Şalgamlı Şalgamlı kasabası, Tekirdağ ili Hayrabolu ilçesi Mülki sınırları içerisinde bulunmakla birlikte, Hayrabolu ile Malkara ilçelerini bağlayan karayoluna 3 km mesafede ve her iki ilçeye mesafesi eşit olacak uzaklıkta yani 25/26 km.dir. Kasaba halkının tamamı Pomak'tır.

ŞalgamlıŞalgamlı Kasabası 93 harbi (1877/1878 Rus–Osmanlı Savaşı) ve sonrasında Bulgaristan'ın Plevne ve Loveç/Lofça (Rahva/Rahova) tarafından Belaslatin ve Kneje kasabalarına yakın 7-8 köyden (Breste, Çohmakovski, Koynare, Kumarevo, Popitsa, Selenik, Kneje ve Belaslatin) ile Filibe ve Silistrenin Hezergrad tarafından göç eden 40 aile ve daha sonraki yıllarda bunları takip eden küçük ve münferit Pomak ailelerin şu an yaşadıkları Tekirdağ ilindeki Şalgamlı kasabasına göç etmesi ile kurulmuştur.

Şalgamlı14 Ekim 1898 Tarihinde Bulgaristan'ın Plevne ve Loveç/Lofça (Rahva/ Rahova) tarafından Belaslatin ve Kneje kasabalarına yakın 7-8 köyden (Breste, Çohmakovski, Koynare, Kumarevo, Popitsa, Selenik, Kneje ve Belaslatin) ile Filibe ve Silistrenin Hezergrad köylerinden muhacir olarak gelen Pomaklar, Hayrabolu eşrafından Mustafa Bey'in eşi Hatice Hanım ile Karacakor kariyesi (Karacagür köyü) eşrafından Rasim Ağanın sahip oldukları ve bölgede şalgam bitkisinin yoğun olarak yetiştiğinden adı Şalgamlı Çiftliği/Merası olarak geçen yerde iskan edilmişlerdir.

ŞalgamlıHayrabolu Şalgamlı karyesindeki (Mezra) çiftlik, Osmanlı hükümeti tarafından Hayrabolu eşrafından Mustafa Bey'in eşi Hatice Hanım ile Karacakor kariyesi (Karacagür köyü ) eşrafından Rasim Ağadan satın alınması için Osmanlı Hükümeti'nin devlet daireleri arasında yazışmalar ve çalışmalar yapılmıştır. 16 Mart 1900 tarihinde Hayrabolu eşrafından Mustafa Bey'in eşi Hatice Hanım'ın kısmen sahip olduğu Şalgamlı Çiftliği merasının Pomaklar tarafından işgal edildiği gerekçesi ile mahalli yetkili, devlet dairelerden bu işgalin önlenmesini talep etmiştir. Bunun yanında 15 Mayıs 1900 tarihinde Pomaklar iskan edildikleri Hayrabolu Şalgamlı Çiftliği'nde, çiftlik sahibi olduğunu öne süren Mustafa Bey, Pomakları başka bir bölgeye iskan etmek istemiş, bunun üzerine Pomaklar Devlet yetkililerine Mustafa beyi şikayet ederek gerekenin yapılmasını istemiştir.

Şalgamlı30 Mart 1901 tarihinde Pomakların Şalgamlı Çiftliği'nde iskanları sırasında işlerin takibi için Osmanlı hükümeti Abdurrahman Bey adlı Memuru tayin etmiştir. Ancak yaptığı bazı usulsüz işlemler nedeni ile hakkında tahkikat yapılarak görevden alınmıştır. 1 Nisan 1901 tarihinde Hayrabolu Şalgamlı merasına sonradan Bulgaristan'dan gelen ve kendiliğinden devletten habersiz yerleşen ve Karacagür arazisine tecavüz/işgal eden bazı Rahova göçmeni Pomakları Hayrabolu dahilinde başka mahallere (köylere) nakil edilmiştir.

Şalgamlı25 Şubat 1901 tarihinde Şalgamlı Çiftliği / kariyesine yerleştirilen Pomaklar tarafından Karacagür'lü Rasim ağa ve Hayrabolu'lu Mustafa Bey'e mera bedeli ödenmesi ve meranın Pomaklara taksim edilmesi kararlaştırılmış olup, 13 Ağustos 1909 tarihinde Şalgamlı mezrasında iskan edilen Pomaklara verilen araziden Karacagürlü Rasim Ağa'nın varislerine ve Ziraat bankasına rehinli olan tarlaların bedelinin ödenmesi ve Pomaklara mera ve tarlalarını kullanma ve tasarruflarının tasdik edilmesi için dönemin Maliye bakanlığına bildirilmiştir. 15 Ağustos 1909 tarihinde Pomaklara tahsis edilen araziden Karacagürlü Rasim ağanın veresisin düşen tarlaların bedeli mahalli duyun-ı gayr-i muntazama defterine ithali suretiyle ödenmiş ve Şalgamlı Çiftliği adı ile anılan merada Şalgamlı Köyü kurulmuş ve günümüze kadar hayatlarını idame ettirmişlerdir.

ŞalgamlıKöyün ilk kuruluşunda çoğunluğun geldiği Bulgaristan'daki Köylerin adlarını mahalle adları vererek Koynare, Cuhrlski, Çomakhov ve Breste adlarında 4 mahalleden oluşan şalgamlı köyü 23 Ekim 1993 tarihinde belde sıfatı ile belediyelik olmuş ve geçmişte önemli hizmetleri olan ve Muhtarlık yapan önemli şahsiyetlerin soy ismi olan KAYA, DİRİK ve İŞÇAN olarak anılan mahallere dönüşmüştür.

ŞalgamlıYeni çıkarılan büyükşehir kanunu neticesinde Tekirdağ ili büyükşehir statüsüne geçtiği için tüm belde belediyelerinde olduğu gibi Şalgamlı'da da belediye kaldırılmış ve tek parça halinde Hayrabolu'nun mahallesi haline getirilmiştir.

ŞalgamlıKasabada Türkçenin yanında Pomakça (Slav dil gurubundan) dili konuşulmaktadır. Pomakçayı yaşlılara oranla yeni yetişen nesil daha az kullanmaktadır. Burada genellikle hayvancılık olarak büyük baş ve küçük baş, çiftçilik olarak ise ayçiçeği, hububat, şekerpancarı ve pirinç tarımı yapılır.

Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı Şalgamlı

BalabancıkTekirdağ ili Malkara ilçesine bağlıdır. İlçeye 18 km, D110 karayoluna Şarköy sapağına 7 km uzaklıkta asfalt yol ile bağlıdır. Ulaşım kolaydır. Coğrafi konum olarak güneyde Koru Dağları güney doğudan Ganos Dağları ile çevrilidir. Güneydeki Koru Dağları eteklerine kurulmuştur. Yüzey şekilleri bakımından düzlüktür. Halkı tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlamaktadır. Çok geniş tarım arazileri bulunmamakla birlikte yağışa bağlı tarım yapılmaktadır. Bitkisel üretimin yanında esas geçim kaynağı hayvansal üretimdir. Malkara'ya bağlı mahalleler içinde ve en iyi hayvancılığı Balabancık Halkı yapmaktadır. Yüzölçümü 18000 dekar olup yeterli tarım arazisinin olmadığından dışarıya göç vermektedir.

Balabancık'ta yeterli sanayii tesisi yoktur ancak 2 adet mandıra bulunmaktadır. Buralarda üretilen beyaz peynir ve kaşar peyniri Türkiye'de beğenilen ve aranan besin ürünlerindendir.

BalabancıkOkuma yazma oranı %99 olup halkın gelenek, görenek ve giyimleri modern bir görüntü çizmektedir.

Tekirdağ iline 55, Malkara ilçesine 18 km uzaklıktadır.

MS 368 yılında Roma Dönemi'nde yerleşmenin halen Cevizlik Mevkii olarak bilinen bölgesinin Hadriyan'ın yeri olarak anıldığını anlatılmaktadır.

Balabancık 'ın Osmanlı Dönemine ait tarihi Osmanlıların Rumeli'ye çıkmaları ile başlamaktadır.

BalabancıkRumeli Fatihi ve Orhan Bey'in küçük oğlu olan Süleyman Paşa ile birlikte gelen yörükler Balabancık köyü'ne yerleşen ilk Türkler olmuşlardır.

Yörükler bu tarihlerde köyün Şeftalilik diye bilenen mevkiine yerleşmişler ve buraya "GÜLGÜLHİSAR" adını vermişler, sonradan bu adı "OTOKÖKLÜK"e çevirmişlerdir. Otuköklük Mevkii Süleyman Paşa tarafından bir sınır karakolu olarak kullanılmakta imiş.

Balabancık Kasabası Osmanlılar'ın Rumeli Fetihleri'nde en önemli üssü olan ve Çimbi, Çimpe veya Çimli adları ile anılan üssü ile birlikte en önemli üssü olmuştur.

BalabancıkOrhan bey zamanında Bursa kuşatmasında bulunan Balabancık'ın oğlu Balaban Bey'in Rumeliye ilk çıkan Osmanlı kumandanlarından olduğu, Malkara yakınındaki Malgar Kalesi önündeki Demirkapı höyüklerinin yanında şehit olduğu ve Balabancık Kasabası'nda yattığı söylenmektedir.

Zamanla Yörük aşiretlerinin yerleşmeye devam ettiklerini, Balta Balabancık olarak değiştirilen köyün adının bu aşiretlerin küçüklüğü nedeniyle BALABANCIK olarak söylenmeye başlandığı, diğer bir kaynağa göre BALABANCIK adının Türkler'in benimsediği bir kişinin ve topluluğun adı olan "Balaban" adından bugünkü adını aldığı, sonuna "küçük Balaban" anlamına gelen "cık" ekinin de eklenerek bu günkü sürekli olan "BALABANCIK" adını aldığı söylenmektedir.

Balabancık1878 yılında Balabancık Bulgaristan'ın Selvi Yöresi'nin Akıncılar Köyü'nden göç almış ve bugünkü BALABANCIK kurulmuştur.

Osmanlılar Dönemi'nin son önemli olayı ise I.Dünya Savaşı'nda beldenin iki yıl süreyle işgale uğraması ve mal varlığında büyük kayıplar meydana gelmesidir.

Cumhuriyet' ile birlikte yerleşmede izlenen en önemli gelişme eğitim alanında olmuştur.

1928 yılında Harf inkılabı ile birlikte bir ilkokul açılmıştır. 1965 yılında ilkokul hizmete girmiştir. Ancak yerleşmedeki daha ileri gelişmeler 1975 yılından sonra izlenmeye başlamıştır.

Balabancık1975-1980 döneminde Köy Kalkınma Kooperatifi, elektriğin gelmesi, Malkara'ya bağlantı yolunun asfaltlanması dikkati çeken gelişmeler olmuştur. 1980-1990 döneminde ise Belediye Hizmet Ünitesi Tarım Kredi Kooperatifi'nin kurulması kasabanın içme suyu şebekesinin inşaatının başlaması akaryakıt bayilerinin açılması önemli gelişmelerdendir.

Yeni Büyükşehir kanunuyla Malkara'nın bir mahallesi haline dönüştürülmüştür.

Balabancık Balabancık

SağlamtaşSağlamtaş Malkara ilçesine 33 km uzaklıkta, 2.136 nüfuslu bir yerleşim yeridir. 1959 yılında Bukrova isminin değişmesi ile Sağlamtaş adını almıştır.

Şimdiki yerine Bulgaristan'ın Tırnova şehrinin Selvi Kasabasının Bukrova Köyünden hicri 1299- Miladi 1883 yılında gelmiş, Kalaycı çiftliğini Enver Bey ismindeki bir beyden satın alarak bir yıl sonra, Hicri 1300, Miladi 1884 yılında şimdiki yerine Bukrova ismi ile kurulmuş ve hükümete kaydolmuştur. Köy kurulduktan kısa bir süre sonra Orta Caminin kuzey doğusunda bir medrese yapılmış ve Arapça yazı ile köy imamları çocukları okutmaya başlamışlardır.

Sağlamtaş1919-1922 tarihleri arasında kurtuluş mücadelesine katılan köy halkı geri döndüğü zaman, düşmanlar köyü terk ederek kaçmışlardır. Kurtuluş Savaşı başarı ile sonuçlanıp bağımsızlığa kavuştuğumuzda, 16 Kasım 1922 yılında Bukrova Köyü de düşmandan temizlenmiştir. Bu nedenle 1973 tarihinden itibaren her 16 Kasımda Sağlamtaş Kurtuluş Bayramı törenleri düzenlenmektedir.

Sağlamtaş, 1971 yılına kadar köy statüsünde olup, muhtarlık teşkilatı ile idare edilmiştir. Belediye teşkilatı 4 Haziran 1972 tarihinde kurulmuştur. Yeni Büyükşehir kanununa göre belediye teşkilatı kaldırılmış olup Malkara'nın bir mahallesi haline getirilmiştir.

SağlamtaşSağlamtaş'ın ekonomik yapısı tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Gelişmiş modern alet ve araçlarla tarım yapılmaktadır. Önceleri sadece mısır üretimi yapılırken, bugün gelişen imkanlarla buğday, ayçiçeği, soğan, kabak, pancar ve bağcılık üretimi yapılmaktadır. Eskiden yerli cinslerle yapılan hayvancılık faaliyetleri boyut değiştirerek, bugün tamamen kültür ırkına dönük hayvancılık faaliyetleri yapılmaktadır. Malkar Köylere Hizmet Götürme Birliği kurulup hizmet vermeye başladıktan sonra hayvanların hem sayısı hem de kalitesi artarak, bugün günde on ton süt üreten bir yer durumuna gelmiştir.

SağlamtaşSağlamtaş halkı sosyal açıdan sade bir yaşantıya sahip olup, gelenek, görenek, örf ve adetlerine bağlıdır. Sağlamtaş'ın güvenliği devlet tarafından sağlanmaktadır.

Sağlamtaş'ta Tarım Kredi ve Kalkınma Kooperatifi olmak üzere 2 adet kooperatif bulunmaktadır. Haftada bir, Cumartesi günleri pazar kurulmaktadır. Tarımsal araçların yapımı ve ıslahına yönelik faaliyetleri sürdüren küçük el sanatkarları bulunmaktadır.

Kamuya ait 2 kuruluş mevcuttur. Bunlar T.E.K. İşletmesi ve Sağlık Ocağıdır. Ayrıca Gazi İlköğretim Okulu ve Cumhuriyet İlköğretim Okulu olmak üzere 2 ilköğretim okulu vardır. 1 futbol, 2 voleybol ve basketbol olmak üzere sportif sahaları bulunmaktadır.

SağlamtaşSağlamtaş'ın güneye bakan kısmında çam ormanlığı, doğu ve kuzey bölgelerinde ise tarım arazileri bulunmaktadır. Batı tarafında ise komşu mahalle Çınarlıdere bulunmaktadır. Çınarlıdere, Kalaycı, Esendik ve Bulgur Sağlamtaş'a komşu olan mahallelerdir.

Işıklar Dağlarının derinliklerinden gelen suların toplanarak oluşturduğu bir akarsuyun kenarına kurulu olan Sağlamtaş'ta halkın geçim kaynağı genel olarak tarım ve hayvancılıktır. Sağlamtaş'ın 15 Bin dekar ekilir arazisi, 3500 Adet büyükbaş hayvan, 1200 adet küçükbaş hayvan mevcuttur.

SağlamtaşAyrıca Sağlamtaş'tan Malkara'ya hafta içi her gün 1 saat arayla servis mevcuttur. Sağlamtaş'tan Tekirdağ'a sabah ve öğle saatlerinde iki servis kalkmaktadır.

Cumartesi günü merkezde halk pazarı kurulmakta ve çevre mahallelerden birçok insan alışveriş yapmak için Sağlamtaş'a akın etmektedir. Halk pazarında gıdadan giyime, temizlik ürünlerinden küçük ev eşyalarına her türlü ürün bulunmaktadır.
SağlamtaşBugünkü Sağlamtaş , tarihte "93 Harbi" olarak bilinen 1877-1878 (Rumî 1293) Osmanlı-Rus Savaşından sonra Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç edenler tarafından kurulmuş bir köydür. Osmanlı-Rus Savaşı sırasında diğer Balkan ülkelerinde olduğu gibi Osmanlı egemenliğinden kurtulmak amacıyla Bulgarlar, Ruslardan yardım istemiş ve Ruslar da yardım amacıyla Bulgaristan'a girmiştir. Bulgar halk milisleri (Komitacı) ile işbirliği yapan Ruslar Türk yerleşim bölgelerini basarak halkı toplu kıyıma uğratmaya başlamış; mallarını da yağmalamıştır. Bu durum karşısında Türk ve Müslüman halk çareyi Türkiye'ye göç etmekte bulmuş ve büyük kafileler halinde aylar süren uzun yolculuktan sonra zulüm, açlık ve hastalık sefaletinden kurtulabilenler Türkiye'ye gelmişlerdir.

Bugünkü Sağlamtaş'ı Dobromirka, Bukurovo ve Provadia Köyü ile Kırcaali, Varna yöresinden gelen muhacirler oluşturmaktadır.

SağlamtaşBüyük kafileler halinde gelen insanlar, önce Trakya'nın değişik bölgelerine yerleştirilmiş; üç-beş yıl içinde de buralardan bugün yaşadıkları yerlere dağıtılmışlardır.

Köye gelenlerin çoğunluğu Bukurovo ve Dobromirka köylerindendir. Bu köylerin Bulgaristan'da yerleşimi Selvi, Tırnova ve Pazarcık şehirlerinin yolu üçgenindedir. Bu köyler Deliorman bölgesinde bulunan Selvi (Sevlievo) ilçesine bağlı ve Gabrovo iline kayıtlıdır.

Selvi (Sevlievo) ilçesine bağlı Bukurovo Köyü halkının bir kısmı Balıkesir-Kurtdere Köyü'ne; bir kısmı Tekirdağ-Malkara'ya bağlı Sağlamtaş Kasabası ile Tekirdağ'a bağlı diğer bazı köy ve kasabalara yerleşmiştir. Kurtdereli Mehmet Pehlivan ve ailesi köye Bukurovo Kurtdere köyüne muhacir olarak gelmiştir. Bukurovo Köyü Dobromirka Köyü'nün kuzey-batısındadır ve Dobromirka'ya çok yakındır. Adeta oranın mahallesi gibidir. (2 Km.kadar)

SağlamtaşDobromirka Köyü ikinci Bulgar Çarlığı döneminde kurulmuş ve adını Çar Dobromir'den almıştır. Bu adla köy Osmanlının hakimiyetine girerken beş yüz yıl Osmanlı kayıtlarında ve şimdiki kayıtlarda hiç adını değiştirmeyen köy unvanına sahiptir.

Beşyüz yıl önce Türkler bu köye gelip yerleştiklerinde çok az (30-40 hane) Bulgar yaşarken, zamanla köyde Bulgar nüfus kalmamış ve bunlar başka yerlere göç etmiştir. Osmanlının Balkanları kaybetmesinden sonra köyde hiç Müslüman Türk kalmamıştır.

Köyün şimdiki yerleşimi eski yerleşimin bir km daha aşağı batısına "Aşağı ve Yukarı Mahalle" olarak tekrar kurulmuştur. Eski köy bugün "Yurtluk" denilen bir harabedir ve eski yerleşim yerleri hâlâ belli olmaktadır. Bugün buraya bağ-bahçe yapılıp meyveler dikilmiştir.

Sağlamtaş1877-1878 yıllarında Türkiye'ye göç eden bu insanlar Tekirdağ'ın merkeze bağlı Kaşıkçı, Ferhadanlı, Kazandere, Hacıköy, Bıyıkali köyleri ile Karacakılavuz ve Banarlı beldelerini, Çerkezköy'e bağlı Veliköy ve Kızılpınar beldelerini, Çorlu'ya bağlı Velimeşe beldesini, Malkara'ya bağlı Sağlamtaş beldesini ve yaşadıkları komşu yerleşimler Provadia=Provada (Varna), Knezha=Kanaz (Pleven=Plevne) vb. yerlerden gelen ailelerle birlikte Balıkesir'in merkeze bağlı Kurtdere Köyü'nü oluşturmuşlardır. Bu köyler arasında, akrabalık ilişkileri halen devam etmektedir.

Bugün Bulgaristan'ın Kırcaali, Razgrat, Silistre, Şumnu, Burgaz, Filibe (Plovdiv), Dobrik illerinde şu anda halkın %80'i Türklerden oluşmasına rağmen; Deliorman bölgesinde yer alan Tırnova, Selvi ve Pazarcık yöresinde yok denecek kadar az Türk yaşamaktadır.

SağlamtaşSelvi ilçesinin bugünkü nüfusu 30.000 civarındadır. Dobromirka Köyü'nün işlenebilir toprağı 24.500 dekar, toplam kayıtlı toprakları 35.000 dekardır. Köy büyük balkanın (ormanın) orta kısmına yerleşmiştir. Türkler buraya ilk defa yerleşirken susuzluk çektiklerinden köyün içine çok miktarda su kuyuları kazmışlardır. Bugün Dobromirka ve Bukurovo köylerinin kuzey batısında tarımsal sulama amaçlı büyük bir baraj bulunmaktadır. Köydeki çeşme, dağ ve dere adlarının bazıları hala Türkçedir. Balıklıpınar, Uzunpınar, Karaçalıpınarı, Altındere, Uzunbayır, Yurtlukbayırı, Yalakçeşme, Karaçalı Çeşmesi, Kaynak, Deringöl, Haydaçayır, Haydaharmanı, Karadoyruk, Meşelik gibi terimlerin bugün de kullanıldığı gözlenmektedir.

Gelinen Yöreler

Bukurovo Köyü, Dobromirka Köyü, Kanaz Köyü, Provada Köyü, Kırcaali, Varna, Tırnova yöresi.

Göç Edenler

SağlamtaşBalıkesir Kurtdere Köyü'ne Göç edenler:

Ali Ağalar (Çelik ve Baykurt soyadı taşıyanlar), Ahmet Ağalar (Günay, Öztürk ve Canbay soyadı taşıyanlar), Hıdır Ağalar (Aldemir, Kılıç ve Ecekurt soyadını taşıyanlar), Sarıtaş soyadını taşıyanlar (Sarıtaşların yakın akrabaları Tekirdağ/Çerkezköy'e bağlı Veliköy beldesi ile Malkara/Sağlamtaş beldesindedir.)

Köy Kurulduktan sonra; Cumhuriyet dönemi öncesinde zaman zaman işgallere uğramıştır. Yunanlılar, Bulgarlar köye gelip çeşitli işkencelerde ve insanlık dışı muamelelerde bulunmuşlardır. İnsanları diri diri toprağa gömmüşler, kesmişlerdir. Bu zamanlarda 14 vatandaşı zorlamalarla ipe bağlayıp derin çatak denilen yere götürüp kesmişlerdir. Kurt Mehmet adında biri sağ kalmış ve yoldan geçen at arabacıları tarafından üstündeki taşlar kaldırılarak kurtarılmıştır. Verdiği ifadesinde "Bana Tutturup Kestiler" demiştir. Bu şahıs 2 gün yaşadıktan sonra ölmüş ve köy halkı savaşta olduğu için köy kadınları tarafından gömülmüştür.

1919-1922 tarihleri arasındaki kurtuluş mücadelesine katılan köy halkı geri döndüğü zaman, düşmanlar köyü terk ederek kaçmışlardır. Kurtuluş savaşı başarı ile sonuçlanıp bağımsızlığa kavuştuğumuzda, 16 Kasım 1922 yılında Bukruva köyü de düşmandan temizlenmiştir. Bu nedenle 1973 tarihinden itibaren her 16 Kasımda Sağlamtaş Kasabasında Kurtuluş Bayramı Törenleri düzenlenmektedir.

Hicri 1300-Miladi 1884 yılında şimdiki yerine Bukrova ismi ile kurulmuş ve hükümete kaydolmuştur. 1960 yılında ismi Sağlamtaş olarak değiştirilmiş, 1972 yılında belediyelik olarak Sağlamtaş Kasabası olmuştur. Yeni büyükşehir kanunuyla da mahalle haline getirilmiştir.

Tarım

SağlamtaşSağlamtaş yerleşim konumu itibariyle bir mikroklima olup pek çok ürünün yetiştirilmesine elverişlidir. Genellikle buğday, ayçiçeği ve arpa yetiştirilmektedir ve ayrıca çok az miktarda mısır yetiştirilmektedir. Ayrıca halk kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek miktarda kış sebzelerinden soğan, sarımsak, marul, pırasa yaz mevsiminde de bakla, bezelye, domates, patlıcan, biber, kavun, karpuz, salatalık gibi sebze meyve üretimi yapmaktadır.

Hayvancılık

SağlamtaşHayvancılık kapasitesi oldukça fazla olup günlük süt üretimi yaklaşık 10 ton civarındadır. Büyük baş hayvan varlığı yönünden zengin olup, hayvan ırkları da kültür ya da kültür melezidir. Pek çok aile geçimini süt inekçiliğinden sağlamaktadır. Ayrıca Sağlamtaş'ın doğal yapısı keçi ve koyun yetiştiriciliğine uygundur. Koyun ve keçi yetiştiriciliği yapan aileler de bulunmaktadır.

İklim

SağlamtaşGanos Dağı, Gölcük ve Koru Dağı kuzeyinde uzanan platoyu kaplamaktadır. Bir peneplen alanı içinde olup, rakım olarak 150-200 m. yüksekliğe sahip bulunmaktadır. Kurulduğu yer doğudan gelen akarsuyun kuzey kenarında yer alan uzun bir düzlükte kurulmuştur. Sağlamtaş'ın kuzey ve güney tarafları engebeli arazilerden oluşmaktadır. Irmağın suları yazın kurumakta, kışın ise yağan yağmur ve eriyen karlar neticesinde yükselmektedir. Sağlamtaş ile meranın bağlantısını sağlamak için iki köprü kurulmuştur.

SağlamtaşÇevreye göre alçakta kaldığından kışın sert rüzgarlar ve soğuk havalardan daha az etkilenir. Sağlamtaş Malkara ilçesine bağlı 33 km uzaklıktaki bir mahalledir. Hafta içi saat 18:00'e kadar her saat başı Malkara otogarından minibüs kalkmaktadır. Hafta sonu ise sabah 10:00 öğle 13:00 ve akşam 18:00 de Sağlamtaş'a ulaşım sağlanmaktadır. Şehirler arası otobüslerle gelen misafirler otogarda indikleri taktirde fazla zorlanmadan minibüslere ulaşabilirler.

Tekirdağ'dan ise pazar günü hariç her gün saat 10:00 ve 16:00 da minibüs bulunmaktadır. Tekirdağ sahilinde indiğiniz taktirde fazla zorlanmadan Sağlamtaş minibüslerine ulaşabilirsiniz.

Şarköy istikametinden gelen misafirler Şarköy firmaları ile köprüye kadar gelebilirler. Oradan ticari taksi veya minibüsler ile Sağlamtaş'a ulaşabilirler.

Kızılpınar2017 yılı itibariyle 34.384 kişilik nüfusuyla Çerkezköy'e bağlı en büyük yerleşim birimidir. Kızılpınar Kasabasına ilk yerleşim tarihi 1878'dir. Osmanlı Rus harbi sonrası Bulgaristan'dan göç ederek Kızılpınar'a yerleşilmiştir. Yerleşim merkezinin etrafında Mezatlı, İncirlik, Tayibin kaynağı, Müselimçiftlik yerinde, erikli çatağı başında ve dutluk mevkiinde küçük yerleşim birimleri kurmuşlardır.

Kızılpınar'a gelip yerleşen belli başlı aileler; Cambazoğulları, Kunçuoğulları, Malkoçoğulları, Fellioğulları ve Molla İbrahim Oğulları'dır. Bunlar Bulgaristan'ın Tırnova şehrinin Selvi ilçesinin Dobramika köyünden gelerek buraya yerleşmişlerdir.

Kasaba adını, demiryolu yakınında bulunan ağaçlık alanın içinde az bir boşluktan, kazma kürekle açılarak yapılan bir su kuyusundan alır.

Bu kuyudan içme suyu olarak yararlanılmaya başlanmış, kuyu açık olduğu için ağaç yapraklarının, kızılcıkların suya düşmesi ve suyun renginin kızarması sonucu bu kuyuya Kızılpınar adı verilmiş ve Kasabanın adı da Kızılpınar olarak kalmıştır.

KızılpınarBirinci Dünya Savaşı devam ederken sonbaharda Yunanların Trakya'yı işgali sırasında Kasaba halkı topyekün İstanbul'a göç etmiş, kış mevsiminin ardından tekrar Kızılpınar'a dönmüştür.

Tarihsel Süreç içersinde nüfus hareketleri: Çanakkale Savaşları'nda Kasaba halkından 35-40 kişi Savaşa gitmiş, bunların çoğu savaşta şehit olmuştur. İşgal sırasında İstanbul'a göç edenlerin arasında tifo salgını çıkmış ve insanların %25 i ölmüştür.

Kızılpınar'ın 1990 yılında kurulan belediyesi, 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu ile kapatılıp beldeden mahalleye dönüştürülmüştür.

Mahallenin ekonomisi çoğunlukla 1970'lere kadar tarım ve hayvancılığa dayalıydı. Bu tarihten sonra Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesinin kurulması sonucu başlayan hızlı sanayileşme, mahalle ekonomisini bu yönde etkilemiştir. Şu anda bölgede bulunan sanayi tesislerinde 69.000'i aşkın kişi çalışmaktadır. Mahalle halkının bir bölümü tarım ve hayvancılığa halen devam etmektedir.

Kızılpınar Kızılpınar Kızılpınar
Kızılpınar Kızılpınar Kızılpınar
Kızılpınar Kızılpınar Kızılpınar
Kızılpınar Kızılpınar Kızılpınar
Kızılpınar 1912-1913 yıllarında Bulgar arşivinde Kızılpınar

KozyörükKozyörük Malkara ilçesine 18 km. uzaklıkta bir yerleşim yeridir. Bir Türkmen Bey'inin çiftliği olan bu yerler eskiden Koz Çiftliği olarak anılırdı. Daha sonraları gelen göçmenler ile Bey'in arası arazi yüzünden açılır. Yörük Bey'i baskılara dayanamayarak yöreyi terk eder. Bu yerleşim yerinin adı da Kozyörük Köyü olarak değiştirilir.

Balkan ve I. Dünya savaşı sırasında kasaba halkı, özellikle Yunan ve Bulgar zulmüne çok uğramıştır. 13.11.1922 tarihinde düşman işgalinden kurtulan köy 1972 yılına kadar muhtarlıkla yönetilmiştir. Her yıl, 13 Kasım'da Kurtuluş Bayramı kutlanmaktadır. 1972 yılında Belediye Teşkilatı kurularak Kozyörük Kasabası adını almıştır.

Yeni büyükşehir kanununa göre belediye teşkilatı kaldırılmış olup Malkara'nın bir mahallesi haline getirilmiştir.

KozyörükMalkara-Hayrabolu yolu üzerinde kurulmuştur. Kuruluş yerinin yer yüzü şekilleri oldukça sadedir. Genelde yayla düzlüğü ve ovalık bir görünüme sahiptir. Rakım Malkara ilçesine göre daha düşüktür. Önemli ovası Dime çayırıdır. Önemli yükselti olarak Kozyörük Korusu adı verilen tepe ile Caferan tepesi gösterilebilir. Arazinin tamamı bu yüzden tarıma elverişli olup, ekilebilir durumdadır. İçinden geçen Kozyörük Deresi ve güneyinden geçen Koca dere olmak üzere iki akarsu vardır. Yazları her ikisinin de suyu kurur.

Turistik yerleri yoktur. Bunun yanında Karaidemir Barajında gerek su avcılığı, gerekse kara avcılığı yapılmaktadır. Kara avcılığında özellikle ördek avı yapılmaktadır. Ayrıca kavaklık, koruluk denilen yerlerde piknik yapılmaktadır.

KozyörükMahallenin ekonomik yapısı tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca gelir kaynakları tarım ürünleridir. Bunlar; buğday, arpa, ayçiçeği, şeker pancarı, pirinç, yulaf ve sebzeciliktir. Halkın çoğu kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve satmak için domates, biber, patlıcan, pırasa, havuç, marul ve ıspanak gibi yılda 50 ton civarında sebze yetiştirmektedir. Bunu yanında hayvancılık yönünden de çok iyi bir potansiyele sahiptir. Malkara Köylere hizmet götürme birliğinin kurulması ile birlikte her köy ve kasabada olduğu gibi Kozyörük'te de hayvancılık hem sayısal, hem de niteliksel olarak çok büyük değişikliklere uğramıştır. Mahallede haftanın Cuma günleri Pazar kurulmaktadır. 1912 yılında yapılan ilkokul binasında eski harflerle eğitim-öğretim hizmetleri verilmeye başlanmıştır. 1928 yılından itibaren Türk Alfabesi ile çalışmalar sürdürülmektedir.
Kozyörük Kozyörük Kozyörük Kozyörük Kozyörük

KaraağaçKaraağaç halkı, köy belde ünvanı alana kadar tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamıştır. Ancak Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesinin kurulması ve fabrikaların artmasıyla birlikte belde, Doğru Anadolu (özellikle Kars) ve İç Anadolu Bölgesi başta olmak üzere Türkiyenin çeşitli yerlerinden büyük oranda göç almış, tarım ve hayvancılık Sanayinin gerisinde kalmıştır.

Yeni büyükşehir kanunu sonrası belediye teşkilatı kaldırılmış olup yeni kurulan Kapaklı ilçesinin bir mahallesi haline getirilmiştir.

2017 yılı nüfusu 3.958 kişidir.

Karaağaç Karaağaç Karaağaç Karaağaç Karaağaç Karaağaç Karaağaç Karaağaç
Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.