Makale Dizini

Diğer Balkan milletleri gibi Bulgarlar da, milliyetçilik duyguları ve Rusya'nın teşvik ve tahrikleri ile XIX. yy'da Osmanlı Devletinden ayrılarak bağımsız bir devlet kurma çabası içine girmişlerdir. Bulgar milliyetçiliği; Fransız ihtilalinin etkisi, eğitim faaliyetlerinin yaygınlaşması, Bulgar kilisesinin Fener Rum kilisesinden ayrılarak bağımsız olması ve etki alanının da daha sonra kurulacak Bulgaristan coğrafyasını kapsaması gibi sebeplerle gelişmiştir. Rusya'nın teşvik ve tarihleri ise, Balkanlarda kurulacak ve Ege Denizinde sınırı olacak bir devlet vasıtası ile sıcak denizlere açılma hesabına dayanmaktadır.

Kırım'da yediği darbe sonrası Rusya, Osmanlı Devletine karşı saldırgan tutumunu bir süre için tehir etmekle birlikte, bir taraftan çeşitli yardım dernekleri vasıtası ile Panslavist bir siyaset güderken diğer taraftan da Paris Antlaşma hükümlerini değiştirmek için fırsat kollamıştır. Müteakip zaman diliminde Rus teşvik, tahrik ve desteği ile Balkanlarda çeşitli isyan hareketleri görülmüştür. Bu tür hadiseler, Osmanlı Devletinin zamanında aldığı çeşitli idari ve askeri tedbirlerle bastırılmıştır. Ancak Rusların hasretle beklediği fırsat, Eylül 1870'de Fransa'nın Prusya'ya yenilmesi ile oluşuyordu. Birliğini sağlayan Almanya, Avrupa'daki tüm hesap ve kuvvet dengelerini değiştirmektedir. Rusya, Paris Antlaşmasını imzalayan devletlere 31 Ekim 1870'de gönderdiği nota ile, artık Kara Deniz'in tarafsızlık statüsü ile burada tersane ve donanma bulundurma yasağını kabul etmeyeceğini bildirmiştir.

Bunun üzerine imzalanan Londra Protokolü ile de, Rus talepleri kabul edilir (Yeni Türk Ansiklopedisi, Akabinde Rusya, Osmanlı tebaası Balkan haklarını silahlandırma ve kışkırtmayı daha da artırır. Bu durumda çeşitli Bulgar isyanları olmuşsa da, her seferinde Osmanlı ordusu duruma hakim olmuş ve isyanları kısa sürede bastırmıştır. Daha sonra Ruslar, Almanya ve Avusturya ile hazırladıkları Berlin Muhtırasını, Osmanlı devletine vermiştir. Ancak buna İngiltere'nin katılmaması ile de muhtıra geçersiz kamıştır. Arkasından Ruslar, Sırbistan ve Karadağ'ı Osmanlı devletine karşı savaşa sürmüş ve İngiliz kamuoyunu etkilemek içinde, "Türklerin Bulgarları katlettiği" şeklinde asılsız bir propaganda başlatmıştır.

Avrupa'nın desteğini temin eden Rusya, Sırbistan ve Karadağ'ın yenilmesi üzerine, Türkiye'ye bir ültimatom vererek askeri harekatı derhal durdurmasını istemiştir. Daha sonra İstanbul'da bir konferans (Tersane) toplanmış ve "Sırbistan ve Karadağ'a toprak, Bosna-Hersek ve Bulgaristan'a otonomi vermesi" Osmanlı Devletine iletilmiştir. Bu talebin Türklerce reddedilmesi üzerine Rusya, bir taraftan diplomasi ile diğer Avrupa devletlerinin muhtemel savaşta tarafsız olmalarını temine çalışırken diğer taraftan da büyük askeri hazırlıklara başlamıştır. Bu arada 30 Mart 1877'de imzalanan Londra Protokolü (Tersane kararlarını içeren), Osmanlı devletine iletilmiş ve reddedilmiştir. Bunun üzerine Rusya, Avrupa hukukunu koruma bahanesi ile 24 Nisan 1877'de Osmanlı devletine bir savaş başlatmıştır.

Böylece Türk tarihinde 93 Harbi olarak anılan Balkanlarda Tuna ve Kuzey Doğu Anadolu'da Kafkas cephelerinde cereyan eden büyük ve kanlı bir savaş yaşanmıştır. Savaşın başlaması ile Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya ve Avusturya tarafsızlık ilan ederken; Romanya, Sırbistan ve Karadağ ile Bulgar çeteleri Rusların safında savaşmışlardır. Gazi Osman Paşa ile Plevne'de ve Ahmet Muhtar Paşa ile de Doğu Anadolu'da bazı başarılar elde edilmişse de, bu savaş, Türk tarihinin en büyük felaketlerinden biri olmuştur. Türklerin bu savaşı kaybetmesi; mali güçlükler, iaşe ve cephane eksikliği, tecrübeli subayların yetersizliği, kumandanlar arası ihtilaflar ve harbin saraydan idare edilmesi gibi sebeplere dayanmaktadır.

Savaşın kaybedilmesinden sonra Türk ve Rus heyetleri arasında 3 Mart 1878'de Yeşilköy Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre; Doğu Anadolu ve Rumeli'de büyük Osmanlı toprak kaybının yanısıra Romanya, Sırbistan ve Karadağ'ın bağımsızlığı ve Tuna eyaletinde kurulacak geniş bir Bulgaristan Prensliği de kabul ediliyordu. Ancak büyük Avrupa devletleri, Yeşilköy Antlaşmasını kendi çıkarlarına uygun bulmayarak 18 Haziran 1878'de Berlin Kongresini tertiplemişlerdir.

Buna göre; Doğu Anadolu'daki bazı yerler Osmanlı'ya iade ediliyor (Beyazıt ve Eleşkirt), Romanya, Sırbistan ve Karadağ meselesi aynen kabul ediliyor, Büyük Bulgaristan küçültülerek Balkan Dağları kuzeyinde oluşuyor, Makedonya ve Balkan Dağları ile Ege Denizi arası topraklar Osmanlıya bırakılıyordu. Ayrıca Balkan Dağları güneyinde kısmi özerk statüde "Doğu Rumeli" adlı yeni bir eyalet kuruluyordu. Böylece 93 Osmanlı Rus savaşı ve sonucunda imzalanan Berlin Antlaşması ile, nüfusunun yarıdan fazlası Türk olan bir Bulgaristan devleti doğmuştur.

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.