Makale Dizini


Frig tipi kaskBazı bilim adamları ise "Ege Göçleri" olarak da bilinen bu kavimler hareketinin kökenlerini, o çağlarda tarih öncesi dönemlerini yaşayan Orta Avrupa'da ararlar. Bu görüşe göre, II. bin yılda Trakların işgali altında bulunan Balkan Yarımadası'nın güneybatı bölgelerine Illyrialılar'ın girmesi üzerine yerlerinden oynatılan bazı Trak kabileleri, en çok Frigler ya da Brigler Boğazlar üzerinden Anadolu'ya geçerek önce Troia'yı yıkmışlar ve .Anadolu'nun batısında ve kuzeyinde oturan bazı savaşçı kavimlerin bunlara katılmasıyla Hitit Devletine saldırıp, ortadan kaldırmışlar ve yollarına devam ederek Suriye ve Filistin üzerinden Mısır kapılarına dayanmışlardır.

Mısır kayıtlarında yer alan Deniz Halkları arasında adlan geçmeyen, ancak bu kavimler içinde yer almış olabilecekleri iddia edilen Güneydoğu Avrupa boylarından Frigler ya da Brigler, ve Muşkiler de konumuzla yakından ilgilidirler. Bunun nedeni, Hitit kayıtlarında adı geçen kentlerden Taruişa ya da Wilusa olması muhtemel Troia'nın Deniz Halkları Göçü olayındaki rolünden kaynaklanmaktadır. Bazı bilim adamları Deniz Halkları Göçü'nü neredeyse Troia'nın yıkımıyla başlatır ya da Troia'yı askeri bir üs olarak görür ve her şeyin başı ve sonu gibi gösterirken, diğer bazıları ise bu olayda Troia'dan hiç bahsetmezler. Troia söz konusu olduğunda pek çok soru akla gelmektedir. Troia VI, VII d, b l ve b2'yi kim tahrip etmiştir. Troia'yı tahrip edenler Myken Akhaları mı, Trak kavimlerinden Frigler ya da Brigler mi, yoksa adını bilemediğimiz başka Güneydoğu Avrupa boyları mıdırlar? Deniz Halkları arasında Myken Akhaları'da var mıdır? Troia Savaşları Troia'daki hangi yerleşim katında gerçekleşmiştir ya da böyle bir olayın gerçeklik payı nedir? Eğer bu savaş yapıldıysa Ege Göçlerinden önce mi, sonra mı olmuştur, tarihsel olarak hangi sürece karşılık gelir? Troia'yı yıkanlarla Hitit'i yıkanlar aynı hareketin içindeki kavimler olabilir mi? Troia'yı Frigler yıktıysa, bunların Brigler, ya da Muşkiler ile olan bağlantıları nedir? Göçlerin gerçekleştiği çağda ve daha öncesinde Anadolu'nun süper gücü Hitit ile Troia kentinin ilişkisi neydi? Kuşkusuz tüm bu sorulara yanıt verebilmek ve farklı görüşleri ortaya koymak şimdiki çalışmamızdan bağımsız ayrı bir incelemeyi gerektireceği için burada yalnızca Troia'yı ve belki de Hitit İmparatorluğunu yıkan kavimlerin kimlikleri üzerinde durulacaktır.

Batı Anadolu'da, Homeros'un İlyada ve Odysseia destanlarında anlattığı Priamos'un ünlü şehrinin bulunduğu Troia VI, Blegen'e göre MÖ 1275 yılında bir depremle yıkılır. Bu yerleşmeyi izleyen VII a ise Myken Akha'lan tarafından MÖ 1240 yılında yerle bir edilmiştir. Bu görüşe katılmayan Akurgal'a göre Akha'ların Troia'yı ele geçirerek orada yerleştiklerini belgeleyebilecek arkeolojik kalıntılardan yoksunuz. Ona göre Troia VII a'nın tahribi Ege Göçü sırasında Güneydoğu Avrupa'dan gelen ilkel Balkan kavimlerine bağlanmalıdır. Akurgal, bu kavimlerin Blegen'in önerdiği gibi MÖ 1240'da değil, tarihsel duruma uygun olarak 1200 dolaylarında Troia VII a'yı, sonra MÖ 1200 - 1800 arasındaki bir zaman içinde de Hattuşa'yı yıkarak 1170 - 1160 tarihlerinde Asur sınırlarına değin uzandıklarını iddia eder. Troia VII a'nın yıkılmasından sonra kurulan VII b l ve VII b2 yapı katlarında Güneydoğu Avrupa kökenli "Buckelkeramik"in bulunması, hem Troia VII a'nın Akha'lar eli ile değil, Ege Göçü sırasında Balkanlar'dan gelen ilkel kavimler tarafından yıkılmış olduğunu, hem de yeni halklarla meydana gelen bu kültürel değişimin, Frig ve Mysia'hların geçiş yollarıyla bağlantılı olarak gerçekleştiğini göstermiştir. Gordion'un en erken katlarında da bu türden seramiğin aniden ortaya çıkması, bunların Troia mallarıyla benzerliklerinin kabul edilmesi, buraya göçlerden sonra ilk yerleşenlerin Frig'ler olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Güneydoğu Avrupa kavimlerinin Marmara'nın güney yöresine olan göçleri "Troia Savaşlarından", yani Troia VII a kentinin yıkılmasından sonra yoğunluk kazanmıştır. MÖ 1200'lü yıllarda kalenin yıkılmasının ardından Akurgal'a göre yüzyıllardan beri Kuzeybatı .Anadolu'ya göz dikmiş bulunan Güneydoğu Avrupa kavimlerinden Muşki'ler, Brig'ler yani Frig'leri Mysi ve Mygdon gibi kavimler büyük dalgalar halinde Anadolu'ya akın etmeye başlamışlardır. Yukarıda sözünü ettiğimiz önemli arkeolojik verilerden anlaşılabildiği kadarıyla Frigler bir süre Batı Anadolu'da kalmış ve göçebe yaşamlarına devam etmiş olmalıdırlar. İlyada'ya göre Frig'ler ve Thrak'lar Sakarya bölgesinde oturuyorlardı. Strabon ise Troia'nın ele geçirilmesinden sonra Troas yöresinin Frig'lerin kontrolü altına geçtiğini söylemektedir. Bazı isim benzerliklerinden yola çıkılarak, Frig'ler gibi "Mysia'lı" diyebileceğimiz daha başka Balkan boylarının da Kuzeybatı Anadolu'da kaldıkları düşünülmektedir, Troas ve Mysia yörelerine yerleşmiş bu boylar, sonradan MÖ 11. yy sonunda bu bölgeye gelen Aiol'lerin baskısı altında Anadolu içlerine ilerlemek zorunda kalmışlardır.

Anadolu'da batıdan güneybatıya kadar akınlar yapan bu göçmenler ve bunların arasında Muşki'ler, Frig'ler ya da Brig'ler Anadolu Yarımadası içinde bir yerden ötekine göç ederken yerli Anadolu halklarını Toroslar'ın gerisine sürmüşlerdir. Beycesultan'da yaklaşık MÖ 1 000 dolaylarındaki yangının bu yayılım ile ilgili olduğu sanılmaktadır.

Sonuçta bu saldırgan ve göçebe halklar, Orta Anadolu'daki Hitit merkezlerine yerleşerek Frig Devleti'nin temellerini attılar. Ayrıca bölgeye yeni gelen halkların yanında, Kuzeybatı Anadolu'da Hitit'lerin devamı kabul edilen, ancak arkeolojik olarak ilişkileri somut olarak kavranamayan "Keteioi" adındaki topluluğun varlığı, Güneydoğu Anadolu'da olduğu gibi, bu bölgede de II. bin yıl halklarının yaşamlarına devam ettiklerini göstermektedir.

Bazı bilim adamlarınca Troia'nın düşmesinin ve Kaşgalar'la birleşerek Hitit Imparatorluğu'nun yıkılmasının nedeni olarak gösterilen Frig'lerin, Brig'ler ve Muşki'lerle aynı ya da aynı soydan gelme halklar olup olmadıkları da tartışmalıdır. Kimi bilim adamlarına göre Frig'ler ile 'Brig'ler ve Muşki'ler aynı soydan gelirler ve hepsi de Güneydoğu Avrupa kavimlerindendir. Sevin gibi diğer bazılarına göre ise Muşki'lerle Frig'ler farklı kavimlerdir ve Muşki'ler Anadolu içlerine Kafkaslar yoluyla girmişler ve Güneydoğu Anadolu'ya yerleşmişlerdir.

Ege Halklarının ülkelerinden çıkarak hem karadan hem de deniz yoluyla doğuya daha doğru bir deyişle güneydoğuya doğru göç hareketlerini irdelersek, bu göçün nedeni olarak daha çok Yunanistan'daki Myken kültür bölgesinde iklim değişikliği sonucu oluşan ekonomik zorlukları gösterebiliriz. Ancak Zangger ise halk hareketlenmelerine neden olan olayları deprem ya da iklim değişikliğine bağlayarak çözmeye çalışanlara karşı çıkarak, böylesine geniş bir coğrafi alanda depremler ya da iklim değişikliklerine dair araziden elde edebilecekleri hiçbir kanıtın olmadığım ileri sürmüştür. Bununla birlikte, 1200'lü yılların başında, Troia çağdaşı bir Myken yerleşimi Tiryns'in bir deprem ve sel baskını sonucu çamur yığını altında kaldığını yine Zangger kendisi ortaya atmış ve destanlardaki Priamos'un Troia'sı Troia VI'nın da kazıcısının ifadesine göre depremle yıkıldığı saptanmıştır.

Bölgesel bazlı yeni arkeolojik araştırmalar ve maddi kültür analizleri ile, bulunan yazılı belgeler ışığında yeni açıklamalar ve varsayımlar da ortaya çıkmıştır. Bunlara göre Geç Tunç Çağ'da MÖ 13. yy ve 12.yy'daki güçlü politik ve devlet yapılarının yıkılmasına neden olan olaylar içsel ve dışsal gelişmelerin bir sonucudur. Yukarıda anlatılan deniz kavimlerinin saldırıları, iç karışıklıklar içinde olan ülkelerin yıkımını hızlandırmıştır. Deprem, iklim değişikliği sonucu ortaya çıkan açlık gibi daha çok bölgesel doğal katastrofları içeren bir çok varsayımın yanında, iç huzursuzluk ve bölgesel savaşlar ve silah sanayinde ve savaş tekniklerinde meydana gelen gelişmeler gibi toplumsal nedenler de bu yıkımı hazırlamış görünmektedir. Görünüşe göre bu "Kriz Çağı" uzun bir süreç içindeki gelişmeler sonucunda ortaya çıkmış ve uluslararası ilişkiler yıkıma uğramıştır. Hatti (Hitit), Qadi (Kizzuwatna), Kargamış, Arzawa ve Ajashiya gibi Geç Tunç Çağdaki Anadolu, Kuzey Suriye ve Doğu Akdeniz bölgesindeki devletlerde yıkım izleri deniz kavimleri ile bağdaştırılmıştır. Bunu takip eden dönemdeki olaylar ise daha çok değişen politik, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin bir sonucudur. Yaklaşık 200 yıllık ve "Karanlık Çağ" olarak adlandırılan bu zaman dilimi içindeki gelişmeleri bütün bölgeleri kapsayacak şekilde aktarmak pek mümkün görünmemektedir. Bu nedenle bu olayların bölgesel bazda incelenmesi daha gerçekçi sonuçlar verecektir.
Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.