Makale Dizini

Çanakkale Savaşı'nın üçüncü cephesi olan Anafartalar Cephesi, 6 Ağustos 1915 tarihindeki Suvla Koyu civarında Müttefik kuvvetlerle yapılan çıkarma harekâtıyla başlamış ve hemen ertesinde Arıburnu Cephesi kuvvetleriyle birleşmiştir.

Çıkarma amacı ve planı

Gelibolu Yarımadası'na yapılan Müttefik çıkarmalarının başladığı 25 Nisan 1915 tarihinden itibaren Ağustos ayına kadarki dört aylık süre içinde Seddülbahir ve Arıburnu Cephelerinde ilerleme sağlayamayan Hamilton, üçüncü bir cephe açma yolunu seçmiştir. Burada amaç, sert direnme gösteren her iki cephedeki Osmanlı kuvvetlerinin geri hattına çıkarak kuşatmaktır. Hamilton, üçüncü cepheyi küçük ve büyük Kemikli burunları arasındaki Suvla kumsalına İngiliz 9. Kolordusunu çıkartarak açmıştır. İngiliz 9. Kolordusu, 1915 yılının Mayıs ayı sonlarında Avrupa'daki cephelerden çekilerek gönderilen takviye kuvvetleridir. O tarihe kadar Limni ve Gökçeada'da toplanmaktaydı. 6-7 Ağustos gecesi gerçekleştirilen çıkarma ile bu birlikler Kocaçimentepe – Conkbayırı hattından Çanakkale Boğazı'na ulaşacak ve savunmadaki Osmanlı kuvvetlerini çembere almış olacaktır.

Esasen bu plan Mayıs 1915 ayında Anzak Kolordusu kurmay heyetinin öne sürdüğü plandır. Arıburnu'na 25 Nisan 1915 sabahı çıkartılan Anzak kuvvetleri, gün sonuna dek, sert Osmanlı direnişi sonucu belirlenen hedeflere ulaşamamıştı. Dahası, çıkarmanın hemen ardından başlayan Osmanlı karşı taarruzları, Anzak birliklerinin sahilde dar bir alanda sıkışmalarına neden olmuştu. Çıkarma günü akşamı, Anzak Kolordusunun iki tümen komutanı da çıkarmanın başarısız olduğu, sahilde tutunmanın olanağının kalmadığı gerekçesiyle, birliklerinin tahliyesinden yanadırlar. Aynı gece Anzak Kolordusu komutanı General William Birdwood bu görüşü Müttefik Kuvvetleri genel komutanı General Sır Ian Hamilton'a iletmiştir. General Hamilton, sahilde kalınarak mevzilerin savunulması emrini vermiştir. Tüm bu gelişmelerin sonucunda Anzak Kolordusu kurmay heyeti, çıkarma bölgelerinin hemen kuzeyinde, takviye kuvvetlerce bir çıkarma yapılması planını gündeme getirmişlerdir.

Çanakkale Savaşı'nın başladığı tarihlerden itibaren Müttefik komutanlar, Osmanlı'nın, İç Hatlar Avantajından da yararlanarak yedek kuvvetlerini hızla harekât bölgesine taşıyabildiklerini ve Müttefik ileri harekâtını durdurabildiklerini gözlemlemişlerdi. Bu kez, Osmanlı'nın dikkatini, dolayısıyla yedek kuvvetlerini çıkarma bölgesi dışında bölgelere kaydırmalarını sağlayacak operasyonlar planladılar. Bunlardan ikli Seddülbahir Cephesi'nde girişilen göstermelik bir taarruzdur. Bölgedeki İngiliz kuvvetleri 6 Ağustos 1915 günü, saat 15:50 dolaylarında Osmanlı mevzilerine karşı taarruza geçmişlerdir. Kirte Bağları Muharebesi olarak bilinen bu operasyon, Osmanlı ihtiyat kuvvetlerini, yarımadanın güneyine çekmeyi amaçlamaktaydı.

Aynı amaçla ortaya konulan bir başka operasyon ise Anzak çıkarma bölgesinin kuzey bölümünden yapılması planlanan ileri harekâttır. Aslında bu taarruz planı, sadece Osmanlı'nın dikkatini başka yöne çekme amacını içermemekteydi. Esasen operasyon fikri, Gelibolu Yarımadasının en yüksek arazisi olan Conkbayırı – Kocaçimentepe – Besimtepe hattında Osmanlı savunmasının zayıf olduğu tespitine dayanmaktadır. Gece saatlerinde derin vadilerden yapılacak bir yürüyüşle bu tepelerin ele geçirilmesinin, Gelibolu Yarımadasındaki Osmanlı savunmasının çökmesi sonucu doğuracağı hesaplanmaktadır. Gerçekten de derin kuru dere yataklarının ve sarp kayalıkların araziyi böldüğü, yer yer sık fundalıklarla kaplı bu arazi, askeri bir harekât için uygun olmadığı gerekçesiyle zayıf kuvvetlerle tutulmuştu. Bu operasyonla hem Osmanlı'nın ihtiyatların asıl çıkartma bölgesi dışına çekmek, hem de bu kilit bölgede stratejik bir pozisyon elde etmek amaçlanmaktadır. Bu harekât devamında yaşanan çatışmalar, Conk Bayırı Muharebesi olarak bilinir.

Çıkarma

İngiltere'den gönderilen üç takviye tümeni 10., 11., 13. ve 53. tümenlerdir. Bu tümenlerden 53. Tümen, ihtiyat olarak Mondros'ta kalacak, diğer üç tümen sahile çıkacaktır. 13. Tümen ve 10. Tümen'in bir tugayı, 3 Ağustos 1915 akşamı Anzak sahillerine çıkartılacak, 11. Tümen ise 6 Ağustos 1915 akşamı Suvla kumsalına çıkartılacaktır. 10. Tümen'in diğer iki taburu da hemen ardından sahile indirilecektir.

Suvla Çıkarmasına İngiltere'den intikal eden 9. Kolordu komutanı General Fredirck Stophord'un komuta etmesine karar verilmiştir.

Çıkarma 6 Ağustos 1915 gecesi saat 21:30'da başlamıştır. Saat 22:00 olduğunda kumsala dört tabur gücünde asker, hiç kayıp vermeden çıkartılmıştır. Her ne kadar çıkarma bölgesinin güney ve kuzey bölgelerinde Osmanlı gözetleme postaları ateş açmışlarsa da yoğun karşı ateşle geri çekilmişlerdi. Bölgedeki Osmanlı savunması Alman Yarbay Wilmer komutasındaki toplam üç bin mevcutlu üç taburdur ve kıyıdan 1,5 km. kadar içeride mevzilenmiştir.

Karaya ilk indirilen tümen, General Hammersley komutasındaki 11. Tümen'dir. General Hamilton'un planına göre 10. Tümen'in karaya çıkmasına üç saat sonra, yani saat 00:30'da başlanacaktır. Ancak General Hammersley'in askerlerinin sahilde siper kazmaya başlamaları, ileri harekata girişmemeleri sonucu 10. Tümen'in kıyıya çıkartılması gecikmiş, ancak gün ağarırken başlanabilmişti. Çıkarmanın daha ilk saatlerinde General Hamilton'un harekat planı aksamaktadır. Oysa generallerine, harekâtın başarı şansının hıza bağlı olduğunu, Osmanlı takviyeleri cepheye ulaşmadan önce ilk gün hedeflerinin ele geçirilmesinin zorunlu olduğunu anlatmıştı.

İngiliz 10. Tümen'inin kumsala çıkması başladıktan sonra, saat 06:00 dolaylarında General Hammersley, güneydeki Mestantepe ve kuzeydeki Kireçtepe yönünde ikişer taburu taarruza kaldırmıştır. Mestantepe'yi, Binbaşı Tahsin Bey emrindeki Bursa Jandarma Taburu ile Yüzbaşı Şevki (Doğan) Bey emrindeki 2. Tabur savunmaktaydı. Akşam üstü saatlerinde, yaklaşık 12 saat boyunca Mestantepe'yi savunan ve toplam savaşçı mevcudu ikibin olan bu iki birlik, ortaya çıkan kuşatılma tehlikesi karşısında geri çekilmişlerdir. Aynı saatlerde Suvla kumsalındaki İngiliz birliklerinin toplam mevcudu 27.000'i bulmuştu. Çıkartmanın ilk gününde, her iki tepe eteklerindeki çatışmalarda İngiliz kayıpları 100 subay ve 1.600 erattır ve kazanç, Mestantepe'nin ele geçirilmesidir. Bu bölgeyi savunan Osmanlı birliklerinin mevcudu da zaten İngiliz kayıpları kadardır. Yarbay Wilmer'in makineli tüfeği ve seri atışlı topları yoktur, savunmayı ağır silahlarla destekleyememiştir. Var olan toplar da ele geçmemesi için geri alınmak zorunda kalınmıştır ve etkin olarak kullanılamamıştır.

7 Ağustos'da Osmanlı savunması, Yarbay Wilmer komutasındaki birliklere herhangi bir takviye göndermemişlerdir. Osmanlı kuvvetlerinin bölgedeki tüm ihtiyatları, Conk Bayırı, Kocaçimentepe ve Kanlısırt çatışmalarına sevk etmek durumunda kalmışlardı.

7 Ağustos

Müttefikler tarafından yapılan bu çıkarma operasyonu, Gelibolu Yarımadası'ndaki (Seddülbahir ve Arıburnu) üçüncü çıkarma olduğu halde pek çok düzensizlik yaşanmıştır. Sahile topların çıkarılamaması, çıkarılan birliklerin düzenli bir şekilde ilerleyerek sahide yer açamamaları, bu yüzden pek çok gerekli malzemenin indirilememesi, çıkartma operasyonunu önemli ölçüde zorlaştırmıştır. Sahil, daha önceki iki deneyimde olduğu gibi yine sıkışık hale gelmiş, gerekli malzemenin çıkarılacağı alan sağlanamamıştır.

Özellikle su sorunu ciddi bir problem oluşturmaktadır. Bazı su tankerlerinin Osmanlı tarafından açılan topçu ateşiyle batırılmasıyla, sahildeki müttefik askerine yeterince içme suyu çıkarılamamaktadır.

Yaşanan su sıkıntısının en belirgin nedeni ise, ileri çıkmış kıtaların malzeme yönünden sürekli olarak ikmal edilememeleri idi. Bu iş için kullanılacak katırların büyük bir bölümü 7 Ağustos gecesine kadar sahile atılamamıştır. Oysa her üç çıkarma öncesinde de Mısır pazarlarında, su taşımaya elverişli ne varsa toplanmış, gemilere yüklenmişti. Özellikle kıtaların su gereksiniminin sağlanması konusunda çıkarma operasyonu oldukça başarısızdır. Çıkarma bölgesinin kuzey kesiminde pek çok asker, Ağustos güneşi altında susuzluktan çıldıracak dereceye gelmişlerdi. Buna karşın çıkarma bölgesinin güney kesiminde, kuyular bulunması sayesinde fazlaca sorun yaşanmadı.

8 Ağustos

Sabahın erken saatlerinde iki İngiliz, bir Yeni Zelanda taburunun giriştiği taarruzla Conk Bayırı'nın batı yamaçları Müttefikler tarafından işgal edilmiştir. Ancak bu ileri hâreket, doğuya bakan sırta ve zirveye ulaşamamıştır. Kocaçimen Tepesi - Düztepe hattındaki Osmanlı birliklerinin komutanı Yarbay Cemil (Conk) Bey'in kıt'a kaydırmalarıyla giriştiği karşı taarruzlar Müttefikleri mevzilerinden sökememiştir. Güney Grup Komutanı (Seddül Bahir Cephesi) Vehip Paşa'nın gönderdiği 8. Tümen Komutanı Kurmay Albay Ali Rıza (Sedes) Bey komutasında gece saatlerinde karşı taarruzda bulunmuş ancak Müttefikler yine mevzilerinde tutunabilmişlerdir.

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.