Muratlı
Muratlı; tarım, sanayi ve lojistik konusunda merkez olma rolünü üstlenmiştir. Bu merkezin geliştirilmesi ilçenin kalkınmasına önemli bir katkı sağlayacaktır.
Ergene Nehri'nin kirliliği, Muratlı ilçesinin de en önemli sorunları arasında yer almaktadır. Ayrıca ulaşımda bir geçiş noktası olan, tarım ve sanayi üretiminde önemli bir merkez olan Muratlı'nın sosyo-kültürel altyapısının geliştirilmesi elzemdir.
Muratlı, Tekirdağ iline bağlı, merkeze 23 km uzaklıkta bir ilçedir. Doğusunda Çorlu ve Ergene ilçesi, güneyinde Tekirdağ ve kuzeyinde Kırklareli ilinin Lüleburgaz ilçesi bulunur.
Yüzölçümü 427 km2'dir. İlçede yüksek dağlar ve vadiler yoktur. İlçe toprakları genellikle geniş tabanlı ve bereketli düz alanlardan (ovalardan) oluşur. Bazı kesimler engebeli olmakla birlikte bunların yükseklikleri çok azdır.
Muratlı ilçesinin, İstanbul'a yakınlığı, Tekirdağ limanına yakın bulunması, D-100 Karayoluna yakın olması ve İstanbul - Edirne - Avrupa demiryolunun Muratlı ilçesinden geçmesi sanayi kuruluşları için tercih edilen bir bölge olmuştur.
Muratlı'yı ilginç kılan özelliklerden biri, ilçenin tam ortasından demiryolu geçmesidir. Türkiye'de tam ortasından demiryolu geçen üç ilçeden birisidir Muratlı. Diğerleri ise Polatlı - Ankara ve Nusaybin - Mardin'dir.
Muratlı merkezinin çok eski zamanlardan beri meskûn bir yer olduğunu İnanlı Tarım İşletmesi (Eski adıyla İnanlı inekhanesi ve aygır deposu) yakınında bulunan ve Zindan Üstü (Şimdiki Sarı Bayır) adı verilen yerde şehir kalıntılarının temellerinden çıkan küp ve bakır parçalarından anlaşılmaktadır. Muratlı Bağlar mevkiinin de eski yerleşim yeri olduğu bilinmektedir.
Hayrabolu Mahalleleri (A-İ)
Hayrabolu Mahalleleri | 2017 Nüfusu |
---|---|
Ataköy | 203 |
Avluobası | 126 |
Aydınlar | 368 |
Bayramşah | 101 |
Buzağcı | 149 |
Büyükkarakarlı | 438 |
Cambazdere | 214 |
Canhıdır | 95 |
Çeneköy | 318 |
Çıkrıkçı | 318 |
Dambaslar | 330 |
Danişment | 341 |
Delibedir | 196 |
Duğcalı | 54 |
Emiryakup | 255 |
Fahrioğlu | 54 |
Hacılı | 36 |
Hasköy | 286 |
Hedeyli | 306 |
İsmailli | 72 |
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Avluobası mahallesinin Osmanlı İmparatorluğu döneminde çiftlik olarak kurulduğu bilinmektedir.
Tekirdağ iline 70 km, Hayrabolu ilçesine 26 km uzaklıktadır. Lüleburgaz şehrine 17 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Düğünlere tüm mahalle halkı çağrılır ve ayrım yapılmaksızın herkese düğün yemeklerinden ikram edilir. Düğünde ikram edilen yemekler ise; Düğün çorbası (yapımında pirinç kullanılır), kurufasulye, pirinç pilavı, tatlı olarak da yine pirinç ile yapılan zerde düğüne katılan misafirlere ikram edilir. Cuma akşamları kına gecesi, cumartesi düğün alayı ve pazar günü de damat traşı yapılır. Düğünden sonraki günlerde damat ve gelinin yakınları evli çifti yemeğe davet ederler.
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık evi vardır. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır. Ayrıca mahallenin İstanbul Sultangazi ilçesi 50.yıl mahallesinde yardımlaşma ve dayanışma derneği lokali bulunmaktadır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır. Mahalle yoluna 05.05.2008'de kaldırım taşı döşenmiştir. Mahallenin girişinde mahallenin işadamları ve mahalle muhtarlığının beraber yaptırdığı Atatürk anıtı bulunmaktadır.
Tekirdağ iline 65 km, Hayrabolu ilçesine 20 km ve Lüleburgaz ilçesine 20 km uzaklıktadır.
Mahallede ilköğretim okulu vardır. Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır ve mahallede 2 cami bulunmaktadır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi vardır ancak PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 45 km, Hayrabolu ilçesine 8 km uzaklıktadır.
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 47 km, Hayrabolu ilçesine 15 km Lüleburgaz ilçesine 25 km ve Muratlı ilçesine 24 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 71 km, Hayrabolu ilçesine 18 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 40 km, Hayrabolu ilçesine 20 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Mahalle gelenekleri içerisinde yöreye ait yemek çeşitleri vardır. Genellikle yaz aylarında hamur açılarak kadınlar hamur işi yiyecekler yaparlar. Bunlar kalın pazı, çimdik, gözleme, kesme denen ev makarnası çeşitlerden bazılarıdır. Ayrıca mahalle tarhanası da yapılır.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mevcut öğrenciler Banarlı kasabası ilköğretim okulunda eğitimlerine devam etmektedir. Meşhur Çene suyu diye bilinen su, şebeke yenilemesi yapılarak 15 Temmuz 2008'den itibaren pompalanmaya başlanmıştır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır. İnternet mevcuttur.
Tekirdağ iline 50 km, Hayrabolu ilçesine 23 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Mahallenin eski adları Hasan Mahalle ve Torbalı'dır. Şu anda mahallede yaşayanların büyük çoğunluğu Lozan Antlaşması sonrası yapılan Mübadele sonucu Selanik Avrethisarı, Demirhisar ve Gevgeli'den gelenlerden oluşmaktadır. Eski bir Rum mahallesidir. Bölge isimlerinden anlaşılacağı gibi kale, manastır, kilise, karakol mevcut bulunmaktadır ama sadece yer isimleri kalmış ve masatlık gibi rum mezarlıgı yok olmuştur.
Tekirdağ iline 70 km, Hayrabolu ilçesine 17 km uzaklıktadır.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Süt üretimi yapılmaktadır. 2010 yılı şubat ayında Hasköy Kalkınma Kooperatifi kurularak faaliyete başlamıştır.
Mahallede, ilköğretim okulu yoktur, taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahalle öğrencileri Hayrabolu ilçesinde taşımalı eğitim ile öğrenimine devam etmektedir. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır, kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı yoktur ancak sağlık evi vardır. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır. İnternet bağlantısı vardır.
Mahalleden çoğu kişi çeşitli sebeplerden dolayı başka bölgelere göç etmiştir. İstanbul'un Küçükçekmece ilçesinde Hedeyliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği kurulmuştur.
Mahallenin bulunduğu yerde eskiden Hediye isminde hanımın çiftliği varmış. Mahalleye yerleşimler başladıktan sonra mahallenin ismi Hedeyli olarak telaffuz edilmeye başlamıştır.
Mahallede Kurban Bayramında etler toplanarak cami havlusunda kazanlarda pişirilir. Bu vesileyle kurban kesen kesmeyen mahalle halkı etler piştiğinde cami havlusundan eşit şekilde hakkına düşeni alır. Mahallenin uzun yıllardan beri süre gelen çok güzel paylaşımcı bir geleneğidir.
Tekirdağ iline 70 km, Hayrabolu ilçesine 18 km uzaklıktadır. Trakya geçit iklimi görülür. Kışları oldukça yağışlı ve çok soğuk, yazları az yağışlı ve sıcaktır. Yıllık yağış ortalaması 600mm'dir. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi mevcuttur (fakat faal değildir). Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Mahallenin yaşlıları bu mahalleye Kadimköy dendiğini ifade etmektedirler. (Kadim: Ezeli, başlangıcı olmayan demektir.) Bu da bize mahallenin çok eski bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor. İsmailli Mahallesi Hayrabolu ilçesinin en eski mahallesidir. Tarihi 1580 yılına dayanmaktadır.
Gözleme, mantı, mangır, cizleme, çok sevilen yemekleri arasındadır. Tereyağlı ekşimikli kulak denilen hamur işi ise nam yapmıştır.
Tekirdağ iline 38 km, Hayrabolu ilçesine 33 km uzaklıktadır. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır. PTT şubesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Malkara Mahalleleri (A-H)
Malkara Mahalleleri | 2017 Nüfusu |
---|---|
Ahievren | 307 |
Ahmetpaşa | 170 |
Aksakal | 184 |
Alaybey | 385 |
Allıışık | 161 |
Bağpınarı | 244 |
Balabancık | 1.081 |
Ballı | 546 |
Ballısüle | 107 |
Batkın | 207 |
Bayramtepe | 229 |
Cami Atik | 13.064 |
Çavuşköy | 373 |
Çimendere | 292 |
Çınaraltı | 667 |
Çınarlıdere | 270 |
Danişment | 290 |
Davuteli | 240 |
Deliller | 157 |
Demircili | 104 |
Dereköy | 122 |
Deveci | 455 |
Develi | 128 |
Doğanköy | 309 |
Dolu | 419 |
Elmalı | 332 |
Emirali | 129 |
Esendik | 65 |
Evrenbey | 425 |
Gazibey | 5.096 |
Gönence | 317 |
Gözsüz | 652 |
Güneşli | 97 |
Hacıevhat | 9.401 |
Hacısungur | 308 |
Haliçköy | 345 |
Hasköy | 284 |
Hemit | 488 |
Hereke | 274 |
Ahievren Mahallesi adını Debbağlar esnaflarından olan Ahi Evren'den almaktadır. Sultan Orhan ve Hacı Bektaş-i Veli zamanında 93 sene yaşamış bu zat, 1356 da Rumelinin alınışında Malkara dolaylarına gelmiş ve yerleşmiştir.
Yüzölçümü 16.000 m2 dir. Az meyilli bir arazi üzerine kurulmuş olan mahallenin doğusunda Pazartepe, batısında Baba bayırı ve kuzeyinde Tavşan tepe isimlerinde ufak yükseltiler bulunmaktadır. 1984 yılında D.S.İ. tarafından bir gölet yapılmıştır.
Mahalle halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. Buğday, arpa, mısır, ayçiçeği başta olmak üzere her türlü hububat ekimi yapılmaktadır. Hayvancılık olarak süt ve besi hayvancılığı yapılmaktadır. Günlük süt üretimi 2 ton civarındadır. Mahallede okuma yazma bilmeyen yoktur.
Mahallenin kuruluşu ile ilgili anlatılan bir efsane vardır. Çok eski yıllarda üç ihtiyarın gurbete çıktığı söylenir. Bu üç ihtiyar, Aksakal kavşağında karar verip ayrılırlar. Biri Emirali, biri Müstecep yönüne gider. Diğeri de doğuya doğru ilerleyip, 1 km. kadar yürüyünce yorulup, dinlenmek için oturur. Daha sonra dinlenmek için oturduğu bu yere yerleşir. Çok yaşlı olan bu adamın bembeyaz ak bir sakalı vardır. Sakalı ak olduğundan buraya daha sonra "Aksakal" mahallesi denmiş.
Mahalle ovada kurulmuştur. Mahallenin yeri ova olmasına rağmen, yine de ara ara yükseltilere rastlanmaktadır. Akarsuyu yoktur.
Mahallenin adının nereden geldiği konusunda şöyle bir söylenti vardır. Emrinde alayı olan Ali Bey isminde bir subay varmış. Ali Bey'in şimdiki Alaybey mahallesinin olduğu yerde bir çiftliği bulunuyormuş. Buraya insanlar yerleşerek mahalle kurulduktan sonra adına Alaybey mahallesi denilmiştir.
Mahalle halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla karşılamaktadır. Ekilebilen arazilerde buğday, mısır, arpa, kabak, ayçiçeği ve çeşitli sebze, meyve yetiştirilmektedir. Mahallede son derece modern süt ve besi hayvancılığı yapılmaktadır. Günde 5 ton civarında süt üretilmektedir.
Mahalle, cumhuriyetten önce pek gelişmemiş olmasına rağmen, cumhuriyetten sonra çok gelişmiştir. Mahallede okuma yazma oranı % 95 tir. Kalan % 5 i de yaşlı kişiler oluşturmaktadır. Cumhuriyetten önce okul yoktur. Mahalle hocaları tarafından Kuran-ı Kerim öğretiliyordu. 1939 yılında mahallede bir ilkokul yapılarak eğitime başlanmıştır. O günden bugüne kadar eğitim ve öğretim sürdürülmektedir.
Dağlık bir yere kurulmuş olan mahallenin yüzey şekilleri engebelidir. Ovalık yerleri azdır. Akarsu olarak suları kışın çoğalan, yazın azalan dereler vardır. Koru dağlarının bir kısmı köy hudutları içinde yer almaktadır.
Mahalle halkı geçimini çiftçilikten, hayvancılıktan ve ormandan sağlamaktadır. Tarım ürünleri olarak buğday, arpa ve ayçiçeği yetiştirilmektedir.
1936 yılından beri köyde eğitim - öğretim yapılmaktadır. İlkokulu 1972 yılında öğretime açılmıştır. Okuma yazma oranı %80'dir. Mahallenin eğitim düzeyi düşüktür. Bunun nedenlerinden biri halkının fakir olmasıdır.
Eski adı Tatarcedit olan mahallenin bu adı nereden aldığı hakkında bilgi yoktur. Cumhuriyet öncesinde mahallenin bir Rum mahallesi olduğu bilinmektedir. Mahallede savaşa katılmış kişi yoktur. Kurtuluş savaşı sonrasında boşaltılan mahalleye çingene diye adlandırılan aileler gelip yerleşmişlerdir. Cumhuriyet sonrasında, 1924 yılında Yunanistan'dan Selanik ve civarından mübadele sonucu Türk aileler getirilerek mahalleye yerleştirilmişlerdir. Türk ailelerin mahalleye gelişiyle, mahallede önceden yerleşmiş olan diğer aileler mahalleyi terk etmişlerdir. Mahalleye 1928, 1935 ve 1951 yıllarında antlaşmalar sonucu Bulgaristan'dan gelen göçmen aileler de yerleşmiş ve mahallenin bugünkü kuruluşu tamamlanmıştır.
Tarihi yapı olarak mahalledeki tek eser; eski Malkara - Uzunköprü üzerinde kurulmuş olan ve mahallenin hemen güneybatı yönündeki köprüdür. Tek gözlü kemer köprü niteliğinde olan köprü halen sağlıklı bir şekilde kullanılmaktadır. Köprünün adı, ne zaman yapıldığı, kimler tarafından yapıldığı bilinmemekle beraber, 93 harbinde Rus işgal kuvvetlerinin Uzunköprü'yü Malkara'ya bağlamak amacıyla yaptıkları sanılmaktadır.
Mahallede yaşayanların tümü geçimlerini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadırlar. Ekilebilen arazilerde buğday, arpa, ayçiçeği, kabak yanında fasulye, nohut, mercimek gibi baklagiller de yetiştirilmektedir. Süt ve besi hayvancılığı bu mahallede de önemli ölçüde yapılmaktadır. Günlük 2 ton civarında sütü bulunmaktadır.
Ballı mahallesi kuzeydoğudan güneybatıya doğru uzanan genişçe bir vadide yer almakla birlikte, vadi içindeki dereler ve tepelerle bir plato görünümü arz etmektedir.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Ekilebilen arazilerde buğday, arpa, ayçiçeği, mısır, soğan, mercimek, nohut gibi tarım ürünleri yetiştirilmektedir. Hayvancılıkta büyükbaş hayvancılık çok gelişmiştir. Süt inekçiliği ve besicilik iyi cins ırklarla yapılmaktadır. Mahallede günde 2 ton civarında süt üretilmektedir. Çok az miktarda küçükbaş hayvan ve kümes hayvanı da vardır.
Batkın mahallesinin ilk kurucuları Tatarlardır. Kırım Savaşı sonunda Kırımdan bir grup Tatar ailesi Sultan Aziz'in Yörücek Çiftliğine (bugünkü Batkın mahallesinin olduğu yere) gönderilir.
Mahalle ekonomisinin belkemiğini hububat, ayçiçeği ve süt inekçiliği teşkil etmektedir.
Tarım ürünlerinden buğday, arpa ve mısır ekilmektedir. Sanayi bitkisi olarak ayçiçeği ve şeker pancarı ekilir. Her aile, kendi ihtiyacı için nohut, mercimek, fasulye, kavun, karpuz, soğan ve yaz sebzesi yetiştirir. Büyükbaş iyi cins hayvanlarla süt ve besi hayvancılığı yapılmaktadır. Mahallede günde 2 ton civarında süt üretilmektedir. Az da olsa küçükbaş ve kümes hayvanı da beslenmektedir.
Mahalle arazisinin kuzey batısı ile güney batısında ufak tepecikler göze çarpmaktadır. Güney doğusundan kuzeye doğru akan derenin kenarındaki arazi düz ova görünümündedir. Bu dere, mahallenin tek akarsuyu olup, Davuteli mahallesi ile Bayramtepe mahallesi arasında sınır teşkil eden küçük bir dere ile bu dereyi besleyen daha küçük dereciklerden meydana gelir. Kış mevsiminde yağışlar nedeni ile suyu 5 metreye kadar genişlerken, yazın kuruyarak genişliği 1 metreye kadar iner. Sonbahar aylarında ise bu derenin suyu tamamen kurumaktadır. Cumhuriyetten önce köyde Rumlar yaşamışlar ve o zaman mahallenin adı Teberrük'müş. Teberrük isminin nereden geldiği bilinmemektedir. Bu isim 1960 yılında, mahallenin kurulduğu yerin coğrafi konumuna bakılarak Bayramtepe olarak değiştirilmiştir. 1925 yılına kadar köy tamamen Rum mahallesi olarak kalmıştır. 1923 - 1924 yıllarında mahalleyeTürk aileleri getirilip, yerleştirilmiştir.
E-84 mahalleyi ikiye bölmektedir. Doğuda yükselti olarak Ballı Tepe bulunur. Bunun dışında mahallede ve çevresinde göl, nehir, çay, bataklık ve engebe yoktur. Mahallenin adı konusunda iki kaynak gösterilmektedir. Bir söylentiye göre, cumhuriyetten önce yörede üç çiftlik varmış. Bunlar; Ali Efendi, Zeynel Ağa, Ermeni Manukyan. Mahallenin bulunduğu yere işçilerin kalması için yer yapılır. İşçiler burada konaklar. Bu işçilerden birisi askere gider. Askerliğini çavuş olarak yapar. Mahalleye bundan dolayı Çavuşköy dendiği söylenir. Diğer bir söylentiye göre; 1353 yılında Süleyman Paşa Rumeli'ye girdiğinde mahalleye isim verilmiş.
Mahallede tarım son derece önemlidir. Buğday ve ayçiçeği çok miktarda üretilmektedir. Çünkü mahallenin arazi varlığı oldukça fazladır. Çevre mahalleler içinde en çok toprağa sahip mahalledir. Hayvancılık da son derece gelişmiştir. Günde 4 ton süt üretilmektedir.
Mahalle halkı için hayvancılık önemli bir geçim kaynağıdır. Yıllık gelirin %90'ını tarım ve hayvancılık sağlamaktadır. Mahallede okuma yazma oranı %100 dür.
Cumhuriyetten önce, Bulgaristan'ın Hızladı kasabasında yaşayan bir grup, savaşlar sonunda göç ederek Malkara'ya gelirler. Bunlara yerleşmeleri için Allıışık mahallesi gösterilir. Burasını beğenmeyip, mahallenin bugünkü yerleşim yerine gelirler. Burasının yeşillik ve çimenlik olduğunu, yakınından da dere geçtiğini görürler. Burası hoşlarına gider ve buraya yerleşmeye karar verirler. Tekrar Bulgaristan'a dönerek oradaki yakınlarına burasını anlatırlar. Onlarla beraber tekrar Malkara'ya gelirler. Şimdiki mahallenin bulunduğu yere geldiklerinde görürler ki, anlatılanlar doğrudur. Buraya yerin özelliğine uygun olarak Çimendere adını verirler. Mahallenin adı Cumhuriyet döneminde de aynı kalmıştır.
Mahalle halkı geçimini tarım ve hayvancılıktan karşılamaktadır. Ekilebilen arazilerinde buğday, ayçiçeği, arpa ve gelir getirici olarak kavak ağacı yetiştirilmektedir. Bunların yanında yemeklik olarak baklagiller de yetiştirilmektedir. Çimendere mahallesinde süt ve besi hayvancılığı çok iyi bir şekilde yapılmaktadır. Günde 2,5 ton civarında süt üretilen mahallede hayvancılık önemli bir geçim kaynağıdır. Mahallede okuma yazma bilmeyen yoktur.
Mahalle, iki ufak tepenin arasında kalmaktadır. Evler çukurdan tepelere doğru dağılmaktadır. Kış soğuklarına ve yağışlara karşı muhafazalıdır. Mahallenin kuzey, kuzey batı ve kuzey doğusunda kendine has ovası vardır. Arazi genellikle engebelidir. Mahallenin içinden küçük bir dere geçmektedir. Bu dere Ana dere ile birleşerek, mahallenin doğusundaki Karacagür deresine akmaktadır. Mahallenin batısında 1 km. uzaklıkta orman vardır.
Bugün Çınaraltı mahallesinde yaşayanların ataları, (1877 - 1878) 93 harbi adı ile anılan savaş sırasında Bulgaristan'dan göç ederek, bugün Çınaraltı mahallesinin bulunduğu yere yerleşmişlerdir. Bulgaristan'dan gelen bu insanlar, yerleştikleri bu mahalleye Pravca adını vermişlerdir. Pravca Bulgarca bir isimdir. Türkçe "Doğru söyleyen" anlamına gelir. Halen burada yaşayan halk Bulgarca (Pomakça) konuşmaktadır. Pomak'ın anlamı da "yardımcıdır". Osmanlı - Rus savaşında Türk ordusuna en çok yardım eden bu kişilerdir.
Mahalle halkı geçimini tarım ve hayvancılıktan karşılamaktadır. Tarımla uğraşanlar genellikle hububat türü olan buğday, arpa ve süpürge ekerler. Bunun yanında sanayi bitkisi olan ayçiçeği, şeker pancarı ve kabak da ekerler. Bahçecilik fazla yapılmaz. Kendi ihtiyacını karşılayacak kadar nohut, mercimek, fasulye ve soğan ekerler. Mahallede hayvancılık önemli bir yer tutar. Süt inekçiliği ve besi hayvancılığı gelişmiştir. Günde 3 ton süt üretilmektedir.
Mahallenin okuma yazma oranı diğer mahallelere göre oldukça düşüktür. %85'dir.
Uzun ve düz bir akarsu yatağı ve yanında ovası bulunmaktadır. Şarköy Ganos dağları mahallenin güney yönünü kaplar. Mahalle çukurda kalır. Kuzey ve güney tarafları yüksektir. Tek akarsuyu olan Çaydere, Melen Balkanından doğarak mahallenin içinden geçmekte ve Ege denizine dökülmektedir.
Mahallede üretilen ürünler; buğday, arpa, mısır, ayçiçeği, şeker pancarı ve sebzelerdir. Meyve ağacı, kırağının fazla düşmesi ve uzun sürmesi yüzünden yoktur. Halkının gelir ve geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Hayvancılık oldukça gelişmiştir. Günde 3 ton süt üretilmektedir.
Mahallede eğitime ilk defa Cumhuriyetin ilanından sonra gece mektepleri (Millet Mektepleri) ile başlanmış, yeni Türk Harfleri ile okuma - yazma seferberliği başlatılmıştır. İlkokul, 1940 yılında bir öğretmen ile eğitime başlamıştır. Okuma yazma oranı %99'dur.
Zamanla çevreden gelenlerle mahallenin nüfusu artmaya başlamış ve en son 1951 yılında gelen Bulgaristan ve Romanya göçmenleriyle 128 haneye ulaşmıştır. 2017 yılı nüfusu 290 kişidir.
Mahallenin ismi Danişment olmakla birlikte, halk arasında Talaşman olarak da söylenmektedir. Bir söylentiye göre halk arasında Kara Talaşman denilen bir çeşit çekirgenin bu çevrede çok bulunmasından dolayı, mahalleye bu isim verilmiştir.
Son zamanlarda Danişment mahallesinde de hayvancılık çok büyük bir gelişme göstermiştir. Günde 2 ton civarında süt üretilmektedir. Mahallede okuma yazma bilenlerin oranı %95'dir.
Cumhuriyetten önce, mahallenin bulunduğu topraklar Padişah taraftarı Davut bey adında bir kişi icarla kiralayarak, burada bir çiftlik kurmuş. Uzun yıllar Davut Bey'in çiftliği olarak kalmıştır. Sonradan mahallenin adı bu kişinin adından kaynaklanarak Davuteli olarak kalmıştır. Resmi kayıtlara da bu şekilde geçmiştir. Mahalle halkı, Cumhuriyet kurulduktan 9 ay sonra Selanik'ten gelip buralara yerleşmiştir.
Mahallede okuma yazma bilmeyen yoktur.
2017 nüfusu 240 kişidir.
Mahalle, Tekirdağ il yıllığındaki bilgilere göre Saruhanlı Yörüklerinin 14.yüzyılda Trakya'ya geçerek kurdukları köylerden biridir. İkinci bir kaynak kitaba göre, Osmanlı döneminde 1400 yıllarında Delilular adı verilen savaşçı askerlerin askerden ayrıldıktan sonra buraya gelip yerleşmeleriyle kurulmuş ve adını da Delilular koymuşlardır. Delilular ismi zamanla değişime uğrayarak Deliller haline dönüşmüştür.
Cumhuriyet döneminden önce bir süre Yunan işgalinde kalmış, Cuhuriyetin ilanı ile tekrar bağımsızlığına kavuşmuştur.
Mahallede tarım ve hayvan ürünleri bol miktarda üretilmektedir. Ekilebilen arazilerden buğday, arpa, ayçiçeği, pancar ve kabak yetiştirilmektedir. Süt inekçiliği ve besicilik iyi bir şekilde yapılmaktadır. Günde 1,5 ton civarında süt üretilmektedir.
Mahallede okuma yazma oranı oldukça yüksektir. Halkın %98'i okur-yazardır.
Mahallenin etrafı yüksek olup, mahalle bir çanak içine kurulmuş gibidir. Engebeli bir arazisi vardır. Ören, Kamışça, Ağılsırtı ve Pirelibayırlar mevkileri en yüksek yerleridir. Ova denilebilecek bir arazisi yoktur. Yazın suları çok azalan veya kuruyan Suçıktığı, Killik, Hacıilyas adında üç deresi vardır. Bu dereler kaynak ve yağmur suları ile beslenmektedir.
Mahallenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yakın çevredeki küçük yerleşim birimi kalıntılarına ve mezarlıklara bakılırsa, yerleşim alanının birçok defa değiştiği söylenebilir. Eski kayıtlarda adı Dumanlı Çiftliği olarak geçen bir çiftlik burada varmış. Söylentiye göre; Padişah bu çiftliği yaşlanan demircisine son yıllarını rahat ve sakin geçirmesi için bağışlamış. Mahallenin adının da buradan geldiği sanılmaktadır. Bu çiftlik sonraları Aydın (Nazilli) tarafından gelen bir aile tarafından alınmıştır. Bu aileden gelen bireyler, halen bu mahallede yaşamaktadır.
Mahalle halkı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Tarımın ağırlığı buğday ve ayçiçeğindedir. Bunun yanında arpa, yulaf, kavun, karpuz, baklagiller ve süpürge otu yetiştirilmektedir. Büyükbaş süt ve besi hayvancılığı yapılmakta olup, günlük süt üretimi 1,5 ton civarındadır.
Mahallede okul, 1938 yılında üç sınıflı ve eğitmenli olarak açılmıştır. Mahallenin eğitim düzeyi iyidir. Okuma yazma oranı %95'dir.
Mahallenin etrafı dik yamaçlarla kaplanmıştır. Doğusunda Çardaktepe, batısında yüksek bir arazi, güneyinde Karatepe, kuzey ve kuzeybatısında Çamkay tepeleri vardır. Mahallede Boğaz deresi Damlarca deresi ve Kurukavak deresi olmak üzere 3 dere vardır. Yaz mevsiminde derelerin yatakları kurur, kışın ise su seviyesi yükselir. Mahalle iki defa kurulmuştur. Mahallenin ilk kuruluşu bilinmemektedir. Ancak dağılması şu şekilde anlatılır:
Mahallede okuma yazma oranı %95'tir. Mahalle halkı çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşır. Mahallede en çok buğday, ayçiçeği, arpa ve yonca ekilir. Mahallede bahçecilik ve meyvecilik yapılmamaktadır. Hem besi, hem süt hayvancılığı yapılmaktadır. Günlük süt üretimi 2 ton civarındadır. Mahallede eti ve yumurtası için de tavukçuluk yapılmaktadır.
Derenin suyu yazın kurumaktadır. Mahallenin kuruluşu 300 yıl evvele dayanmaktadır. Önceleri nahiye olarak kurulmuş, askeri karakol bulunuyormuş. Kuruluşundan Cumhuriyet dönemine kadar Rumlar ikamet etmiş. 1924 yılında bugünkü halkı, Yunanistan'ın Selanik şehri Langaza bölgesinden muhacir olarak gelmiş ve Devlet tarafından Deveci Mahallenine yerleştirilmiştir.
Mahallede 1928 yılında ilkokul açılmıştır. Mahallede okuma yazma oranı düşüktür.
Mahallenin güneyinde Bulavat Kalesi olarak anılan bir askeri karakolun kalıntıları bulunmaktadır. Eski köy denilen arazide de, çanak çömlek kalıntılarına rastlanmaktadır.
Mahallede tüm gelir tarım ve hayvancılıktan sağlanmaktadır. Genellikle hububat ve sanayi bitkileri ekilmektedir. Bunlardan başlıcaları buğday, ayçiçeği, fasulye, şekerpancarı, susam, arpacık ve mısırdır. Mahallede büyükbaş hayvan olarak sığır, küçükbaş hayvan olarak keçi, koyun ve kümes hayvanları beslenmektedir. Büyükbaş hayvancılıkta süt inekçiliği önem kazanmıştır. Günlük süt üretimi 3 ton civarındadır.
Mahalle, eskiden içinden geçen Tekirdağ - Keşan yolunun kenarındadır. Cumhuriyetten önceki tarihlerde bu yol mahallenin içinden geçmekte iken, Cumhuriyetten sonra bu yol değiştirilmiş olup, mahalle yoldan 1 km. içerde kalmıştır.
Cumhuriyetten önce eğitim yok denecek kadar azmış. Şu an mahallede okuma yazma oranı %90'dır.
Mahallede tarımdan elde edilen gelir ihtiyaçlarında kullanılmakta, artanı satılmaktadır. Tarım bitkilerinden buğday, arpa, yulaf, fasulye, kabak, ayçiçeği ve şeker pancarı ekilmektedir. Bunun yanında mahallede büyükbaş hayvancılığı oldukça gelişmiştir. Günlük üretilen süt miktarı l ton civarındadır.
Yapılan araştırmalarda Rumeli'ye ilk geçen Türk Beylerinin, elde ettikleri topraklara birer çiftlik kurarak, kendi adlarını verdikleri anlaşılmaktadır. Doğan mahallesinin de isminin buradan geldiği sanılmaktadır. Cumhuriyetten önce de Doğan Mahallesi adını taşıdığı için, mahallenin adının buradan geldiği kuvvetle muhtemeldir.
Mahallede İlköğretim okulu ve sağlık evi bulunmaktadır. Okuma yazma oranı %95'dir.
Mahalle eskiden Rum ve Bulgar halkın yaşadığı bir köymüş. 1923 yılında mübadele sonucu Selanik'te yaşayan Türkler buralara yerleştirilmiştir. 1951 yılında, Bulgaristan'dan gelen birkaç Türk ailesi de bu mahalleye yerleştirilmiştir.
Mahallede tarihi yapı olarak bir tek mahallenin üst tarafında bulunan yıkık bir yel değirmeni mevcuttur.
Dolu mahallesi, iyi tarım ürünleri yetiştiren bir mahalledir. Geçimlerinin tamamı tarıma dayalıdır. Bitkisel üretim olarak buğday, ayçiçeği, mısır, arpa ve şeker pancarı yetiştirilmektedir. Bunun yanında küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık yapılmaktadır. Büyükbaş olarak süt ve besi hayvanı yetiştirilmektedir. Mahallenin günlük süt üretim 3 ton civarındadır.
Mahallede önceleri Rumlar yaşıyormuş. Cumhuriyetten sonra köye, Selanik'ten gelen mübadele göçmenleri yerleştirilmiştir.
Mahallenin bir özelliği de hemen hemen her hanenin bir çeşme yaptırmasıdır. Bu bir gelenek haline gelmiştir. Şu an kırlarda 100 den fazla çeşme bulunmaktadır. Mahallede okuma yazma oranı %100'dür.
Bu tepeler ; batıda Kurttepe, kuzeyde Boztepe, güneyde Susamtepe ve güneybatıda Güvensırtı tepesidir. Mahallenin batısında Kayanderesi, kuzeyde Çaydere, doğuda Köprüderesi, güneydoğuda Güvendere ve güneydoğuda Küçük Köprü deresi akmaktadır.
Mahallede eğitim 1939 yıllında, şimdi depo olarak kullanılmakta olan yerde başlamıştır. Burası 1939 yılından 1966 yılına kadar 27 yıl 3 yıllık okul olarak kullanılmış. 1966 yılında şimdiki yerde okul yapılmıştır. Taşımalı eğitime geçip, öğrenciler Sağlamtaş İlköğretim okulunda eğitim almaya başlayana kadar bu okul hizmet vermiştir. Okuma yazma oranı % 90'dır.
Mahallenin ekonomist tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Tarımda üretilen ürünler buğday, ayçiçek, mısır, arpa, yulaf, çavdar ve süpürgeliktir. Tarımın yanında hayvancılık da çok gelişmiştir. Süt ve besi hayvancılığı ağırlıklıdır. Günlük süt üretimi 1,5 ton civarındadır.
Mahallede Cumhuriyetten önce Rumlar yaşıyormuş. Cumhuriyetten sonra 1922 yılında mahalleye Yunanistan'dan gelen Türkler yerleştirilmiştir.
Mahallenin ekonomisi tarıma dayanmaktadır. Bitkisel üretim olarak ayçiçeği, buğday, arpa, fasulye, nohut, mercimek yetiştirilmektedir. Bunun yanında süt ve besi hayvancılığı oldukça iyi yapılmaktadır. Büyükbaşın yanında koyun ve keçi de beslenmektedir. Günlük süt üretimi 600 kg. dır. Ayrıca orman kenarında bulunan bir mahalle olduğu için ormandaki faaliyetlerinden dolayı da bir gelir elde etmektedirler.
Okuma yazma oranı % 95 dir. Halen öğrenciler taşımalı sisteme tabi olarak Sağlamtaş'a gitmektedirler.
Trakyanın en büyük barajı olan Karaiğdemir Barajı, Evrenbey mahallesinin yani başında büyük ölçüde onun toprakları üzerine kurulmuştur.
Cumhuriyet'ten sonra 1928 yılında açılan ilkokulda eğitim öğretime başlanmıştır. Yakın zamana kadar mahalledeki ilkokulda eğitim öğretim sürdürülürken taşımalı sistemin başlamasından sonra öğrenciler merkez Hacıilbey İlköğretim Okuluna taşınmaktadır. Okuma yazma oranı okul açıldıktan sonra hızla artmıştır. Şu an mahallede okuma yazma bilmeyen yoktur. Gönence mahallesinden profesör, doktor, avukat, mühendis, öğretmen ve sağlık personeli gibi birçok meslekten kişiler yetişmiştir. Prof. Yusuf VARDAR buralıdır ve ilkokulu bu mahallede bitirmiştir. Gönence mahallesi tarım ve hayvancılığa dayalı bir ekonomiye sahiptir. Yetiştirdiği tarım ürünleri buğday, arpa, ayçiçeği, fasulye ve domates, biber ve patlıcan gibi çeşitli sebzelerdir. Sebze türündeki yetiştirdiklerinden ihtiyaç fazlasını Malkara pazarında satmaktadırlar. Süt ve besi hayvancılığı da yapılmaktadır. Günde 2 ton civarında süt üretilmektedir.
Rumlar zamanında da mahallenin adı Gözsüzmüş. Bu adın kim tarafından ve ne maksatla konulduğu bilinmemektedir. Mahalle halkı arasında Gözsüz adının gözü olmayan değil, gözü süz (göze bak), dolayısı ile güzel gözlü şahıslar anlamına geldiği söylenir.
Mahalle içinde ve civarında önemli bir tarihi eser yoktur. Mahallede eski yıllardan kalan tek eser, Rumların yel değirmeni olarak kullandıkları ve bugün depo olarak kullanılan binadır. Bu bina mahalle halkından olan bir kişiye aittir.
Gözsüz mahallesi, orman kıyısında olan bir mahalledir. Bu nedenle ormanlarda ilgi ve ilişiği bulunmaktadır. Bu ilişki daha çok kışlık yakacak ihtiyacının karşılanması için Orman işletmesi tarafından mahalleye verilen maktanın yapılması şeklindedir.
Gözsüz mahallesi, geldikleri yörelerdeki örf ve adetlerim en fazla koruyabilmiş, renkli, ilginç ve otantik bir yaşama tarzı ve kültürü olan bir mahalledir.
Mahallenin ilk ismi Gebeşlidir. Daha sonra Güneşli olarak değişmiştir. Halkı, Plevne savaşından sonra Bulgaristan'ın Osmanpazarı şehrinden gelen ve buraya yerleşen kişilerden oluşmaktadır.
Mahallede ilkokul 1969 yılında yapılmıştır. Yakın zamana kadar bu okulda eğitim öğretim verildikten sonra, taşımalı sisteme geçilmesi ile birlikte az olan öğrencisi Kozyörük İlköğretim okuluna taşınarak burada eğitim ve öğretim verilmeye devam edilmiştir. Mahallede endüstri alanında makineler yoktur. Kilim dokumak için ağaçtan yapılan el tezgahları mevcuttur. Mahalle halkı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Yetiştirdiği ürünler buğday, arpa, ayçiçeği ve pancardır. Küçük ve büyükbaş hayvancılık yapılmaktadır. Büyükbaş hayvancılıkta süt ve besi inekçiliği yapılmaktadır. Günde 1 ton civarında süt üretilmektedir. Ayrıca, koyun ve keçi de beslenmektedir. Kümes hayvancılığını da günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yapmaktadırlar.
360 senelik bir tarihi geçmişe sahiptir. Önceleri 6-7 hanelik Ahi Çelebi Çiftliği imiş. Sonradan Bolu ve Konya'dan gelen ailelerle mahallenin hane sayısı 11 olmuştur. Zamanla çoğalarak bugünkü duruma gelmiştir. Balkan Savaşında Bulgarların istilasına uğrayan mahalle daha sonra da 2,5 yıl Yunanlıların baskısı altında kalmıştır.
Cumhuriyetten sonra Hacısungur Mahallesinde de yeni alfabe ile eğitim ve öğretime başlanmış, daha sonra şimdiki ilköğretim okulu devlet vatandaş işbirliği ile yapılarak hizmete verilmiştir. Okulun yapımında Malkara Köylere Hizmet Götürme Birliğinin önemli katkıları olmuştur. Zaman içinde her mahallede olduğu gibi Hacısungur mahallesinde de öğrenci sayısı gittikçe azalmaktadır. Halen okuma yazma oranı % 98'dir.
Mahallenin ekonomik yönden en iyi gelir kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Üretilen ürünler ayçiçeği, buğday, arpa, mısır ve şeker pancarıdır. Bunun yanında bağ ve bahçe tarımı da önemli bir yer tutmaktadır. Her ailenin kendine yetecek 1-2 dönüm bağı vardır. Mahallede meranın az olması nedeni ile küçükbaş hayvancılık az yapılmaktadır. Bunun yanında büyükbaş hayvancılık ilerlemiş ve her evde verimli süt inekçiliği ve besicilik yapılmaktadır. Mahallede günde 3 ton civarında süt üretilmektedir. Bunun yanında her evde kendisine yetecek kadar kümes hayvanı da beslenmektedir.
Mahalle halkı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Üretilen tarım ürünleri genelde; buğday, arpa, mısır ve ayçiçeğidir. Bunların yanında soğan, kavun, karpuz, kabak gibi tarım ürünleri de yetiştirilmektedir. Mahallede süt ve besi hayvancılığı en iyi şekilde yapılmaktadır. Günde 2 ton süt üreten bu mahallede koyun keçi gibi küçükbaş hayvancılık da yapılmaktadır. Ahalinin bir kısmı besi hayvancılığı da yaparak önemli gelir elde etmektedir. Çok az sayıda da olsa, mahallede geçimini işçilik ve serbest meslek dalında çalışarak sağlayanlar da vardır.
Mahallenin, tepeyi andıran yüksekçe bir eşikte kurulmasının nedeni olarak ; muhtemel sel baskınlarından korunması, ekim-dikimi yapılan ürünlerin rüzgarlardan yararlanarak harmanda kolayca ayrılmasının sağlanmasıdır. Toplan 12.000 dekar alana sahip olan mahallenin ; 8.000 dekarı ekili alana, 1.000 dekan dikili alana, 3.000 dekan da çayır ve meralara ayrılmıştır.
Osmanlı devleti Trakya'ya geçtikten sonra 1362 yılında buraları Bizanslılardan aldığında, Bizans Rumlarının bir kısmı Yunanistan'a ve Kıbrıs adasına kaçarken buraları tamamen yakıp, yıkmışlardır.
Hasköy, Cumhuriyet döneminde T. C. Devleti tarafından mübadele ile doldurulduğu için 1. Dünya Savaşı'na ve Türk Kurtuluş Savaşı'na mahalleden katılan olmamıştır. Ancak 1974 Kıbrıs Savaşma iki kişi katılabilmiştir.
Mahallenin adının kaynağı; Şimdiki Karaorman ve Gürgenbayırı yöresi, zamanımızdan çok çok önceleri ulu orman ağaçları (özellikle meşe, karaağaç ve karagürgen) ile örtülüymüş.
Mahallenin adının buradan kaldığı söylenir. En çok av, en iyi av anlamında da kullanılan ve bir av hayvaninin adı olan Has o günden bu yana mahallenin adı olarak kullanılmaktadır. Mahalle, Cumhuriyetten sonra kurulmuş bir göçmen mahallesi olduğu için mahallede eğitim Cumhuriyetten sonra gelişme göstermiştir.
Hasköy sportif konularda çok ileri bir mahalledir. Gençlerin özellikle voleybol ve futbol konusundaki uğraşları kayda değerdir.
Mahalleler arasında düzenlenen futbol turnuvalarında her zaman başarılı olmuşlardır. Ayrıca amatör ve profesyonel spor kulüplerine yetenekli oyuncular transfer etmektedir.
Mahalle halkı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Ekilen ürünler; buğday, arpa, ayçiçeği ve az miktarda kavun, karpuz, soğan, mısır ve domatesidir. Bunun yanında mahallede hayvancılık da gelişmiştir.
Büyükbaş hayvancılıkta süt inekçiliği ve besicilik, küçükbaş hayvancılıkta koyun ve keçi yetiştirilmektedir. Bunun yanında hemen hemen her evde ufak çaplı kümes hayvancılığı yapılmaktadır. Mahallenin günlük süt üretimi 2 ton'dur.
Hemit mahallesi daha önceleri Rumlar tarafından kurulmuştur. Rumlar uzun yıllar burada yaşamışlardır. Daha sonraları mübadele ile Yunanistan dan gelen Türkler yerleştirilmiştir. Mahallenin adının nereden geldiği bilinmemektedir.
Mahallenin ekonomisi tarıma dayalıdır. Yetiştirdiği tahıllar buğday, ayçiçeği, mısır, arpa, yulaf ve çavdardır. Bu mahallede de, son derece iyi şartlarda iyi ırk hayvanlarla süt ve besi hayvancılığı yapılmaktadır. Mahallenin sütü günlük 4 ton civarındadır. Mahallede, koyun keçi ve kümes hayvanları da beslenmektedir.
Hemit mahallesinde ne zamandan itibaren söylendiği bilinmeyen iki türküsü vardır. Bunlar Hemit ve Kaynana Gelin Türküsüdür.
Geçmişi 1700' lü tarihlere dayanır. Daha önceleri üç beş Türk hanesinden oluşmakta iken II. Mahmut'un yeniçeri ocağını kaldırması sonucu, Kutlubey halkının gelmesi ile hane sayısı çoğalmıştır. Mahallenin 1 km. kuzeyindeki Kutlubey adı ile anılan yer mahallenin ilk yerleşim yeridir.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Üretilen tarımsal ürünler buğday, ayçiçeği, arpa ve mısırdır. Büyükbaş hayvancılık gelişmiş olup süt inekçiliği ve besicilik yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Günde 2 ton süt üretilmektedir. Bunun yanında küçükbaş olarak koyun yetiştiriciliği de yapılmaktadır.
Hayrabolu Mahalleleri (K-Y)
Hayrabolu Mahalleleri | 2017 Nüfusu |
---|---|
Kabahöyük | 340 |
Kadriye | 328 |
Kandamış | 158 |
Karababa | 148 |
Karabürçek | 160 |
Karakavak | 237 |
Karayahşi | 184 |
Kemaller | 181 |
Kılıçlar | 117 |
Kurtdere | 140 |
Kutlugün | 255 |
Küçükkarakarlı | 91 |
Lahana | 712 |
Muzruplu | 116 |
Örey | 132 |
Övenler | 149 |
Parmaksız | 75 |
Soylu | 483 |
Subaşı | 393 |
Susuzmüsellim | 211 |
Tatarlı | 222 |
Temrezli | 254 |
Umurbey | 170 |
Umurcu | 128 |
Yörgüç | 188 |
Yörükler | 104 |
Tekirdağ iline 64, Hayrabolu ilçesine 11 km uzaklıktadır.
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik, sabit telefon ve internet vardır.
Köyde yaşayan nüfusun, 1893 yılında Bulgaristan'da bulunan Lovca'dan göç eden Pomaklardan oluştuğu bilinmektedir. Köyün ilk ismi Karaburun'dur. 1970'li yılların başında hükümetin yaptığı değişimle diğer köylerde de olduğu gibi bu köyün de adı değiştirilerek Kadriye köyü olmuştur.
Tekirdağ iline 72 Km., Hayrabolu ilçesine 22 Km. uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 65 km, Hayrabolu ilçesine 13 km uzaklıktadır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ,kanalizasyon şebekesi vardır PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 63 km, Hayrabolu ilçesine 14 km uzaklıktadır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Köyün adı kurulmuş olduğu kavak ormanından gelir.
Tekirdağ iline 68 km, Hayrabolu ilçesine 13 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köydeki, ilköğretim okulu öğrenci yetersizliğinden 2002 yılında kapanmıştır. Öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı binası mevcuttur ancak yıllardır hizmet vermemektedir. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 35 km, Hayrabolu ilçesine 15 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 50 km, Hayrabolu ilçesine 25 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Halep Türkmenlerinin Avşar boyuna bağlı Kılıçlı oymağı vardır. Rodosçuk Mahkem-i Şeriye Sicillerinde bu köy bir müsellem ocağı olarak geçer. Evladı Fatihan defterinde de adının geçmesi yörükler tarafından kurulduğunu doğrular.
Kılıçlar köyünün kayıtlarda bulunan Çanakkale Savaşı Şehitleri:
Çanakkale Savaşı Şehidi Yakup - Baba adı: Ömer - Rütbesi: Er - Şehit olduğu yer: Zığındere Çanakkale Savaşı Şehidi Zülkif - Baba adı: İsmail - Rütbesi: Er - Şehit olduğu yer: Seddülbahir Muharebesi Gümüşhanevi Dergahının son şeyhi, Babası çiftçilikle meşgul olan Emrullah Ağa'dır. 1851 (H.1267) senesinde Tekirdağ'ın Kılıçlar köyünde doğdu. Daha sonra 1930 yılında Bulgaristan'ın Kırcaali bölgesinden göçmen (muhacir) olarak gelen Hacı Salih (Erden) Bey köyün bugünkü yerleşim yerinin 3/2 sini alarak Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelmek isteyenlere öncelik etmiş ve bu arazileri onlara bölüştürerek yerleşimin genişlemesine katkı sağlamıştır. Şehit Mehmet dedenin mezarı da Kılıçlar köyündedir.
Tekirdağ iline 55 km, Hayrabolu ilçesine 20 km, Muratlı ilçesine 25 km, Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesine ise 17 km, mesafe uzaklıktadır.
Köyün iklimi, kışları soğuk, yazları ise sıcak özelliklere sahip kara iklimidir.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Köyün tarıma açık işlenebilir 28.000 dönüm tapulu, 2.000dönüm hazine arazisi vardır.
Köyde, ilköğretim okulu vardır fakat kullanılmamaktadır o sebeple taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Yapımı 1987 yılında biten bir camii, köy konağı ve köy konağında misafirhanesi mevcuttur.
Kurtdere'nin tarihi hakkında çok rivayetler vardır. Fakat en mantıklısı, Köyün hemen yanından geçen Sandallı deresinin etrafı eskiden ormanlarla kaplıymış. Yeni nesil Kurtdereliler bu ormanları yok etmiş. Bu ormanlarda bundan 500 sene önce kurt ve yabani hayvanlar barınırmış. Kurtlar çok olduğu için önceleri Kurtlu köymüş daha sonra bugünkü adını dere ile birlikte almış.
Tekirdağ iline 50 km, Hayrabolu ilçesine 30 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Köyde Osmanlı döneminde Rumlar ile Türkler bir arada yaşamaktaydı. Bu dönemde çevre köylerde de Rumların yaşadığına rastlanmaktadır. Osmanlı döneminden kalma bir demirci ocağının kalıntılarında bulunan bir rozetin üzerinde arapça-farsça 'Alefeci Köyü Muhtarlığı' yazıyordu. Daha sonra köyün adı 'Lefeci' olarak anılmaktaydı. 60'lı yıllarda köyün adı Kutlugün olarak değiştirilmiştir.
Köyde, tüm Trakya Bölgesi'nde olduğu gibi ortak gelenek ve göreneklere göre düğünler düzenlenmektedir. Özellikle düğünlerde alay karşılama merasimleri ilgi çeker. Bu arada, bahar mevsimi içerisinde yaza yaklaşılırken 'Dallık' ya da 'Hıdırellez' adı verilen bir eğlence düzenlenmektedir. Köyün 1 kilometre yakınında bulunan baraj ve koruluk alanda düzenlenen organizasyonda, eğlencenin yanı sıra çevre köylerden ve ilçelerden gelen insanlar piknik yapmakta ve o gün her yıl geleneksel şekilde kutlanmaktadır.
Tekirdağ iline 73 km, Hayrabolu ilçesine 17 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır ve faaliyettedir. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Bir rivayete göre, çok kar yağdığı bir gün köye genç ve yaşlı 2 kadın gelmiş. Küçük kadın Küçükkarakarlı köyünde kalmış ve büyük kadın da Büyükkarakarlı köyüne gitmiş. Bu nedenle köylerin isimleri Küçükkarıkarlı ve Büyükkarıkarlı olarak kalmış.
Tekirdağ iline 70, Hayrabolu ilçesine 22 km uzaklıktadır. Fakat köy halkı 20 km uzakta bulunan Trakya'nın en büyük 2. ilçesi Lüleburgaz'ı tercih etmektedir.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik, sabit telefon ve internet vardır.
Lahana köyü, halkın dilinde 93 harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı öncesinde kimine göre Bulgar asıllı olduğu sanılan ve ÇORBACI lakabıyla bilinen bir zatın önderliğinde çiftlik olarak kurulmuş, sonraları peyderpey gelen Rumlarla 40 haneye ulaşan çiftlik bir köy özelliğini almıştır. Köyün ilk adının LEGİNA olduğu bilinmektedir. 93 Harbi sonrası çoğunluğu Bulgaristan Plevne'den olmak üzere bir kısım Razgrat, bir kısım Şumnu dolayları ve Selanik'ten göç eden muhacirler buraya gelerek yerleşmişlerdir. Bu göçlerin sonucunda azınlıkta kalan buranın kurucuları zaman zaman buraları terk ederek azalmışlardır. Cumhuriyet sonrasının ilk yıllarında tamamen boşaltmışlardır. Harp sonrası Bulgaristan'dan gelen ve bu beldeye yerleşen muhacirler bol miktarda lahana yetiştiriyorlarmış. Çevreden bu köye gelip gidenler "Burada amma da çok lahana yetiştiriyorlarmış" veya bu köyden söz açıldıkça "hani çok lahana yetiştirilen köy" diye köyün adı Lahana köyü olarak kalmıştır. Şimdiki köy ahalisini teşkil eden halk 93 harbi sonrası Bulgaristan dan göç edip buraya yerleşen Türk asıllı muhacirlerdir.
Köy toprağı tarıma çok elverişli olup büyük çapta pancar ekimi yapılmaktadır.
Köyün il merkezinden uzaklığı 62 km'dir. İlçe merkezine uzaklığı 10 km'dir. Köyün idari sınırları içinde kalan kullanılabilir arazi 16.000 dekar civarındadır. Köyün sınır komşuları; doğusunda Duğcalı köyü, güneydoğusunda Buzağacı köyü güneyinde Hayrabolu ilçesi Çıkrıkçı köyü batısında Temrezli köyü kuzeyinde Büyük Mandıra köyü ile Sinanlı köyüdür.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon ve internet vardır.
Muzrup, Arapça mazrup yani damga manasındadır. Köy Yörükler tarafından kurulmuş olup koyun sürülerinde bir çeşit damga kullanmışlar. Bu da köyün isim edinmesinde rol oynamıştır. Köyün eski sakinlerinden son 200 yılda 4 defa dağılıp, sonra tekrar yeni ahalilerle şenlendiğini öğrenilmektedir. Mazrup kelimesi de
bir görüşe göre uğursuzluk veya kötü anlamda damgadır. Son ahali karadenizden gelen vatandaşlardır. Muzruplunun yerlisi diyemesekte; karadenizlilerden önceki ahaliden şu an köyde yaşayan yoktur. 1983 yılında köyde sadece 2 hane kalmış iken karadenizli ahali burayı iskan etmiştir. Gözüken o ki; bu ahalide kalıcı olamayacaktır.
Tekirdağ iline 40 km, Hayrabolu ilçesine 22 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu yoktur. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 70 km, Hayrabolu ilçesine 13 km uzaklıktadır. Muhteşem bir manzaraya sahip olan Örey köyü meyve ağaçları ve piknik alanı (korusu) ile ünlüdür.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Köyün tarihi 300 yıl önceye dayalıdır. Köy göletinde yapılan çalışmada Bizans dönemine ait roma heykeli bulunmuştur ve Tekirdağ müzesinde sergilenmektedir.
Tekirdağ iline 73 km, Hayrabolu ilçesine 20 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Köyün eski adı Pravçası idi.
Tekirdağ iline 41 km, Hayrabolu ilçesine 17 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Köyün ilk adı Osmanlı döneminde Yaşmaklı kasabasıdır. Sonraları Sırımsalih kasabası, Sırınsıllı ve Soylu köyü olmuştur. Halkı yerli (Gacal)'dır. Birkaç göçmen aile vardır. Onlar da 1900'lerin başında Bulgaristan'dan gelmiştir.
Genel anlamda geleneksel ve kültürel değerler korunmaya çalışılmıştır. Bulgaristan ve balkanlardan göç ettiği sanılan köy halkı bu yöreden taşıdığı değerleri muhafaza etmiştir. Bu durum düğünleri, bayramları ve hıdrellez şenlikleriyle fark edilebilmektedir. Sosyo-kültürel değerlere katkı anlamında etkin bir görüntü sergileyen köy; 80'li ve 90'lı yıllarda düzenlenen köyler arası futbol turnuvasında boy gösterdiği bilinmektedir. Ayrıca bir kez de bu organizasyona ev sahipliği yapmıştır.
Tekirdağ iline 44 km, Hayrabolu ilçesine 30 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Genellikle hayvancılık yapılır. Köyün tarım geliri de yüksektir. Ayçiçeği ve buğdayla birlikte hayvancılığa destek olması için mısır da ekilmektedir. Özellikle son yıllarda karpuz tarımı oldukça gelişmiş, "Soylu Karpuzu" diye ünlenmiştir.
Köy halkını, Balkan Savaşı yıllarında Yunanistan'ın Selanik kenti ve Bulgaristan'ın Kırcaali bölgesinden gelen göçmeler oluşturmaktadır. Köyde az da olsa Pomak bulunmaktadır. İki hanede de Arnavut bulunmaktadır
Tekirdağ iline 80 km, Hayrabolu ilçesine 25 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 52 km, Hayrabolu ilçesine 18 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Osmanlı döneminden kalma (1400-1450 yılları arasında) eski bir yerleşim yeridir. Tatarlı kelimesi Osmanlıların postalarını dağıttığı merkez olarak kurulmuş "Tatar" kelimesinden gelmektedir.
Köy Marmara bölgesinin kültür ve geleneklerini taşıyor. Köyde yapılan düğünlerde sabaha kadar süren coşkulu ve sınırsız eğlenceleriyle Hayrabolu ve çevresinde adını duyurmuştur.
Tekirdağ iline 62 km, Hayrabolu ilçesine 12 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 66 km, Hayrabolu ilçesine 11 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Umurbey isminin 1334-1348 yıllarında Aydınoğulları beyliğinin hükümdarı olan UMUR Bey'den geldiği sanılıyor.
Umurbey halkı Osmanlı döneminde Konya civarından gelmiştir.
Umurbey köyü daha çok barajı, artezyeni ve parkı ile ünlüdür. Yardımsever olan köylü el ele verip daha çok işler başarmaktadır.
Tekirdağ iline 52 km, Hayrabolu ilçesine 24 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım sanayi ticaret ihracat ve ithalata dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 75 km, Hayrabolu ilçesine 20 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu yoktur. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 50 km, Hayrabolu ilçesine 25 km uzaklıktadır.
Köylüler Gacaldır. Gacal: Trakya'nın ilk gazilerinden Gazi Süleyman Paşa ile bu topraklara ilk yerleşen Türk akıncılarına verilen addır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Geniş su kaynakları vardır. Köyün dışındaki artezyen yazın soğuk ve kışın ılık su akıtır. Çingene çeşmesi diye küçük bir çeşme vardır. Bu çeşmenin suyu az akar ama buz gibidir.
Köyde tarihi eserler yok denecek kadar azdır . Bilinen bir eser Mimar Sinan tarafından yapıldığı bazı kaynaklarda geçen köylülerin değişiyle Koca Köprüdür. Köprü kesme taştan, yuvarlak üç gözlüdür. Bunlardan orta göz daha yüksek ve büyüktür. Bu nedenle de köprü iki yöne meyillidir. Birkaç sene önce tamirata uğramış ancak köprüde fazla değişiklik olmamıştır. Şu an iyi durumdadır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 37 km, Hayrabolu ilçesine 13 km uzaklıktadır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Muratlı Köyleri (Mahalleleri)
Köyün gelenek, göreneklerinden baharın gelişi; mayıs ayının ilk haftasında tüm köy halkı toplanıp kurban kesilip, kazanlarda pişirildikten sonra bütün köye eşit bir şekilde dağıtılır. Aynı hafta içinde hıdrellez gecesinde ateş yakılıp üzerinden atlanır. Yemeklerinden yazın tarhana, kesme, domates ve biber salçası, turşu, erik kompostosu kış hazırlıklarındandır. Köyde ayrıca (günümüzde yapan kişilerin azalmış olmasına rağmen) 'Kokulu Tuz' adı verilen kahvaltılarda yağlı ekmek üzerine dökülerek yenilen bir tür poy yapılmaktadır. Geçmiş yıllarda köy evlerinde sırayla dolaştırılan 2 adet büyük taşın ortasında (değirmen) çeşitli tahılların ufalanmasıyla yapılmakta olan Kokulu Tuz şimdilerde çok az kişi tarafından yapılmaktadır.
Köyün iklimi, Marmara iklimi etki alanı içerisindedir.
Muhtarlık telefon no (fax): 0282 376 10 99
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon,akaryakıt istasyonu, iki adet kantar vardır. Köy konağı ve parkta gelen misafirler ağırlanmaktadır.
Tekirdağ iline 29 km, Muratlı ilçesine 7 km uzaklıktadır.
Nüfusun %75'i Göçmen (Muhacir), %25'i Yerlidir (Gacal, diğer).
Köyde tarım ve hayvancılık kalıcı olsa da 1990'lı yıllardan sonra sanayiye eğilim artmıştır.
Her yıl hıdrellezden yaklaşık kırk gün sonra köyde Ali Baba şenliği yapılmaktadır. Bu Haziran ayının ikinci pazar gününe denk gelir. O gün kurbanlar kesilir, dualar edilir, köy halkının tamamı için bu şenlik bir kaynaşma vesilesi olur. Ali Koç Baba, Türklerin Niğbolu (Nikopol) kalesini ele geçirilmesinde büyük yararlıklar gösteren bir Horasan Erenidir.
Tekirdağ iline 20 km, Muratlı ilçesine 8 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Halk geçimini buğday ve ayçiçeği tarımı, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık yaparak sağlamaktadır.
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 28 km, Muratlı ilçesine 5 km uzaklıktadır. Köyün iklimi, Marmara iklimi etki alanı içerisindedir. Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Muhtarlıkta kütüphane bulunmaktadır.
Zamanla köy halkı yemek kültürleri geleneksel Türk mutfağına entegre olmuş ve ortak bir mutfağa sahip olmuştur. Trakya köylerinde görülen mutfak kültüründen derin farklılıklar taşımamaktadır.
Tekirdağ iline 25 km, Muratlı ilçesine 15 km, Çorlu ilçesine 19 km uzaklıktadır. İki ilçe merkezinin ortasında kalmasına rağmen yeterli gelişimi göstermemiş, tam anlamıyla köy görünümüne sahiptir. Yetersiz altyapı ve oluşan göç ile birlikte zamanla atıl kalmıştır.
Köyün iklimi, Marmara iklimi etki alanı içerisindedir. Ayrıca köyün yerleşim alanı tepe olduğundan serin yaz akşamları ve çok soğuk kışlar geçirmektedir.
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde sabit telefon ve ADSL internet bağlantısı vardır. Ayrıca Balabanlı Köyü Rüzgar Santrali projesi çok yakında hayata geçecektir.
Tekirdağ iline 20 km, Muratlı ilçesine 18 km uzaklıktadır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Yemek kültürü olarak özel günlerde yapılan ciğer sarma, sini mantısı, cizleme, gözleme, tatlı olarak da baklavadan ibarettir.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Tekirdağ iline 28 km, Muratlı ilçesine 5 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Köyde pancar ağırlıklı bitki ekimi yapılmaktadır. Buğday, ayçiçeği ve mısır köy genelinde yetiştirilmektedir
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı yoktur sağlık evi vardır. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tarihi 1300'lere dayanan köyün ismi, ilk yerleşen Köpekli kabilesinden geldiği söylenmekte olup bir rivayete göre de; civarda yaşayan iki çoban kardeş varmış. Birinin 40 koyunu varmış, diğerinin 26. 40 koyunu olan büyük kardeş burası bize yetmiyor deyip, buradan ayrılır ve 15–20 km kuzeye gider. Küçük kardeş burada kalır. Daha sonraları büyük kardeşin gittiği yer Kırkepenekli, küçük kardeşin kaldığı bu yer Küçükkepenekli olarak adlandırılır. Küçükkepenekli resmi kayıtlara Kepenekli olarak geçer. Kepenek; çobanların omuzlarına aldığı kolsuz, soğuk geçirmeyen, keçeden yapılmış giysidir.
Köyde spor kulübü olarak zamanla amatör futbol faaliyetlerinde bulunulmuş ama maddi yetersizlik sonucu devam edilememiştir. Köy halkı iki mahalleye ayrılmış olup bir bölümü zamanla buranın yerlisi olup gacal sıfatı ile adlandırılmış, bir bölümü de Yunanistan ve Bulgaristan muhaciridir. Muhacir olan kısım yerli yani gacal diye nitelendirilen kısma göre daha fazla olup yerleşim yeri daha büyüktür. Kültür olarak modern Türk köylüsü kültürü ile özdeşleşmiş bir köydür. Köyde gayet demokratik ve eşit bir yönetim biçimi benimsenmiştir.
Tekirdağ iline 30 km, Muratlı ilçesine 9 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Köy kenarında bulunan gölet civarı ağaçlandırılarak nezih bir piknik alanı oluşturulmuştur. Piknik alanında içme suyu, tuvalet ve masa sandalye bulunmaktadır. Gölette aynalı sazan, kara sazan, yayın, israil sazanı, turna, altın balığı, kızıl kanat, tarak balığı olmak üzere 8 çeşit balık bulunmaktadır. Köy camii eski yapı olduğundan dolayı yıkılıp yerine Karaevli köyünden bir yardım severin hayratı sayesinde yenisi yapılmıştır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Muratlı'ya 17 km uzaklıkta Yurtbekler, Dambaslar, Hanoğlu, Karacakılavuz ve Kemaller arasında kalan bir köydür. 40 hane olan köy nüfusu, kışın 120-150 arasında, yazın ise 300-350 civarında olmaktadır. Köyde faal ilköğretim okulu olmadığından öğrenciler Karacakılavuz'daki okullara taşınmaktadır.
Köy 500-600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş çok eski bir köydür. Yavaşça adının konulmasıyla alakalı en tutarlı rivayet şöyledir: Köyde yaşayan, halim selim herkesin sevdiği "Yavaş Baba" adında bir zat varmış. Yavaş Baba herkesin yardımına koşar, kimseye kızmaz, dertlilerin dert babası olarak tanınırmış. Köye isim verme zamanı geldiğinde o zata duyulan sevgiden dolayı bu ismin verilmesi teklif edilmiş ve memurlar da bunu kabul etmişler. Böylece Yavaş Baba Yavaşça ya dönüşmüş ve bundan sonra köyün adı Yavaşça olarak anılır olmuş. Bugün köye gittiğinizde köylünün de hakikaten çok halim selim, sevecen insanlar olduğunu görürüsünüz. Yavaş Babanın o güzel özellikleri köylüye de yansımış ve nesiller boyu özelliğini korumuştur.
Köyde Cemal Mezarlığı diye anılan mevkiinin ilginç bir hikâyesi vardır. İsimleri Cemal olan iki kişi bir sebepten dolayı kavgaya tutuşurlar. Uzun süre kavga ettikten sonra her ikisi de orada vefat ederler ve oracığa defnedilirler. O mevki kabristan olarak belirlenir ve Cemal mezarlığı adını alır. Günümüzde burası kabristan olarak kullanılmamasına karşılık yine de bu isimle anılmaktadır.
Ekili arazilerinin toplamı 9055 dönümdür, geriye kalan 600 dönümlük kısım ise mera olarak kullanılmaktadır. Çoğunlukla buğday ve ayçiçeği tarımı yapılmakta olup, bazı aileler evlerinin bahçelerinde kendilerine has sebze ve meyve yetiştiriciliği yapmaktadırlar. Tarımın yanı sıra 80-100 büyükbaş hayvan, 150-200 civarında ise küçükbaş hayvan halen yetiştirilmektedir. Köy nüfusunun büyük bölümü fabrika olan yerlere göç etmek suretiyle köyden ayrılmıştır
Tekirdağ iline 40 km, Muratlı ilçesine 17 km uzaklıktadır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 12, Muratlı ilçesine 6 km dir. Yerleşimi, doğuya bakan bir yamaçtadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT alt yapısı bulunmaktadır ve santral dijital olup 3 köye dağılmaktadır. Sağlık ocağı vardır. Köye ulaşımı sağlayan yollar asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Bir futbol sahası vardır. Turkcell baz istasyonu mevcuttur.
Aşağısevindikli ile aynı kökten gelen köy 93 Harbinde Rus işgaline, Birinci Balkan Savaşında Bulgar işgaline, Birinci Dünya Savaşında ise Yunan işgaline uğramış. Kurtuluş Savaşından sonra köy, kalıcı olarak Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içinde kalmıştır. 93 Harbi ve 1989 Yıllarında köye Rumeli göçmenleri de yerleştirilmiştir. Köyde bulunan tarihi ve kültürel yapılar Bulgar işgali sırasında talan edilmiştir. Bugün köyde, tarihi yapı olarak 400 senelik bir cami bulunmaktadır. Bir rivayete göre; Birinci Balkan Savaşında köydeki bütün camilerin minarelerini Bulgarlar atlara bağlanıp devirirken 400 senelik caminin minaresini, her türlü çabaya rağmen yıkmayı başaramamışlar. Bunun üzerine camiyi yakmakla yetinmişlerdir.
Tekirdağ iline 31 km, Muratlı ilçesine 8 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Yukarı Sırt Köyü'nün adı, Yavuz Sultan Selim Han'ın, sefer sırasında konaklarken, sırtında çıkan sir-pençe (aslan pençesi) sonucu vefat ettiği yer olmasından gelmektedir.
Tekirdağ iline 21 km, Muratlı ilçesine 9 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Tekirdağ iline 86 km, Muratlı ilçesine 8 km uzaklıktadır. Yurtbekler köyünün etrafındaki köyler Dambaslar, Hanoğlu ve Yavaşça köyleridir.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Malkara Mahalleleri (I-Y)
Malkara Mahalleleri | 2017 Nüfusu |
---|---|
İbribey | 452 |
İbrice | 192 |
İshakça | 154 |
Izgar | 394 |
Kadıköy | 327 |
Kalaycı | 64 |
Karacagür | 244 |
Karacahalil | 453 |
Karaiğdemir | 203 |
Karamurat | 279 |
Kavakçeşme | 166 |
Kermeyan | 217 |
Kiremitlik | 201 |
Kırıkali | 158 |
Kozyörük | 1.260 |
Küçükhıdır | 193 |
Kürtüllü | 401 |
Kuyucu | 41 |
Mestanlar | 203 |
Müstecep | 261 |
Pirinççeşme | 201 |
Sağlamtaş | 1.966 |
Şahin | 269 |
Sarıpolat | 174 |
Sarıyar | 219 |
Sarnıç | 468 |
Sırtbey | 86 |
Tekkeköy | 143 |
Teteköy | 282 |
Vakıfiğdemir | 190 |
Yaylagöne | 566 |
Yaylaköy | 169 |
Yenice | 102 |
Yenidibek | 173 |
Yeni | 2.192 |
Yılanlı | 187 |
Yörücek | 219 |
Yörük | 263 |
Cumhuriyetten sonra 1927 yılında açılan Millet Mektebi ile ilk defa eğitim öğretime başlanmıştır. Daha sonra yapılan okulda eğitim öğretim taşımalı sisteme geçene kadar devam etmiştir. Şu an taşımalı eğitim ile öğrenciler Yenice Köyü İlköğretim Okuluna taşınmaktadır.
3.000 dekar işlenen arazi ve 1.500 dekar mera ile ormanlık arazi olmak üzere toplam 4.500 dekarlık bir arazi bütünlüğüne sahiptir. Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirdiği ürünler buğday, arpa, ayçiçeği, yulaf, kavun ve karpuzdur. Mahallede, büyükbaş süt ve besi hayvancılığı yapılmaktadır. Küçükbaş hayvan besleyen aileler de vardır. Mahalle günde 750 kg. süt üretmektedir.
Mahallenin ekonomisi tarıma bağlıdır. Mahallenin 6.000 dekar ekilebilen arazisi bulunmaktadır. Bu arazilerde buğday, arpa, yulaf, ayçiçeği, mısır, mercimek, nohut, fasulye, soğan ve sarımsak üretilmektedir. Mahallede, süt inekçiliği ve besicilik iyi bir şekilde yapılmaktadır. Günlük 2 ton civarında süt üretmektedir.
Kömür ocağı sahiplerinin mahallenin altına da girerek kömür almaları neticesinde mahallede önemli ölçüde tedirginlik yaşanmıştır. Daha sonra alınan idari tedbirlerle ocak sahiplerinin mahallenin altına girmeleri önlenmiş, mahalleliler de huzura kavuşmuştur.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Mahallede üretilen tarım ürünlerinin en önemlileri; buğday ve ayçiçeğidir. Çok az miktarda bahçecilik de yapılmaktadır. Hayvancılık da gelişmiştir. Küçükbaş hayvancılıkta koyun ve keçi bakılmaktadır. Bunun yanında kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kümes hayvanı yetiştirilmektedir. Büyükbaş hayvancılıkta süt inekçiliği ve besicilik yapılmaktadır. Mahallenin günlük süt üretimi 2 ton civarındadır.
Mahallede ilk defa ilkokul 1962 yılında yapılmıştır. Daha sonra yapılan yeni okul 1974 yılında eğitime açılmıştır. Mahalle halkının zamanla mahalleden ilçeye göç etmeleri, mahallede yaşayan nüfusun yok denecek kadar azalması sonucunda mahallede hiç öğrenci kalmamıştır. Bu nedenle okul kapatılmıştır. Okuma yazma oranı % 95' tir.
Mahallenin ilk kurucularının, 1856 yılında Kırım'dan gelen 5-6 hanelik Kırım tatarlarının olduğu söyleniyor. Ahalinin bir bölümünün bunların torunları olduğu söylenmektedir. 1878 Osmanlı Rus savaşından sonra da Bulgaristan'ın Hasköy'den 11 hanenin göçmen olarak gelip, buraya yerleştiği ve mahallenin 16-17 haneye çıktığı söylenmektedir. Ayrıca Cumhuriyet döneminde 1928 yılında Bulgaristan Varna'dan 4 hane, 1934 yılında Romanya Pazarcıktan 10 hane, aynı yıl Bulgaristan Şumnu'dan 1 hane, en son olarakta 1951 yılında Bulgaristan Cumalı'dan 1 hane göçmenin gelerek yerleştikleri ve mahallenin bunlarla bugünkü duruma geldiği bilinmektedir.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Mahallenin toplan 7.500 dekar ekilebilen arazisi bulunmaktadır. Yetiştirdiği başlıca ürünler buğday, arpa, yulaf, ayçiçeği, mısır, şeker pancarı, çekirdek kabağı, kavun ve karpuzdur. Mahalle halkı kendi ihtiyaçları için sebzecilik de yapmaktadır. Mahallede, süt ve besi hayvancılığı da ileri derececede yapılmaktadır. Günde 2 ton civarında süt üretilmektedir. Koyun, keçi gibi küçükbaş hayvan da besleyen aileler bulunmaktadır. Mahallenin sınırları içinde iyi kalitede kömür yatakları, stabilize ve kum ocakları da bulunmaktadır.
Tarihi yapı olarak mahallede eski bir cami vardır. Bunun yanında çevreye bakıldığında eski yerleşim yerlerinde Bizans dönemine ait mermer taşlar ve sütun parçaları görülmektedir. Mahalle ile bütünleşen asırlık bir çınar ağacı da mahalle halkı tarafından korunmaktadır.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirdiği başlıca ürünler; buğday, arpa, ayçiçeği, mısır, şeker pancarı, yulaf, nohut, mercimek, kavun, karpuz ve bazı sebzelerdir. Mahallenin arazisi oldukça verimlidir. Tarım tamamen modern araç ve gereçlerle yapılmaktadır. Hayvancılık, iyi ırk hayvanlarla süt ve besi hayvancılığı olarak yapılmaktadır. Günde 2 ton civarında süt üretilmektedir. Az da olsa koyun, keçi de beslenmektedir.
Mahalle, yer altı suyu bakımından da zengindir. Mahallenin arazisi çimen ve bozuk orman karakteri gösteren çalılıklardan oluşan bir bitki örtüsü ile kaplıdır. Bu alan içinde yer alan çok az miktarda otlak vardır. Bu otlaklarda hayvan otlatılmaktadır. Ayrıca su kıyılarında söğüt ve kavak ağaçları yetiştirilmektedir.
Günlük süt üretimi 4 tondur. Mahallede aynı zamanda küçükbaş hayvancılık ve kümes hayvancılığı da az miktarda yapılmaktadır. Mahallede ticari amaçla el tezgahı ve makina yoktur. Evlerde sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kilim ve cacala tabir edilen kumaşlardan yapılan dokumaların yapıldığı tezgahlar bulunmaktadır.
Mahallenin sınırları içinde önemli ölçüde linyit kömürü ocakları bulunmaktadır. Bu da mahalle ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. <
Tarihi eser olarak 1893 yılında İtalyan ustalara yaptırılan Yenice köprüsü vardır. Bu köprü 1938 yılında restore edilmiştir.
Mahalle 1923 yılında kurulduğu için Cumhuriyetten önce eğitim çalışması yoktur. Mahallede İlkokul, 1938 yılında ahali tarafından yapılan binada açılmıştır. Daha sonra bu bina yıkılarak, 1962 yılında devlet tarafından yeni bir okul binası yapılmıştır. Bu binada eğitim, taşımalı sisteme geçilinceye kadar verilmeye devam etmiştir. Taşımalı sisteme geçilince mahalle çocukları Yaylagöne ilköğretim okuluna taşınmaya başlamış ve eğitimlerini orada almaları sağlanmıştır. Mahallede 1983 - 1984 öğretim yılında açılan okuma yazma kursunda 12-44 yaş arası okuma yazma bilmeyen kalmamıştır. Mahallede okuma yazma oranı % 98'dir.
Yörücek mahallesi Osmanlı imparatorluğu döneminde bir Türkmen Beyinin çiftliğiymiş. Çiftliğin adı beyin lakabı olan Bolpaça adıyla bilinirdi. O zamanlar sadece bir han binası olan bu çiftliğe, 93 Harbinden sonra Bulgaristan'ın Osmanpazar ilçesinden göçmen Türkler gelir. Burada saece bir bina ile karşılaşınca, burada kalmak istemezler ve burada durmayacağız, yürüyeceğiz demişlerdir. Yalnızca bir gece konaklarlar. Sabah bol su ve ağaçlık bir bölge olduğunu görünce akşamki kararlarından vazgeçerler ve burada kalıp, yerleşmeye karar verirler. Yürücek kelimesinden gelen "Yörücek" adını mahallenin adı olarak koyarlar.
Yörücek'teki tek tarihi eser, 1903 yılında Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamit zamanında yaptırılmış olan camidir. 1978 yılında eski minaresi yıkılan camiye yeni bir minare yapılmıştır. Caminin restoresi yapılmamıştır.
Cumhuriyetten sonra açılan Millet Mektepleri ile eğitim öğretim verilmeye başlanmıştır. İlkokulun açılması ile birlikte kesintisiz eğitime başlanmış ve taşımalı sisteme geçilinceye kadar devam etmiştir. Taşımalı sistem gereğince mahalle öğrencileri Batkın İlköğretim Okuluna taşınmaya başlanmış ve eğitimlerini orada almaları sağlanmıştır. Mahallenin okulunun bir dersanesi ilkokul öğretmenlerinin gayret ve cabası ile kütüphaneye çevrilmiştir. Fakat sadece okul öğrencilerine yararlı olacak kitaplar mevcuttur. Okuma yazma oranı % 95'dir.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Üretilen ürünler ; buğday, ayçiçeği, arpa, mısır, kavun, karpuz, bakla, mercimek, nohut ve fasulyedir. Mahallede 100 dönüm bağ vardır. Büyükbaş hayvancılıkta süt inekçiliği ve besicilik yaygındır. Küçükbaş hayvan olarak koyun bakılmakta ve kümes hayvancılığı da yapılmaktadır. Günlük süt üretimi 3,5 ton civarındadır.