Edirne iline 29 km, Havsa ilçesine 4 km uzaklıktadır. Havsa, Oğulpaşa, Söğütlüdere, Hasköy ve Köseömer köyleri ile çevrili bulunan köyün, 23. 065 dekar arazisi bulunuyor. Dağlık, taşlık, sazlık ve bataklık yeri yoktur. Süloğlu’ndan gelen Seylan deresi olan (Havsa deresi) dereden başka akarsuyu yoktur. Az meyilli bir yerde kurulmuş bulunan köyün, Süloğlu'ndan gelen Çanakkale istikametine giden asfalt ikiye bölmektedir.
Köyün kesin olarak ne zaman ve kimler tarafında kurulduğu belli değildir. Köyün batı yönünde, eski bir mezarlık kalıntıları bulunuyor. Bu kalıntılarda yazısız dikili taşlardır. Bu taşların çoğu kırılmış, uzunlukların yarıdan fazlası yoktur. Menhir taşları olabileceği tahmin edilmektedir. Bir başka mezarlık daha vardır ki burasına Maşatlık mevkii derler. Bu mevkide Hristiyan mezarlıkların kalıntıları bulunuyor. Köyün batı yönünde 3 adet Tümülüs bulunmaktadır. Halk bunlara, HÖYÜK demektedir. Birine, Oğulpaşa deresi höyüğü, ikincisine Sadıkın höyüğü, üçüncüsüne de Ümmetoğlu höyüğü denilmektedir. Bu isimlerin konulmasına, isim sahiplerinin tarlası içinde bulunmasındandır.
1877 (93 Harbi) Osmanlı-Rus Savaşından sonra, Bulgaristan’dan kaçmak zorunda kalan göçmenlerden bir kısmı bu Bulgar köyüne yerleştiriliyor. Kurtuluş Savaşına kadar, köyün yarısı Bulgar ve yarısı Türk durumundaydı. Kurtuluş Savaşından hemen sonra, köyü Rum ve Bulgarların terk etmesi ve Bulgaristan’dan gelen göçmenlerle bu günkü duruma gelmiştir.
Bir rivayete göre, köyün hemen kuzeyinde Osman Ağa adında birinin çiftliği varmış. Bu Osman Ağanın adından “OSMANLI” adını aldığı söylenmektedir. Bir diğer rivayet, 1677 Eylül ayında Avcı Sultan Mehmet, ordusu ile İstanbul’dan Edirne’ye gelirken köyün yakınında konaklamış, etraf avlanmaya çok müsait bulunan arazide hem avlanmak hem de Sadrazam Fazıl Ahmet Paşanın hastalanarak yolda kalması, iyileşip gelmesini beklemede olan ordunun bir zaman burada kaldığı için “OSMANLI” denmiş olduğunda söylenmektedir.
Köyün ekonomik yönünü tarım ve hayvancılık oluşturmakta, az miktarda da ticaret vardır. Bunun yanında nakliyecilik de bulunuyor. Köyün güneydoğusundan geçen Seylan deresinin her iki yakasında dar bir vadi uzanmaktadır. Eskiden buraya “Osmanlı ovası, Altın yuvası” denirdi. Köyün halkı çalışkan ve tütün üretiminde becerilidir.
Köyde ilköğretim okulu bulunup öğrenci sayısı çok azdır ve bu yüzden taşımalı öğretim yapılır. Köyün kendi içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi bulunmaktadır. Köyde sağlık ocağı bulunmaktadır. Köyün ara yolları toprak, ana yolları asfalt olup Havsa ilçesini otobana bağlayan yol üzerindedir. Havsa ile neredeyse bitişik haldedir.