Makale Dizini


Aesirler, yüzyıllar sonra Kimmer ve İskit akınları karşısında kuzeye göç ettiklerinde, arkalarında, Karadeniz' den dar bir boğazla ayrılan Azak (Azov) Denizi'ne verdikleri isimlerini bıraktılar...

İskandinavlar Troia'dan mı göç ettiler? İskandinav tarihinin eksiksiz bir değerlendirmesini yapmak epey zor. Çünkü yazılı kaynakların çok az bir kısmı, M.S. 600 yılından öncesine dayanıyor. Bu "görece eski" kaynakların önemli bir kısmı da Romalı tarihçi Tacitus (M.S. 55-117) ve Got krallarının resmi tarihçisi Jordanes'e (M.S. 500-551) ait. Dolayısıyla, bazı tarihsel sorular kolaylıkla cevaplandırılamıyor.

Karadeniz'in kuzeyine geldiklerinde Aesirler diye anılan kabileler konfederasyonunun, gerçekten Troia' dan göç edip etmediğini hiçbir zaman tam olarak bilemeyeceğiz. Bu iddiayı ortaya atanlardan biri, bizzat Halikarnasoslu tarihçi Heredotos olsa bile!

"Karadeniz'in kuzeyindeki uzak kolonilerde yaşayan halk, oraya Troia Savaşı'ndan sonra yağmalanan şehirden kaçanların soyundan geliyor." Asıl şaşırtıcı bilgiler, son 10 yılda arkeolojik kazılardan elde edildi. Ulaşılan son bulgular, M.Ö. 1150'lerde Karadeniz'in kuzeyinde kurulan Sicambria Krallığı'nın, Antik Grek kaynaklarındaki efsaneleri doğrularcasına, Trak ve Kimmer kültürlerinin güçlü bir karışımı olduğunu ortaya çıkarıyor.

Öyleyse, Karadeniz'in kuzeyinde büyük bir uygarlık kuran Traklar nereye gitti? Tarihi veriler, "kuzey-kuzeybatı" yönünü işaret ediyor. Doğudan gelen İskit ve Hun boylarının önüne kattığı Trak-Kimmer kabilelerinin büyük bir kısmı, Baltık ve Danimarka sahillerine, oradan da İskandinavya ve hatta İngiltere'ye uzandılar!

Kuzeye Gitmek

Aesirler, İskandinavya'daki yeni vatanlarına birbirini izleyen kafileler halinde göç etti. Baltık kıyılarına vardıklarında, Romalılar ile savaşan inatçı Germen kabileleri ile karşılaştılar. Bölgedeki Germen kabilelerin en inatçıları Gotlardı. Aesirler, büyük mücadeleler sonunda sadece Baltık kıyılarına değil, İskandinav Yarımadasındaki yerel kabilelere de üstünlük sağladılar.

Baltık bölgesine göç eden Aesirler (daha sonraları Svearlar, günümüzde ise İsveçliler), birçok klan ve kabileye sahipti. Bu kabilelerden en göze çarpanı Vanirlerdi. Vanirler, sonraki yüzyıllarda Daner, yani Danimarkalılar olarak bilinecekti.
Bununla beraber, Aesirler ile birlikte hareket eden kabilelerin en amansızı, adları "vahşi savaşçılar" anlamına gelen "Herüller"di. Romalıların "Harii" ve "Aeruli" dedikleri Herüller klanı, Aesirlerin yerel halkla mücadele ederek İskandinavya'ya yerleşmesini sağladı.

İşin ilginç yanı, safkan İskandinav ırkının arayışında olan "İsveç NeoNazileri"nin, bu efsanelere sıkı sıkıya sarılıyor olması! Köklerini Troia harabelerinde arayan kuzeyli Neo-Naziler, bu doğrultudaki her türlü bilgi kırıntısı hakkında, "Stoffilfront" gibi malum tartışma forumlarında sayfalar dolusu "beyin fırtınası" yapıyorlar!

Geçtiğimiz yıllarda, bir Anadolu Yörük köyündeki arkeolojik kazı alanında gündelikçi olarak çalışan yöre insanlarının DNA'ları alınmış ve o köyde yaşayan köylüler, 3000 yıl önce bu topraklarda yaşayanlar ile akraba çıkmıştı... İster misiniz şimdi de İsveçli Neo-Naziler Trakyalıları "öz be öz kızanları" ilan etsin?

"İsveçli kızanlar" hayal ürünü mü?

Efsanelerin büyük çoğunluğu hakkındaki bilgiyi, eski İskandinav mitlerini tercüme eden, İzlandalı tarihçi Snorri Studuson'un (M.S. 1179-1241) "Prose Edda"sı sağlıyor. Prose Edda, İskandinavya'nın efsane ve mitolojik olaylarına ilişkin akılcı bir açıklama getiren ilk eser. Maalesef, birçok tarihçi, konuyla ilgili materyallere kayıtsız kalıyor.

Snorri Studuson, Aesiderin Küçük Asya'dan geldiklerini yazmış ve Troia'nın düşüşü ile İskandinav mitolojisindeki tanrılar ve insanlar arasında geçen büyük savaş olan Ragnarök'ü karşılaştırmış. Troia'nın hikayesi, antik çağlardan beri birçok kültür tarafından bilinmekteydi. Sturluson'un yaptığı şey, kuzey mitolojisindeki tanrılar ile Troia Savaşı'nın kahramanlarını karşılaştırmaktı.

Tıpkı ünlü çizer Robert E. Howard'ın "Kimmeryalı Conan" ile yaptığı gibi... Tek bir farkla. 3000 yıl önce Trakya'dan göç eden "İsveçli kızanlar" bir hayal ürünü değil!
Trakça'dan İskandinavya'ya uzanan bazı kelimeler
  • Beras (Kahverengi): Beras (Lituanca), Bers (Letonca), Bero (Eski Yukarı Almanca)
  • Berga (Tepe): Berg (Eski İzlanda dili), Brega (Eski Bulgar dili)
  • Berza (Huş ağacı): Berzas (Lituanca), Berzs (eski Prusya dili)
  • Dinga (Verimli toprak):Oinga (Letonca), Dyngia (Eski İzlanda dili)
  • Sautis (Uykucu):Sautis (Letonca)
  • Skarke (Günfüş para): Skark (Eski Norse dili)
  • Suras (Tuzlu): Suras (Litııanca),Surs (Letonca)
  • Upa (ırmak): Upe (Lituanca), Upe (Letonca)
  • Zilma (Yeşilik): Zemle (Letonca çimen anlamında)

Kaynaklar
Christopher Webber & Angus McBride, The Thracians, Londra 2001 V. Neroznak, Paleo-Balkan Languages, Moskova 1978
Ivan Duridanov, Ezikyt na trakite, Sofya 1976
Rasmus Rask, Undersogelse om del gamle Nordiske Kopenhag 1818
(Focus-Mart 2005)

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.