Tarihi
Bölge, tarih içinde birçok uygarlığın denetimi altına girmiştir. Traklar, İyonlar, İskitler tarafından ticari amaçlı olarak kullanılmıştır. M.Ö. 513 yılında Parsler'in egemenliğine girdi. M.Ö. 73 yılında Trakya Trakları'nın bir kolu olan Astai ve Odrislerin, bir ara da Asya Trakları olan Bitinyeler'in yurdu oldu. 280 yıllarda Yunan ve Romalılar'ın eline geçti.
Demirköy'ün Bizans döneminde geniş bir alanda yerleşim birimi olduğuna dair kuvvetli bilgiler bulunmaktadır. 14. yüzyılın ilk yıllarından başlayarak da uzun süre Cenevizler'in yönetiminde kalır.
1367 yılında 1. Murat tarafından Osmanlı toprağına katılmıştır.
1877 - 1878 yıllarında 1 yıl boyunca Rus işgalinde kaldı.
1912 - 1913 yıllarında 1 yıl boyunca Bulgar işgalinde kaldı.
Birinci Dünya savaşının başladığı 1914 yılında Rus donanmasının İğneada'yı işgal etmek için uzun süre top ateşine tuttuğu belirlenmiştir.
Demirköy ve köylerinin tarihteki adları ise şöyle:
DEMİRKÖY - Samakofcuk
ARMUTVEREN - Paspala
BALABAN - Velika (Belika)
BOZTAŞ - Kireçova (Kireçnova)
GÖKKAYA -Mağlavit (Magalit)
HAMDİBEY - Turulya
KARACADAĞ - Çıknahar
SARPDERE - Sarpaç
YEŞİLCE - Mihalangoz
YİĞİTBAŞI - Kumila (Kamila)
İĞNEADA - Pirgublu
AVCILAR - Korfakule
BEĞENDİK - Ayastofonoz
SİSLİOVA - Polaça (Placa)
SİVRİLER - Sivrikulübeler
1914 yılına kadar Midye kazasının bir nahiyesi olan Demirköy bu tarihten sonra ilçe teşkilatına kavuşturulmuştur. Balkan Harbi başlamadan önce Demirköy' de 1200 Rum ve 95 Bulgar evi varken, Bulgar ve Yunanlıların işgalleri ve ardından Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ile bu durum tamamen değişmiştir. Özellikle istilacılar İğneada'dan motorlara binerek kaçarken çevreye yeni Türk aileleri yerleştirilmiştir.
İlçe özellikle Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk'ün Büyük Nutuk'ta da "Milli Şehit" olarak tanımladığı Hamdi Bey'in kaymakamlığı sırasında büyük imar hareketlerine sahne olmuştur. Bu devre sırasında yerli halk Hamdi Beyin önderliğinde imece usulü ile Hükümet Konağı'nı, ilkokulu ve Kırklareli'ne giden şimdiki yolu yaptırmıştır.
Bu arada üzücü bir de olay olmuş ve binaların bitirilmesi ardından durum valiye bir telgrafla bildirilerek eserleri yerinde görmesi istenmiştir. Ne var ki Demirköy'e oğlu ile birlikte gelen vali dönüşünde Rum çetecilerin baskınına uğramış ve bu sırada oğlu şehit-edilmiştir. Halen Kırklareli yolu üzerinde bulunan mezarlık o günün anısına Vali Mezarlığı olarak anılmaktadır.
İlçe 11 Kasım 1922'de işgalden kurtarılmıştır.