Edirne Sarayları
Sayfa 1 / 4
Adları kaldı yadigâr
Edirne Sarayları içerisinde en önemlisi hiç şüphesiz, II. Murat döneminde yapımına başlanan, Fatih Sultan Mehmet tarafından bitirilen, Saray-ı Cedid-i Amire yani Yeni Saraydır.
Saray-ı Ceddide-i Amire
Hadaik-ı Hassa (Saray Bahçesi)
Hadaik-ı Hassa'nın parçası sayılabilecek saraçhane köprüsünün doğusunda toprak parçası ise Sultan II. Osman (Genç Osman)'a Hoş Elhan kadın tarafından hediye edilerek Hadaik-ı Hassa' ya katılmıştır.
Saray inşası başladığı zaman, şehir ile arada ulaşımı sağlamak üzere Sultan II. Murat devri ileri gelenlerinden Hadım Şehabeddin Paşa buraya bir köprü yaptırmıştır.
Saray-ı Ceddide-i Amire ve Osmanlı Sultanları
Saray, Fatih Sultan Mehmet tarafından bitirildiğinde, Bab-ı Humayun (saray kapısı) ve alay meydanı ile bu meydanın içinde Saray Mutfağı (matbah), fırınlar, kiler, uşakların için yerler, Babüssade (saadet Kapısı), arz odası, Cihannüma Kasrı (Kasr-i Padişahi), kum kasrı ile Saray Haremi (Harem-i Hümayun) ve Enderun yer almaktaydı. Edirne Sarayı hakkında bir risale kaleme alan Bostancı başı Aşık Ali Ağa, Fatih Sultan Mehmet zamanında 10.000 kişiye erişmiş bir saray kadrosundan bahseder.
Sultan II. Bayezid devrinde ise saray için herhangi bir yapıldığına dair bilgi olmamakla beraber Sultanın saraya bir kilometre mesafede yaptırdığı Külliye dahilindeki camiye ulaşım için Tunca nehrine rıhtımlar yapılmış ve nehir yatağı temizletilmiştir.
Yavuz Sultan Selim'in Edirne'ye tutkusu bilinmekle beraber kısa süren hükümdarlığı ve uzun doğu seferleri dolayısıyla saraya bir ek yapılmadığı bilinmektedir. Kendisinin aynı zamanda İstanbul'da da önemli bir eser yoktur.
Batı seferleri dolayısıyla Edirne'ye sık sık uğrayan Kanuni Sultan Süleyman, Hünkar Sofası denilen bir büyük divanhane (salon) yaptırmıştır. Bu salonun boyu 34 zira (26 m.), eni ise 24 zira (18 m.) yani yaklaşık 468 m²'lik bir salondur. Bu yapının pencere ve kapı kanatları sedef ve fildişi nakış işlemeli duvarları zamanın en kıymetli çinileri ile döşeliymiş.
Sultan II. Selim, babası Kanuni Sultan Süleyman döneminde Edirne'de Kaymakamlık görevinde bulunmuş Edirne'ye olan tutkusunu Selimiye Camii'ni yaptırarak göstermiştir. Edirne Sarayına ise Tunca nehrinin iki kola ayrıldığı, Hadaik-ı Hassa (Tavuk Ormanı) denilen bölgenin kuzeyine Mumuk Sarayını yaptırmıştır.
Sultan I. Ahmet 1612 (H.1021) senesinde yaptığı ziyarette İmadiye Kasrı ile Harem-i Hümayun arasına bir duvar çektirerek bu duvarın üzerine bir kasır ve mescit (Secdegah-ı Ahmet Han) inşa ettirmiştir. Sırık meydanı denilen yere bakan kasır yapıldıktan sonra, Padişah bayram şenliklerinin bu meydanda yapılmasını emretmiştir. Kendisi de bu törenleri bu kasırdan seyretmiş, o dönemlerden belli bir döneme kadar halk ve esnaf bu meydanda bayramlaşmayı adet haline getirmişlerdir.
Sultan IV. Mehmet, 35 senelik Padişahlık döneminin çoğunu Edirne'de geçirmiştir. Edirne Sarayı onun döneminde en parlak dönemini geçirmiş, birçok kasırlar havuzlar ve sebiller inşa ettirmiştir.
Aşık Ali Ağa Sultan IV. Mehmet'in saltanat yıllarında Edirne Sarayı'nda Bostancılar ve Baltacılar dahil olmak üzere 6.700 kişilik bir nüfus olduğunu belirtmektedir.
Hadaik-ı Hassa (Tavuk Ormanı-Saray Bahçesi) onun döneminde düzenlenmiş Kırklareli ve Bulgaristan'dan binlerce fidan getirilmiş ve buraya dikilmiştir. Sarayda ise av köşkü, Hızırlık Kasr-ı, İydiye Kasr-ı, Yıldız Kasr-ı, Saray-ı Akpınar, Çömlekköy kasırları divanhaneler, havuzlar, sel sebiller, inşa ettirmiştir. Kum Kasrı, Kasr-ı Padişahi, ve Arz odası gibi önceden yapılmış saray bölümlerinin tamiri yapılmıştır.
Sultan IV. Mehmet'ten sonra tahta geçen Sultan II. Süleyman'da 3 senelik Padişahlığını kısmen Edirne'de geçirmiş Edirne Sarayı'nda yaşamış ve orada ölmüştür.
Sultan II. Mustafa da babası Sultan IV. Mehmet gibi inşaat meraklısıydı. Babasının yaptırdığı dairesini tamir ettirmiş ve yeniden düzenlettirmiştir. Valide Sultan dairesine havuzlu büyük bir divanhane (salon) yaptırmıştır. Padişah kasrı tavanlarını tezhip ettirmiştir. Saray sularının yeterli olmamasını ve mermer havuzların çabuk kirlenmesinden dolayı Hızırlık (Hıdırlık) Kasrı civarından bönce kaynağından saraya su getirtmiştir.
Macaristan bağımsızlık mücadelesinin kahramanlarından Kral Rakoçi kaybettiği savaş sonrası Fransa'ya sığınmış, Sultan III. Ahmet'in daveti sonucu bir süre Edirne Sarayı'nda kalmış sonra da Tekirdağ'a yerleşmiştir.