftada ortalama 500 kişi gelmektedir.

Beyazköy İlköğretim okulu

İki ayrı okulda faaliyet göstermektedir. Taşımalı sistem ile civar mahallelerden öğrenci geldiği için Merkez olarak kullanılmaktadır.

Toprak Mahsulleri Ofisi Ajans Müdürlüğü

Kasaba ve civar mahallelerin mahsullerinin toplanması ve değerlendirilmesi faaliyetlerinde bulunmaktadır. Toplam 15.000 ton buğday stoklama kapasitesi vardır. 4 adet personeli bulunmaktadır.

Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifi

Kasaba ve civar mahallelerin mahsullerini toplama, değerlendirme faaliyetlerinde bulunmaktadır. Ortaklarına gübre, ayçiçek tohumu, hayvan yemi ve sıvı yağ ve margarin desteklemesinde bulunmaktadır.

Tarım Kredi Kooperatifi

Kasaba ve civar mahallelerin çiftçilerine gübre, buğday ve ayçiçek tohumu, zirai mücadele ilaçları ve makine ekipmanları, akaryakıt ve nakit kredi ihtiyaçlarını karşılamaktadır. 4 adet personeli bulunmaktadır.

TEM Otoyolundan Ulaşım

Beyazköy İstanbul istikametinden Edirne istikametine gelişte SARAY (Çorlu gişelerinden sonraki gişeler) gişelerinden çıkılacak ve Saray istikametine dönülecek. 2 km soldaki görünen BEYAZKÖY kasabasıdır.

E-5 (D-100) Karayolundan Ulaşım

İstanbul İstikametinden Edirne istikametine gelişte Çorlu ilçesi - Ergene ilçesi ve Vakıflar mahallesi geçilecek. Vakıflar mahallesinden yaklaşık 2 km sonra Saray ilçesine ulaşımı sağlayan yola dönülür ve 11 km gidildikten sonra soldaki mahalle BEYAZKÖY kasabasıdır.

ŞarköyŞarköy mavi bayrağa sahip olan denizi, Mürefte'nin meşhur üzümleri ve şarap üretimi ile turizm merkezi olmaya adaydır. Halen İstanbul'dan ve Trakya'nın içinden birçok yerli turisti çeken Şarköy'ün şu anki durumu potansiyelinin çok altındadır. Şehir mimari güzelliği olmayan birçok bina ile kaplanmış olması, hizmet veren işletmelerin Ege ve Akdeniz Bölgelerindeki muadillerinin kalitesine erişememesi, Mürefte üzümlerinden yapılan şarabının yeterince tanıtılamaması, yamaç paraşütü için uygun bir alan olan Uçmakdere'de yetersiz hizmet anlayışı, Şarköy'ün turizmdeki potansiyelini olumsuz etkilemektedir.

Şarköy her ne kadar turizm ile ön plana çıkma imkanına sahip olsa da, tarım ve hayvancılık konusunda da çevre yerleşimlerinden geri kalmamaktadır. Şehirdeki en önemli sanayi üretimi şaraptır. Şarapçılık bu bölgede eski tarihlere dayanmaktadır. Ancak Şarköy'de üretilen şarapların büyük bir kısmı, Türkiye'nin başka bölgelerinde yerleşik olan şarap firmalarının markası ile satılmaktadır ve şarapçılıkta markalaşamamak, Şarköy'e potansiyel kazançlarından da büyük kayıplar yaşatmaktadır.

İstanbul-Çanakkale yolu üzerindeki Şarköy'ün gelişimi, şarap-turizm-tarım üçlüsünün akıllıca kullanılabilmesine bağlıdır. Ayrıca Şarköy'ün yamaç paraşütü, rüzgar sörfü ve yüzme dışında doğa yürüyüşleri için de uygun parkurlara sahip olması, turizm açısından da önemli bir avantaj oluşturmaktadır.

Şarköy, İl Merkezine sahil yolu ile 68 km, E-84 Kara Yolu ile 93 km mesafededir. Kuzeyinde Malkara, kuzeydoğusunda Tekirdağ, güney ve güneydoğusunda Marmara Denizi ve batısında Gelibolu bulunmaktadır. Yüzölçümü 555 km2 'dir.

Şarköy ve Mürefte'ye Ganos Dağları hakim olup 945 m yüksekliği olmasına rağmen deniz kıyısından itibaren ani yükselme gösterdiğinden ulu bir dağ görünümü arz etmektedir. Marmara Çukurları ile Ganos Körfezi arasında Muratlı ve Çorlu'dan başlayarak güneybatıya uzanan üç fay bulunmaktadır. Bundan dolayı ŞARKÖY-MÜREFTE-TEKİRDAĞ Türkiye'nin depreme hassas bölgelerindendir. MTA Enstitüsü tarafından bölge birinci derecede deprem bölgesi ilan edilmiştir. Şarköy'ün kuzey, doğu ve batı yöreleri oldukça engebelidir. Şarköy ilçe sınırları içinde kalan kıyılarda denize ulaşan derelerin yataklarında oluşan ova Şarköy kıyı ovasıdır. Şarköy ovası Ganos Dağlarının güney eteklerinde Hoşköy'den Kızılcaterzi'ye kadar uzanan bir alüvyon ovasıdır. Şarköy ovasının gerisinde kıyı taraçaları yer alır. Özellikle Mürefte ve Şarköy kıyılarında bu taraçalar diğer kıyılara oranla daha belirgindir.

Şarköyİlçe hudutları içinde kalan topraklarda akan en önemli akarsular şunlardır; Gaziköy, Hoşköy, Gölcük ve Tepeköy dereleri. Dereler yaz mevsiminde ya tamamen ya da kısmen kururlar. Gölcük Deresi ilçenin kuzeyini takip ederek Saroz Körfezine dökülür.

İlçenin doğal bitki örtüsü: Marmara Denizi'ne bakan yamaçlarda iklim tipine uygun olarak gelişme gösteren makiler ve fundalıklardır. İç kesimlerde ise kışın yapraklarını döken meşe türleri, gürgen, dış budak, ıhlamur, çınar ve karaağaç görülmektedir.

İlçenin sahip olduğu toprakların büyük bir kısmı tarıma elverişli değildir. Orman bölgesi bakımından oldukça zengindir. (203.090 dekar)

Şarköy, yarı nemli iklim tipine girmektedir. Akdeniz iklim tipi ile Karadeniz iklim tipi arasında geçiş özelliği gösteren bir iklime sahiptir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. İçerilerde daha ziyade karasal iklimin etkisi görülür. Yıllık yağış ortalaması 550.6 mm'dir.

   

Saray ilçesinin turizm açısından önemi Tekirdağ ilinin Karadeniz'e açılan tek kapısı olması ve bunun yanında Istıranca Dağlarının bir bölümünün ilçe sınırları içerisinde bulunmasıdır.

Kastro Tekirdağ'ın Karadeniz kıyısında, Istranca Dağlarının eteklerinde bulunan Kastro doğal plajı ilçe merkezine 10 km uzaklıktadır. Bu plajda ormanlık alanlar kumsalla birlikte başlamaktadır.

Eski adıyla Kastro, şimdiki ismiyle Çamlıkoy Trakya'nın Bahçeköy deresinin Karadeniz'e döküldüğü yerde 2.5 km. kumsalıyla, Saray'ın sahil şerididir. Saray'dan Çamlıkoy'a kadar olan yol güzergâhı da Istıranca Dağlarından (ormanlarından) geçer. Güzergâhta yapılan dağ evleri, nehir boylarındaki mesire yerleri bulunmaktadır. Kastro yöresindeki 329 hektarlık karaçam ormanı 18 Nisan 1988 tarihinde Doğayı Koruma Alanı (Milli Park) olarak ayrılmıştır. Orman İşletmesi tarafından piknik ve dinlenme yeri olarak düzenlenen bu alanda bazı turistik tesisleri ve konaklama yerleri vardır.
Kastro Tekirdağ'ın Karadeniz'e açılan tek kıyısı olan milli park Kastro, yemyeşil doğasıyla görenleri etkiliyor. Gerçek adı Çamlıkoy olan fakat; yörede bulunanların Kastro dedikleri milli parkın bu ismi almasının sebebi ise; eskiden bölgede yaşayan Rumlar olduğu tahmin ediliyor.

Kastro'da doğa ile iç içe pek çok aktivite gerçekleştirebiliyorsunuz. Orman, deniz ve dereyi bünyesinde birleştiren bu alanda ister bisiklete biniyorsunuz isterseniz balık tutarak keyifli vakit geçiriyorsunuz.

Bahçeköy deresinin denizle birleştiği bu koy piknik ve dinlenme yeri olarak düzenlenmiş bunun sebebi ise; koyda bulunan 329 hektarlık karaçam ormanları. Koyun çevresi ve derenin iki yanı koruma altında. Bu nedenle Kastro'da tesis yapılamıyor, çürüse bile ağaçların kesilmesi yasak.

Kastro Fakat; oldukça keyifli vakit geçireceğiniz bu koyda bisiklete binip eğlenebilirsiniz. 2.5 kilometrelik Bahçeköy deresinde saati 8 liradan bisiklet kiralayabilirsiniz. Piknik alanlarının da bulunduğu bu koy kendinizle baş başa kalabileceğiniz sakin bir yer.
Bu koyda sadece bisiklete binmekle sınırlı kalmamalısınız. Rahatlamak ve farklı bir şeyler yapmak için balık tutmalısınız. Ardından mangal tuttuğunuz balıkları mangal yaparak yemeyi deneyebilirsiniz.

Kastro, Kaya Turizm'e kiralanmış durumda. Tesisten günübirlik faydalanmak isteyenler giriş ücreti ödüyor. Ayrıca; Kastro bünyesinde kamp yapabileceğiniz yerler de bulunuyor. Ormanın içi çadırlarla dolu. Çadırınızı kendiniz getirebilirsiniz ya da iki veya üç kişilik standart çadırlardan kiralayabilirsiniz. Çadırlara elektrik sağlanıyor. Su dağdan gelen lezzetli kaynak suyunun aktığı çeşmelerden sağlanıyor. Kamp alanında market de var.

Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro
Kastro Kastro Kastro
Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro Kastro

Safaalan Korusu Piknik Alanı

Safaalan Mahallesinin çıkışında 1 km mesafede bulunan piknik alanında doğaya uygun masaların ve yanlarında barbekülerin bulunduğu güzel bir korudur. Zamanın (köy) muhtarlığınca kazandırılan piknik alanına gelirken sadece et balık vb. alınlması yeterli olacaktır.

Laladere Orman İçi Piknik ve Dinlenme Alanı

Saray İlçesinden Kıyıköy istikametine doğru 8 km ilerisinde bulunan Laladere piknik alanı geniş sahası, çocuk parkı,spor alanı, restoran, büfesi ve içinde akan deresiyle tam anlamıyla bir piknik alanıdır. Restoranında yaz mevsiminde kuzu/oğlak çevirme ve et ve mantar çeşitleri yapılmaktadır. Piknik alanında tamamen doğa ortamına uygun ağaç masa ve sandalyeler bulunmaktadır.

Laladere Laladere Laladere Laladere Laladere Laladere
Laladere Laladere

Sultanbahçedere Barajı

Sultanbahçedere Barajı Sultanbahçedere Barajı Sultanbahçedere Barajı Sultanbahçedere Barajı Sultanbahçedere Barajı Sultanbahçedere Barajı
Sultanbahçedere Barajı

Elmalıdere Barajı

Elmalıdere Barajı Elmalıdere Barajı Elmalıdere Barajı Elmalıdere Barajı Elmalıdere Barajı