Turizm
-Dolmenler
-Menhirler
-Tümülüsler
-Su Kemerleri
-Sinanköy Kalıntıları (Kale, Kilise, Mağaralar) olarak sıralanabilir.
Dolmen (Lalapaşa Kapaklısı)
1960 yılına kadar Türkiye'de konu hakkında hiçbir çalışma yapılmamıştır. Aynı zamanda Edirne doğumlu olan ünlü Türk arkeolog ve antropolog ORD. PROF. DR. ŞEVKET AZİZ KANSU'nun 1964-1968 yılları arasında yaptığı çalışmalarda bölgede 19 dolmen ve bir çok menhir tespit edilmiştir.
Neolitik Çağdan, Maden Çağının başlangıcına kadar olan döneme ait olan bölgedeki dolmenlerin benzerlerine Türkiye'de sadece Kars çevresinde rastlanmaktadır. Bölgedeki Dolmenleri ve Menhirleri Edirne-Lalapaşa-Büyünlü arasındaki normal vasıftaki yollardan yararlanarak görmek mümkündür.
Menhir
Lalapaşa ve köylerinde geniş bir alana yayılmış durumda olan menhirlere İlçe Merkezi dışında Hacıdanişment, Sarıdanişment, Domurcalı, Hacılar, Küçünlü, Demirköy, Çömlekakpınar ve Doğanköy yakınlarında çok miktarda menhir örnekleri bulunmaktadır.
Günümüze gelebilmiş en büyük menhirler Hacıdanişment Köyü'ne 3 km. mesafede, Domurcalı Köy Mezarlığı'nda, Demirköy menhir alanında ve Çömlekakpınar Köyü yakınlarındaki Kırıkköy menhir alanındadır. Zaman içinde yapılan pek çok tahribata rağmen Kırıkköy'de ayakta kalabilmiş 2 m'yi aşan 15 adet menhir bulunmaktadır.
Lalapaşa menhirleri de Trakya dolmenleri gibi 1888 yılında SKORPİL Kardeşlerin, 1900'lerde İVAN VELKOV ve VASİL MİKLAV'ın ve 1960'larda ORD. PROF. DR. ŞEVKET AZİZ KANSU'nun yaptıkları çalışmalar sonucunda belgelenmiştir.
Bölgedeki Dolmenleri ve Menhirleri Edirne-Lalapaşa-Büyünlü arasındaki normal vasıftaki yollardan yararlanarak görmek mümkündür.
Tümülüs
2005 yılında Çölekakpınar Köyü yakınında bulunan tümülüslerde biri açılmış, içinden bir mezar odası ve tarihi bir çok eser çıkarılmıştır. Çıkarılan eserler bugün Edirne'de sergilenmektedir.
Mimar Sinan Su Kemerleri
3 su deposu ve bu depolarda toplanan suları Edirne'ye taşıyan ve yakın geçmişe kadar kullanılan su yolları; Taşlımüsellim kaynaklarından alınan ve su depolarında biriken suları, kullanıldığı dönemlerde Kavaklı ve Ortakçı Köylerindeki su kemerlerinden geçerek Sinanköy kaynaklarından gelen su ile birlikte Edirne'ye ulaşmaktaydı.
Sinanköy Kalıntıları (Kale, Kilise, Mağaralar)
Sinanköy Kalesi
Tarihi Kilise
Bizans'tan kalmadır. Tarihi kalenin batı yönünde adeta kale ile bütünleşmiş bir görüntüdedir. Mağara biçimindedir ve Tepeye oyulmuştur. Tavanlarında bulunan tasvirler ve dini motifler bütünüyle günümüze kadar gelememiştir.Mağaralar
Sinanköy'deki mağaralar Orta Asyalı Lüvitler'e aittir. 0 zaman için barınak olarak kullanılmış ve çeşitli dönemlerde de sığınak, barınak ve savunma amaçlı kullanılmıştır. Günümüzde de halk tarafından değişik amaçla kullanılmaktadır.Ekonomi
Süloğlu’na bağlı köyler hayvan varlığı ve hayvancılık kültürü gelişmiş bir bölge olmasına rağmen son dönemde hayvan ürünleri piyasasının ithalat ve diğer ekonomik nedenlerle daha rekabetçi hale gelmiş olması, bölgede hayvancılığın ve hayvan sayısının gerilemesine neden olmuştur. Oysa ki hastalıktan sari bir bölge olması ve hayvan ürünlerindeki yüksek kalitesi ile bilinen bu bölgede hayvancılık en önemli gelir kaynaklarından bir tanesidir.
Süloğlu’nda bulunan göletler önemli yer üstü su kaynaklarıdır. Zengin su kaynakları bulunmasına rağmen ilçe tarım arazilerinin görece küçük bir bölümünde sulu tarım yapılmaktadır. Bölgede kurulan Edirne OSB’nin geliştirilmesi çabaları ve büyük şehirlerin içme sularının karşılanması gibi olgular tarım için de önem arz eden su kaynaklarının ve suyun farklı alanlarda kullanımı tercihinin doğru yapılmasının önemini arttırmaktadır.
İlçenin Domurcalı Köyü civarında 107 hektarlık alanda Edirne Organize Sanayi Bölgesi kurma çalışmaları tamamlanmış olup, Kapıkule, Hamzabeyli, Pazarkule ve İpsala Sınır kapılarına yakın olması, Avrupa Birliğine komşu olma şansı, anayol ve bağlantılarına kolay ulaşım, ucuz sanayi parselleri, özel amaçlı bölgeler kapsamındaki teşviklerden yararlanma imkanı, KOSGEB tarafından altyapı ve üst yapı desteği, yörede doğal gazın bulunması gibi avantajlar bölgeye yatırım yapacak işadamlarına büyük imkanlar sağlayacaktır.
Bunun yanı sıra ilçede daha çok tarımsal araç üretimine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bunların içinde en önemlisi kabak çekirdeği ayırma makinesidir. Üretilen makineler yurt içinde satıldığı gibi yurt dışında da Yunanistan, Romanya, Bulgaristan ve Ukrayna gibi ülkelere ihraç edilmektedir.
İlçe yer altı zenginlik kaynakları bakımından fazla olmamakla birlikte Geçkinli Köyü yakınlarında Linyit kömürü, Süloğlu yakınlarında Kuvars ve Süloğlu Aktaşlar yöresinde Mermer madeni bulunmaktadır.
İlçe merkezi ve bağlı köylerdeki sakinlerinin tarım ve hayvancılık konusunda önemli bir tecrübesi bulunmaktadır. Ancak ilçede ticaretin ve sınai üretimin istenilen düzeyde bulunmaması nedeni ile insan gücünün bu konuda tecrübe eksikliği bulunmaktadır. Bunlara bağlı olarak ta hizmet sektörü istenilen düzeyde gelişmemiştir. Edirne OSB’nin gelişmesi ile ortaya çıkacak canlılıktan ilçe sakinlerinin yeterince istifade etmesi için gerekli tedbirler alınmalı, ve özellikle Halk Eğitim Merkezi ve diğer eğitim kuruluşlarının halka açık meslek edindirme kurslarını ve eğitimlerini arttırmaları gerekmektedir.
Süloğlu şu anki hali ile tarım yatırımlarının yoğun olduğu ancak ticari ve sınai yatırımlarının istenilen düzeyde olmadığı bir ilçedir. İlçenin sosyal alanlar ile ilgili eksiklikleri bulunmaktadır. Edirne OSB’nin gelişimi ve Edirne’ye yakınlığı ilçenin gelişimi için olumlu avantajlar yaratabilecektir. Bu fırsatlar değerlendirilerek ilçede yan sanayi kuruluşları, hizmet sektörü ve tarım ve sanayii ile ilgili ticari hizmetler geliştirilebilir. Tarımsal alanda sulama imkanları arttırılması ile tarımsal üretimden elde edilen verim yüksek seviyelere getirilebilecektir.
Edirne Organize Sanayi Bölgesi
Edirne OSB’nin ilçe sınırları içinde kurulmuş olması ilçeye istihdam imkanları ve hatta yeni girişim imkanları ile bir gelişim açma potansiyeline sahip olmasına rağmen yol ve diğer fiziki altyapısı tam yeterli olmayan bölgenin çevresi üzerinde önemli bir baskı yaratabilecektir. Edirne OSB’nin gelişimi katılımcı bir yöntemle bölge halkı ve çevre etkileri göz önüne alınarak sağlanmalıdır
- Edirne'den bölgeye ulaşım iki ilçe üzerinden mümkündür.
- Edirne Şehir Merkezi Lalapaşa Bölgesi Arası 34 km
- Edirne Şehir Merkezi Süloğlu Bölge Arası 44 km
- Otobandan bölgeye uzaklık Lalapaşa üzerinden 32 km
- Otobandan bölgeye uzaklık Süloğlu üzerinden 30 km
- Bölgenin Hamzabeyli Sınır kapısına uzaklığı (Bulgaristan) 25 km
- Bölgenin Kapıkule Sınır Kapısına uzaklığı (Bulgaristan) 54 km
- Bölgenin Pazarkule Sınır kapısına uzaklığı (Yunanistan) 51 km
- Bölgenin İpsala Sınır kapısına uzaklığı (Yunanistan) 152 km
- Bölgenin İstanbul Limanına uzaklığı 242 km
İlçenin Tarihi
En somut tarihi belge ilçedeki Dolmenlerle Menhirler olarak dikkat çekmekte ve bunlar Lalapaşa'nın tarihini Neolitik çağa kadar götürmektedir.
Beldenin Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılması 1361 yılına rastlar. Bölge I. Murat' ın komutanlarından Lala Şahin Paşa tarafından fethedilmiştir ve o tarihten bu yana Lalapaşa olarak anılmaktadır. 14. ve 15. yüzyıllarda bir dizi imar hareketine sahne olan bölgede daha sonra merkezi Hacıdanişment Köyü olan Çöke Bucağı kurulmuştur. Günümüzde ilçe merkezinin bulunduğu yer ise Paşaköy olarak anılmaktadır .
Balkan Savaşı'na kadar Çöke Bucağı' na bağlı bir köy olan Lalapaşa'nın 1912' den sonra Türk - Bulgar sınırlarında kalması yüzünden önemi artmıştır. Cumhuriyet döneminde bir süre Edirne' ye bağlı bir bucak olarak kalmış ve 1945 yılında ilçe merkezi olarak yönetimine 27 köy bağlanmıştır.
İlçenin Tarihi
Böylece geniş araziler üzerinde kasabalar, köyler, çiftlikler kurulmuştu. Yeni kurulan bu yerleşim yerlerine büyük ailelerin reislerinin adları verilmişti. Süloğlu çiftliğinin 16. asırda kurulduğu tahmin edilmektedir. Edirne'nin Kirişhane Mahallesi'nin kurucusu Hacı Süle Çelebi'dir. Hacı Süle Çelebi 1559 Ekim ayında (Hicri 967 yılının Muharrem ayında) burada bir cami yaptırmıştı. Hacı Süle Çelebi 1568 yılında (Hicri 976) yılında vefat etmiştir. Süle köyü tımarının Süle Çelebi'ye babası Hacı Sinan'dan kaldığı anlaşılıyor. Bundan sonra oğluna kaldığı için bu yöre Süleoğlu adını almıştı. Evliya Çelebi Kırım dönüşünde, Muhittin Baba ve Sarıdanişment Köyü üzerinden Hasköy'e geldiğini yazmaktadır. Yolculuğunda Süleoğlu çiftliğinin güzelliğinden bahsetmektedir. Süleoğlu ve yöresi 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında yıkıma uğrar. Binlerce insan savaş sırasında ve sonradan meydana gelen salgın hastalıklar sonucu ölür.
Lalapaşa
İlçenin yüzölçümü 536.788 dekar, rakımı ise 72 m olup Edirne'ye uzaklığı 27 km.dir. İlçe arazisi genelde düz olmakla birlikte Balkan (hudut) kesimleri engebelidir. Tepelerin üst kısımlarında aşınma ile oluşmuş sivri dişli granitler bulunmaktadır.
İlçe iklimi tipik karasaldır. İlçeye düşen yıllık yağış miktarı 350-450 mm.dir.
İlçe aynı zamanda serhat bölge konumundadır. Türkiye'nin Bulgaristan ile olan sınırının 55.455 metresi Lalapaşa bölgesindedir.
Edirne-Lalapaşa-Hamzabeyli hudut devlet yolu ise ilçe sınırları içerisinden geçmektedir.
Süloğlu
Süloğlu ve benzer ilçeler sahip oldukları tarihi, kültürel ve doğal varlıklarının sağladığı turizm potansiyeline rağmen, sosyo-ekonomik yaşam seviyesinin göreceli gelişmemiş olması ve ilçe sakinlerinin bu konuda taleplerini çok fazla seslendirmemeleri ilçenin turizme açılması konusunda zorluklar yaratmaktadır.
İlçe, Edirne ilinin kuzey yarısında ve Lalapaşa yaylası üzerinde bulunmaktadır. Doğuda Kırklareli ili, batıda Edirne merkez ilçesi, kuzeyde Lalapaşa ve güneyde Havsa ilçesiyle komşudur. Yüzölçümü, 250 km2 kadardır. Bu bakımdan, Edirne'nin dokuzuncu ilçesidir.
Karasal iklime sahiptir. Yazlar sıcak ve kurak kışlar soğuk ve yağışlıdır. Bölge arazisi dalgalı bir yapıya sahip olmakla birlikte tarımı olumsuz yönde etkilememektedir. Önemli yükseltisi, ovası, akarsuyu bulunmamakla birlikte, küçük akarsular üzerine kurulan göletler ilçe tarımını olumlu yönde etkilemektedir.
İlçenin nüfusu, 7.823'tür. Süloğlu nüfus bakımından, Edirne'nin sekizinci ilçesidir. Halkı, tarım ve hayvancılıkla geçinir. İlçede çeşitli tahıllar, endüstri bitkileri, meyveler, küçük ve büyük baş hayvanlar yetiştirilir. Arıcılık da gelişmeye başlamıştır. Linyit ve taşocağı bulunur, iyi cins kireç yapılır. Endüstri gelişmemiştir. Ulaşım durumu iyidir. Cuma günleri pazar, Ağustos ayında panayır kurulur.