Lüleburgaz Muharebesi

Lüleburgaz'dan Çatalca'ya doğru çekilen Osmanlı askerleri
Lüleburgaz'dan Çatalca'ya doğru çekilen Osmanlı askerleri
Tarih 28 Ekim-3 Kasım 1912
Bölge Burgas, Kırkkilise Sancağı, Edirne Vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu (bugün Lüleburgaz, Türkiye)
Sonuç Kesin Bulgar zaferi
* Edirne'deki Osmanlı kuvvetleri iyice sarılmış ve doğu ordusundan uzaklaştırılmış oldu.
* Edirne, İstanbul ve Eceabat, Gelibolu sahilindeki belli yerler hariç bütün Doğu Trakya Bulgar ordusunun eline geçti.
* Bulgar ordusu Çatalca'ya kadar ilerleyip, İstanbul'u kuşattı.
* Osmanlı'nın Rumeli'deki kuvvetlerine lojistik ve asker takviyesi yapması neredeyse imkansız hale geldi.
Taraflar
Bulgaristan Krallığı Bulgaristan Krallığı Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Komutanlar
Bulgaristan Krallığı General Radko Dimitriev
Bulgaristan Krallığı General Ivan Fichev
Bulgaristan Krallığı General Vasil Kutinçev
Osmanlı İmparatorluğu Nazım Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Abdullah Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Hamdi Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Abuk Ahmet Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Mahmut Muhtar Paşa
Güçler
107,386
116 makineli tüfek;
360 top
ayrıca süvari alayları
126,000
96 makineli tüfek;
346 top
ayrıca 3.500 süvari
Kayıplar
2,536 ölü,
17.626 yaralı
22,000 ölü ve yaralı,
2,800 esir
45 top
Ayrıca çok sayıda firar eden asker
Videolar
Lüleburgaz Muharebesi Videosu
Alman belgeselinde Lüleburgaz Muharebesi
Lüleburgaz Muharebesi Videosu
Bulgar belgeselinde Lüleburgaz Muharebesi
Lüleburgaz Muharebesi, Birinci Balkan Savaşı'nda, 29 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında; Bulgaristan Krallığı ile Osmanlı İmparatorluğu ordusu arasında yapılan ve Bulgar ordusunun kesin zaferi, Osmanlı ordusunun ağır yenilgisi ile sonuçlanan muharebedir. Bu muharebe de Kumanova Muharebesi, Kırkkilise Muharebesi ve İmroz Deniz Muharebesi ile birlikte, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Balkan Savaşı'nı kaybetmesine sebep en önemli muharebelerden biri olarak görülmektedir. Ayrıca I. Balkan Savaşı'nın asker katılımı bakımından en büyük ve en geniş katılımlı muharebelerinden biridir.

Muharebe Öncesi Durum

Bulgar Ordusu

1.Balkan Savaşı'nda yürüyüş halinde bir Bulgar taburu 1.Balkan Savaşı'nda yürüyüş halinde bir
Bulgar taburu
Osmanlı ordusunun taktiksel ve lojistik hataları neticesinde Kırkkilise Muharebesi'ni kazanan Bulgar 1. ve 3. Orduları Kırklareli'ni ele geçirdi. Osmanlı Ordusu düzensiz bir şekilde Lüleburgaz'a doğru geri çekilmeye başladı. Yine Bulgar 2. Ordusu Edirne'yi tamamen kuşatma altına aldı. Bununla birlikte Bulgar ordusu Osmanlı topraklarına yürüyüş ve Kırkkilise Muharebesinde 3 gün boyunca aralıksız çarpıştığından yorgun olması sebebiyle Bulgar komutanlar arkada başka Osmanlı kuvvetlerinin olabileceğini düşündüğünden kaçan askerleri süvari kuvvetleri ile takipten kaçınmış sadece Kırkkilise'yi ve yakınındaki köy ve kasabaları ele geçirmekle ve Edirne'deki taburların, doğu ordusu ile irtibatlarını kesmekle yetinmişlerdir. Bu durum Osmanlı ordusunu toplu bir imhadan veya daha da ağır kayıplardan korumuştur. Kırkkilise'de toparlandıktan hemen sonra Bulgar 1. ve 3.orduları Lüleburgaz istikametine doğru 25 Ekim'den itibaren ilerlemeye tekrar başladı. General Nazlimof komutasındaki Bulgar süvari tümeni Edirne-İstanbul şosesi boyunca ilerleyerek 25 Ekimde Babaeski'ye hiçbir direnişle karşılaşmaksızın girdi. Ertesi gün 27 Ekim'de Salih Paşa komutasındaki Türk süvari tümeniyle Bulgar süvarileri arasında Lüleburgaz batısında çarpışmalar başladı. Yine Süvarilerinin arkasından 26 Ekimde ileri harekete geçen Bulgar piyade tümenleri, üç günlük bir yürüyüşten sonra, ancak 28 Ekim günü Lüleburgaz mevziinde Osmanlı askerleri ile karşı karşıya geldiler.

Bulgar Ordusu Osmanlıların aksine ordu-kolordu-tümenler şeklinde değil ordu-büyük tümenler şeklinde yapılanmıştır. Bulgar ordusunun bu yapılanması modern bir yapılanma olmasa da, modern silahlar, donanım ve eğitimli asker, subay gücüyle bu açığı kapatabilmekteydi. Bunun yanında Osmanlıların yapılanması modern tarzda olsa da, bu yapılandırma için imparatorluğa yardım eden askeri heyet daha henüz bu işlemi tamamlamadan, Balkan Savaşı başladığından pek çok yönden orduda sorunlar bulunuyordu.

Savaşa başkomutan olarak katılan Bulgaristan Genelkurmay Başkanı İvan Fichev'in komutasında ve alt kademede general Vasil Kutinçev ve Radko Dimitriev yönetimindeki, 1. ve 3. Bulgar Ordusu, 107., 386. Piyade, 116 makineli tüfek ve 360 toptan ilaveten süvari alaylarından ibaretti. Birlikleri piyade yönünden Osmanlılardan az olsa da, top, makineli tüfek yönünden üstündü, lojistik hatları iyi düzenlenmiş ve askerlerin eğitimi tam olması yanında Kırkkilise muharebesinde kazanılan zafer sonrası askerleri moralliydi. Yine cephane akışı da tam olarak sağlanmıştı. Bulgar Orduları şu kuvvetlerden ibaretti.

Bulgar 1. Ordusu, General Vasil Kutinçev komutasında: 1. Sofya Tümeni, 10. Geçici Tümen ve 10. Süvari Alayı.

Bulgar 1. Ordusu, Kırkilise Muharebesi sonrası 3. Piyade Tümeni gibi kuvvetli bir tümenini kuşatma altına alınan Edirne'den Osmanlılara yardım amaçlı bir saldırı tehlikesine karşı geride bırakmıştı. Bu durumda bu orduyu epey zayıflatmıştı.

Bulgar 3. Ordusu, General Radko Dimitriev komutasında: 4. Breslav Piyade Tümeni (Tümgeneral: Kliment Boyadzhiev) , 5. Tuna Piyade Tümeni (Tümgeneral Pavel Hristov), 6. Vidin Piyade Tümeni (Tümgeneral Pravoslav Tenev), 8. Süvari Alayı ve 3 adet topçu taburu.

Bulgar Ordusunun bu muharebedeki en güçlü tümenleri bu ordudaydı.

Bulgar Ordusunun Gerçekleştirmek İstediği Hareket Planı
Bulgar Ordusunun Gerçekleştirmek İstediği Hareket Planı: Bulgar 3. Ordusu cepheden saldırıya geçip ön kısmındaki Osmanlı tümenlerini (1. ve 2. Doğu Orduları) geri çekilmeye mecbur ederken, zayıf olan Bulgar 1.Ordusu ise Bulgar sol kanadından (güneyden) çevirme harekatına girişip, Osmanlı 1. Doğu ordusunu geriletip, Osmanlı hatlarını arkadan kuşatacak ve kuşatılan Osmanlı Kuvvetleri yok edilecek veya geri çekilmeye mecbur edilecekti. Bununla birlikte Bulgar Ordusu alışılmadık bir şekilde bütün süvari kuvvetlerini kanatlarda veya ön hatlarda değil, piyade ve topçu taburlarının arkasında cephe gerisinde, merkezde konuşlandırdı. Bu konuşlandırma ile süvari alaylarının savaş esnasında zor duruma düşen veyahut çevirme yapılması gereken kanada gönderip Osmanlı ordusunu iyice zora düşürmeyi hedeflediler.
Bulgar Ordusunun planı da basitti. Bulgar 3. Ordusu cepheden saldırıya geçip ön kısmındaki Osmanlı tümenlerini (1. ve 2. Doğu Orduları) geri çekilmeye mecbur ederken, zayıf olan Bulgar 1. Ordusu ise Bulgar sol kanadından (güneyden) çevirme harekatına girişip, Osmanlı 1. Doğu Ordusu'nu geriletip, Osmanlı hatlarını arkadan kuşatacak ve kuşatılan Osmanlı Kuvvetleri yok edilecek veya geri çekilmeye mecbur edilecekti. Bununla birlikte Bulgar Ordusu alışılmadık bir şekilde bütün süvari kuvvetlerini kanatlarda veya ön hatlarda değil, piyade ve topçu taburlarının arkasında cephe gerisinde, merkez de konuşlandırdı. Bu konuşlandırma ile süvari alaylarının savaş esnasında zor duruma düşen veyahut çevirme yapılması gereken kanada gönderip Osmanlı ordusunu iyice zora düşürmeyi hedeflediler. Bir bakıma planlarında değişen duruma göre süvarileri ile muharebeye ve savaş planlarına esneklik kazandırmayı benimsediler ki; Bulgar komutanların bu hareketi muharebenin ileri safhasında büyük kazançlar sağlamıştır. Muharebede Bulgarlar süvari alaylarını Osmanlı 1. Ordusu'nu güneyden çevirmek için kullanmışlardır.

Osmanlı Ordusu

Osmanlı Ordusu Balkan Savaşı'na katılmak için Sirkeci Tren İstasyonu'nda hazırlanırlarken
Osmanlı Ordusu Balkan Savaşı'na katılmak
için Sirkeci Tren İstasyonu'nda hazırlanırlarken
Osmanlı ordusunun 1., 2. ve 4. kolorduları 25 Ekim günü Lüleburgaz yönünde, şehrin yakınında coğrafik açıdan savunmaya en elverişli hat olarak kabul edilen Lüleburgaz-Pınarhisar hattı boyunca savunma hattına doğru yığıldı. Bu arada doğu ordusuna, kaybettiği ve Edirne'de kuşatma altında bıraktığı tümenlere bir kısım yakından takviye birlikler gönderilmeye başlandı. Ancak gelen takviyeler nizami birlikler getirilemediğinden, daha çok acemi redif askerlerinden oluşuyordu. Başkumandan vekili Nazım Paşa 25 Ekimde yola çıkarak 26 Ekim'de Çerkezköy'e kadar geldi. Doğu Ordusu'nun karargahı Çorlu'ya kurulmuştu. Nazım Paşa, başlangıçta Ergene Nehrine kadar ordunun çekilmesi emrini verse de sonrasında fikir değiştirip Lüleburgaz'da yeni bir muharebenin yapılması ve Bulgar Ordusunun burada karşılanması kararını verdi. Diğer kolordu komutanları Nazım Paşa ile aynı fikirde olsalar da Doğu Ordusu komutanı Birinci Ferik Abdullah Paşa, Genelkurmay Başkanı ve kolordu komutanları ile aynı fikre sahip değildi. Ona göre savunmaya elverişli bir diğer hat olan Çorlu hattına bütün birlikler çekilip burada savunma amaçlı muharebe yapılmalıydı. Bunun üzerine Abdullah Paşa, Nazım Paşa'nın yanına giderek doğu ordusu komutanlığından istifasını istedi ancak istifası kabul edilmedi.
Osmanlı nizami askerleri: Bu askerler uzun süre orduya hizmet verdiklerinden eğitimli, düzenli ve profesyonel askerlerdir.
Osmanlı nizami askerleri: Bu askerler
uzun süre orduya hizmet verdiklerinden
eğitimli, düzenli ve profesyonel askerlerdir.
Nazım Paşa, 27 Ekim günü, Lüleburgaz hattının savunulması hakkındaki kesin emrini verdi. Böylece Osmanlı Ordusu muharebe organizasyonunu hazırlamakta gecikmiş, zaman kaybına uğramış oldu. Bir diğer Osmanlı ordusunun uğradığı zaman kaybı da Abdullah Paşa istifasının kabul edilmemesi akabinde cepheye dönerken Nazım Paşa'nın doğu kolordusunun yeniden yapılandırılması yönündeki emridir. Bu emri neticesi yetişen redif tümenleri ile birlikte doğu ordusu 1. Doğu Ordusu ve 2. Doğu Ordusu olarak ikiye ayrılmıştır ve 2 günde yeniden yapılandırılmıştır. Doğu ordusu komutanı Abdullah Paşa'nın bile dahil olduğu pek çok komutan bu durumu ancak 28 Ekim sonrası öğrenebilmiştir; bu tarihte de Bulgarlar öncü saldırılarına başlamıştır. Nazım Paşa'nın bu emri hem zaman kaybına neden olmuş hem de ordu içinde yönetim karışıklıklarına neden olmuştur; bu durum muharebede en çok Bulgar ordusunun işine yaramıştır. Bunun yanında Osmanlı ordusu gelen takviyelerle 126.000 asker, 96 makineli tüfek ve 342 topa sahiptir, ayrıca 3.500 kişilik süvari kuvveti bulunmaktadır. Asker yönünden Osmanlılar fazla olsa da top ve makineli tüfek yönünden Bulgarlar üstündü. Bunun yanında Osmanlıların alaylarının büyük kısmı tıpkı Kırkkilise muharebesindeki gibi redif askerlerinden oluşmaktaydı ve nizami asker takviyesi fazla yapılamamıştı. Diğer yandan takviye olarak gelen 17. ve 18. kolordular cepheye 28 Eylül'de henüz tam olarak ulaşamamışlardı.

Osmanlı Ordusu'nun Lüleburgaz Muharebesinde Uygulamak İstediği Ama Gerçekleştiremediği Plan
Osmanlı Ordusu'nun Lüleburgaz Muharebesinde Uygulamak İstediği Ama Gerçekleştiremediği Plan: 1. Ordu Lüleburgaz'da Bulgar 1. Ordusuna karşı direnecek ve hatta biraz geri çekilerek 1. Ordu'nun bütün saldırılarını buraya yoğunlaştırmasını sağlayacak, bu arada Doğu 2. Ordusu kolorduları ile saldırıp ilerleyerek Bulgar 3. Ordusu'nun geri çekilmesini sağlayacak ve Bulgar 1. Ordusu'nu kuşatıp yok edecek veya geri çekilmeye mecbur bırakacaktı. Tıpkı Kırkkilise Muharebesinde olduğu gibi Mahmut Muhtar Paşa Komutasındaki III. Kolordu burada en ön safta savaşıp kritik bir yol oynayacaktı.
Nazım Paşa Osmanlı Ordusu'nu şu şekilde düzenlenmişti: Kendisinin altında 2 orduya da emir verecek olan Birinci Ferik Abdullah Paşa

1. Doğu Ordusu - Abuk Ahmet Paşa tarafından yönetilen 3 kolordu ve bir süvari tümeninden oluşacaktı.

I. Kolordu: 2. (eksik alay) Piyade Tümeni, 3. Piyade Tümeni, 1. Geçici Piyade Tümeni ve Uşak Redif Tümeninden oluşacaktı.

II. Kolordu: 4. (eksik alay) Piyade Tümeni, 5.piyade tümeni, Kastamonu Redif Tümeninden oluşacaktı.

IV. Kolordu: 12. (eksik alay) Piyade Tümeni, İzmit Redif Tümeni ve Çanakkale Redif Tümeninden oluşacaktı.

Ayrıca bu ordu emrine "bağımsız süvari tümeni" verilmişti.

2. Doğu Ordusu - Hamdi Paşa tarafından yönetilen 3 kolordu ve 1 süvari tümeninden oluşmaktaydı.

III. Kolordu (Mahmut Muhtar Paşa Komutasında): 7. (eksik alay), 8. (eksik alay) ve 9. (eksik alay) Piyade Tümenleri; Konya Redif Tümeni, Amasya Redif tümeninden oluşmaktaydı.

XVII. Geçici Kolordu: Samsun Redif Tümeni, Ereğli Redif Tümeni ve Trabzon Redif Tümeninden oluşmaktaydı.

XVIII. Geçici Kolordu: Yozgat Redif Tümeni, Ankara Redif Tümeni ve Aydın Redif Tümeninden oluşmaktaydı.

Ayrıca "5. Hafif süvari alayı" bu ordu emrine verilmişti.

Lüleburgaz'a doğru yürüyen Osmanlı taburundaki piyadeler Lüleburgaz'a doğru yürüyen Osmanlı
taburundaki piyadeler
Yapılandırma yanında birde Nazım Paşa, Abdullah Paşa'yı atlayıp başkumandan olarak onun yerine kendisi bir harekat planı hazırladı ki bundan Abdullah Paşa'nın ancak 28 Eylülde Bulgar saldırısı başladığı esnada cepheye döndüğü vakit haberi olabildi. Nazım Paşa'nın hazırladığı harekat planı şu şekilde idi: 1. Ordu güneyde Bulgar ordusunu oyalarken, mevzii savaşları içine çekerken 2. Ordu Pınarhisar yönüne saldıracak ve düşmanı (Bulgar 3. Ordusu) geri çekilmeye zorlayıp ardından Bulgar 1. Ordusu'nu kuşatacak veya 1. Orduyu, Osmanlı doğu 1. ve 2. Ordu kuşatmalarıyla zor duruma düşürüp, 3. Ordu gibi geri çekilmek zorunda bırakacaktı. Bununla birlikte iş Osmanlı 1. Ordusunun ne kadar süre dayanacağına bağlıydı. Bulgar 1. Ordusu her ne kadar gücü zayıflamış olsa da, yine de güçlü 2 tümene sahip olmakla birlikte morali son derece iyiydi. Dahası 1. Ordu olarak görevlendirilen tümenlerin çoğu Kırkkilise muharebesinde önemli sayıda top ve mühimmatı cephede terk ettiklerinden bu kadar kısa sürede yeterli miktarda top takviyesi yapılamadığından bu yönden son derece zayıftılar.

Lüleburgaz'da Osmanlı süvarileri Lüleburgaz'da Osmanlı süvarileri
Diğer bir sorunda birlikler arasında iletişimin kopukluğuydu. Zira Osmanlı'nın haberleşme ve ikmal hatları oldukça kötü durumda olup bu iki ordu arasında koordinasyonsuzluk dışında ordu içindeki tümenler arasında da bile koordinasyon zayıftı ve bu sebeple de facto olarak harekat farklı komutanlarca yönetildi. Muharebede Nazım Paşa'nın hemen altında 2 ordunun komutanı olması gereken Birinci Ferik Abdullah Paşa fiilen sadece Osmanlı 1. Ordusu'nu yönetebilmiş ve Abuk Ahmet Paşa kendi kolordusunu sadece yönetmek zorunda kalmış, Osmanlı 2. Ordusu'nun bütün harekat yönetimini de Hamdi Paşa değil ileri hatlarda bulunan 3. Kolordu komutanı Mahmud Muhtar Paşa yapmak zorunda kalmıştır.

Bunun yanında Kırkkilise Muharebesi Osmanlı ordusunun Kırklareli'ni kaybetmesi ile birlikte Ahmet Muhtar Paşa başkanlığındaki Osmanlı hükümeti 28 ekim günü istifa etti bu hükümet yerine Kamil paşa hükümeti kuruldu, bu hükümette de Nazım Paşa, savunma bakanlığı ve başkumandan vekilliği konumunu korudu.

Muharebe

28 Ekim

Bulgaristan'da yayınlanan Lüleburgaz Muharebesi'ni gösteren bir posta kartı Bulgaristan'da yayınlanan Lüleburgaz
Muharebesi'ni gösteren bir posta kartı
28 Ekim 1912 günü, Kırklareli savaşından beş gün sonra mevziin Güney Kanadında Bulgar ordusunun saldırıları ile süvari savaşları ve ortada Karaağaç bölgesinde Şevket Turgut Paşa'nın 2. Kolordusunun bazı piyade kuvvetleriyle Bulgar piyadeleri arasında önemsiz bazı çarpışmalar oldu. O gün istifası kabul edilmediğinden tekrar görevi başına dönen Abdullah Paşa'da yokluğunda 1., 2., 4., Kolorduların bir ordu halinde toplanıp 4. Kolordu Komutanı Abuk Ahmet Paşa emrine verilmiş olduğunu ve vekaleten kendisinin görevini yaptığını gördü. Komutayı tekrar eline aldı. Abdullah Paşa, Vize'deki 3. Kolordu ile Vize bölgesini savunmayı, geriden gelmekte olan 17. Redif Kolordusunu da ihtiyatında tutmayı planlıyordu. Halbuki Başkomutan Vekili Nazım Paşa, 3. Kolordu ve arkadan yetişen 17. ve 18. Redif Kolordularını Kuzeyde toplayarak İkinci Ordu adıyla yeni bir ordu kurmuş ve komutanlığına da 18. Redif Kolordusu Komutanı Hamdi Paşa'yı getirmişti.2.bir Ordu kurulduğu ve bu 2.ordunun da saldırı görevinin de olduğunu da ancak bir süre sonra öğrenebildi. Haberleşme araçlarının kıtlığı ve lojistik yokluğundan bu ordu ile Abdullah Paşa zorlukla irtibat kurabiliyordu. Bu sebeple 2.orduyu yönetebilmesinin de bir olanağı bulunmamaktaydı. Bulgarlar tam Osmanlı ordusunun yapılandırıldığı esnada saldırıya başlayarak Osmanlı ordusunu hazırlıksız yakalamış oldular.

Bununla birlikte Osmanlı 2.Ordusunun birlikleri Vize, Kırklareli yakınında olmakla hala taburlar cepheye yetişmeye çalışmakla, henüz cepheye tam olarak ulaşmamıştır. Osmanlı birinci ve 2.Ordularının tam arasında da bir boşluk bulunmakla Osmanlılar bu boşluğu kapatmaya çalışmaktaydılar.

29 Ekim

Lüleburgaz Muharebesinde Bulgar süngü hücumunu gösteren fotoğraf Lüleburgaz Muharebesinde Bulgar süngü
hücumunu gösteren fotoğraf
29 Ekimde, Kuzeyde General Dimitriyef'in Üçüncü Ordusu, Güneyde General Kutinçef'in Birinci Ordusu taarruza geçmişlerdi. Savaşlar Karaağaç kesiminde 2. Türk Kolordusu ve Güneyde Lüleburgaz civarında 4. Türk Kolordusu bölgesinde şiddetli oldu.4. kolordu Kırkilise Muharebesinde pek çok topunu kaybetmişti ve topçu desteği azdı, gelen topçu kuvvetlerinin ise iyi yerleşmiş Bulgar Topçuları karşısında yapacak hiçbir şeyleri yoktu. Osmanlı topçu ateşi Bulgar topçu ateşi karşısında son derece zayıf kaldı. Bulgar süngü hücumları ile Bulgar 4.ve 6.tümenleri Osmanlı ordusunu geriletmeye başladılar. Karaağaç'ı ele geçiren Bulgarlar zorlukla durdurulabildi. 4. Kolordu ise, özellikle Bulgar 6. Ordusunun taarruzu, 1. ordunun da bu taarruza iştiraki ile Lüleburgaz'ı elinde tutamaz hale geldi. Bulgarlar, Türk 1. ordusunun sağ kanadında Lüleburgaz'da 4.Kolordunun zorlandığını fark edilerek yapılan iyice o bölgeye yüklendiler Türk ve Bulgar süvari tümenlerinin de katıldığı taarruz ve karşı taarruzlarla geçen savaş, iki tarafta da ağır kayıplara neden olmuştu.

Sakızköy-Lüleburgaz'da ilerleme halindeki topçu birlikleri Sakızköy-Lüleburgaz'da ilerleme
halindeki topçu birlikleri
Bu arada Osmanlı 1. ve 2.ordusu arasındaki boşluktan yararlanarak Pınarhisar'dan zorlanmadan Çongara'ya kadar Bulgar 5. Tümeni ilerledi ve çevresindeki Osmanlı birliklerini rahatça püskürttü. Osmanlı 1. ve 2. ordusu daha savaşın başında bölünüp, kuzeyden çevrilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine 2. ordudan 18. kolordu Çongara (Cevizköy)'ya ilerleme emri verildi ve bu kolordu Bulgar 5. tümenini karşılayıp çarpışmaya başladı. Bu sırada Osmanlı 2. Ordusuna bağlı 17. Kolorduya hızla Müsellim'e ilerleyip; Bulgar 5. tümeninin ilerlediği o boşluğu kapatma emri verildi. 3. Kolordu ise Pınarhisar yönüne doğru bu kolorduların en önünde ilerlemeye başladı. Saat 15.00'da Bulgar 5. tümeni 4 taburuyla, 3. kolordunun üzerine saldırıya geçti. Bulgarların etkili topçu ateşi ve süngü hücumlarına ve Osmanlılar daha siper bile kazamadan yakalamalarına karşın Mahmut Muhtar Paşa 3. Kolordusu ile direnip hatlarını korumayı başardı. Bulgar ordusu saldırı noktasına geri itildi. Hamdi Paşa ileri hatlarla bağlantı kuramaz hale geldiğinden fiilen 2. ordu da fiilen Mahmut Muhtar Paşa yönetiminde hareket etmekteydi. Bu cephede de iki taraf, akşama kadar kıyasıya vuruştu.

Günün özetinde ise cephenin Güneyinde Bulgar Ordusu, Kuzeyinde Türk Ordusu taarruz halindeydi. Güneyde Türk Ordusu, Kuzeyde de Bulgar Ordusu zor duruma düştü. Kuzey ve Güneyde, tüm cephedeki bu kanlı boğuşma, sağanak halinde yağan bir yağmur altında akşam karanlığına kadar sürdü. İki taraf askerleri de, kötü hava koşullarındaki bu zorlu çarpışmada yorgunluktan bitap hale geldiler. Bu arada Bulgar generaller kuzeyde ordularının düştüğü zor durumu ve Türk taarruzunu, zor duruma düşebilme ihtimalini ele aldılar ancak yine de taarruzların güneyde devamına ve kuzey kısmındaki birliklerin şu an için direnişlerini desteksiz olarak sürdürmelerine karar verdiler. Güney cephede ilerlemelerini hızlandırmak ve Osmanlı 1. Ordusunu daha da zor duruma düşürmek için süvari alaylarını güneye Lüleburgaz yakınındaki Osmanlı 4. kolordusunu arkadan kuşatma tehlikesi yaratma ve geri çekilmesini sağlama amaçlı gönderdiler.

30 Ekim

Osmanlı askerlerinin Büyükkarıştıran Köprüsü'nden geçişi Osmanlı askerlerinin Büyükkarıştıran
Köprüsü'nden geçişi
30 Ekimde savaş, sabahın erken saatlerinde yine aynı tertiple başladı. Yani Kuzeyde Türkler, Güneyde Bulgarlar taarruzlarına devam ettiler. Güneyde Lüleburgaz bölgesinde Ahmet Abuk Paşa'nın 4. Kolordusu biraz geri çekilmesine rağmen savunmada yine de güçlük çekiyordu. Nazım Paşa düşmanın çekilme noktasına geldiğini sanarak bir kez daha müdahale etti ve 1.Orduya taarruz ve kaybettikleri mevziileri geri alma emri verildi. Bulgar 1.Ordusu ve 3.Ordudaki 4. ve 6.tümenlere ise bütün güçleri ve yedek kuvvetleri ile Osmanlı Kuvvetlerine yüklenip 29 ekimde bir türlü yapılamayan arzu edilen cephe yarma harekatının yapılması istendi. Nazım Paşa'nın saldırı emirleri Osmanlı 1.ordusunu iyice zora düşürdü. Bu arada 4.kolordunun üzerine gönderilen Bulgar süvarisi mevzii kuşatmaya çalışmaktaydı. Lüleburgaz, Bulgarların eline geçti. Ortada Şevket Turgut Paşa'nın 2. Kolordusunun Karaağaç'taki mevzileri de yarılmak üzereydi. Nitekim az sonra Uşak Redif Tümeni, bozgun halinde çekilmeye başladı. Toplarının çoğunu Kırklareli çekilmesinde kaybeden 1. Kolordu da iyice güç duruma düştü. Kolordu Komutanı Ömer Yaver Paşa, savunmayı sürdüremeyeceğini bildiriyordu. Kırklareli zaferiyle moral kazanan Bulgar askerinin şimdi daha atak ve daha cesur olduğu gözlenmekteydi. Durum güneyde Osmanlılar için iyice tehlikeli bir hal almaya başladı, saat 16.00 sıralarında 2.Ordunun Karaağaç'taki Bulgar 6.tümenine yönelik saldırıları boşa çıktı. Türkbey köyü yakınındaki Bulgar taarruzu ise durdurulamayacak bir hal aldı. 1. ve 2. kolordu komutanları rapor halinde Abdullah Paşa'ya durumun içinden çıkılamaz bir hal aldığını bildirdiler. Bu arada Nazım Paşa da sürekli bir müdahale içinde 1. Ordudan taarruz ve direnme istemekteydi. Emrindeki üç kolordunun da tutunamadığını gören Birinci Ordu Komutanı Abdullah Paşa, Osmanlı haberleşme ve lojistik hatlarının bozukluğundan kuzeyde İkinci Ordunun Pınarhisar taarruzu hakkında da bir türlü doğru bir haber alamıyordu. Birde öğleden sonra saat 15.40 sıralarında 4. Kolordunun gerilemeye başladığı ve savunma düzeninin kaybolduğu haberi de bunun üstüne gelince; çekilmeden başka bir çare kalmamıştı. Abdullah Paşa, Kırklareli'nden sonra ikinci defa 30 Ekim 1912 gecesi saat 23.00'de yine "çekilme" emrini verdi. Her üç kolordu, gerideki Soğucak Deresinin Doğusuna çekileceklerdi.

Lüleburgaz Muharebesi sırasında yaralı Osmanlı askerlerinin geri çekilişi (30 Ekim 1912)
Lüleburgaz Muharebesi sırasında yaralı
Osmanlı askerlerinin geri çekilişi (30 Ekim 1912)
Oysa, o sırada kuzeydeki 2.Ordu, önde Mahmut Muhtar Paşa'nın 3. Kolordusu, arkasında Mahmut Muhtar Paşa'nın 17. Redif Kolordusu şiddetli Bulgar 5. Tuna piyade tümeninin direnişine karşın Pınarhisar yakınlarına kadar ilerlemişlerdi. 18. Redif Kolordusu da Vize bölgesine ulaşmıştı. Çongara'dan Bulgar 5. tümeni çekilmek zorunda kalmış, Pınarhisar'a doğru karşı saldırılarına karşın geriliyordu. Bulgar ordusuna gelen raporlarda kendileri için özellikle 5. tümen açısından durumun kritik olduğu yönündeydi. Başkomutan Vekili Nazım Paşa, haber aldığı Birinci Ordu Komutanı Abdullah Paşa'nın çekilme kararını hayret ve hiddetle karşılamıştı: "Hamdi Paşa'nın İkinci Ordusu ilerlerken Birinci Ordu'nun çekilmesini kesinlikle kabul etmem" diyordu. Gerçekten de General Radko Dimitriev ve başkumandanlık, Pınarhisar kesiminde başlayan ve başarılı şekilde ilerleyen Türk taarruzu karşısında tereddüde düşmüştü. Bu durumda, ertesi günü güneydeki başarılı taarruzunu durdurmak ve savunmaya geçerek geriden gelecek takviye birliklerini beklemek niyetindeydi. Ama, Güneydeki Abdullah Paşa kuvvetlerinin çekilmeye başlaması durumu değiştirmişti. Artık, Türkler Kuzeyde ilerliyor diye Güneydeki başarılı taarruzunu durdurmak için sebep kalmamış, tehlike atlatılmıştı. Bugün muharebe açısından bir dönüm noktasıydı, 1. ordu biraz daha direnebilse mevziiyi korusa, muharebeyi Osmanlı ordusu kazanacak halde iken ibre Bulgar Ordusu lehine dönmüştü.

31 Ekim

31 Ekim 1912 günü Cephedeki Durum
31 Ekim 1912 günü Cephedeki Durum:1. Ferik Abdullah Paşa'nın 1. Ordu için verdiği çekilme emrinin Bulgar saldırıları ile çakışması sonucunda zaten zor durumda olan 1. Ordunun Karaağaç'taki (II. Kolordu) hattı Bulgarlarca yarılır, bu arada 1. Kolordu ve Bulgar süvarisince geri hatlarına sarkılan 4. Kolordu hatları da bozulur. Osmanlı Kolordusu ise Pınarhisar'a girmiş ve bulgar 5.tümenine ağır kayıp verdirmiştir. Ancak 1.Ordunun bozgun haberi üzerine saldırılarını durdurup, Bağımsız süvari alayını Pınarhisar'dan acil Cevizköy'e yöneltip savunmaya konumuna geçmek zorunda kalır; Bu arada Bulgar 3. tümeni Bulgar Ordusuna yardım için bir kısım taburlarını Lüleburgaz'a doğru yöneltir.
Birinci Ordu'nun 30/31 Ekim gecesi çekilmesi, kör karanlıkta yine büyük bir karışıklık içinde başladı. Özellikle Kırkkilise muharebesinde olduğu gibi redif askerleri büyük bir panik içine düştüler. Ama esas Osmanlı Ordusu için esas büyük felaket Bulgar saldırıları ile bu geri çekilme operasyonun 31 ekim sabahı aynı zamana çakışması ile yaşandı. Osmanlı savunma hattı Karaağaç köyünden Bulgarlarca yarıldı. Saat 8.30'da Bulgar 6. tümeni saldırısı aynı anda geri çekilen I. kolordu ile aynı zamana rastladı, aynı durum Bulgar 4.tümeninin saldırısına maruz kalan II. kolordu içinde yaşandı. Bu saldırılar neticesinde sürekli bir çatışma yaşandı ve I. kolordu Tatarlı'ya ,II. Kolordu Topçuköy'e kadar Bulgarlarca iteklendi. Redif tümenlerinin paniğe düşmesi ile geri çekilme kısa bir süre sonra bir kaçma, bir dağılma şeklini almış; panik havası yine birlikleri sarmıştır. O kadar ki 1. ve 2. kolorduların çökmesi ile direnmekte olan 4. kolordu bir de düşmanın sarma yönünde taarruzları ile iyice zora düştü ve Paşaköy'e çekilmeye çalışsa bile dağılmaya başladı. Askerleri Lüleburgaz-Çorlu yoluna doğru kaçmaya başladı. Firarlar 1. orduda hızla arttı. Çekilme tam bir bozgun halini aldı. Abdullah Paşa geri çekilme noktasında orduyu durdurmaya çalışsa da bu bir işe yaramadı.

Buna karşın Kuzeyde 2. Ordu başarılı bir harekat yapıyordu. Bulgar 5. Tümeninin bütün saldırıları geri püskürtülüp Pınarhisar'a kadar ilerlemişti. 3. Kolordu Pınarhisar'ı geri almayı başardı. Bulgarlar kısmi saldırılar yaparak kuzey ordusunu engellemeye çalışıyordu. Ancak Mahmut Muhtar Paşa iyice bu saldırılara odaklanmışken ,1. ordunun durumu kendisine ulaştı. Durumun felaketini ve Bulgar 4. tümeninin serbest kaldığı ve kendi üzerlerine saldırı tehlikesi olduğunu anlayan Mahmut Muhtar Paşa, Pınarhisar sonrasındaki saldırıları durdurup 4. tümenin saldırısına karşı Çongra'da savunma hattı kurmak üzere süvari alaylarını buraya gönderdi, Osmanlı 2. Ordusu saldırıdan savunma durumuna geçmek zorunda kaldı.

1 Kasım

1 Kasım 1912'de durum
1 Kasım 1912'de durum: Osmanlıların 1. Ordusu askerlerin firarı ve bozgun neticesi muharebe dışı kalmışken Bulgarlar 5. ve 4. Tümenleri ve yardıma gelen 3. Tümene ait öncü 1. taburla saldırıya geçer; kötü ve zor durumuna karşın Mahmut Muhar Paşa komutasında Osmanlı 2. Ordusu başarılı bir şekilde saldırıları püskürtür hatta karşı saldırıya geçer ancak topçu kuvvetleri de dahil cephanenin çoğunu harcamıştır ve diğer Bulgar tümenlerinin üzerine gelebileceğini gördüğünden Nazım Paşa'nın emri ile 2-3 kasım günü Çatalca'ya doğru geri çekilmek zorunda kalır. 1. Ordunun aksine bu ordunun çekilmesi başarılı ve düzenli olmuştur.
31 Ekim'i 1 Kasım'a bağlayan gece Nazım Paşa ve Abdullah Paşa 1. Ordunun kalan birliklerini toplamaya uğraşsa da paniğin ve firarların kaçan askerlerin durumu kötüydü. Sadece 30 veya 35.000 kişilik bir askeri kalmıştı. Bununla birlikte Dimitriev kazanımlarını korumayı; bu amaçla diğer tümenlerin ilerledikleri mevziileri korumasını, yine takviye olarak gelen Bulgar 3. tümenine bağlı bir kısım taburların Bulgar 4. tümenine yardım etmesini; 4. ve 5. tümenin 2. ordu üzerine saldırıya geçmesini tercih etmekle 1. orduyu ve Osmanlı ordusunu büyük bir felaketten kurtardı. 1. ordunun kolorduları artık durdurulamayacak şekilde geri çekiliyordu. Öyle ki Bulgar 6. tümeninin sabırsız komutanı mevziisinde durma yerine Tatarlar köyüne girmeyi tercih ettiğinde Türk 1. kolordusu bu mevziilerini terk etmişti.

Kuzeyde geri çekilen, darmadağın olan Osmanlı 1. ordusunun durumundan güç alınarak Bulgar 5. Tümenine, Osmanlı 3. kolordu ve 17. redif kolordusu için gece karşı saldırı ve Osmanlı hatlarının kırılması emri verilmişti. Bu tümenin gece karşı saldırısı Osmanlılarca geri püskürtüldü ve Bulgar tümeni ağır zayiata uğratıldığı gibi bu tümen subaylarının %75'ini cephede kaybetti. Sabahta Bulgar 4. Tümenine Çongara'daki 2. ve 18. Osmanlı Kolordularına saldırı emri verildi bu karşı saldırıda Osmanlılarca püskürtüldü. Osmanlı Ordusu başarılı bir şekilde bozulmadan hatlarını korudu. Bunun ardından Mahmut Muhtar Paşa Samsun Redif tümeniyle Bulgarlara karşı saldırıya geçti. Gece boyunca çarpışmalar sürdü fakat saat 17.00 sıralarında Osmanlı 2. Ordusu topçularının cephaneleri artık kalmamıştı. Yeni cephane talep ediyorlardı. Mahmut Muhtar Paşa, Nazım Paşa'ya telgraf göndererek Bulgar saldırılarının püskürtüldüğü ve hatların korunduğunu bildirdi. Ancak Osmanlı 1. Ordusu artık neredeyse savaş dışı kalmıştı. Serbest kalan, saldırısı püskürtülen Bulgar 4. tümeninin tekrar saldırısı yanında diğer Bulgar tümenlerinin kuzeye yönelip bu orduyu kuşatma tehlikesi bulunmaktaydı. Bulgarlarda bu 2.ordunun çekilmek zorunda kalacağını hesaplamışlardı. Mahmut Muhtar Paşa'nın harekata devam yönündeki ısrarına karşın Nazım Paşa tarafından geri çekilme emri verildi. Bununla birlikte Osmanlı 2.ordusunun 1 Kasım'da mevziilerini koruması ve direnmesi, Bulgarların dikkatini buraya sevk ederek 1. ordunun daha da kötü bir akıbete uğramasını engelledi.

2-3 Kasım

Lüleburgaz Muharebesinde cepheyi gözleyen Türk subayları
Lüleburgaz Muharebesinde
cepheyi gözleyen Türk subayları
Mahmut Muhtar Paşa alınan emir doğrultusunda son kalan mermileri de harcayarak topçuların koruması altında düzenli bir şekilde kuvvetlerini geriye çekmeye başladı. Bu geriye çekilme sırasında Osmanlı 2. Ordusu fazla bir kayba uğramadı ve çekilme son derece düzenli yapılmaya çalışıldı, buna rağmen asker kimi yerlerde paniğe düştü ve firarlar engellenemedi, dahası askerlerle birlik halkta yerini yurdunu terk edip İstanbul'a göç ediyordu, bu nedenle de kargaşa oldu. Ancak Bulgarlar, taktiksel zorluklar yaşadıklarından birazda sis ve yağmuru başarılı bir şekilde kullanan bu 2. ordunun çekilmesinin önünü kesemediler, çevirme harekatı yapamadılar. 2 kasımı 3 kasıma bağlayan geceye kadar süren kademeli geri çekilme ile 2. Ordu bütün kuvvetlerini Vize'nin doğusuna çekmeyi başardı.

Osmanlı ordusu kesin bir yenilgiye uğramıştı. Kayıpları 22.000 ölü ve yaralıyı bulmuştu ve en çok 1. Doğu Ordusu'nda yaşanmıştı. Buna ilaveten 45 topu cephede bıraktılar, 2.000 den fazla askerler Bulgarlara esir düştü.

Bulgar Ordusu'nun da kaybı ağırdı. 2.534'ü ölü olmak üzere 20.162 zayiat verilmişti ve kayıplar çoğunlukla Osmanlı 2. Ordusu'na karşı yapılan muharebede Bulgar 3. Ordusu tarafından verildi.

Muharebede Tarafların Hataları

Lüleburgaz muharebesinde trenlere binip İstanbul'a kaçmaya çalışan sivil halk
Lüleburgaz muharebesinde trenlere binip
İstanbul'a kaçmaya çalışan sivil halk
Muharebede 2 tarafından kayıpları ağır olmakla birlikte Osmanlı 2. Ordusunun özellikle Mahmut Muhtar Paşa ve 3. kolordusunun başarılı ve yüksek bir performans göstermesine ve bu muharebe bütün savaş boyunca Osmanlı ordusunun karşısındaki ordudan fazla askere sahip olduğu ender muharebelerden biri olmasına karşın; Osmanlılar muharebeyi kaybetmişlerdir. Osmanlıların muharebeyi kaybetme nedenleri şunlar olarak kabul edilmektedir.

Öncelikle Osmanlı Ordusunun iletişim hatları ve lojistiği çok kötü durumdaydı. Birde bunun üstüne Kırklareli Muharebesi'nin hemen ardından düzenleme yapılması ve savunma için bir karar verilmesi gerekirken süresi içinde gerekli kararın verilememesi ve ordunun hemen Bulgar saldırılarından hemen önce kısa zamanda yapılandırmaya sokulmaya çalışılması Bulgar ordusunun işini kolaylaştırmıştır. Zira 2 ordunun saldırıları da Bulgar 1. ve 3.ordunun aksine koordineli değildir, birbirlerinin eylemlerinden geç haberdar olmuşlardır. Öyle ki 1.Ordu komutanı Abdullah Paşa belki de süresi içinde Osmanlı 2. ordusunun harekatının başarılı olduğunu öğrenebilse belki de geri çekilme emri vermeyecek bir süre daha dayanıp muharebenin farklı yönde seyretmesini sağlayabilecekti. Bununla birlikte bu muharebenin kaybedilme nedenleri içinde bu tek neden değildir.

Yeni kurulan 2. ordunun tümenlerinin geride olduğu gözetilerek, bu tümenler yetişene kadar, bir savunma ve saldırı stratejisi kurulması gerekirken bunun yapılmaması da bir hatadır. Buna rağmen Osmanlı 2.ordusu başarılı bir muharebe yapmıştır.

1.Balkan Muharebesi-Bulgar Ordusu Lüleburgaz Muharebesi'nde ele geçirdiği Lüleburgaz yakınındaki tren istasyonunda
1.Balkan Muharebesi-Bulgar Ordusu
Lüleburgaz Muharebesi'nde ele geçirdiği
Lüleburgaz yakınındaki tren istasyonunda
Bir başka Osmanlı ordusu açısından yapılan hata süresi içerisinde yapılamayan yapılandırma dışında orduda emir komuta zincirindeki durumdur. Abdullah Paşa'nın anılarında belirttiği gibi Nazım Paşa, kendisi, Hamdi Paşa 3 komutan ve bu komutanların verdikleri birbirinden ayrı farklı emirler kararsızlık ve tümenlerde kargaşaya neden olmuştur. Bu da Bulgarların bu durumdan yararlanmalarını sağlamıştır. Bunun yanında Mahmut Muhtar Paşa gibi bir kısım bilgili subaylara karşın eğitimsiz ve kötü donanımlı askerler yanında eğitimli subayların azlığı ve deneyimli tecrübeli subayların eksikliği ordudaki bir başka sorundur. Öyle ki bazı Osmanlı alaylarını bu savaşta sadece 2 subay idare etmek zorunda kalmıştır. Bu subay azlığı ve deneyimsizlik Osmanlı ordusu için büyük sorun teşkil etmiştir.

Diğer taraftan özellikle 1. ordunun tümenleri Kırkkilise muharebesinde toplarını, cephanelerinin bir kısmını kaybetmiş tümenlerden oluşmaktadır ve askerleri moralsizdir, aradan geçen kısa zamanda bu ordulara gerekli cephane top vs. takviyesi tam olarak yapılamamıştır. Kayıpları tam giderilememiştir. Bu da bu tümenlerin taarruzda zorlanmalarına ve cephanesiz kalmalarına, ağır kayıplara uğramalarına, topçu desteği olmadan muharebeye girmelerine neden olmuştur.

Bulgarlar Lüleburgaz istasyonda Bulgarlar Lüleburgaz istasyonda
Yine Osmanlı ordusunun Pınarhisar taarruzu alelacele planlanmış ve kısa zamanda tümenlerin hazır edilmek zorunda olduğu bir saldırı olup bu da sorunlara neden olmuştur. Çoğunlukla redif askerlerinden oluşan deneyimsiz bir kuvvetle bu saldırılar yapılmıştır. Doğru bir şekilde savunma muharebesi yapılmış olsa belki bu muharebe Osmanlılarca kazanılabilirdi. Buna rağmen Erickson'un dediği gibi Mahmut Muhtar Paşa'nın güçlü bir liderlik yeteneği ile bu kuvvetleri fiilen yönetmesi ve defa kere bu ordu tümenlerini dağılma aşamasından alıp, kurtarıp başarılı bir taarruz yapması takdire şayandır. Bu da Türk ordusunun güçlü bir lider ve yönetimle hareket halinde başarı kazanabileceği ve yine iyi bir yönetimle redif askerlerinin en azından mevziilerini koruyabileceğinin göstergesidir ki, 1 kasımda 1. ordunun çökmesi sonucu 2 taraflı saldırıya maruz kalan 2. ordu buna rağmen başarılı şekilde bu taarruzları o gün durdurup mevziilerini koruması ve 1. ordunun aksine düzenli bir şekilde çekilmesi de bunun göstergesidir. Bütün muharebe boyunca 2.ordu fiilen Mahmut Muhtar Paşa tarafından başarılı bir şekilde yönetilmiştir. Ancak 1. ordunun ne yazık ki kötü durumu bu muharebenin kaybedilmesine neden olmuştur.

Bulgar askerleri Lüleburgaz'da 11 Mayıs 1913 Bulgar askerleri Lüleburgaz'da 11 Mayıs 1913
Ayrıca özellikle Osmanlı ordusunda askerler bu muharebede aç, sefil bir şekilde savaşmıştır. Komutanlar bile aç durumdadır, orduda tam bir moral bozukluğu hakimdir, Osmanlı lojistiğinin kötü durumu ve moralsizlik askerler arasında paniğin, karışıklığın önlenememesinin neticesi özellikle 30 ekim ve 31 ekim tarihlerinde Osmanlı ordusunda yıkıma neden olmuştur. Geri çekilme esnasında kaçan askerler yanında, planlı geri çekilme bir de Bulgar saldırılarına denk gelince kısa zamanda bir ordunun çöküşüne neden olmuştur.

Bulgar ordusu ise muharebeye moralli girmiştir. 1. ve 3. ordu koordineli bir şekilde hareket etmiş, saldırılarını gerçekleştirmiştir, bu Osmanlılara karşı başarının önünü açmıştır. Yine Bulgar ordusu muharebe boyunca pek çok bölgede inisiyatifi elinde tutmuştur.

Bulgarlar Lüleburgaz Seyitler istasyonunda
Bulgarlar Lüleburgaz Seyitler istasyonunda
Ancak Bulgar ordusunun harekat planlamasında, bu muharebe de hataları vardır. Özellikle saldırı planı basit bir şekilde hazırlanmasına karşın bilindik ve Osmanlılarca tahmin edilebilir bir tarzda yapılmıştır. Özellikle Osmanlı 1. ordusunun biraz daha Bulgar saldırılarına direnmesi veya savunmayı tertip için birkaç gün daha vakti olması veya Bulgar ordusunun 1-2 gün daha bekleyip geç saldırıya geçmesi halinde belki de bu muharebede her şey Bulgar ordusunun aleyhine dönebilirdi. Öyle ki 29-30 ekim tarihlerinde Bulgar Ordusu generalleri Osmanlı direnişi karşısında bir ara ümitsizliğe düşmüş ve hatta saldırıları kesip takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemeyi tartışır hale gelmiştir. İstenilen yarma harekatı bir türlü tam yapılamamıştır. Bu da Bulgar Ordusunun taktiksel yönden hatalarını ortaya koymaktadır.

Bulgar Ordusunun diğer bir hatası da 31 ekimde çöken 1. orduyu takibe girişmeyerek mevzi korumayı tercih etmesidir. Bu ihtiyatlı davranış, belli yönden haklı gerekçelere dayansa da, Osmanlı 1. ve 2. Ordusunu imhadan kurtarmıştır. Kırkkilise Muharebesinde de aynı hata yapılmıştır. Oysa ki Bulgar ordusu geri çekilen kaçan Osmanlı kuvvetlerini takibe girişse Osmanlı ordusu daha da ağır kayıp verebileceği gibi belki de Çatalca Muharebesinde Bulgar Ordusuna karşı koyacak bir kuvvette kalmayacak, belki de Bulgar Ordusu İstanbul'a zorlanmadan girip tarihin akışını değiştirebilecekti. Bu da Bulgar ordusunun bir başka hatasıdır.

Sonuçları

Balkan Savaşının ilk muharebelerinde göç etmek zorunda kalan müslümanlar
Balkan Savaşının ilk muharebelerinde
göç etmek zorunda kalan müslümanlar
Bu muharebe sonrası 2 Kasımda durdurulamayan kaçan firar eden Osmanlı askerleri ve ordu yüzünden Nazım Paşa Çatalca'ya kadar Osmanlı kuvvetlerini geri çekmek zorunda kaldı. Bulgar ilerleyişini yavaşlatmak için geride cephede 1 süvari alayı ve 1 ufak birlik bırakıldı. Osmanlı ordusu ilerleyen Bulgar Ordusu ile Birinci Çatalca Muharebesi'ni yaptı ancak Bulgar Ordusu burada durdurulabildi. Ama ele geçirdiği topraklardan atılamadı. Doğu Trakya'nın çoğu ve savaşın ileri aşamalarında İstanbul hariç tamamı Bulgar ordusunun eline geçti. Osmanlı ordusu Rumeli'ye asker gönderemez hale geldi. Sonuçta batı Trakya, Makedonya ve Arnavutluk'un elden çıkması kaçınılmaz hale geldi. Osmanlı hükümeti bir süre sonra ateşkes istedi, görüşmelerden bir sonuç elde edilemedi. Edirne uzun bir kuşatma ile 1913 Mart'ında Bulgar Ordusunun eline geçti. Doğu Trakya'dan Lüleburgaz Muharebesi neticesi kaçan halk İstanbul'a yığıldı. Sağlıksız koşullar nedeniyle salgın hastalık orduda ve halkta baş gösterdi. Osmanlı hükümeti defa kere değişti. İhtiyat ve Terakki partisinin bütün imparatorluk yönetimini eline almasını sağlayacak Babıali Darbesinin önü açıldı. Sonuçta çarpışmalar bir süre daha devam etti ve Haziran 1913'te Londra antlaşmasını Osmanlı İmparatorluğu imzalayarak Lüleburgaz, Kırkilise, Edirne'yi Bulgaristan Krallığı'na bıraktı. Bu yerler ancak 2. Balkan Savaşı sırasında geri alınabildi.

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.