İskeçe (Xanthi), Yunanistan'ın kuzeyinde, Batı Trakya'da, aynı adı taşıyan ilin merkezi olan kenttir.

Buraya "binbir rengin şehri" de deniliyor. Düzlük bir alanda kurulan şehir, eski ve yeni şehir olarak iki kısımdan oluşuyor. Eski İskeçe dağın yamacında kurulmuş dar sokaklardaki Türk evlerinden oluşuyor. Her mahallede bir cami var. Şehir merkezinde ise 5-6 civarında cami bulunduğu söyleniyor.

Kavala-İskeçe arasındaki karayolu uzaklığı 55 km.dir. Yol boyunca kendinizi Anadolu'nun bir bölgesinde ilerliyormuş gibi hissedebilirsiniz. İskeçe şehrinin arka kısmındaki dağ üzerinde ilerleyen küçük yoldan gidildiğinde birçok spor yapan insan ve kiliseler görebiliyorsunuz.

İskeçe ismi "Eskice" sözcüğünden gelmektedir. Osmanlılar döneminde burada iki tane yerleşim yeri varmış. Bunlar Eskice ve Yenice olarak isimlendiriliyormuş. Yine aynı dönemde Yenice denilen merkez büyük bir yangın sonucu yok olunca, buradaki insanlar bugünkü İskeçe merkeze taşınmışlardır. Bu yangın felaketine uğrayan Yenice günümüzde bir köy olarak bulunmaktadır. Evlerinde ise mutlaka balkon bulunmaktadır. Şehirde balkonsuz ev bulunmuyor. Özellikle bahar ve yaz aylarında balkonlarından çiçekler sarkmaktadır.

Yunanistan ülkesinde Gümülcine ve Dedeağaç ile birlikte Türklerin en çok barındığı şehirlerden biridir. Ancak Lozan Barış Anlaşması ardından buradaki Türk nüfusun büyük bölümü mübadeleye tabi tutulmuştur.

Günümüzde İskeçe şehrinde her yıl Şubat ve Mart aylarında Karnaval düzenleniyor. Karnaval muhteşem güzel, buraya karnaval zamanı gitmenizi öneriyoruz. Ayrıca Eylül ayında "Kasaba Festivali" düzenleniyor. Ayrıca her cumartesi günü düzenlenen kent pazarı da çevreden gelenlerin ilgisini çekiyor.

2011 yılı yerel yönetim reformunda Yeniköy (Stavroupoli) belediyesi İskeçe belediyesine bağlanmıştır. Şehrin 2011 nüfusu 48.879'dur.

Osmanlı Dönemi 

İskeçe'de, 20. yüzyılın başından kalma Osmanlı mimarisine sahip yapılar İskeçe bölgesi ile ilgili ilk tarihi kayıtlar MÖ 879 yılına dayanır. Küçük bir yerleşim birimi olarak başlayıp, Trakya tarihinin, (iç) savaşlar, yıkımlar gibi, tüm evrelerinde yer aldı. Her ne kadar Osmanlı İmparatorluğu 1363 yılında Edirne'nin fethi ile Balkanlar'a yerleşmiş olsa da, İskeçe'nin yanı sıra bugünkü Kavala, Drama ve Serez bölgelerinin Osmanlı hâkimiyeti altına girmesi ancak 26 Eylül 1371 tarihindeki Çirmen zaferi ile gerçekleşmiştir.

Yerel Türk nüfusunu güçlendirmek amacıyla Anadolu ve özellikle Konya bölgesinden İskeçe ve civar illere halk yerleştirilmiştir. Osmanlı'nın genişleme döneminde, İskeçe, orduların çıkış noktalarından biri iken, Osmanlı'nın Balkanlar'daki hâkimiyeti azalma sürecine girdikten sonra, İmparatorluğun Balkanlar'da tutunmasında belirleyici rol oynamıştır.

1715 yılına gelindiğinde İskeçe tütünü ile tanınmış ve bu ürünü sayesinde bölgenin refah düzeyi artmıştır. Mart ve Nisan 1829'da gerçekleşen iki şiddetli deprem ile şehir büyük bir yıkıma uğramış, ancak bu olay yeniden yapılanmasında büyük öneme sahip olmuştur.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ile Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar'daki sınırlarının bu bölgeye gerilemesi ile birlikte, bölgeye olan Rus ve Bulgar saldırıları artmıştı. Osmanlı İmparatorluğu'nun yardımından yoksun olarak, İskeçe halkının da katıldığı Batı Trakya Türklerinin silahlı mücadelesi ile, Osmanlı için son derece olumsuz şartlar içeren Ayastefanos Antlaşmasının daha sonra Berlin Antlaşmasına dönüşmesinde katkıları olmuştur.

İskeçe Balkan Savaşları esnasında, sırası ile Bulgaristan, Yunanistan ve yine Bulgaristan tarafından işgal edildi. Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun Edirne'yi yeniden ele geçirdiği dönemde yöre halkının mücadelesi ve Osmanlı tarafından yapılan yardımlar sayesinde İskeçe ve Gümülcine'deki Bulgar hâkimiyeti kaldırıldı. Ancak, ardından kurulan ve İskeçe'yi de kapsayan Garbi Trakya Hükümeti'nin, 1 Eylül 1913 tarihinde bağımsızlığını ilan etmesi, Osmanlı, Rusya İmparatorluğu ve Bulgaristan tarafından hoş karşılanmayınca, bölgede etkinlik gösteren Osmanlı subayları geri çağırıldı ve İstanbul Antlaşması ile İskeçe dâhil, Batı Trakya bölgesi Bulgaristan'a bırakıldı.

Yunanistan Dönemi

I. Dünya Savaşı

I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi ile İskeçe, Bulgaristan ve Yunanistan arasındaki cephenin ortasında kaldı. Osmanlı'nın savaşa katılması ve Bulgaristan'ın hâkimiyetinin azalması ile birlikte bölgeyi Yunanistan'a bağlamayı amaçlayan, Yunanistan ve Fransa denetimli kuruluşlar etkinlik göstermeye başladılar. Yunanistan'ın diplomatik girişimler ile bağımsızlık çabalarını bastırdığı bölgede, İskeçe'nin de dâhil olduğu Batı Trakya'nın akıbetinin halkoyu ile belirlenmesine karar verildi. Mayıs 1920'de gerçekleşen halkoyu ile, Türk nüfusu ezici çoğunluğu elinde bulundurmasına rağmen, sonuç bölgenin Yunanistan'a bağlanması yönünde oldu.

Millî Mücadele döneminin sona ermesi ve Lozan Anlaşması'nın imzalanması ile İskeçe Türk halkı nüfus mübadelesinden muaf tutuldu.

II. Dünya Savaşı

İskeçe bir kez daha II. Dünya Savaşı'nda Bulgaristan tarafından işgal edildi. Bunu takip eden Yunan İç Savaşı boyunca da İskeçe halkı yerel mücadelelerde yer almaya devam etti.

Yakın Dönem 

Günümüzde ise, İskeçe'de Batı Trakya Türkleri'nin azınlık sorunları ve insan haklarının Yunanistan tarafından ihlallerine karşı siyasi mücadele sürmektedir.

Eğlence

Şehirde çok sayıda restoran, taverna ve bar bulunuyor. Barlar sokağına gidebilirsiniz ve hatta meraklısı için şehirde bir de "Casino" var. Ama tavernalarda genellikle garsonlar pek hareketli değildir.

Ne Yenir?

İskeçe bölgesinde geleneksel lezzetlerden tatmak isterseniz size önerebileceğimiz restoran "Peramsa"dır. İskeçe tatlıları ve kuruyemişleriyle öne çıkan bir yer. Özellikle şehir meydanında tatlıcı dükkanları var. Burada Yunan peynirleri de çok ünlü. 

Ne Satın Alınır?

Buradan mutlaka kurabiye satın almalısınız. Yukarıda sözü edildiği gibi şehir meydanındaki tatlıcılara mutlaka uğramalısınız. Kurabiye ise bademli un kurabiyesi denilebilecek türdendir.

Ama unutmayın ki bir pazar günü buraya gittiyseniz her yerin kapalı olduğunu göreceksiniz. Hafta içi günlerinde ise dükkanlar saat: 09.00 ile öğleden sonra 2 arasında açık kalıyor. Yani saat 14.00'den sonra siesta yapmaya gidiyorlar ve dükkanların hepsi kapanıyor. Yunan ekonomisinin krize girmesine şaşmamak gerek.

Gezilecek Yerler

Şehrin tam ortasında geniş bir meydan var. Bu meydanda ise güzel bir saat kulesi görülüyor. Meydanda ayrıca çok sayıda kafeterya ve restoran bulunuyor. Pazar günleri dışında bu meydan oldukça hareketli.

Meydanın hemen kuzey tarafında büyük bir kilise var.

Çarşıdaki sokaklar dar. Bu dar sokaklarda eski evlerin arasında gezinebilirsiniz. Bu eski evlerin hepsinin cumbalı balkonları var. 

İskeçe Meydanı

Dar sokaklardan geçerek İskeçe meydanına ulaşın ve burayı gezin. Burası şehrin tam ortasında genişçe bir meydandır. Bu meydanı süsleyen görkemli bir saat kulesi var. Meydanda çok miktarda kafetarya ve restoran bulunuyor. Meydandaki mekanlardan birinde oturup Türk kahvesi içmelisiniz ki Yunanlılar buna Yunan kahvesi diyorlar.

Meydanın hemen batı yönünde bir kilise var.

Saat Kulesi

Şehirde Osmanlı döneminden kalma yapıdır. Aslında şehirde Osmanlı döneminden kalma iki tane saat kulesi bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Pazar Yeri Camisinin yanındaki saat kulesidir ki bu kule 1943 yılında Bulgarlar tarafından yıkılmıştır. Günümüzde bu kulenin yalnızca resimleri görülmektedir. Diğer saat kulesi ise şehir meydanındadır ve günümüzde ayaktadır. Bu saat kulesi 1870 yılında İskeçe'nin önde gelen ailelerinden Hacı Emin Ağa tarafından yaptırılmıştır.

İskeçe Belediyesi 1972 yılında Şehir Meydanındaki bu saat kulesini Türk-Osmanlı kültür mirası olması nedeniyle yıkmaya kalkmış ancak halkın tepkileri sonucu yıkılma engellenmiştir. Ancak kule yıkılamamış olmasına rağmen kitabeleri yok edilmiştir.

Tanınmış İskeçeliler

  • Demokritos
  • Manos
  • Hacıdakis
  • Mehmet Emin Aga (Müftü)
  • Protagoras
  • Şerif Gören
  • Necla Nazır (Sanatçı)

Oğlanlı (Ruen), Bulgaristan'ın Burgaz iline bağlı, 2005 nüfusu 2.500 olan, etnik yapısı Türk ağırlıklı bir köydür. İlin iç kuzey kısmındadır. Küçük bir yerleşim merkezi olmakla birlikte aynı adı taşıyan ilçenin merkezidir. Oğlanlı ilçesi toplamda 39 köy ile nüfusu 35.500 kişidir.

Köyleri

Bilka Vishna Vresovo Podgorets
Dobra Polyana Dobromir Dropla Daskotna
Dyulya Zaimchevo Zaychar Zvezda
Kamenyak Karavelyovo Listets Lyulyakovo
Pripek Mrezhichko Preobrazhentsi Planinitsa
Prosenik Razboyna Rechitsa Rozhden
Rudina Rupcha Razhitsa Skalak
Snezha Snyagovo Sokolets Sredna Mahala
Struya Topchiysko Tranak Sini Rid
Cheresha Shivarovo Yabalchevo Yasenovo

Burgaz (Burgas) Filibe (Plovdiv) Yanbolu (Yambol) Eski Zağra (Stara Zagora) Sliven Hasköy (Haskovo) Kırcaali (Kardzhali) Paşmaklı (Smolyan) Pazarcık (Pazardjik)


Burgaz
(Burgas)
Hasköy
(Haskovo)
Kırcaali
(Kardzhali)
Eski Zağra
(Stara Zagora)
Yanbolu
(Yambol)
Sliven Filibe
(Plovdiv)
Pazarcık
(Pazardjik)
Paşmaklı
(Smolyan)
Aydos Kayacık Eğridere Kazanlık Tundja Kotel Asenovgrad Panagyurişçe Darıdere
Sredets Harmanlı Cebel Çırpan Straldja Tvırditsa Karlıova Strelça Dospat
Kayalı Ortaköy Koşukavak Pavel Banya Elhovo Yeni Zağra Sopot Lesichovo Karabulak
Karnabat Eller Mestanlı Mıglij Paşaköy   Hisar Eylül Dövlen
Tırnovacık Mustafapaşa Karagözler Gürkovo     Kalyonköy Belovo Çepeleri
Oğlanlı Meriçler Kirkova Nikolaevo     Brezovo Yeşilayvaz Banite
Primorsko Seymen   Bratya Daskalovi     Siedinenie Rakitovo Madan
Sungurlare Yatakçık   Opan     Maritsa Peşçera Palas
Pomorie Habibçeova   Radnevo     Rakovski Bratsigovo Uzundere
Nesebır Kavaklı   Gilibovo     Stamboliyski Batak  
Süzebolu           Kriçim    
Tsarevo           Peruşçitsa    
            Rodop    
            Kuklen    
            Pirvomay    
            Lıki    

Burgas şehrinden güney yönde 75 km mesafede, Tsarevo şehrinin 60 km güneybatısında, Sofia şehrinden güneydoğu yönde 470 km mesafede, Türkiye Cumhuriyeti sınırımızdan 9 km mesafede bulunur. Bölgede faal olan tek Sınır Kontrol Noktası burada bulunur. Avrupa ülkelerini Yakın Doğu ülkelerine bağlayan uluslararası yol buradan geçer. 

Denizüstü yüksekliği 344 m.

Malko Tırnovo’ya giden ana yollar şunlardır: Ana yol: Burgas – “Poda” kavşağı – Marinka köyü – Kruşevets köyü – “Bosna” yöresi – Zvezdets köyü – Malko Tırnovo

Burgas - Tsarevo – Bılgari köyü – Gramatikovo köyü – Malko Tırnovo

Harmanli – Topolovgrad – Elhovo – Bolyarovo – Tagarevsko Harçe – Varovnik köyü – Bosna yöresi – Zvezdets köyü – Malko Tırnovo

Toplu taşıma araçlarıyla ulaşımı, Burgas ve Malko Tırnovo şehirlerindeki toplu taşıma şirketleri tarafından sağlanmaktadır. Malko Tırnovo ve Tsarevo şehirleri arasında toplu taşıma yoktur. Türkiye kısmında en yakın bulunan şehir 45 km mesafede olan Kırklareli'dir.

Şehir bir koyak ortasına yerleşmiştir.

TARİHÇESİ

Malko Tırnovo ve çevre bölge halkı proto bulgarların varisleridir. Yakın zamana kadar küçük köylerde ve bugünkü Malko Tırnovo’nun çevresinde kulübelerde yaşamışlardır. Mevcut belge ve bilimsel araştırmalar bunu doğrulamaktadır. Bölgedeki yörelerin toponimik isimleri, halen korunan kilise kayıtlarında yer alan tipik Bulgar vaftiz isimleri de bunu işaret etmektedir.

Bazılarına göre şehrin adı, bu yörede çok fazla dikenli bitkilerin olması ile açıklanır (“trın” Bulgarca’da “diken” anlamına gelir). Önce Trınovo diye bilinen şehir ismi daha sonra Tırnovo olarak değişmiştir ve eski Bulgar başkentinden ayırtedebilmek için “Malko” (anlamı - Küçük) eklenmiştir.

Şehrin antik çağda (M.Ö. IV-III. Yüzyıl) da varolmasına rağmen eski ismi muhafaza edilmemiştir. Eskiden, Trak krallarının son başkenti olan Bizye (bugünkü Kırklareli ilçesi Vize) sınırlarına dahil olan bir metalurjk merkez vardır.

330. yılında İmparator Konstantin’in imparatorluğun başkentini Roma’dan Konstantinopolis’e değiştirmesi, kültürel ve ekonomik açıdan büyük bir dönüm noktası olmuştur. Böylelikle Istranca, periferik bir dağ zinciri olmaktan çıkmış, yeni tarımsal, ekonomik ve kültür merkezine çok yakın bir konumda olma imkanı kazanmıştır. En yakın ve büyük cevher çıkarma merkezi olarak Istranca dağı, yeni başkentin metal ihtiyaçlarını karşılama görevini üstlenir. Malko Tarnovo Belediyesi kapsamında yaklaşık 70 cevher ocağı, şehrin etrafında ise dört adet eritme fırını bulunmuştur.

Şehrin bölgesinde, Trak ve Roma dönemlerinde şehrin önemini gösteren birçok anıt bulunmuştur – megalitler, höyük şekilli nekropoller, antik binalar, kale v.s. Mişkova Niva yöresinde bulunan dört kenarlı mermer sunakta bu bölgede yapılan eski cevher faaliyetlerinden bahsedilmektedir. Bu anıt ve daha birçok iz, Istranca’nın metalurji endustrisi merkezinin Malko Tırnovo çevresinde bulunduğunu işaret etmektedir.

Bugünkü haliyle Malko Tırnovo 1628 yılında kurulmuştur. İlk iki asırda hayvancılık büyük bir gelişim göstermiştir. XX. yüzyılın başlarına kadar yöre halkının ana geçim kaynağı hayvancılıktır.

Malko Tırnovo halkı iki büyük göç dönemi yaşamıştır. Birincisi Kırcalı işgallerinden kaynaklanmıştır. İkinci göç dönemi 1829 yılında Rus-Türk savaşından sonra gerçekleşmiştir. En büyük göç dönemi 1878 yılında bağımsızlık sonrasında gerçekleşmiştir, çünkü şehir Osmanlı İmparatorluğu sınırları kapsamında kalmıştır. Göç süreci çok büyüktür ve Kırklareli ve Malko Tırnovo bölgelerinin nüfusu ta 1900 yılında savaş öncesi nüfüsuna ulaşır.

Şehrin yeni tarihinde en önemli olay, şehrin eğitim ve devrim mücadelesinin merkezi haline dönüşmesidir. 19. yüzyılın başında Malko Tırnovo’da kilise okulu, XIX. yüzyılın 40'lı yıllarında laik okul, bundan otuz yıl sonra ise kız okulu açılmıştır. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Malko Tırnovo, yaklaşık 8000 Bulgar nüfusu olan güzel ve zengin bir şehirdir. 1902 yılında şehirde tiyatro salonu açılmıştır. Rus-Türk savaşından sonra imzalanan Berlin Sözleşmesi ile Malko Tırnovo Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında kalmıştır. Malko Tırnovo Kaymakamlığının tamamı 1903 yılında Preobrazeni Ayaklanmasına aktif bir şekilde katılmıştır. Kaymakamlığın Devrimci Komitesi burada faaliyet görmüştür ve Gotse Delçev, Mihail Gerdjikov ve Georgi Kondolov burada konaklanmıştır. Stamat İkonomov, Diko Djelebov, Voyno Royanov, Lefter Meçev gibi birçok devrimci bu şehirden çıkmıştır. Petrova Niva’da düzenlenen kongrede Malko Tırnovo muntazam bir şekilde temsil edilmiştir.

1903 yılında İlinden-Perobrazeni Ayaklanmasını bastırma sürecinde Malko Tırnovo oldukça hasar görmüştür. 1200 ev bulunan köyde evlerin çoğunluğu yağmalanmaıştır, 5000 den fazla kişi kaçmak zorunda bırakılmış ve birçok kişi öldürülmüştür.

Balkan ve Müttefiklerarası Savaşlarından sonra, 25 Ekim 1913 yılında Malko Tırnovo kesin olarak Bulgaristan sınırlarına dahil edilmiştir.

YERİN TANITIMI

Bulgaristan kısmında kalan Istranca’nın kalbinde bulunan tek şehir küçük, fakat çok sevimlidir. Yüksek ormanlık tepelerle çevrili, Rezovska ve Meça Nehirleri arasında karstik bir vadide bulunmaktadır.

01.02.2011 verilerine göre şehrin nüfusu 2447 kişidir ancak şehirde büyük bir Lise vardır ve bölgenin tüm öğrencileri burada okumaktadır. Şifalı kaynak ve ayazmalar, tarihi ve kültürel mirası temsil eden anıtlar şehre eşsiz bir hava katmaktadır ve ülke genelinden ve yurtdışından birçok turisti buraya toplamaktadır. Benzersiz doğaya olan yakınlığı, huzuru, etrafındaki anıtların ve gezi rotalarının çokluğu, Malko Tırnovo şehrini dinlenmek için ideal bir yere dönüştürmektedir. Buranın iklimi akciğer hastalıklarının tedavisinde oldukça faydalıdır ve bu nedenle bu tür sağlık sorunları olan kişiler ve özllikle çocuklar tarafından ziyaret edilmektedir.

Günümüzde şehir Brışlyan, Stoilovo, Slivarovo, Gramatikovo köylerine çıkış sağlamaktadır ve aynı zamanda komşu ülke Türkiye’de bulunan objelere çıkış yolu sağlamaktadır - il merkezi Kırklareli; Istranca’da tek olan eski çağ amfitiyatro (M.S. II. yüzyıl) ve eski çağ kalesi kalıntılarını içeren, eski Trak hanedanı Bizye’nin merkezi - Vize şehri, “Aya Sofya” Kilisesi (VI. Yüzyıl), Dupnitsa Mağarası; Eski çağ Salmydessos ve Ortaçağ Midye – Kıyıköy, kaya manastır “St. Nikola” (VI. Yüzyıl), Edirne ve İstanbul.

Malko Tırnovo çevresi, dinlenmek için çok uygun ilginç yerler sunmaktadır – çok sayıda kaynaklarıyla ormanlık alanlar, küçük kiliseler, 60 ın üzerinde asırlık ağaçlar. Şehrin 5 km güneybatısında Istranca’nın en yüksek tepesi bulunmaktadır – Golyamo Gradişte Tepesi (710 m). Bu tepeden Istranca dağlarına geniş bir manzaraya açılır, hatta açık havada Karadeniz görülür.

Burada ulunan birçok arkeolojik detay, heykel ve bulgular, zengin bir eski çağ köyünün varlığını işaret etmektedir. Bu eski köyün yol ayrımında bulunması, geniş demir cevheri madeni, yoğun meşe ormanları ve zengin mermer ve granit ocaklarına sahip olması, geçmişte iyi ekonomik durumunu sağlayan unsurlardır. Andrianopol, Bizye, Apollonia, Deultum, Marcianopolis ile bağlantısını sağlayan yollar vardır.

Malko Tırnovo çevresinde ziyarete açık kiliseler „St. Bogoroditsa (Meryem Ana)” (şehrin 3 km güneybatısında, Peykovo yöresinde bulunur) ve “Bojeyme” (şehrin 3 km güneydoğusunda, Tsırnogorovo yöresinde bulunur) kiliseleridir. Orada eski zamanlarda ayazmalı küçük manastır varmış. XIX. yüzyılın başında burada büyük panayır düzenlenirmiş ve komşu köylerden insanlar da katılırmış. Günümüzde bu küçük kilise yeniden yapılmıştır ve Vaznesenie Gospodne (Spasovden – Spas isim günü) bayramında ziyaret edilmektedir.

1862 yılında yapılmış olan Büyük Vris (kaynak) şehrin sembolüdür. Üstü kapanmadan önce, yağmur duaları edildiği ayazma olarak kullanılırmış.

Ziyaret edilecek ilginç yerler:

• Doğa sergisi içeren Tarihi Müze

Müzenin 5 sergisi, Bulgaristan Revival dönemine özgü tipik Istranca evlerini temsil eden 3 evde yer almaktadır. İlkinde, şehrin içinde ve etrafındaki objelerde bulunmuş olan arkeolojik anıtlar yer almaktadır. İkona resimleri, yerel ustaların nüshalarıyla ayrı bir sergide gösterilmiştir. Preobrazeni Ayaklanmasına özel bir yer ayrılmıştır. Etnografik sergide, Malko Tırnovo bölgesinin de bir parçası olduğu Doğu Rupi bölgesine özgü otantik giysi ve eşyalar toplanmıştır. Doğa sergisi, muhteşem Istranca doğasıyla tanışma imkanı sunmaktadır – kuşlarla “konuşmak” için telefon kabinini kullanın, acayip “dil kursuna” yazılın ve eğer korkmuyorsanız, Istranca’nın gece ormanını hissetmek için karanlık odaya girin.

• Ortodoks Kilisesi "Uspenie Bogorodiçno"

Şehrin Merkezinde bulunur. 1745 yılında eski çağ Trak sığınağının yerine inşa edilmiştir. Şimdiki haliyle kilise 1830 yılında yapılmıştır. Tapınağın güney duvarına işlenen mermer levha inşa edildiği seneyi göstermektedir, ayrıca “Bulgaristan Ortodoks Kilisesi” tarafından yapıldığını, üç defa yenilendiğini ve “9 Mayıs 1899 tarihinde” aydınlatıldığını ifade etmektedir.

1830 yılındaki inşaat çalışmalarına General Dibiç Zabalkanski’nin rus askerleri de katılmıştır. Şu an itibariyle kilisede 150'nin üzerinde ikona muhafaza edilmektedir. Bu ikonaların arasında Istranca İkona Ressamlığı Okulunun muhteşem nüshaları vardır. Bunların bir kısmı XIX. yüzyılın başına aittir – “St. Troitsa (Kutsal Üçlü)”, “St. Yoan Krıstitel (Vaftizci Yahya)”, “St. Nikola” v.s.

• Doğu Katolik Kilisesi "St. Troitsa" (Kutsal Üçlü)

1931 – 1936 döneminde inşa edilmiştir. Andrianopolis Kilisesi “ St. St. Kiril ve Metodiy” kilisesinin ikonaları burada muhafaza edilmiştir. 2000 yılında Piskopos Hristo Proykov kiliseyi yıldönüm hac/ibadet yeri ilan etmiştir.

25 Mayıs 2002 tarihinde Bulgaristan ziyaretinde Papa İkinci Yoan Pavel, Hristiyanların dayanışma ve birliğinin Koruyucusu olan Çenstohov Meryem Ana ikonasını taçlandırmıştır.

Malko Tırnovo halkının bir kısmı, 1860 yılında Kutsal Papalık Makamı ile onaylı Unya’ya katılmıştır. Şehirde Bulgarca dilde ibadet başlamıştır, katolik kilise inşa edilmiştir ve Bulgar Katolik Okulu açılmıştır.

•Mişkova Niva yöresinde bulunan Trak kült kompleksi

•Propada yöresinde bulunan Trak Türbeleri ve Höyük Nekropolleri

•Kamenska Bırçina yöresinde bulunan Trak Kaya Sığınağı

•„St. Bogoroditsa (Meryem Ana)” Kilisesi – şehirden kuzeybatı yönde 8 km mesafede, Peykovo yöresinde bulunan kilise ve şifalı kaynak

•„St. Bogoroditsa (Meryem Ana)” Kilisesi – şehrin 4 km güneydoğusunda, Malko Tırnovo’nun en güzel yerlerinden biri olan Çernogorovo yöresinde bulunur. 1914 yılından bu yana, 28 Ağustosta Büyük Meryem Ana gününde burada geleneksel Çernogorovo Panayırı düzenlenir.

Şehir ve çevresindeki anıtlar hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki bilgi merkezlerine başvurunuz:

İlçe Turistik Bilişim Merkezleri – Merkezlerden biri şehir merkezinde, “Uspenie Bogorodiçno (Varsayım Meryem Ana)” Kilisesinin arkasında bulunur. Diğeri şehirden 2 km mesafede, Pryaslopıt yöresinde bulunur. Mişkova Niva yöresindeki Trak kült kompleksi, golyamo Gradişte Tepesindeki Trak Kalesi kalıntılarını, Propada yöresinde bulunan Trak Türbelerini ve Kamenska Bırçina yöresinde bulunan Trak Kaya Sığınağını ziyaret eden turistlere hizmet etmek amacıyla kurulmuştur.

Istranca Doğa Parkı Müdürlüğünün Ziyaretçi Bilişim Merkezi – Yeni Pazar yeri yakınlığındaki beyaz evde bulunmaktadır. Park Müdürlüğü’nün Doğal anıtlar ve yerleşim tesisleri için ayrıntılı bilgi sunan ilk bilgi merkezidir; aynı zamanda küçük serginin modülleri interaktiftir ve Istranca Dağını ve biyoçeşitliliğini zevkli ve eğlenceli bir biçimde öğretme imkanı sunmaktadır.

Köyleri

Bliznak Brashlyan Byala Voda Vizitsa
Gramatikovo Evrenozovo Zabernovo Zvezdets
Kalovo Stoilovo Mladezhko Slivarovo

Primorsko Bulgaristannın güneydoğusunda, Burgaz'a bağlı bir şehir. Ortalama sıcaklığı Temmuzda 27 °C'dir, genelikle 30-33 °C'ye ulaşır. Hava sıcaklığı, Primorsko'yu turizmiyle ünlü bir yer haline getirmiştir. Ropotamo ve Dyavolska reka nehirleri şehrin yakınlarından akar.

Köyleri

Veselie Kiten Novo Panicharevo
Pismenovo Yasna Polyana  

Karnabat (Karnobat), Bulgaristan'ın doğusunda, Burgaz iline bağlı bir şehir ve belediye merkezidir. Osmanlı devrinde şehir, Silistre'ye bağlı önemli bir ticaret merkeziydi.

Son yıllarda nüfusu göçler ve yaşlılık yüzünden giderek azalmaktadır.

Köyleri

Asparuhovo Detelina Venets Glumche
Devetak Devetintsi Dobrinovo Dragantsi
Dragovo Ekzarh Antimovo Zheleznik Zhitosvyat
Zimen Iskra Klikach Kozare
Krumovo Gradishte Krushovo Madrino Nevestino
Ognen Raklitsa San-Stefano Sigmen
Sokolovo Sarnevo Smolnik Hadzhiite
Tserkovski Cherkovo    
Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.