Tarihi Yapılar
Makale Dizini
Sayfa 1 / 2
GAZİ SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ (KÜÇÜK AYASOFYA KİLİSESİ) Aya İrini Kilisesinde olduğu gibi burası da altı bazilika, üstü kapalı Yunan haçı planında karmaşık bir mimari düzenindedir.
2004 yılı Kasım ayında Ayasofya Kilisesi içinde bulunan Osmanlıca yazılı mezar taşlarını okunması amacıyla yapılan çalışma sonrasında ise 5 adet bulguya rastlandı. Bunlar:
1. Küçük bir mezar taşı : "El merhume fetihzade sahip sultan hanı zevcine fatiha H. 1183"
2. Küçük bir mezar taşı : "Merhumenin ruhu için fatiha H. 1252"
3. Küçük bir mezar taşı : "H.1228"
4. Küçük bir mezar taşı : "Fatma Hatunun ruhu için fatiha H.1052"
5. Büyük ve kırık iki parçası bulunan üçüncü parçası olamayan bir kitabe veya mezar taşı: "Mübarek ismi ekber izzeti hem resulun fahri alem şahikevneyn hürmeti ile kabrimin ravzeyi cenntül ola il alemin gece gündüz ulema hizmeti Muhammed Keraklı Ağanın zevcesi / Süleyman / ruhuna H. 1190 / : taştaki kırık ve okunamayan kısımlar
AYASOFYA ve AZİZE MARIA
Ancak cesedin taşınırken şapelin din adamları ile Nicephoros arasında uzun tartışmalar çıkmıştır. Akın akın gelen insanların bıraktıkları gelirlerin kaybolması açıkça din adamlarının hiç işine gelmemişti. İşte yeni yapılan kliside de mucizeler birbirini takip etmeye devam etmiştir. Ayrıca buraya bir de Maria'nın freski yapılmıştır. Sonunda Nicephoros'da 923 yılında ölünce aynı kiliseye gömülmüştür. Bu yıllar Vize'nin Çar Simeon tarafından kuşatma içinde olduğu yıllardır.
Aynı yerde 1960'ta burada araştırma yapan C.Mango'da bu yazıyı görememiştir. Lampousiades'ten olduğu gibi aktarma yapmıştır. S.Eyice'nin 1969 yılında yapmış olduğu çalışmada da bu yazıya rastlanılmamıştır. Ancak mevcut kayıtlardan bu yazının kilisenin sol kuzey tarafında olduğunu ve Maria'nın mezarının da burada olduğu biliniyor. 1995 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kontrolünde yapılan temizlik çalışmalarında sıra nartex kısmına gelince burada yaklaşık 1 metre civarında bir toprak topluluğu ile karşılaşıldı ve bu dolgu taşınmaya başlanınca nemden duvardaki badananın da parça parça düştüğünü, hemen alttan ise oldukça sağlam bir fresko çıktığı tespit edildi. Temizlikten sonra şefaat dileyen bir figür ile karşılaşıldı ve bu figürün altında ise ilk satırı tamamen bozulmuş diğer satırlarından bazıları nemden kurtulmuş bir kitabeye rastlandı. Bu Lampousiades'un bahsettiği kitabe idi.
VİZE KALESİ
KIYIKÖY KALESİ
İkinci kapının yanındaki surların yüksekliği 5 m. yi bulur. İkinci burç bugün mevcut değildir. Buradaki surlar 6 m. ye kadar yükselmektedir. Güney surların güneyinde gizli kapısı olup, kaleden bu kapıya 180 basamak merdivenle inilir. Saray kapısı bugüne kadar iyi korunmuştur. Tuğla üzerine kesme blok taş kaplamadır. Üçüncü burçtan altıncı burca kadar 13 m. genişliğinde bir müdafaa hendeği vardır. Vize kapısı taş tuğla ve hatıllarla örülmüş, Kültür Bakanlığı İstanbul Rölöve Müdürlüğü tarafından 1991 yılında restore edilmiştir.
ANTİK TİYATRO (ODEON)
Tiyatronun oturma kademeleri (cavea), bunların arasındaki yollar (parados), sahne binası (skene), ve orkestra bölümleri günümüze ulaşabilmiştir. Kazılar sırasında çok sayıda Roma, Bizans ve Osmanlı keramikleri, cam ve metal buluntular ile ele geçirilen heykel sahne rölyefleri türlerinin en iyi örnekleri olup Kırklareli Müzesinde teşhir edilmektedir.
AYANİKOLA MANASTIRI
AYAYORGİ KİLİSESİ
MAĞARA MANASTIR (ASMAKAYA)
VİZE - İSTANBUL SU YOLU
Newcastle Üniversitesi'nden, James Crow, Jonathan Bardill ve Richard Bayliss'in 1994-2003 yılları arasında sürdürdükleri araştırmalar sonunda, Vize-İstanbul su yolunun günümüze değin kalan kısımları ortaya çıkarılmıştır.
Geç Roma döneminde İstanbul'a su getiren bu isale hattının yapımına Constantinus (324-337) tarafından başlanmış olması ihtimali çok büyüktür. Constantinus, imparator olunca kenti imara başlamış ve Istrancalar'dan çok uzun bir isale galerisi ile kente su getirmeyi planlamıştı. 242 km. uzunluğundaki bu isale hattının tamamının Constantinus'un kısa süren imparatorluk döneminde yapılmış olması mümkün değildir. Constantinus tarafından başlatılan hat, oğlu Constantius (337-361) veya daha sonraki Roma imparatorları tarafından tamamlanmış olabilir. Bu isale galerisinin izine, en son Vize'nin 6 km. batısındaki Fındıklı Dere'nin içersindeki (Pazarlı) su alma yerinde rastlanmıştır.
SU SARNICI
Yrd.Doç.Dr. Özkan ERTUĞRUL ve Doç. Dr. Engin BEKSAÇ tarafindan yapılan araştırmalara göre ise; Vize Mimar Sinan Mahallesi İç Kale Mevkiindeki İlçe Jandarma Binası altı, Şerbetdar Camii karşısında yer alan sarnıç tam bir Roma eseridir. Emprovize bir yapı olan sarnıcın üzerinde bu dönemde var olan bir sarayın, Bizans döneminde yine bir saray olduğu fikri ağır basmaktadır.
GÖZETLEME KULELERİ
KARAKOÇAK TEPE
Daha önce Vize'de çalışmış olan ve sıfatlarının arasında Trakolog ünvanı da bulunan Prof. Dr. Engin Beksaç'ın Karakoçak ile ilgili olarak verdiği bilgileri aşağıda bulabilirsiniz. Karakoçak Tepe'nin önemini anlamak için yeterli olacaktır.
PAZARLI KÖYÜ ESERLERİ
Pazarlı Köyü kaynak mevkiinde yer alan Roma su yolu ve yukarısında bulunan kaya mezarlar dikkat çekicidir.
GEMİKAYA (SOĞUCAK)
Prof. Dr. Engin BEKSAC tarafından Vize'nin Soğucak köyü Gemikaya mevkiinde Karakoçok Tepe mevkiindekine benzer bir Kaya Tapınağı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak bölge maalesef defineciler tarafından yoğun olarak tahrip edilmektedir.
DEREKAYA YERLEŞKESİ
Vize Derekaya mevkiinde bulunan Asmakaya'dakine benzer yedi adet mağara manastırı gerçekten dikkat çekicidir.
UÇMAKDERE YERLEŞKESİ
Vize-Pazarlı arasında ormanlık alan içerisindeki bir vadi üzerinde bulunan bu tarihi yerleşim alanı sıra sıra uzanan mağaralar ve bir takım su yollarından oluşmaktadır.
BALKAYA KÖYÜ MAĞARA MANASTIRLARI
Genelde hayvan ağılı olarak kullanılan ve acımasızca tahrip edilen Balkaya köyündeki Mağara Manastırlar bunlara en güzel örneklerdendir.
MOZAİKLER
1938 yılında bugünkü Bilginler Mobilyanın (Eski Palas Otel) bulunduğu bina temelleri kazımı sırasında VI. Yüzyıl Bizans dönemine ait mozaiklerle tezyin edilmiş bir zemin parçası meydana çıkmıştır. Bu büyük taş oldukça enteresandır. Üzerinde mozaiklerin meydana getirdiği geometrik şekiller ve bu şekiller arasında kuşların bulunuşu dikkat çeker. (İç içe dikdörtgen şekilli olan mozaik dizisi arasında bir tavus kuşu, iç içe daireler şeklinde olan mozaik dizileri arasında ise bir kekliği andıran kuş şekli bulunmaktadır.)