Ekonomik Durum
Cumhuriyet Öncesi Sanayi
Büyük gezgin Seyahatnamesinde Malkara ve Ballı köyünde çok önemli tabakhanelerin olduğunu, buralarda çok güzel deri tabaklandığını, tabaklama işleminde özellikle köpek pisliğinin kullanıldığını, bu nedenle bilhassa çocukların sopanın ucuna bağlanmış kaplarla sabah erkenden telaşla koşuşturarak köpeklerin peşini takip ettiklerini, pisliklerini topladıklarını ve tabakhanelere sattıklarını açıkça ifade etmiştir. Hatta, halk arasında bugün kullanılan Ne acelen var, tabakhaneye b.. mu yetiştireceksin" sözü, işte tabakhaneler için köpek pisliği toplayan o insanların koşuşturmasından sonra çıkan bir söz olduğu yine Evliya Çelebinin seyahatnamesinden öğreniyoruz. 16'ncı yüzyıla ait kayıtlarda, Malkara'da bozahane, mumhane ve kiremit fırını da mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca, yine Evliya Çelebinin seyahatnamesinde Malkara şehrinin sanayinin en meşhur mahsulü seyyahların ellerin de gezdirdiği silah aletidir. Bu alet, kızılcık, şimşir, abanoz vs gibi ağaçlardan üstad-ı kamiller tarafından gayet süslü olarak yapılır ve diğer şehirlere hediye olarak gönderilirdi. Bu alet-i silah Malkara Meciği namıyla maruftur.
Günümüz Sanayisine Genel Bakış
Küçük Sanayi Sitesinin yapımına 1975 yılında başlanmış ve 1987 yılında bitirilmiştir. 1990 Yılında faaliyete geçen sitede A, B, C tipi olmak üzere 198 adet işyeri, cami, sosyal tesis ve yeşil alan bulunmaktadır. (Çıraklık Eğitim Merkezi de buradaki sosyal tesislerde eğitim vermektedir.
Malkara Küçük Sanayi Bölgesi
1993 yılında Kaymakamlık ve Belediye ile yapılan görüşmeler neticesinde asfalt bedelinin kooperatif tarafından ödenmesi neticesinde Belediye tarafından asfaltlaması yapılmıştır.
Sanayi Sitesinde 3 tip işyeri mevcuttur.
A tipi işyeri 80 m2 : 128 adet
B tipi işyeri 160m2 : 54 adet
C tipi işyeri 240 m2 : 16 adet
Sosyal tesislerin bünyesinde 24 adet parçacı, 1 adet çok amaçlı salon, 1 cami, 1 banka yeri, 1 akaryakıt satış istasyonu bulunmaktadır. 234.092 m2 inşaat sahasının yol ve yeşil alan olarak ayrılan yerlerin haricinde kullanılabilecek inşaat sahasından da 21139,72 m2'nin yeşil alan, park, otopark olarak telkini 1991 yılında yapılmıştır. Ayrıca, sitenin içerisinde Çıraklık Eğitim Merkez Müdürlüğüne ayrılmış 5.000m2 arsa mevcut olup, Çıraklık Eğitimi Merkezi 1993 yılından bu yana idari bina bünyesinde 1 ve 2'nci katlarda 320 çırak öğrenci, 438 kalfa ile kalfalık ve ustalık eğitimi vermektedir.
Sanayi Sitesi, gerek ilçeye, gerek bölgeye yaptığı hizmetlerle bölge ekonomisine çok önemli katkılarda bulunmaktadır.
Malkara linyit kömürleri bakımında oldukça zengindir. Merkez ve köylerde 38 adet işletmede kömür üretimi devam etmektedir. Kömürün kalınlığı 80-250.cm., kalorisi 2500-3500 kalori, kükürt oranı 1-2, nem oranı, %17-37'dir. İlçe yüzölçümünün neredeyse yarısı maden arama ruhsatına bağlıdır.
Malkara Organize Sanayi Bölgesi
Malkara Organize Sanayi Bölgesi'nin altyapı ihalesi 2002 yılında yapılmış olup toplam proje bedeli 7.500.000 YTL. (5.555.000-$) dır.
Organize Sanayi Bölgesi 1056 dekarlık arazi üzerinde kurulmuştur. 630 dekar sanayi tesisleri, 426 dekar yeşil alan ve yollar için ayrılmıştır.
Parsel düzenlemeleri;
- 30 parsel 5-9 dekar,
- 30 parsel 8-11 dekar,
- 3 parsel 11-15 dekar,
- 6 parsel 15-20 dekar, olmak üzere toplam 69 parsel olarak yapılmıştır. Parseller ihtiyaca göre birleştirilebilmektedir.
İstanbul'dan başlayıp İpsala Gümrük Kapısına kadar devam eden uluslar arası D-110-03 karayolu ilçeden geçmektedir. 2005 yılında bu yol tek yönlü (duble yol) hale getirilerek kesintisiz trafik akışı sağlanmıştır.
Organize Sanayi Bölgesi bu anayola 500 metre mesafededir. OSB Tekirdağ iline 45 km. Avrupa'ya açılan sınır kapısı İpsala Gümrüğüne 64 km., Tekirdağ Limanına 43 km., Tekirdağ-Barbaros Beldesi Konteynır Limanına 40 km. Şarköy Limanına 37 km. dır.
Malkara, limanlar ile İpsala Gümrük Kapısını birbirine bağlayan yolların ortasında yer almaktadır, İpsala Gümrük Kapısı 2003 yılında tamamen yeniden yapılmıştır.
100 dekar arazi üzerinde kuruludur. Sınır kapısının beş girişi ve beş çıkışı bulunmaktadır. Şu durumda Türkiye ve Avrupa'nın en modern kara sınır kapısıdır. Bu kapıdan tüm Avrupa ülkelerine ulaşım bulunmaktadır. İlçede bulunan Meslek Yüksek Okulu nedeniyle yüksek oranda kalifiye genç işsizdir. Ayrıca halen Çorlu ve Çerkezköy'deki sanayi kuruluşlarında çalışan çok sayıda Malkaralı, ilçede sanayi tesisleri kurulması durumunda gelmeye hazırdır.
Organize Sanayi Bölgesinin çevresi, ihtiyaç durumunda genişlemeye son derece uygundur. OSB.'nin batı yönüne genişlemesi durumunda en az 1000 dekar, kuzey ve doğu yönlerine genişlemesi durumunda da en az 2000 dekar uygun arazi bulunmaktadır.
Madenler
Malkara ilçesinin yer altı zenginliği bakımından sahip olduğu en önemli maden, linyit taş kömürüdür. İlçe yüzölçümünün ½'si maden sahası ruhsatına bağlı olup, bu ruhsat sabaları içerisinde irili, ufaklı 38 adet işletme kömür üretim faaliyetine devam etmektedir. Ocakların bir kısmı açık işletme şeklinde üretim yaparken, bir kısmı da kapalı işletme, galeri yöntemiyle kömür üretmektedir. İşletmelerin tamamı özel sektöre aittir. Genelde kömürün kalınlığı 80 cm. - 250 cm. arasındadır. Üretilen kömürlerin kalitesi iyidir. Kalorisi 3.000-3.500 arasında, kükürt oranı 1-2 arasında, nem oranı ise % 17 ile % 37 arasında, değişmektedir. İlçede 38 faal, 29 faal olmayan toplam 67 kömür ocağı bulunmaktadır. Kömür ocaklarının teknik donanımı genellikle iyidir. Her ne kadar zaman zaman meydana gelen kazalar neticesinde ölüm vakaları meydana geliyorsa da, bu vakalar sık ve büyük değildir. Hele son yıllarda alınan idari ve teknik tedbirlerle bu kazaların sayısı son derece azaltılmıştır. Bu azalmada yapılan denetim ve kontrollerin de etkisi olmaktadır. Çıkarılan kömürlerin ikinci bir işlemden geçirilmesi gerekmektedir. Nem ve kükürt oranı daha uygun değerlere getirtilerek, uygun büyüklükte çuvallanmalıdır. Gerekirse, ithal kömürlerle karma ve daha güzel bir kömür haline getirtilmesi daha uygun olur. Ürettikleri kömürleri bu duruma getirerek, her yere ve daha iyi fiyatla satan işletmeler bulunmaktadır. Kömür yatakları daha çok Karamurat, Kırıkali, Evrenbey, Batkın, Ahmetpaşa, İbrice, Tekke, Şahin, Doğan, Davuteli, Yaylagöne, Kozyörük, Pirinççeşme, Hasköy, Yörücek, Sarıyer, Dolu köylerinin topraklarında bulunmaktadır.Üretilen kömürler Trakya bölgesi ile İstanbul'a pazarlanmaktadır. Kömür ilçe ekonomisinde son derece önemli yer tutmaktadır. Kömür ocaklarında çalışan işçilerin Çoğu batı ve orta Karadeniz bölgesinden gelen kişilerdir. Malkara'da olup ta, kömür ocaklarında çalışanların sayısı çok azdır. Bu işçiler daha çok Zonguldak, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun il ve ilçelerinden gelmektedirler.
Trakya kömürlerini oluşturan Uzunköprü, Malkara, Keşan bölgelerindeki kömürlerin kalorilik değeri 3000-4500 Kcal aralığındadır. Bu kömürlerin görünür rezervi yaklaşık 75 Milyon ton civarındadır.
Türkiye'deki 3000-4500 Kcal arasındaki kömürlerin görünür rezervi 461.238.000 ton'dur. Trakya kömürleri aynı tür kömürler içerisinde Türkiye rezervlerinin %16'sını oluşturmaktadır.
Trakya bölgesinde 3000 kalorinin altında değerde olan Meriç, Yağcın ve Saray kömürlerinin rezervi 200 milyon ton civarında olup kendi sınıfında Türkiye rezervlerinin %5'ini oluşturmaktadır.
75 Milyon ton'luk görünür kömür rezervine 100 Milyon Dolar tutarında yatırıma 3000 kişilik istihdama yıllık 1 Milyon tona yaklaşan üretim gücüne sahiptir.
Trakya madenciliği 100 Milyon Dolarlık yatırım ile her yıl 25-30 Milyon Dolarlık değer üretmektedir. Ayrıca bölgeye ucuz kömür temininden dolayı, yıllık 20 Milyon Dolar ek katkıda bulunmaktadır. Bu değerler 1.450.000 dekarlık tarım arazisinin ürettiği değere eşittir. Bir başka ifadeyle Edirne'deki ekili tarım arazisinin %40'ının yarattığı değere eşittir.
Trakya yer altı kaynaklarının arttırılarak değerlendirilmesi, Trakya ekonomi ismin gelişmesine ve bölgesel istihdama ciddi katkıda bulunacaktır. Yer altı servetlerimizi değerlendirmenin yollarından biri de kömür rezervlerimizi elektrik ve ısı üretiminde kullanmaktır. Yeraltı zenginliklerimizi, kendi öz kaynaklarımızı, insanlarımızın ve ekonomimizin kullanımına sunmak sosyal sorumluluğumuz olarak düşünülmelidir.
Türbeler
Gazi Ömer Bey Türbesi
Ömer Bey, Fatih zamanında yaşamış, babası Turhan Bey'in yanında yetişmiş, savaş meydanlarında sayısız kahramanlıklar göstermiş, gözü pek bir komutandı.
Yunanistan ve Mora işlerindeki vukufu ile yalnız bu havalide değil, Eflak ve Bosna'da Uzun Hasan'ın ve Memlüklerin karşısında babasına layık bir evlat olduğunu göstermiştir.
O'nu, önce Fatih'le Mora'da görüyoruz. Moralılıar, dört yıl önce Turhan Bey'in emir ve nasihatlarını unutarak tekrar mücadeleye başlamışlardı. Mora işini kökünden halletmek isteyen Fatih, 1458 de Mora'ya bir sefer hazırlamıştır. Sonunda Kuzey Mora'yı Osmanlı topraklarına katmış, idaresini de önemli hizmetleri görülen Ömer Bey'e tevdi etmiştir. Şehirlere yeniçeriler konulmuş, geriye kalan yerler vergiye bağlanmıştır.
Fatih, Ömer Bey'in bu kansız başarısından çok memnun kalmış, Atina'yı görmeye gelmiştir. Akropal'a çıkarak Partenon'u incelemiş, gözlerini ufuklarda gezdirerek Pire Limanı ile çevrili Atina şehrini seyretmiştir. Çok hoşlanan Fatih yanındakilere dönerek; "Din ve Devlet böle bir yerin zaptından dolayı Turhan'ın oğluna nasıl müteşekkir olmasın?" diyerek iltifatta bulunmuştur. Tarihimizin kahramanları arasına giren Ömer Bey'i, Fatih bundan sonra yanından ayırmamıştır.
Ömer Bey, 1462 de Eflak, 1463'de Bosna seferlerine katılmıştır. Eflak'ta susuz bir bölgeye düşen ve düşman saldırısına uğrayan Mahmut adlı kumandanın idaresindeki kuvvetlerimiz, O'nun azim ve cesareti sayesinde kendisini toparlayarak düşmanı ezmiş, amansız akınları ile Eflak'lılara göz açtırmamıştır.
Tarihimizde Kazıklı Voyvoda diye geçen, Macar'ların Şeytan, Eflak'lıların Cellat dedikleri bu zalimi günlerce kovalamış, mızraklara takılmış 2000 düşman başı ile ordugaha dönmüş, bu hizmeti ile Tasalya Beyliğini kazanmıştır.
Bosna'nın zaptında da büyük yararlıkları görülmüş, düşmanı kovalarken Verbas nehrini yüzerek geçmek suretiyle orduya örnek ve cesaret timsali olmuştur. Venediklilerin Germe hisarını yapıp içerisine 200 topçu, bir çok zırhlı ve tüfekli asker yerleştirdiklerini öğrenince, süratle buraya yetişerek, Venediklilere ait Lepant havalisini işgal etmiş, sonra Germe hisarı önüne gelmiştir. Bu gelişi hisardakileri çok korkutmuştur. Keşfe çıktığında 300 adım kala, hisardan atılan güllelerle, yanında bulunan iki subay şehit olmuştur. Sonradan Sadrazam Mahmut Paşa'nın kuvvetleri gelince, Germe Hisarındaki düşman, Türk saldırısı sonunda bir kar yığını gibi erimiş ve hisar zapt edilmiştir.
Ömer Bey, 20.000 akıncı ile Modan havalisinin altını üstüne getirmiş, eline geçirdiği 500 esiri Fatih'e göndermiştir. Venedikliler Mora'da da perişan edilmiş ve yarım ada tekrar idaremiz altına girmiştir.
1473 te Otlukbeli savaşına katılmış, Murat Paşa'nın tedbirsizliği yüzünden Uzun Hasan'a esir düşmüştür. Fatih, Bayburt'a sürgün edilen bu çok sevdiği kumandanını bir çok esir karşılığında serbest bıraktırmıştır.
Ömer Bey, son olarak 1485'te Sadrazam Ali Paşa kumandasındaki kuvvetlerle Osmanlı-Mısır savaşına katılmıştır. Çok çetin olan bu savaşta, Osmanlıları sevmeyen Karaman ve Anadolu askerleri savaştan kaçınca, Ali Paşa ile Ömer Bey'in Rumeli askerleri ile savaşa devam edilmiştir. Ömer Bey, sadık, cesur ve mert bir kumandan olduğunu bu savaşta da göstermiştir. Dehşetli bir saldırıya uğrayan kumandan Ali Paşa'yı canla başla korumuştur. İki taraf da büyük zaiyat vermiş, savaş meydanı cesetlerle dolmuştur. Akşama doğru bitap düşen iki taraf da çarpışmayı durdurmuştur. Ömer Bey'in kahramanlığı, Osmanlıları ağır bir yenilgiden kurtarmış, ordumuz Toroa'lara çekilmiştir. Padişah 2. Beyazıt, kaçan kumandanları ağır şekilde cezalandırmıştır.
Sicil-i Osmani sahibi Süreyye Bey, Ömer Bey'in bu savaşta kaybolduğunu yazmaktadır. Halbuki, türbesini ve hicri 900 tarihli vakfiyesinin olması bunu yalanlamaktadır. Ömer Bey'in Fatih ile birlikte 1473 yılında Otlukbeli savaşına iştirak ettiği kayıtlarda mevcuttur. Hayat hikayesinden anlaşıldığına göre Ömer Bey, çok cesur bir kumandandır. O'na Fatih'in sağ kolu denilebilir.
Ömer Bey, Malkara'da bir camii (Çarşı Camii), bir mescit, bir tekke, Edirne'de bir mescit, Ballı köyünde bir tekke yaptırmıştır. Dimetoka ve Malkara'da bulunan bir değirmen, bir dükkan, bina ve arazi ile Yenişehir ve Tırnova'nın cizyelerini vakfetmiştir.
Malkara'daki çarşı camii (Gazi Ömer Bey Camii) halen mevcut olup, ibadete açıktır. Türbesi Caminin bahçesindedir. Kesme taştan ve 8 köşeli (mudalla) biçiminde olup, pencereleri mermer çerçevelerle ve demir parmaklıklarla örtülmüştür. O'nun şanına yakışır sağlamlık ve güzelliktedir. Sonradan konulduğu anlaşılan demir kapını üzerinde yağlı boya ile yapılmış Osmanlı arması, paslara karışmış, silik bir şekilde belli olmaktadır. Yapılış tarihi Hicri 908, Miladi 1488 dir.
Halen mevcut olan bu bina onun şahsına yakışacak güzelliktedir. Kesme taştan bina edilmiştir. Kapısının üzerinde bulunan kitabesi şöyledir:
Kad fate el-emir el-kebir el-sulukul-melik el-islam
El müşerref bilcihad ve ziyaret ül beytü'l-haram
Ani Ömer Bey ibn Turhan Bey
Fi tisa seman mie 908 hicri...
Ömer Bey'in 900 hicri tarihli vakfiyesi olduğuna göre, vefat ettiği tarihin 809 değil de 908 olması daha uygundur. Çünkü Ömer Bey'in Fatih'le birlikte Otlukbeli (1473) savaşına iştirak ettiği kayıtlarda malumdur.
Kasap Mahmut Türbesi
100 Yıl Atatürk Parkı içindedir. Daha önceleri burası mezarlık olup, mezarlık kaldırılırken bu türbe kaldırılmamıştır. Kepçenin 3 defa kaldırmak için çalıştığı, ve üçünde de kepçenin bıçağının kırıldığı ve kaldırma işleminin yapılamadığı söylenir. II. Mahmut zamanından kalmıştır.Emirler Türbesi
Camiatik Mahallesinde bulunur. Türbenin içinde iki mezar vardır.Fatih Baba Türbesi
Camiatik Mahallesinde bulunmaktadır.Gazi Baba
Karacahalil Köyü'nde bulunmaktadır. Adı bilinmeyen bir ermiş Elmalı kalesinde savaşırken şehit düşmüştür. O gece, ermiş olduğu için atı ile beraber ışıklar saçarak Karacahalil Köyü yakınlarındaki ufak bir tepeye uçmuştur. Bu tepeye gazipaşa tepesi denir. Halen tepedeki taşların üzerinde atının nal ve kendi ayak izleri tespit edilmiş olan Gazi Baba'nın mezarı vardır. Halk tarafından burası kutsal sayılarak, bazı kişilerce ziyaret edilip dileklerde bulunulmaktadır.Şeyh Davud Türbesi
Tekke Köyünde bulunmaktadır.Yegan Baba Türbesi
Camiatik Mahallesinde yol üzerinde bulunmaktadır. Yol yapmak için Türbe ve mezarlık kaldırılmış, sabahleyin mezarın tekrar yerine geldiği rivayet edilmektedir. I. Murat zamanından kalmadır.Üçler Türbesi
Hacıevhat Mahallesi, Erenler semtinde bulunmaktadır. Biri kız, ikisi erkek üç kardeşin mezarı bulunmaktadır. Ne zaman yaşadıkları kesin belli olmamakla birlikte düşmanlarla yaptıkları mücadelede hayatlarını kaybeden üç kardeşin mezarları üzerine kurulmuştur.Kiliseler
Eğitim
Malkara'daki bu tek medresenin öğrenci sayısı 5 yıl içinde, 10'dan 15'e çıkmıştır. Aynı yıllarda 1897-1898 tarihindeki Maarif Salnamesine göre Malkara Rüştiyelerinde toplam 63 öğrenci mevcutmuş. 1901 Edirne Vilayet Salnamesine göre Malkara'da 1 rüştiye, Müslüman çocuklar için birer kız ve erkek okulu, Rum Ortodoks ve Ermeni Gregoryenlerin ikişer okulu bulunduğu yazılıdır. 1903 Maarif Salnamesinde Malkara'da 48 öğrencinin eğitim gördüğü kaydedilmektedir.
İlçede eğitim iyi bir durumdadır.
Çeşmeler ve Hamamlar
Hüsrev Kethüda Çeşmesi
Cümlelere mülk verir kam kar
Hüsrev ü bal itikat namdar
Sahibü'l hayrat Hüsrev Kethüda
Kim cihan kıldı serbeser ihya,
Ehl-i diller cem'olup tarihini
Kim içerse, nuş-u canlar dediler.
.........................Sene 971
Mermer Çeşme
Bunu da Husrev Kethüda tarafından 1572 (Hicri 979) yılında yapıldığı kitabesinden anlaşılmaktadır. Halen Hüseyin Köse İlköğretim Okulunun binasına bitişik olan çeşme, esasında bina edildiği yer ise bu günkü Şahin yoluna gidirken sol köşede idi. Şu an kullanılmamaktadır.Hacı Mehmet Ağa Çeşmesi
Kitabesinden 1735 (Hicri 1147) yılında yapılmış olduğu anlaşılan bu çeşme, halen Kabil çeşme olarak bilinmektedir. Hacı Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Şu an Hükümet Konağının yanında bulunmaktadır.Gök Çeşme
Koca Sinan Paşa tarafından yaptırıldığı söylenmektedir. Camiatik Mahallesinde Hacı Salih Camii yanındadır.Künk Çeşme
Hacı Mehmet Ağa Çeşmesi de denir. Hicri 1147 yılında yapılmıştır. Gazibey mahallesinde bulunmaktadır.Zülfikar Ağa Çeşmesi
Erenler Mahallesine giderken sağda bulunmaktadır.Hamam Çeşme
Mermer yazıtları ve dizaynı Tekirdağ Müzesine götürülerek koruma altına alınmıştır.Sünepe Çeşme
Malkara'nın İshakça köyü çıkışında, yolun kenarında bulunmaktadır. Sünepe isminde bir Ermeni'nin yaptırdığı söylenmektedir. Halen çeşme olarak insanlar ve hayvanlar faydalanmaktadır.Ürkiye Kadın Çeşmesi
Camiatik Mahallesi, Karakvaklar mevkiinde bulunmaktadır. Malkara İlçesinde, şebekeli içme suyu için, Camiatik Mahallesi halkının büyük bir kısmı içecek su ihtiyaçlarını bu çeşemeden karşılıyorlardı. İlçede bir çok çeşme bulunmakla beraber bazılarının suyu hafif acımsı olduğu için içme suyu olarak kullanılmamaktaydı. Ürkiye Hanım çeşmesinin suyu tatlı ve içimi güzel bir su olduğu için yıllarca bir çok insanın su ihtiyacını karşılamıştır.Yukarıda sözü edilen çeşmeler Malkara İlçe merkezinde bulunmaktadır. Bunların yanında Malkara'nın çevresinde geniş bir alanda da çeşmeler vardır. Bu çeşmelerin olduğu yerde daha önceleri ticaret mahallerinin olduğu kayıtlardan ve naklen gelen söylentilerden anlaşılmaktadır. Bu da Malkara'nın bir zamanlar geniş bir bölgeyi kapladığının kanıtıdır.Bu Çeşmeler:
Enserciler Çeşmesi:Malkara'nın güneyinde, Keşan yolu üzerinde bulunmaktadır.
Boyacılar Çeşmesi:Malkara'nın güneyinde Keşan yolu üzerinde Enserciler çeşmesinin daha aşağısında bulunmaktadır.
Ekmekçiler Çeşmesi:Malkara'nın kuzeybatısındaki Yeşil Kubbe ile Gürgen Bayırı arasında bulunmaktadır.
Helvacılar Çeşmesi ve Kuyusu:Malkara'nın doğusunda, kışlalar bölgesindedir.
Hamamlar
Malkara İlçesinde eskiden kalma iki hamam mevcuttur. Bir tanesi Turhan Bey tarafından yaptırıldığı söylenen Çifte hamam (Şu an mevcut değildir. Savaşlarda yakılıp harap olduktan sonra, yıkılarak yerine apartman yapılmıştır. Yeri Şehitlik Abidesinin altında olan çeşmenin tam karşısında kalan büyük binanın yeridir.) olup, diğeri ise Eski Hamamdır. (Şehitlik Parkının altından geçen yol üzerindedir). Halen mevcut olup, büyük bir bölümü yıkılmış, yeşillikler her yerini kaplamıştır. İçine girilmesi tehlikelidir.Günümüzde mülkiyeti Belediye'ye ait olan Gülbaba Tesislerinin alt katında günümüz şartlarına uygun, modern bir hamam bulunmakta olup, halen hizmet vermektedir.
Nüfus ve İdari Yapı
Malkara ilçesi idari yönden 70 köy 3 beldeden oluşmaktayken, yeni Büyük Şehir yasası ile ilçe merkezinde yer alan Camiatik, Hacıevhat, Yeni, Gazibey mahallesine, köyler ve beldeler eklenerek ilçe toplam mahalle sayısı 77 'ye ulaşmıştır.
Malkara ilçesinin nüfusu ile ilgili olarak arşiv kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde 1455 yılında hane sayısının 789 olduğu, nüfusunun da 3.990 civarında olduğu anlaşılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında nüfus: 3.084, 3. Mehmet döneminde ise nüfusu 2.835 civarında olduğu görülmektedir.
1831 yılında yapılan ilk gercek nüfus sayımında toplam nüfus 5.778'dir.
Camiler
Gazi Süleyman Paşa Camii
Vakıflar genel müdürlüğündeki kaydına göre 1365 tarihinde yapılmıştır (Hicri 758) .1.151 m2 alan üzerine 284 m2 alan kaplayan caminin cemaat kapasitesi 600 kişidir.
Cami 1306 hicri, 1888/89 miladi yılında Sultan Abdülhamit'in emriyle büyük bir onarım geçirmiştir. Bu onarıma ait kitabe kuzey taç kapısının üzerinde yer alır. Daha sonra bazı ilaveler yapılarak bugünkü haline getirilmiştir. Halen mevcut olan minaresi daha sonra inşa edilmiş ve Süleyman Paşa Camii olmuştur.
Gazi Süleyman Paşa Camii dikdörtgen planlı, derinlemesine sahan düzenlemeli, ahşap sütunlu ve düz dam örtülü Anadolu Selçuklu dönemi Ulu Camii planında yapılmıştır.
Asıl giriş kapısı olan kuzey taç kapısı iç içe kademelerden oluşan daire bir kemerle son bulmuştur. Yine kuzey cephesinde yer alan iki pencerenin kemer çerçeveleri onarımın yapıldığı dönemin barok etkilerini gösterir. Çatının yaklaşık bir metre altından dolaşan korniş sistemi de baroğa has özelliktir.
Cami, orijinalinde olduğu gibi dört ahşap sütunla desteklenen düz dam örtülüdür. Mihrap ve minber Sultan Abdülhamit zamanı onarımında yenilenmiş olup, barok özellikler taşır.
Eski cami, ilk şeklinde bir sıra taş, üç sıra tuğla olarak duvar örgüsü sisteminde yapılmış iken Abdülhamit dönemi onarımında bu taş ve tuğlalar karıştırılmıştır. Yalnız kuzey cephe granit taş kaplama yapılmıştır.
Minare hem yapının ilk şekline, hem de barok dönem onarımı özelliklerine uymamaktadır. Kaide kısmındaki kemer özellikleri karşısındaki çeşme kemerinden esinlenerek yapılmıştır. Ayrıca kuzey-batı köşede cami ile bütünlük gösteren minare yapımın orijinalinde camiden ayrı tutulmuş ve klasik Osmanlı minaresi tarzındadır.
Hacerzade İbrahim Bey Camii
Yapı tamamen düzgün kesme taş malzemeden, cephesinde mermer malzeme de kullanılmak suretiyle tek kubbeli mescit planında yapılmıştır.
Caminin son cemaat yeri yoktur. Asıl ibadet alanına kuzey cephenin ortasındaki bir taç kapıyla girilir. Kapı söveleri mermer malzemeli olup üzerinde "lamba zıvana" tabir edilen geçmeler yer alır. Yine kapının iki yanında kaymalı konsol çıkarmalar yer alır.
Minber taklit kündekâri tekniğinde ahşap malzemeli olup, 1959 yılında aslına uygun olarak yenilenmiştir.
Caminin çatıya yakın kısmında yer alan üst pencerelerinde vitray örnekleri görülür.
Minare; yapının kuzey-batı köşesinde yer alır. Şerefe altına kadar olan kısmı orijinaldir. Şerefe ve üst kısmı 1970 yılında tamir görmüştür. Sekizgen minare kaidesinin üç yüzü duvar içinde kalmış olup, beş yüzü dışarıdan görülebilmektedir. Her yüzde Bursa kemeri tabir edilen sepet kulplu kemer süs unsuru olarak kullanılmıştır. Oluklu bir gövde üzerinde mukarnas altlıklara sahip şerefe ve üzerinde de bodur bir petek kısmı, külah, madeni alar yükselir.
Gazi Ömer Bey Camii
Cami, bir buçuk metre kalınlığında, on üç metre boyunda, tamamen düzgün kesme taş malzemeden, bütün mekanın tek kubbe altında toplandığı merkezi planlı bir yapıdır. Son cemaat yerini üç kubbe örtmüştür.
Yapının minaresi, batı yönünde yer alır. Şerefeye kadar olan kısım orijinal, şerefeden yukarısı yakın zamanlarda onarım görmüştür.
Camiye eyvan türü bir taç kapı ile girilir. Kapı söveleri mermerdir. Üst söve lambazıvana tabir edilen, mermerin mermere geçmesi tekniğinde yapılmıştır.
Mihrap; taş malzemeli ve vukarnas kavsaralı mihraplar gelişkin özellikler olarak sarkıt biçiminde stalaktitler ve kabara taç kapıyı tekrar biçimde palmetli bir süsleme ile taçlandırılmıştır.
Yapıda; kubbeye geçişte pandantifler kullanılmıştır. Ayrıca son cemaat yerinin iki yanı açık iken soğuktan korunmak için kapatılmıştır.
Bu cami Osmanlıların Rumeli'de yaptıkları camilerin en eskilerindendir. İlçe için burası son derece önemli, tarihi ve manevi bir değere sahiptir.