Saroz Körfezi açıklarında meydana gelen depremin ardından açıklama yapan Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, “2045’e kadar büyük bir deprem beklemiyorum” dedi. Saroz Körfezi açıklarında meydana gelen ve birçok ilde hissedilen 6.2’lik deprem, kısa süreli paniğe neden oldu. Konu ile ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan Saroz Körfezi’nin, İzmir ve Bursa’ya yakın olması sebebiyle depremin daha çok hissedildiğini söyledi. Ahmet Ercan, “Bu deprem gerçekten çok korkutucu oldu. Özellikle Bursa’da, İzmir’in Karşıyaka’sında güçlü olarak hissedildi. Herkesin kaçıştığı büyük bir deprem görüntüsü verdi. Asıl depremin olduğu yer Ege deprem gerdanlığı üzerinde oluştu. Ege deprem gerdanlığı; Enez, Dedeağaç, Kavala, Selanik, Atina, Mora Yarımadası, Girit, Rodos oradan Türk sularına gelerek Göcek üzerinden Marmaris, Bodrum, Didim, Kuşadası, İzmir, Dikili, Ayvalık, Çanakkale ve yeniden Saroz körfezi ve Enez’e uzanan bir gerdanlık. Bu deprem gerdanlığı yaklaşık 3 aydır çok yoğun ve bundan 2 hafta önce bir basın açıklaması yaparak bu gerdanlığın çok gergin olduğu ve orta büyüklükte yada büyük bir deprem üretebileceğini belirtmiştik. Kaldı ki dün yine aynı bölgede, Gökçeada’nın olduğu bölgede 4 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. Bugün ise 6.2’lik depremin Bursa’ya yakın olması ve İzmir’e yakın olması depremin çok büyük duyumsanmasına neden oldu” şeklinde konuştu. 2045’e kadar bu bölgede büyük bir deprem beklemediğini ifade eden Ercan, “2032’e kadar olursa da şaşırtıcı olacağını belirtmiştim. Tabi İstanbul’u ya da Tekirdağ’ı etkileyebilecek bir deprem büyüklüğü 6.2’den daha büyük olursa etkili olabilir. Ama 6.4 değerinde olan bu depremin 7.2 olması beklenmektedir. Bu depremin derinliği 7 ya da 10 kilometre derinliğinde olacaktır. Ama bu deprem oluncaya kadar 5.5-5.6- 6.2’ye kadar varan öncü depremleri de göreceğiz. Deprem gerdanlığı halen korkutuculuğunu sürdürüyor. Bunun bir kısmı Ege’nin doğusundaki Türkiye kıyıları, büyük bir kısmı ise kuğu biçiminde Yunan kıyılarında yer alıyor” diye konuştu.
Doğal olayların doruğa ulaşacağı yılın 2013 olduğunu iddia eden Ercan sözlerinin şöyle sürdürdü:
“10 yıldır yapmış olduğum açıklamalarda, 2013 yılının doğal olaylar yılı olacağını belirtmiştim. Dolayısıyla doğal olayların doruğa ulaştığı yıl 2013 yılıdır. Bu 2013 yılında yer yüzünde yalnız depremler değil, yanardağ patlamaları, püskürmeleri, yer kaymaları , hortumlar gibi olayları da sıkça göreceğiz. Ancak bunların hepsi Türkiye’de olmayacak. Yaklaşık yüzde 3’ü Türkiye’ye düşecek bunların. Şuanda Türkiye öyle bir gergin ki, Türkiye’nin herhangi bir yerinde, Doğu Anadolu kırığında ya da Batı Anadolu kırık kuşaklarında orta büyüklükte ya da büyükçe bir depremin olması benim için hiç şaşırtıcı olmaz. Kuzeyden ve güneyden sıkıştırmalar özellikle Doğu Anadolu kırığını, Ölüdeniz kırığını germiştir. Kuzey Anadolu kırığını da germiştir. Ege kırık kuşaklarını da germiştir. Bu gerginlik kaldı ki bugün 4.7’lik bir Adıyaman, Malatya , Kahramanmaraş depremiyle son bulmuştur. Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya üçgeni boğum noktasıdır. Sağa bakarken soldan vurabilir. Bu bölge deprem açısından oldukça etkindir. Bu bölge daha büyük bir deprem üretmek üzere sancılanmaktadır. 2008 yılından beri sancılanıyor. Bu bölgeye 6.2 ile 7 arasında bir deprem bekliyor. Dolayısıyla burada son vurgulayacağım konu Ege deprem gerdanlığını çok dikkatli bakın. Bunu sadece Türkiye için söylemiyorum. Aynı zamanda Yunanlılar ve Bulgarlar içinde aynı uyarıyı yapıyorum. Bu bölge büyük depremini üretecektir.”
Deprem tehlikesine karşı tek çözümün kentsel değişim olduğunu vurgulayan Ercan, “Deprem kestirme çalışmalarına hız vermek gerekiyor. Kentsel dönüşüme hız vermek gerekiyor. Bu işin tek çözüm yolu çevre özelliklerine bakarak kentsel dönüşümü bir an önce bitirmektir” ifadelerini kullandı.
Kaynakça: İHA
