Bu yılki kazılarda bulunan ilk çiftçilerin kullandığı kap, aletler ile avlanılan hayvanlara ait çok sayıda kemik parçası, Kırklareli Müzesine teslim edildi. Kazı Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Prehistorik Bölümü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Pınar Mahallesi Mahyababa Caddesi'nde 1993'ten bu yana süren kazıların bu yılki bölümünde, ilk çiftçi topluluklarını daha yakından incelemelerine katkı sağlayacak bulgulara ulaştıklarını söyledi. Kazılarda çıkarılan yaklaşık 150 eseri Kırklareli Müzesine teslim ettiklerini belirten Özdoğan, bu yılki kazıların farklı ülkelerden gelen bilim insanları, uzman ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildiğini anımsattı.
Kazılarda bulunan en önemli eserlerin insan yüzü betimlenmiş kap ve bir aslana ait pençe olduğunu ifade eden Özdoğan, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 150 parça eseri müzeye teslim ettik. Bu yılki kazılarda Toptepe kültürüne ait buluntulara rastladık. Bulgular çok ilginç. Kazılarda bir adak çukuru bulduk ve içerisinden insan yüzü betimlenmiş bir kap çıktı. En önemli eserlerden biri. Ender rastlanan bir kap. Balkanlardan Macaristan'a kadar olan bölgede biliniyor. Bilimsel açıdan çok önemli bir kap. Adak çukurundan çıkan en ilginç buluntulardan biri de bir aslanın sağ pençesi oldu. Adak çukuruna kemikler bozulmadan atılmış. Derisiyle birlikte atıldığını düşünüyoruz. O dönemlerde bu bölgede aslan olduğunu biliyoruz ancak kazı alanında aslan kemiği pek çıkmıyordu. O dönemlerde herhalde aslan yenmiyordu. Aslan görkemli bir hayvan."
Özdoğan, aslanın pençesinin törensel amaçlı kesilip adak çukuruna atıldığını düşündüklerini dile getirdi.
Adak çukurunun MÖ 5 bin 200 yılında görülen Toptepe kültürüne ait olduğunu belirten Özdoğan, "Aslan bu bölgede Roma dönemine kadar var. Yazılı kaynaklarda Romalıların Trakya'da aslan sürek avı yaptıkları yazıyor. O yüzden aslanın bu bölgede olması sürpriz değil ama aslanın pençesine rastlamak bizim için bir sürpriz oldu" dedi.
Özdoğan, bu yılki kazılarda çok sayıda taş balta, kemik sap, kemik iğne, öğütme taşları, kemikten bızlar ve çeşitli aletler de bulduklarını aktardı.
Müzelik nitelikte olmayan ancak bilimsel bakımdan önem taşıyan bulguların çok fazla olduğunu belirten Özdoğan, "Kazılarda hayvan kemikleri, taş alet kalıntıları, kömürleşmiş bitki kalıntılarına da rastladık. Bu buluntular o dönemlerdeki insanların ne yedikleri, doğal çevrenin nasıl olduğu ve nasıl yaşadıklarını anlamamızı sağlayacak" ifadelerini kullandı.
Kaynakça: İHA
